Kürt halkının iradesi teslim alınamaz
Dosya Haberleri —
- DBP Eşbaşkanları ve HDK Eşsözcüleri'ne süreç tartışmasının gölgesinde yapılan kayyum atamalarını ve buna karşı ne tutum alacaklarını sorduk.
GÜLCAN DERELİ
Kamuoyu son dönemde iktidar ve ortağından gelen açıklamalar nedeniyle bir süreç olup olmadığını tartışırken, peş peşe kayyum atama uygulamaları gerçekleşti. AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Kürt kardeşlerimize el uzatıyoruz" dediği gün Esenyurt'a kayyum atandı, belediye başkanı Ahmet Özer tutuklandı. Sonra da DEM Parti'nin ezici üstünlükle kazandığı Mardin, Batman ve Halfeti'ye kayyum atandı. İktidar kanadından gelen açıklamalar kayyum atamalarının süreceği yönünde. Anlaşılan iktidar bir yandan varlığı şüpheli bir süreç tartışması başlatırken bir yandan da baskı politikalarını birlikte kullanmayı hedefliyor. İktidar acaba daha kaç kez kayyum suyunda yıkanmayı düşünüyor? Aynı şeyi yapıp farklı sonuç beklemek mümkün mü? Bütün bunların yanıtı toplumda. Çünkü söz konusu olan milyonlarca insanın iradesi. Biz de Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanları, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüleri'ne süreç tartışmasının gölgesinde yapılan kayyum atamalarını ve buna karşı ne tutum alacaklarını sorduk.
* * *
Uçar: Kürt halkı boyun eğmezdir
- Devletin yüz yıllık inkar ve savaş pratiği çözüm olarak dayatılıyor. Bunu kabul etmedik etmeyeceğiz. Kayyum rejimi karşısında mücadelemiz sürecek, Kürt sorununun kalıcı bir çözüme kavuşması için Sayın Öcalan’a özgürlük talebi ve mücadelemiz devam edecek.
DBP Eşbaşkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar: "Çözüm gibi tarihi ve zorunlu bir gündemin tartışması devlet ve iktidarın, gerçekten çözümü hedefleyen bir bakış açısıyla dahil olduğu bir zeminin yaratılmasını gerekli kılar. Henüz böyle bir niyet ve söylem açığa çıkmış değil. AKP/ MHP iktidarının grup toplantılarının kürsü konuşmasına sıkıştırılan tartışmalarda atılması gereken ilk adım Kürt sorununun kabul edilmesidir. Ancak bununla ilgili somut bir adım ve söylem yerine, Kürt halkını ve kazanımlarını hedef alan hukuksuzluklar devam ediyor. Seçimle kaybettiklerinin sadece belediye ve rant olduğunu zanneden Cumhur İttifakı, daha büyük kaybetti ve yeni atanan kayyumlarla birlikte kaybetmeye devam ediyor. Siyasetinin rant, talan ve inkar dışında bir dayanağı olmayan iktidar, Kürt sorununu da bir pazarlık konusu olarak gündemde tutmaya çalışıyor. Kürt halkının, dayatılan her türlü savaş politikasına boyun eğmesini ve esasen mücadelesinden vazgeçmesini istiyor. Bunun adı çözüm değildir, olamaz. İmralı’da Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit bu kadar ağır iken ne bir gerçek tartışma ne de bir çözüm tartışması mümkün değildir.
Onurlu barış için mücadelemiz sürecek
"Bizler çözüm tartışmasını yeni yapmıyoruz, yılların deneyimi ve mücadelesi ışığında hem söylemlerimizde hem de pratiğimizde canlı tuttuk. Bugün de aynı ciddiyetle, aynı özenle çözümü ve onurlu bir barışı gerçekleştirmenin emeği içerisindeyiz. Ancak tecridi devam ettiren, kayyum hukuksuzluğunu savunan ve hayata geçiren, Kürt sorununun varlığını kabul etmeyen iktidarın çözüm konusunda aynı noktada ve aynı niyette olmadığımız aşikar. Devletin yüz yıllık inkar ve savaş pratiği çözüm olarak sunuluyor ve dayatılıyor. Bunu kabul etmedik etmeyeceğiz. Onurlu barış mücadelemiz devam edecek, kayyum rejimi karşısında hukuk ve adalet mücadelemiz devam edecek, çürümüş, çeteci siyaset karşısında demokratik siyaset ısrarımız devam edecek, Kürt sorununun gerçek ve kalıcı bir çözüme kavuşması için Sayın Öcalan’a özgürlük talebi ve mücadelemiz devam edecek."
***