Kadın katilleriyle birlik olmayız

• YPJ Komutanı Sozdar Dêrik: “Hevrînlerin, kadınların ve halkların kanında elleri olanlar yargılanmadan onlarla birlik olmayız.”
• “Biz tüm Suriye halkını temsil ediyoruz. Demokratik çerçevede müzakerelerin yapılması taraftarıyız. Tekçi müzakerelerin taraftarı değiliz ve olmayız.”
• “Efrîn, Serêkaniyê, Girê Spî, Süveyda, Halep ve kıyı kentlerinde yaşananlar normal değil. Halkın kanında elleri var. Savaş suçu işliyorlar yargılanmaları gerekir.”

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile geçici Şam hükümeti arasındaki diyaloglar sürerken, YPJ Genel Komutanlık üyesi Sozdar Dêrik, özellikle kadın hakları ve özgürlükleri bağlamında Şam hükümetine yönelik eleştiriler yöneltti. Hol Kampı’na yönelik 5 Eylül’de başlatılan güvenlik operasyonunun detaylarını paylaşan Sozdar Dêrik, YPJ’nin Suriye’deki mücadelede kadınların öncü rolünü koruma kararlılığını vurguladı. Geçici hükümetin radikal İslam geleneğinden gelen zihniyetine karşı çıkan Sozdar Dêrik, kadınlara ve farklı halklara yönelik katliamların hesabının sorulması gerektiğini belirtti.

Halklar aynı baharı yaşamadı

Jinnews’ten Derya Ren’e değerlendirmelerde bulunan Sozdar Dêrik, yıllardır Suriye’de güvenlik krizi yaşandığını ifade ederek şunları söyledi: “Ortadoğu’da yaşanan sistem krizi ve halklara yönelik gerçekleştirilen terör saldırıları da bunun bir parçası oldu. ‘Halkların baharıyla birlikte gelişmeler yaşandı ama tüm halklar aynı baharı yaşayamadı. Halk için kanlı bir süreç oldu. Suriye ile Kuzey ve Doğu Suriye’de DAİŞ saldırıları gerçekleşti. Bu saldırılar QSD, YPG ve güçlerimiz (YPJ) tarafından bertaraf edildi. Bunlar büyük adımlardı ve bununla birlikte Rojava’da güvenlik sağlandı. Yıllardır büyük mücadele veriliyor, çok büyük bedeller ödendi. Sağlanan güvenlik büyük fedakârlıklarla oldu, 13 bine yakın şehit verildi.”

Asla geri adım atmayacağız

Suriye’de yaşanan saldırıların birbirinden bağımsız olmadığını ifade eden Sozdar Dêrik, “Son süreçte Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik gerçekleşen saldırıların çoğunluğu DAİŞ tarafından yapılıyor. Doğalında oluşan sınırlarımız var. Savunduğumuz noktalar ve yerler hâlâ elimizde. DAİŞ’in saldırıları şu ana kadar güçlerimiz tarafından kontrol altına alındı. Hesekê’de gerçekleşen operasyonlar da bunun parçasıydı. Saldırılar DAİŞ’in tutulduğu cezaevlerine yönelikti, aynı zamanda toplumda bir karışıklık yaratmak istediler” dedi. Hol Kampı’na yönelik gerçekleştirilen operasyon hakkında da ise şu bilgileri paylaştı: “Hol Kampı’nın güvenliği güçlerimiz tarafından sağlanıyor. Kampta yaşanan karışıklığın son bulması ve yeni saldırı hazırlığında olan DAİŞ’lilerin saldırısının engellenmesi için bu hamleyi başlattık. DAİŞ, kontrolümüz altında bulunan Dera, Reqa, Hesekê ve diğer kentlerde örgütlenmeye ve karışıklık çıkarmaya çalışıyor. Suriye’nin genelinde yaşanan krizlerle bağlantısı var. Bu süreçlerde yapılan saldırılarda bizim de kayıplarımız oldu, arkadaşlarımız şehit düştü. Vermiş olduğumuz mücadeleden asla geri adım atmayacağız."

