Kadın ordulaşmasının direniş çizgisi: Bêrîtan

Dosya Haberleri —

.

.

  • Bêrîtan, Kürt kadının ve dünya kadının onuru oldu. O, hem bir savaşçı komutan hem de edebiyatçı ve şairdi. Duygularını en yalın şekilde işlemesini bilendi. Bêrîtan yoldaş kendi direnişiyle, tarihin direniş hattını bir kademe daha yükseltti. Bu mirası kendi eylemi ile güncelleyip taçlandırdı. Esas savaşı kazanan Bêrîtan oldu. PKK oldu. Kürt halkı ve kadınlar oldu.

YJA Star Merkez Karargah Komutanları'ndan Arjîn Dersim, şehid Bêrîtan’ı (Gülnaz Karataş) şehadetinin 31. yıl dönümünde gazetemize yazdı.

  • Mücadele tarihimizde öncüleşen değerlerimiz, komutanlarımız vardır. Bunlardan biri de Şehid Bêrîtan’dır. Bêrîtan arkadaş; Kürt, Alevi, sosyalist değerlere sahip bir ailede dünyaya gelir. Kürt, Alevi kadının tarih boyu dile gelen, baş eğmeyen, kendisi olan, kendine güvenen, asi ve dik duruşu Bêrîtan arkadaşın duruşunda yansımasını bulur.
  • Tam 31 yıl önce… Tarih 25 Ekim 1992. Güney’de işbirlikçi-ihanetçi güçlerin desteği ile başlayan operasyonda Bêrîtan eylemiyle bir çizgi oldu. O an -teslim ol- çağrıları, bulunduğu kayada yankılandı. Özgürlüğe kendini adamış Kürt kızı, ihanetçinin uzattığı eli tutmazdı. İhaneti, teslimiyeti, işbirlikçiliği paramparça etti. Özgürlüğü, Önderliği haykırdı.


ARJÎN DERSİM*

Ekimin rengi Bêrîtan’ın rengidir. Direnişin, asiliğin, özgürlük çığlığının rengi. Bêrîtan yaşama bağlılığın sembolü oldu. Bêrîtan, Kürt kadının ve dünya kadının onuru oldu. O, hem bir savaşçı komutan hem de edebiyatçı ve şairdi. Duygularını en yalın şekilde işlemesini bilendi. Bêrîtan yoldaş kendi direnişiyle, tarihin direniş hattını bir kademe daha yükseltti. Bu mirası kendi eylemi ile güncelleyip taçlandırdı. Yeniden tüm insanlığın umudu oldu. Kazanmanın umudu, direnişin tanrıçası oldu. Esas savaşı kazanan Bêrîtan arkadaş oldu. PKK oldu. Kürt halkı ve kadınlar oldu.
Tam 31 yıl önce… Tarih 25 Ekim 1992. Yer Xakurkê. Kürt Özgürlük Mücadelesi’nin gelişim seyri T.C. devletini çıkmaza sokuyor. Özgürlük mücadelemizi bitirme amaçlı, işbirlikçi güçlerle (KDP-YNK)- T.C. ordusu ortaklaşa kapsamlı bir operasyon geliştirirler. Her zamanki rutin operasyonları gibi değildir bu operasyon. Mevsim sonbahar. Gerillayla savaşmaya cesaret edemeyen T.C. devleti Kürt işbirlikçi güçleri öne sürerek 92 Güney Operasyonu’nu başlatır. 

Öldürmeye gelen iş birlikçi Kürt
Maşa dururken ateşi eliyle tutmaz. Karadan gerilla üzerine saldıran, tarihsel gerçekliğe ters düşmüş, düşmanın uşağı Kürtlerdir. Öldürmeye gelen işbirlikçi Kürt, öldürdüğü de Kürt halkının ve tüm insanlığın davası için canını adamış yiğit Kürt kızları ve oğullarıdır. Operasyon boyunca, gerilla müthiş direnir. Tarih, büyük bir direniş abidesine daha tanıklık eder. Lêlikan kayalıklarından son mermisine kadar direnen ve mermileri bitince silahını paramparça ederek, sloganlar eşliğinde kendini uçurumlardan aşağı bırakan genç bir kadının çığlığı düşmanı can evinden vurur. Bu genç kadın; kod adı Bêrîtan olan Dersimli Gülnaz Karataş’tır. 

