Kadının yeniden dirilişi

Forum Haberleri —

  • Kürt kadınlarının direnişi insanlığa mal olmuş bir direniştir. Kürt özgürlük hareketinde ortaya çıkan direniş tanrıçaları bunun en somut örnekleridir. Zindanlarda, dağlarda hemen her alanda gericiliğin, erkek egemen sistemin kalbine, beynine saplanmış birer hançerdir. 

RAUF KARAKOÇAN

Dünya Emekçi Kadınların Günü olan 8 Mart yıldönümlerinde kadınların sorunları daha fazla gündemde yer bulmaya başlar. Elbette kadın sorunu çok köklü ve derin bir sorundur. Toplumun en can alıcı yapısal sorunların başında gelmektedir. Bu soruna bir başka açıdan bakmak oldukça önem taşımaktadır. Gerçekten kadın sorununa çözüm aranacaksa nerden ve nasıl bakmakla çok yakından alakalıdır. Kadın etrafında yaşamın ilk örüldüğü yer Ortadoğu’dur. Benliğini, kimliğini ve kişiliğini ilk kaybettiği yer de Ortadoğu’dur. Kadına kaybettiren patriarkalin, iktidarın ilk doğduğu yer de yine bu coğrafyadır. Kadın sorununa Ortadoğu coğrafyasından bakmak, kadının kaybettiği yerden kazanmak sorunun çözümüne daha köklü yaklaşmak demektir.

Toplumsal çelişki ve çatışmaların hiç eksik olmadığı Ortadoğu’da kadının özgürlük arayışı oldukça anlamlıdır. Kadın özgürlük düşüncesinin filizlenmesi, mücadelesinin gelişmesi, kendisini kaybettiği mekândan çıkıp evrenselleşmesi tıpkı dinlerin doğuşu ve yayılışı gibi bir rota çizmektedir. Kürt kadını etrafında şekillenen bu arayış meyvelerini vermeye başlamıştır. Kürt kadını ana tanrıça kültü gibi kendi tarihsel rolünü oynamış ve rüştünü ispatlamıştır. Hayatın her alanında özgürlük arayışları, mücadelenin her aşamasında en önde olmaları bütün dünyada hayranlık uyandırmıştır. Özelliklede savaş cephelerinde, özgür Kürt kadınının sergilediği kahramanlık, fedakârlık ve cesaret her açıdan gıpta ile izlenmektedir. Kürt özgürlük hareketi bu coğrafyanın kalbinde doğan bir hareket olarak, kendisini aynı zamanda bir kadın hareketi olarak tanımlaması, kadın sorununun öznesi haline gelmiş olmasının bunda belirleyici bir rolü vardır.

Tarihten günümüze insanlığın gelişim evrelerinde kadının yaşamdaki yeri, oynadığı rol hiç kuşkusuz tartışılmazdır. Erkek egemenlikçi sistem kadına kaybettirse de yaşam yine de kadınların omuzu üzerinden yükselmektedir. Devlet, iktidar, sınıf üçlüsünün ortaya çıktığı Sümerlerden günümüzün ataerkil sistemlerine kadar kadının zorla konumlandırıldığı yer her açıdan sorgulanmayı gerektirmektedir. Evde, Ailede, toplumda kadına biçilen rol ve yüklenen görev doğal bir iş bölümü olmadığı gibi kadının doğasıyla da çelişik bir durumdur. Kadının düşürüldüğü her yerde aslında toplumun kendisi düşürülmüştür. Toplum kadın ile düşürülmüştür. Bunun farkına varmak ve toplumsal mücadelenin en ön safhalarında yer almak ta Kürt kadınına düşmüştür. Kürt kadını bu anlamda yeni bir tarih yazmaktadır. Özgür, direnen, savaşan kadının destanını yazmaktadır. İdeolojik, politik düşünsel, sosyal, siyasal, kültürel ve pratik boyutları olan amansız bir mücadelenin birikiminden çıkarılan dersler ışığında soruna yaklaşmak bu anlamda önem taşımaktadır.

Kadın sorunu hem tarihi ve hem de güncel boyutlarıyla ele alınması gerekmektedir. Sıradan bir hak aramasına indirgenmeyecek kadar çok boyutludur. Gasp edilen hakları elde etmekle sınırlandırılan bir sorun olmanın ötesindedir. Erkekle eşit duruma gelmesiyle de izah edilecek gibi değildir. Kadının doğurganlık farkı gibi yaşamda farklı konumlanması, yaşamın kaynağı haline gelmesi, özgür kadın etrafında toplumun şekillendirilmesinde belirleyici rol üstlenmesi bu anlamda önem arz eden konular olmaktadır. Aşk, sevgi adı altında duyguda, düşüncede, sosyal yaşamda katledilen kadın her gün fiziki olarak da katledilmektedir. Katledilen kadının hikayesinden direniş destanları yaratan özgür kadına nasıl gelindiği üzerinde de kafa yormak gerekir.

Tarihin derinliklerinde kaybolan kadın kendisini bulmuştur. Kürdistan’da ve dolaysıyla Ortadoğu’da kaybolan kadın, özgür Kürt kadını çıkışıyla kendisini bu temelde bulmuş ve yeniden yaratmıştır. Başkan Apo’nun kadın çözümlemeleri bu konuda yol göstericidir. Kendi kişiliğinde çözdüğü kadın sorununu topluma taşırarak çözüm yollarını ortaya koymuştur. Kadın sorunu için ‘benim yarı kalmış projem’ olarak adlandırsa da bu haliyle tahayyül edilemeyecek kadar gelişme yaratmıştır. Erkek zihniyetinin hüküm sürdüğü, kadın açısından her türlü tortuyu barındıran egemenlikçi sisteme karşı verilen savaşta kendisini kanıtlayan bir kadın duruşu ve kimliği ortaya çıkmıştır. Başkan Apo’nun emekleri bu anlamda kutsallık derecesindedir.

Şu gerçek iyice açığa çıkarılmıştır. Kadın sorunu çözülmeyen toplumun hiçbir sorunu çözülemez! Kadın sorununu çözmeyen hiçbir erkek de özgür olamaz! İçinde belirgin kadın rengi ve özgünlüğü olmayan toplumsal, ulusal, demokratik devrimlerin başarı şansıda yoktur. Zaferler kazanılmış olsa bile kaybetmeye mahkumdur. Sorunların kaynağında kadın sorunu olduğu anlaşılmıştır. Sorun sadece kadın sorunu olmaktan ziyade, kadın şahsında bir devrim sorunu olarak ele almak gerekmektedir. Kısacası kadın özgür olmadan yaşamdaki özgürlük arayışlarının pek bir anlamı da yoktur.

Kürt kadınlarının direnişi insanlığa mal olmuş bir direniştir. Kürt özgürlük hareketinde ortaya çıkan direniş tanrıçaları bunun en somut örnekleridir. Zindanlarda, dağlarda hemen her alanda gericiliğin, erkek egemen sistemin kalbine, beynine saplanmış birer hançerdir. Özgür gelecek ancak özgür kadınla mümkündür. Bu temelde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınların Günü kutlu olsun. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.