KCK'den CHP'ye tarihi çağrı

KCK

KCK

  • Mevcut krizden çıkışın yolunun kesinlikle Kürt sorununun çözümünden geçtiğini vurgulayan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, CHP'nin 1973'ten sonra tarihi bir fırsat ve büyük bir sorumlulukla karşı karşıya olduğunu söyledi.
  • "CHP, Kürt sorununun demokratik çözümüne giden yolda irade ortaya koymalı ve adımlar atmalıdır" diyen Eşbaşkanlık, şunun altını çizdi: "Atılan her doğru adıma Kurdistan ve Türkiye demokrasi güçleri olarak destek veririz."

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, AKP-MHP'nin yenilgisini sağlayan seçim sonuçlarının, demokrasi güçlerinin sorumluluğunu artırdığını belirterek, örgütülük ve eyleme dönüşmesinin önemine dikkat çekti.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, faşizme karşı elde edilen başarı ve ortaya çıkan sonuçların, mücadelenin dinamiği ve öznesi olan demokratik güçlerin sorumluluğunu daha da arttırdığı vurgulandı. Faşizme karşı mücadelenin ortaya çıkardığı sonuçların, örgütlülüğe ve eyleme dönüştürülmesi, halk ile bütünleştirilmesi, Kürt halkının özgürlüğü temelinde demokratik Türkiye'nin geliştirilmesinin en temel çalışma olarak durduğu belirtilen açıklamada, "Bu, demokratik güçlerin yapması gereken bir çalışmadır. Demokratik güçler, bu tarihsel sorumlulukla karşı karşıyadır. Demokratik güçler, bu çalışmayı yapmalı, tarihsel sorumluluğunu yerine getirerek tarihsel gelişmelere öncülük etmelidir. Daha çok birlik, daha fazla anti faşist mücadele, daha fazla demokrasi mücadelesi tutumunda olmalıdır. Kürt halkı özgür yaşam duruşunda ve Türkiye'nin demokratikleşmesinde ısrarını sürdürmeli, demokratik güçler de buna sahip çıkmalı, öncülük yapmalıdır" denildi.

CHP tarihi fırsatı görmeli

31 Mart yerel seçimlerinin diğer önemli sonucunun, CHP'nin 50 yıl aradan sonra birinci parti olması olduğu hatırlatılan açıklama, şunları ifade edildi: "50 yıl aradan sonra CHP'nin birinci parti olması, Türkiye toplumunun CHP'ye Türkiye'yi yönetme görevi verdiğini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla CHP'nin bundan sonraki tutumu ve yaklaşımı önemli olmaktadır. Bu açıdan da ortaya çıkan sonuçları doğru değerlendirmesi gerekenlerin başında CHP gelmektedir. Çok açıktır ki Türkiye toplumu CHP'den bu sorumlulukla hareket etmesini beklemektedir. Biz, bu durumu görüyor ve önemsiyoruz. Doğru yaklaşım açısından öncelikle CHP, bu sonuçların nasıl yaratıldığını iyi anlamalı, faşizme karşı mücadelede Kürt halkıyla Türkiye halklarının ve Türkiye Devrimci Demokratik Hareketinin rolünü görmelidir. İkincisi, toplumun kendisinden beklentisini doğru anlamalı ve buna göre hareket etmelidir. Türkiye'nin temel ihtiyacı ve Türkiye toplumunun temel beklentisi demokrasidir. Türkiye toplumu bu beklentiyle cumhuriyeti kuran CHP'ye destek vermiştir. Cumhuriyeti kuran parti olarak CHP, toplumdan aldığı bu destekle cumhuriyeti demokratikleştirme fırsatı yakalamıştır. Kendisine bu rolü oynaması için gereken destek verilmiştir. Eğer CHP yeniden bir rol oynayacaksa 1973'lerde elde ettiği, ancak kaçırdığı fırsatı bu sefer değerlendirmelidir.

Tarihsel fırsatı kaçırmıştı

Türkiye toplumu, 1973'ler döneminde de CHP'ye destek vermiş, bu rolü oynaması için sorumluluk yüklemiştir. Bülent Ecevit liderliğindeki CHP, katı ulus devletçiliği, milliyetçiliği, şovenizmi aşamamıştır. Kürt sorununu çözme iradesini ortaya koyamamıştır. Demokratik bir program geliştirememiş, gereken demokratik adımları atamamıştır. Bundan dolayı toplumun desteğini yitirmiş ve elde ettiği tarihsel fırsatı kaçırmıştır.