Bêrîtan (Gülnaz Karataş)

Bêrîtan’da yansıyan özgürlüktür 
Mücadele tarihimizde öncüleşen değerlerimiz, komutanlarımız vardır. Bunlardan biri de Şehid Bêrîtan’dır. Bêrîtan arkadaş; Kürt, Alevi, sosyalist değerlere sahip bir ailede dünyaya gelir. Aslen Dersimli olup, öğretmen olan babasının mesleğinden dolayı Bingöl-Solhan’da yaşama “merhaba” der. Alevi inancı ve felsefesinin insanı merkeze alan, emeğe, sevgiye ve paylaşıma dayalı hümanist özüyle kişiliği şekillenir. Aynı zamanda Kürt, Alevi kadının tarih boyu dile gelen, baş eğmeyen, kendisi olan, kendine güvenen, asi ve dik duruşu Bêrîtan arkadaşın duruşunda yansımasını bulur. Onun özü, mayası, insanlığın erdemleri ile örülür. Yiğitlik, adalet, onur, sevgi, paylaşımla bu özü büyütür. Babası memur olduğundan, Kurdistan ve Türkiye’nin birçok metropol şehrinde kalır. 
Küçük yaşta toplumsal sorunlara karşı duyarlıdır. Sol, sosyalizm, devrimcilik ilgisini hep çeker. Kadının, Kürt halkının ve emekçi, yoksul Anadolu halklarının içinde bulunduğu durum onda çelişki yaratır. Halklar üzerine bir karabasan gibi çöken faşizmi, devlet iktidarını fark etmekte geç kalmaz. Yıkılası bu sömürü düzenine, insanlığa kan kusturan Saray cellatlarının karşısında dimdik durur. Bilinçlenir, düşmanın kinini, intikamını içinde büyütür. Yüreğinde iki şeyi diri tutar. İlki halkına, toprağına, ülkesine olan sevgisi; diğeri kadınlara, ezilen halklara ve özellikle de Kürt halkına düşmanın uyguladığı zulüm ve işkencedir. 

Kendini arayış
Üniversiteyi okuduğu İstanbul’da yurtsever gençlikle tanışır. Devrimci duygularla daha bilinçli bir örgütlenmeye dönüşür. Çalışmalarda yer alır. Zaten çocukluktan beridir arayışları vardır. Kendini aradı Bêrîtan, özünü aradı, Dersim’de katledilen kadınlarda, yakılıp-yıkılan coğrafyada, kaybolan tarihte, gerçekliğini, kimliğini aradı. Arayışları onu bir halkın özgürlük davasıyla tanıştırdı. Kendisini ararken anladı ki kaybolan sadece kendi özü değildi. Bir halk kaybolmuştu, bir ülke tarihten silinmişti. Bir hafıza kaybettirilmek isteniliyordu. Bunları anlayıp, bilince çıkardıkça aradığı şeyin parti Önderliğinde, PKK hareketinde somutlaştığını gördü. Arayışlarının cevabı, özgürlük mücadelesiydi. Çelişkilerinin adresi PKK’ydi. Okuma, araştırma, bilinçlenme aşamasını kendisi açısından yeterli gördü. Şimdi bildiklerini pratikleştirme zamanıydı. Özlem duyduğu dağlara çıkıp özgürlük gerillası olacak, Apocu felsefe ve ideoloji ile kendisini donatıp, halkı için, kutsal davası için mücadele edecek, düşmandan intikamını alacaktı.

Dersim, İstanbul ve Cudî
Gerillaya geldiğinde hem ruhta hem yürekte hem de fiziki olarak kendini dağ koşullarına göre eğitir. Çünkü ne zorlanmak ne de arkadaşları zorlamak istiyordur. Yüreğine büyük duygular ve amaçlar sığdırarak, İstanbul’dan Cudî’ye oradan da Xakurkê’ye gelir. Hayalini kurduğu dağlara, gerillaya ulaşır. Kendisi de artık bir gerilladır… Bunun sevincini, onurunu derinden yaşar. Kısa ama anlamlı gerilla yaşamına o kadar şey sığdırdı ki adeta dağda yıllarca kalmış, tecrübeli bir gerilla komutanı gibidir. Kaygısızca katılır Bêrîtan. Düşmanın bireyde oluşturduğu kişilik özelliklerini yani içimizdeki düşmana oldukça öfkelidir. Erkek ve kadında sistemin yarattığı geri, geleneksel, egemen ve feodal zihniyetle sürekli savaşım halindedir.

