Entegrasyon üzerine

Hüseyin GEDİK yazdı —

  • Entegrasyonun yolu, demokratik sistemin inşasıdır. Entegrasyon, farklılıkların korunarak halkların bir arada yaşamasıdır. Gerisi lafügüzaftır.

Çözüm süreciyle birlikte son dönemde sıkça telaffuz edilen kavramlardan biri, hiç kuşkusuz entegrasyondur. Önümüzdeki süreçte de çok sık duyacağız. Birçok alanda kullanılan bu kavram, giderek karmaşık hale geliyor. Newton’dan beri matematikte kullanılagelen kavramın türetildiği konu ile şimdiki toplumsal alan için kullanışı arasında da fark vardır.

Entegrasyonun Fransızca karşılığı, 'bir araya gelme, bütünleşme'dir. Başta sayısal olmak üzere, 'parçanın bütüne uyumlu hale gelmesi'dir. Ekonomik, sosyal ve siyasal alanlarda da kullanılan bir kavramdır. Fransızcadan Türkçeye geçmiş; Türk Dil Kurumu’ndaki karşılığı ‘uyum ve bir araya gelebilme, bütünleşme’ olarak tanımlanıyor.

Kavramın kullanıldığı alanlara ilişkin fazla eklenecek bir şey yok. Batı kökenli kavramları Ortadoğu’ya uyarlamak bazen sıkıntı yaratıyor. Tıpkı şimdiki entegrasyon kavramında olduğu gibi sorunlu bir durum vardır. Örneğin; savunmanın bir sistemi var. Yeni çıkan teknolojilerin bu savunma sistemine uyumlu hale getirilmesi işlemine de 'entegrasyon' deniliyor. Teknik ve teknolojik yenilikler ortaya çıktıkça mevcut sisteme entegre edilerek kullanışlı hale getiriliyor.

Söz konusu toplumlar olunca kavramın kullanılış anlamları da değişiyor. Avrupa’ya göçen yabancıların gittiği topluma uyum sağlamaları da 'entegrasyon'dur. Bulundukları ülkenin dili, kültürü ve sosyal yaşamıyla bütünleşmektir. Bir nevi zorunluluk da içeren ve ihtiyaç haline gelen uyumdur. Entegrasyon adına yola çıkılan uyumun, uzun vadede egemen-baskın kültür içinde asimilasyona dönüşmesi kaçınılmaz hale geliyor.

Yanıt bekleyen sorular

Şimdi Türk-Kürt entegrasyonu veya çözüm süreciyle birlikte Kürt Özgürlük Hareketi’nin Türkiye’deki sisteme entegre meselesi gibi konuların açıklığa kavuşturulmasına ihtiyaç var. Kim, kime ve nasıl entegre olacak konusu tartışma gerektiriyor. Lafı fazla dolandırmadan sormak lazım; Kürtler, Türkiye’nin nesine entegre edilecektir? Söz konusu entegrasyon hangi alanlarda olacaktır? Entegrasyondan kasıt ve kapsam nedir? Türk Dil Kurumu’ndaki anlamıyla ‘uyum, bir araya gelebilme, bütünleşme’ derken toplumsal, dil, kültür ve inanç farklılıkları birbirlerine nasıl entegre olacaktır?

Demokratik toplumun inşasıyla

Türkiye’deki mevcut sistemin kabul edilir bir sistem olduğu söylenemez. Demokrasiden yoksun, hukukun işlemediği, adalet duygusunun zayıfladığı, devlet kurumlarına güvenin dibe vurduğu bir devletin idari yapısına entegre olmak, faşizme teslim olmaktır. İfade ve örgütlenme özgürlüğünün olmadığı, mevcut hukukun bile işlemediği, anayasaya ve kanunlara riayet edilmediği bir ülkede entegrasyon olmaz.

Zora dayalı toplumsal bütünleşmenin ve bir araya gelmenin fazla anlam taşımadığı açıktır. Toplumsal bütünleşme yerine devletin inkâr ve imha politikaları sonucu daha da parçalanmıştır. Halkları birbirine düşmanlaştıran ve kutuplaştıran resmî ideolojinin yarattığı parçalanmışlık, zedelenen aidiyet duygusunun giderilmesi, ancak demokratik sistemle mümkündür. Birlikte yaşam, bütünleşme ve uyumun sağlanması, ancak ve ancak demokratik toplumun inşası gerçekleşirse entegrasyon anlam bulur.

Özgünlüğün bütünlükte korunması

Farklılıkların bütünlüklü hale gelmeleri, bir arada olmaları isteniyorsa, birbirlerini eriterek, baskı uygulayarak, zorunlu yasalar dayatarak değil, bütünlük içinde özgünlükler korunarak birlik ve bütünlük sağlanır. Bunun dışındaki bütün yol ve yöntemler entegrasyona hizmet etmeyecektir. Demokratik toplum ideali etrafında birleşecek olan halkların, bütün toplumsal farklılıkların özgünlüğü korunduğu oranda birbirlerine entegre edilmeleri daha sonuç alıcıdır. Ortadoğu halklarının tümünü kapsayan bir entegrasyona ihtiyaç vardır. Hatta bunu evrensel ölçekte düşünmek daha gerçekçi ve kalıcı çözümlere yol açar. Enternasyonal birlik ve dayanışma, aynı zamanda büyük bir entegre sistem anlamına geliyor. Dar ulus zihniyeti, basit siyasi çıkarlar ve miadını doldurmuş milliyetçilik düşüncesiyle entegrasyon sağlanamaz.

Ciddi bir zihniyet değişikliği

Türkiye’de yürütülen çözüm süreci bir nevi halkların entegre edilmesidir. Benzer durum Suriye geneli için de geçerlidir. Suriye geçici hükümeti denilen cihatçı-selefi yapılarla hiçbir konuda ve hiçbir şekilde entegrasyon düşünülemez. Uyum da sağlanamaz, birlik ve bütünlük de gerçekleşmez. Ciddi bir zihniyet değişikliği olmadan entegrasyonu sağlamak, deveye hendek atlatmaktan daha zordur. QSD'nin güçlerinin Suriye ordusuna entegre edilmesi, savunma bakanlığına bağlanması da hakeza o kadar zordur. Ganimet peşinde koşan, talan-tecavüz kültürüne sahip cihatçı yapıların omurgasını oluşturan HTŞ ve ona bağlı silahlı gruplarla entegrasyonu dayatanlar, hayal dünyasında yaşıyor. Bırakalım silahlı grupların entegrasyonunu, sivil siyasi iktidarın sahibi olan HTŞ yönetimiyle birlikte yaşam dahi nerdeyse daha zorlayıcı bir durumdur.

Halkların entegre edilmesinin tek yolu demokratik sistemin inşasıdır. Entegrasyon, farklılıkların korunarak bütün halkların bir arada yaşama kültürüdür. Gerisi lafügüzaftır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.