Adım atarsa destekleriz

Şimdi toplum, CHP'ye ikinci bir fırsat tanımıştır. Eğer CHP bu fırsatı değerlendirir, Cumhuriyetin demokratikleşmesi için çalışır, bu yönlü adımlar atar, bu iradeyi ortaya koyarsa toplumdan ve demokratik güçlerden gereken desteği görür. Toplum bunu görür ve destekler. Biz de demokratikleşme konusunda atılan adımları destekleriz.

AKP'nin durumuna düşer

CHP bu tutumu geliştirmez, demokratik adımlar atmazsa toplumun desteğini yitirir. AKP'nin düştüğü duruma düşer. Toplumun AKP'ye desteği ve AKP'den beklentisi de demokratikleşmeyi geliştirmesi içindi. AKP, bunu yapmadığı için toplumun desteğini yitirmiştir. 7 Haziran 2015 seçimlerinde Türkiye toplumu bu tutumu açıkça ortaya koymuştur. O günden bugüne AKP'nin iktidarda kalması tamamen darbelerle olmaktadır. 7 Haziran seçimlerinden sonra AKP darbelerle iktidarda kalmakta, Türkiye'yi darbelerle yönetmektedir. AKP, demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü konusunda adımlar atmayarak, tersi adımlarla ırkçılığı, milliyetçiliği, faşizmi, savaşı geliştirdiği için Türkiye'yi yıkımın eşiğine getirmiş, kendi sonunu da hazırlamıştır. Şimdi Türkiye toplumu bu durumun son bulmasını istiyor, bu durumdan çıkmak istiyor. 31 Mart'ta bu tutumu açıkça ortaya koymuş ve CHP'yi birinci parti yaparak kendisine bu sorumluluğu yüklemiştir.

Demokratik programla

CHP, bunu tarihi bir fırsat olarak görmeli ve bu fırsatı değerlendirmek, toplumdan daha fazla destek almak için zamana yaymadan demokratik bir programla toplumun karşısına çıkmalıdır. Cumhuriyeti demokratikleştirme iradesini ve programını ortaya koyarak ve demokratik adımlar atarak bütün olumsuzlukların kaynağını, kurduğu cumhuriyetin demokrasiyle buluşamaması olduğunu görmeli ve bu duruma son vereceğini göstermelidir. Bunun için öncelikle ortak vatanın en temel sorunu olan Kürt sorununun çözümüne odaklanmalıdır. Cumhuriyetin demokratikleşememesinin sonucu olan Kürt sorununun demokratik çözümü gerçekleşmeden, cumhuriyetin demokratikleşmesi ve krizli durumdan çıkması mümkün değildir. Cumhuriyet tarihi boyunca tüm büyük krizlerin, kötülüklerin ve olumsuzlukların kaynağında Kürt sorununun çözümsüzlüğü vardır. AKP ve Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin başına getirdiği bunca belaların, olumsuzlukların kaynağında da Kürt sorununun çözülmemesi vardır. Dolayısıyla krizden çıkışın yolu kesinlikle Kürt sorununun çözümüdür. Bunun için CHP Kürt sorununun demokratik çözümüne giden yolda adımlar atmalıdır.

Bir an önce ortaya konulmalı

CHP demokratikleşme programı ortaya koyar ve bu temel konularda gerekli adımları atarsa toplumdan gereken desteği görür. Bu destekle Türkiye'nin ihtiyacı olan demokratikleşmeyi gerçekleştirme şansına kavuşur. Şüphesiz demokratikleşme sınırsız bir çalışmayı, sınırsız adımları gerektirir. Ancak bu sınırsız bir zamana bırakılamaz. Bu yönlü iradenin bir an önce ortaya konulması ve temel adımların atılması gerekir. Atılan her doğru adıma Kurdistan ve Türkiye demokrasi güçleri olarak bizler de destek veririz. Türkiye toplumu ve Türkiye'nin demokratikleşmesi karşısında duyduğumuz tarihi sorumluluk gereği tutumumuzu bu şekilde yansıtmış bulunuyoruz.” BEHDÎNAN

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.