Tam bir pratisyendir 
Büyük düşünceler ve büyük eylemler, büyük kişiliklerin işidir. PKK devrimi her şeyden önce yeni bir kişilik, yeni bir toplum ve ilişki demektir. Heval Bêrîtan da PKK’de inandığını, bildiğini yaşamaktan, uygulamaktan geri durmaz. Bilinç ve inanç onda müthiş bir iradeye dönüşür. Bir taraftan partiyi, parti Önderliğini, ideolojik ve felsefik olarak takip eder, tanımaya çalışır. Bir yandan da sıcağı sıcağına süren devrimci çalışmasına, özellikle gerillacılığa büyük ilgi duyar. Önderlik çözümlemelerini okuyarak Önderliği, Önderlik gerçeğini, tarzını anlamaya, özümsemeye ve pratikleştirmeye çalışır. Gerillada attığı her adımı, bilinçle, emekle, aşkla hissederek, anlayarak atar. Yanındaki yoldaşları eğitir. Korur. Dağ koşulları, imkanların olmaması, soğuk, açlık, yorgunluk vs. zorlamaz onu. Onu asıl zorlayan; bireyler şahsında açığa çıkan, partileşmeyen, sistemden kopmayan gerilikler, Önderliği uygulamayan yaklaşımlardır. 

'Savaşmak her kadının hakkı’
Bêrîtan, “Savaşmak, her kadın gerillanın hakkıdır” diyerek kendi ısrarı ile eylemlere katılır. Rubarok karakol eyleminde takım komutanı olarak saldırı grubunda yer alır. Yaralanır, yüzündeki yarayı devrimle sözleşme nişanesi, özgürleşme ve güzelleşme olarak anlamlandırır. Savaşın güzelleşme, arınma ve sevilme ile olacağının somut ifadesi olur Bêrîtan yoldaş. Doğru sevgi ve yoldaşlık hakikatinin savaşarak özgürleşme, arınma, iç güzelliğe, ahlaka dayandığının; kendini aşan, sadeleşen onur, erdem ve gerçeğe ulaşanın güzelleştiği, güzelleşenin sevilebileceğinin temsili olur. 

Bir çizgidir artık
1992’nin sonbaharında Güney’de işbirlikçi-ihanetçi güçlerin desteği ile başlayan operasyonda Bêrîtan arkadaş eylemiyle bir çizgi oldu. 25 Ekim’de çatıştığı Lêlikan mevzisinde tarihe gitti bir an, düşündü Bêrîtan yoldaş. Düşmanından çok kendi içindeki düşmanlar zarar vermişti Kürt halkına. Bu ihanetler olmasaydı belki de halk olarak konumumuz çok daha farklı olabilirdi. Düşmanın yapamadığını senin öz kanından, canından birilerinin yapması ne kadar acı verici, ne kadar utanç verici, aşağılık bir durumdu... O an -teslim ol- çağrıları, bulunduğu kayada yankılandı. Bu sesi tanıyordu Bêrîtan. Özgürlüğe kendini adamış Kürt kızı, ihanetçinin uzattığı eli tutmazdı. 
Davası, hayalleri geldi aklına, Önderliği düşündü, direnen yoldaşlarını ve ihanet yolunu tutanları gördü. Önce silahını taşlara vurarak parçalara ayırdı ve aşağı attı. İçindeki özgürlük çırpınışları hareketlendi ve kendi hakikatiyle buluştu. Bêrîtan şiir oldu, aktı yoldaşlarının yüreğine. Fikir oldu beyinlere, sevda oldu gönüllere, emek oldu ellerine, yoldaş oldu canlarına. Zarife oldu, Bese oldu, Rindexan oldu. İsyanda, uçurumlarda kendini atan genç kızların ardılı oldu. İhaneti, teslimiyeti, işbirlikçiliği paramparça etti. Özgürlüğü, Önderliği haykırdı. Ona -gel teslim ol- diyenleri, yıllarca içinden atamayacakları bir utanca, korku ve paniğe boğarken, yoldaşlarına ise uçurumun kenarında özgürlüğe kanatlanmayı öğreterek yıldızlaştı Bêrîtan.