Meşru değiller

Geçici Şam hükümetinin meşruiyetine şüpheyle yaklaşan Sozdar Dêrik, “Kendisini hükümetin başı olarak gören de meşru değil. Radikal İslam geleneğinden geliyor ve dünya terör listesinde yer alıyor. Bu şekilde diyalog yürütmek, ülke yönetmek çok zor olacaktır. Değişim ve dönüşüm gereklidir. Tüm yaşananlar sonucunda Suriye’nin kıyı bölgelerinde Alevilere, Süveyda’da Dürzilere ve diğer farklılıklara yönelik gerçekleşen katliamların sorulması gerekiyor. Yaşananlar karşısında sessiz kalmak, göz yummak büyük bir onursuzluktur. BAAS rejiminin yapmış olduğu katliamlar vardı ve son süreçte yaşanan durumların onların yaşattıklarından hiçbir farkı yok” diye ifade etti.

 

 

Biz bu halkın evlatlarıyız

Kadınlara yönelik gerçekleşen katliam ve saldırıların kabul edilemeyeceğinin altını çizen Sozdar Dêrik, şöyle devam etti: “Efrîn, Serêkaniyê, Girê Spî, Süveyda, Halep ve kıyı kentlerinde yaşananlar normal değil. Bunlar büyük tartışma olacak durumlardır. Tüm halklar ve dünya ülkeleri bunu iyi bilmelidir; halkın kanında elleri var. Bu kişilerin yargılanması gerekiyor çünkü savaş suçu işliyorlar. Halk artık savaşla yüz yüze gelmek istemiyor. Biz tüm Suriye halkını temsil ediyoruz. Demokratik çerçevede müzakerelerin yapılması taraftarıyız. Tek millet, tek dil, tek bayrak yani tekçi müzakerelerin taraftarı değiliz ve olmayız. Kendisini dayatan, bizi esir almak isteyen ve yok etmeye çalışan zihniyeti asla kabul etmeyeceğiz. Dünya güçleri de bu gerçekliği görüyor. Halka yönelik herhangi bir baskımız yok ve bu amaçla kurulan bir ordu değiliz. Çünkü biz bu halkın evlatlarıyız. Biz halkın temsiliyetini yapıyoruz. Sadece bir milletten oluşmuyoruz. QSD, YPG-YPJ sadece Kürtlerden oluşmuyor; Araplar, Türkmenler, Kürtler ve diğer tüm halklardan oluşan bir orduyuz.”

Kadınlar her yerde yerini alacak

“Ordumuz kendisini kültürüyle ve yaşam tarzıyla yaşatacaktır” diyen Sozdar Dêrik, “Farklı ırklar ve inançlar korunacaktır. Kadınlar her yerde yerini alacaktır. Bunu biz sağlayacağız.  Kuzey ve Doğu Suriye sisteminde kadınlar her yerde yerini alıyor. Biz bundan geri adım atmayacağız. Bize şart koşulanları kabul etmeyeceğiz. Siyasette, savaşta, irade olmada biz kendimizi kanıtlamışız ve söylediğimiz gibiyiz. Bu şahsi bir durum değildir. 50-60 yaşındaki annelerimiz siyaset alanında en yüksek mertebeye gelmişler. Bu anneler büyük bedel vermiş ve bu aşamaya gelmişler” diye vurguladı.

Geçici hükümetin ordusunda YPJ yer alacak mı?

Her türlü saldırı karşısında kendilerini savunmaya devam edeceklerine vurgu yapan Sozdar Dêrik, son olarak şunları ifade ettti: “Geçici Şam hükümeti ile diyaloglar devam ediyor. Yürütülen diyaloglarda herkes merak ediyor, ‘QSD ve YPJ için ne söyleniyor?’ diye. Henüz diyaloglar o kadar ileri bir seviyeye taşınmamış ki biz de QSD ya da YPJ için şu söylendi diyelim. Ancak geçici hükümetin kadınlara bakış açısı ortadadır. Şunu belirtmek gerekiyor: Bizler onların kurmuş olduğu ordunun içerisinde yer alacak mıyız, almayacak mıyız? Bunu sormak gerekiyor. Hevrînlerin, kadınların ve halkların kanında elleri olanlar yargılanmadan biz onlarla birlik olmayız.” HABER MERKEZİ