Her göreve hazır bir fedaiydi

Cîger Goyî (Orhan Ürek / Qileban)

Cîger Goyî (Orhan Ürek / Qileban)

  • Heftanîn’den Zagroslara, Zagroslardan Şengal’e, Garê’den Botan’a kadar soluksuzca ve korkusuzca savaştı; defalarca yaralandı ama pes etmedi. 
  • Savaşçılıktan eyalet komutanlığına kadar her düzeyde bulunan ve her göreve hazır bir fedaiydi. Her görevini de yüksek başarıyla yerine getirdi. 

HPG Basın İrtibat Merkezi(BİM), Türk ordusunun Kato Marînos bölgesinde 26 Eylül 2020'de gerçekleştirdiği saldırı sonucunda şehit düşen HPG Komuta Konseyi Üyesi ve Wan Eyaleti Komutanı Cîger Goyî'yi andı.

BİM tarafından dün yapılan yazılı açıklamada, Cîger Goyî (Orhan Ürek / Qileban) anılarak, başta değerli ailesi ve yurtsever Goyî aşireti olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halkına başsağlığı dilendi. BİM, hakkında bilgiler de paylaştı:

Yurtseverliğin içine doğdu

Cîger Goyî, Qileban’ın Helet köyünde yurtsever Goyî aşiretinin içinde büyüdü. Aile çevresinin yurtseverliği, özgürlük mücadelesinde verdiği bedeller, düşmandan gördüğü baskı ve zulümler yüzünden özgürlük mücadelesini erken yaşlarda tanıştı. Yakın akrabalarından bir kısmının devlet zulmünden Mexmûr’a göçmesi, akrabalarının zindanda ve özgürlük mücadelesi içinde olması, arayış içerisine girmesine yol açtı. Türk devlet okullarında liseyi bitirse de sistemin bir ferdi olmayı reddetti.

Öfkesini katılıma dönüştürdü

Tanıdığı gerillaların şehadete ulaşması, düşmana olan öfkesini büyüttü, amcasının yolunda yürüme ve bir gerilla olma kararlılığına ulaştırdı. Bu temelde 2008'de Heftanîn’de gerilla saflarına katıldı. İlk gerilla eğitimini Garê’de aldı. Başarıyla tamamladıktan sonra Zagroslara geçti. Bir yıl Çarçella, üç yıl Herkî alanlarında olmak üzere Zagroslarda 5 yıl boyunca  gerillacılığın tüm ayrıntılarını öğrendi, büyük tecrübeler kazandı ve her anlamda yetkinleşti. 

 

 

Saldırı taktiğinin öncü komutanı

Düşmana karşı büyük bir öfkeyle savaştı. Yüksek cesareti ve korkusuzluğuyla birçok eylemde en ön sırada yer aldı. Saldırı taktiğinin öncü bir militanı olarak girdiği eylemlerde yüksek başarılar elde etti. 2010’da Şemzînan’da bir çatışmada ayağından mermi aldı, 2012’de Şitazîn eyleminde boynundan mermi aldı, 2012’de Çarçella’da boynundan şarapnel aldı ve defalarca yaralandı. Tüm bunlara rağmen sonsuz devrimci enerjisi ile yeniden toparlandı ve her defasında mücadeleye kaldığı yerden daha güçlü bir şekilde devam etti.

Şengal'de dört yıl savaştı

DAİŞ, Şengal ve Rojavayê Kurdistan'a musallat olunca Kürt halkını büyük bir aşkla seven onurlu bir evladı olarak korumak istedi. Bu isteğini örgüte yazdığı bir raporunda şu sözlerle dile getirdi: "Rojava ve Şengal’de kanla yazılan bu tarihte üzerime düşen görev ve sorumluluğumu yerine getirmek istiyorum. Halkımız ve yoldaşlarımız açlık susuzluk demeden büyük bir direniş göstermektedir. Bu direnişin bir parçası, tarihin bir çentiği olma hayalimi öneri olarak sunuyorum. Halkımızı korumak ve özgürlük devrimine katkı sunmak ve boyun borcumu ödemek istiyorum.’’ 

Bu önerisi kabul edildi ve Komutan Dilşêr Herekol öncülüğünde Şengal’deki halkın yardımına koşan Apocuların izinden yürüdü. Sözüne sahip çıkan tutarlı bir devrimci olarak Kürt halkının kahraman öncüleri Zekî Şengalî, Egîd Civyan, Dilşêr Herekol ve Seîd ile birlikte mücadele etti. Dijwar Feqîr, Zerdeşt Şengalî ve Şîlan Goyî ile omuz omuza vererek Şengal’in özgürleştirilmesini sağladı. 2014’te çetelerin patlayıcı yüklü araba ile gerçekleştirdiği saldırıda başından aldığı şarapnel parçası, 2016’da girdiği bir çatışmada ise başından ve omuzundan aldığı şarapnel parçaları ile yaralandı. Dört yıl boyunca nefes nefese mücadele etti ve gerçekten de bu tarihi döneme adını unutulmaz bir kahraman olarak yazdırmayı bildi. 

 

 

Askeri akademi eğitimi

Tarihi görevini başarıyla tamamladıktan sonra Nisan 2018'de HPG ve YJA Star güçlerinin Şengal’den çekilme kararını pratikleştirerek Medya Savunma Alanları’na geçti. Amcasının kızı Rewşen Metîn'n (Rewşen Ürek) 2017’de şehadet ulaşması mücadele kararlılığını ve düşmana olan öfkesini büyüttü. Mahsum Korkmaz Askeri Akademisi’nde eğitime dahil oldu. Akademide hem bir öncü olarak görev üstlendi, yoldaşlarının eğitimine katkıda bulundu, hem de kendisini yeni dönem gerillacılığı temelinde eğitti. Eğitimini başarıyla tamamlayarak nereye gideceğine dair önerisini raporundaki şu cümlelerle dile getirdi: "Botan’da doğdum orada gerillacılık yapmak benim için başka bir duygudur. Zagroslarda büyüdüm, her yanı benim için anılarla doludur, oraya gitmek benim için onurdur. Şehîd Deniz yoldaşa sözüm var, önerim Amanos’a gitmektir.’’

Egîd Civyan ile birlikte

Bu iddia ve kararlılıkla 2019'daki HPG Komuta Konsey Toplantısı’na katıldı. Yeni dönem gerilla perspektifinde netleşip Wan Eyalet Komutanlığı görevini üstlenerek yüzünü doğduğu topraklara döndü. Botan’a ulaşıp, aktif ve öncü bir şekilde mücadeleye başladı. Şengal’de komutası altında savaştığı büyük komutan Egîd Civyan ile birlikte bu sefer Botan’da düşmana karşı savaşma şansına erişti. Goyî aşiretinin ve değerli yurtsever ailesinin yetiştirdiği hakiki bir halk evladı, devrimci militanı ve öncü komutanı, duruşu, mücadelesi ve yiğit savaşçılığı adını mücadele tarihine yazdıran bir kahraman oldu.” BEHDÎNAN

 

Doğa ile iç içe büyüdüğü için doğaya ve özelde de hayvanlara karşı büyük bir sevgi beslerdi. Nerede olursa olsun daima bir pezkovî, bir çift güvercin, keklik, at veya sincap gibi hayvanları severdi, aralarında büyük bir sevgi bağı oluştururdu. 

 

 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.