Ordulaşmayla yanıt verildi
Parti Önderliği, Heval Bêrîtan’ın raporundan yola çıkarak, O’nu sorduğunda Güney savaşında 25 Ekim 1992’de Xakurkê’de Lêlikan Tepesi’nde şehid olduğu aktarıldı. Önderlik, Bêrîtan arkadaşın şahadetini duyduğunda O’nun teslimiyeti reddeden, sonuna kadar direnen, özgürlük uğruna kendini uçurumlardan atan, komutanlaşan, zafere yürüyen Kürt kadını olduğunu anlar. Eylemi doğru tanıma kavuşturarak herkese mal eder. Gerçek değerini verir. Önderliğimiz bu eylemi, “Bêrîtan, bir çizgidir” diye anlamlandırır ve tanımlar. Bêrîtan arkadaşın eylemi kadın özgürlük çizgisinin, kadın gerillacılığının geldiği düzeyi ifade eder. Kürt kadını kölelik zincirinden koparak özgürlük saflarına akın etmekte, özgürlüğü için her türlü bedeli vermekten çekinmemektedir. Ve bu eyleme cevaben Önderlik, “kadın ordulaşması” der. Önderliğimizin Bêrîtan’ın eylemine ve şahadetine yüklediği anlam kadın gerillacılığını, özgün örgütlemeye kavuşturma, özgün kadın birlikleri ile zafere yürümek olmuştur. Çünkü Bêrîtan arkadaşın şahsında açığa çıkan geriliklerden, kölelikten, geleneksellikten sıyrılan, kendisi olabilen bilinçli kadın duruşudur ve bu özgür yaşamı yaratmanın başarı anahtarıdır. 

Özgürlük çığlığına dönüştü
25 Ekim Bêrîtan’ın an’da oluştuğu, özgürlüğü yakaladığı tarihtir. Kürt kadınını yaratan direnişçi, boyun eğmeyen, onurlu gelenek Bêrîtan yoldaşın şahsında PKK saflarında yeni bir kahramanlık ve direnişe ad oldu. Tarihsel, toplumsal miras, PKK’nin özü, Apocu felsefe ve ideoloji ile bütünleşerek 25 Ekim’de Lêlikan uçurumlarında özgürlük çığlığına dönüştü. Kendini amaçlarına, halkının yüce davasına adayan, özgürleşme yoluna girmiş kadının yapamayacağı şey yoktur. Yeter ki tercihini özgürlükten yana yapsın. Kendisine inansın ve güvensin. 
Heval Bêrîtan, hepimize bu yönüyle de örnek oldu. Asi ve arayışçı karakterini PKK’nin özgürlük felsefesi ve ahlakıyla birleştirip, kendindeki yetmezliklerle savaşıp militan duruşa ulaşarak, düşmanın üzerine yürüdü. Böylece hem bin yılların kini ve öfkesiyle düşmandan intikamını aldı. Hem de yüzlerce kadın ve erkeğin özgürlük saflarına akması için meşale oldu. Yol gösterici, rehber, öncü, aydınlatan ve bilinçlendiren komutan oldu. 

Bêrîtanca yaşam, Bêrîtanca katılım
Ardından çok sayıda genç kadın mücadeleye katıldı. Gerillalaştı, savaştı, komutanlaştı. Mücadelemiz, Önderlik ve öncü komutanlarımız, şehidlerimiz sayesinde ordulaşmadan partileşmeye, demokratik kadın konfederal sistemin oluşumuna kadar devam etti. Kendini büyüttü. Bugün Bêrîtan’ın izinden giden kadın savunma birlikleri kendilerini örgütleyerek Rojava’da DAİŞ ve Türk çetelerine karşı, Şengal’de ihanetçi-komplocu Kürt işbirlikçilere karşı, dağlarda çağın teknolojisine, kimyasala, insanlığın ve tüm kadınların düşmanlarına karşı mevzilerde Apocu fedai ruhla direnmekte ve savaşmaktalar. 
Star-özgür kadın birlikleri; Zap’ta, Avaşîn’de, Botan’da, Garzan’da, Mardin’de, Dersim’de, Kandil’de, Minbic’te, Metîna’da, Tepe Cudi’de, Xakurkê’de "Bêrîtanca yaşam, Bêrîtanca katılım" diyerek devrimci halk savaşında öncüleşerek tarihin en onurlu direnişini yazıyorlar. 
Leyla Sorxwinler, Şevinler, Azeler, Hejarlar, Avzemler, Ekinler, Arînler, Ardemler, Rojbînler, Sılalar, Yıldızlar, Robînler, Güvenler, Berfînler, Gülbaharlar, Sara ve Rukenler, Bêrîtan’ın ardılları olarak tarihe geçtiler. 

* YJA Star Merkez Karargah Komutanlarından

 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.