Mahkeme usulsüzlük yapıyor

  • Kobanê Davası’nda farklı illerde talimatla ifadesi alınan müştekilerin, UYAP sisteminden iddianame açılmadan beyanları alındı. Avukat Ali Bozan, mahkemenin usulsüzlük yaptığını söyledi. Dünkü duruşmada konuşan 'tanık' Sami Baran, hazırlanan ifadelerin kendisine imzalattıldığını söyledi. 

 

DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eşbaşkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 11. grup duruşmaları devam ediyor. Duruşmalarda avukatlar bir kez daha müştekilerin usulsüz bir şekilde talimatla dinlenmemesi gerektiğini vurguladı. Dava dosyasına giren ve talimatla alınan müşteki beyanlarının bir kısmında 3 bin 530 sayfalık iddianame ve bini aşan eklerinin okunduğu ileri sürülürken, kimisinde ise iddianame açılmadan müşteki ifadeleri alındı. Dava dosyasında yeni giren son üç müşteki beyanında ise dosyanın nasıl alelacele ve hukuksuz bir şekilde bitirilmeye çalışıldığını bir kez daha ortaya koydu.

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dahi iddianamenin tamamı okunmazken, talimatla Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifadesi alınan Ü.Y.’nin ifade tutanağında “ekli iddianame ve ekleri okundu” şeklinde belirtildi. Müşteki aynı zamanda ifadesinde Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kendisinin arandığını da söyledi.

Tatvan 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde talimatla ifadesi alınan müşteki M.A.’nın ifade tutanağında ise iddianamenin okunup, okunmadığına dair de beyanlara yer verilmedi. Yine İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ise talimatla ifade alan hakim, “İddianame UYAP sisteminden açılmadığı için okunmadı” şeklinde tutanağa geçti. Okunmayan iddianamede ise müşteki olarak ifadesi alınan E.K. yargılanan siyasetçilerden şikayetçi oldu.

Dava avukatlarından Ali Bozan, mahkemenin müşteki ve tanık dinlemedeki ısrarı değerlendirdi. Ceza Muhakemeler Kanunu (CMK) gereğince müşteki ve tanıklar ancak yargılananların savunması bittikten sonra dinlenebileceğini hatırlatan Bozan, “Ancak Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tensip zaptıyla birlikte müşteki dinleme, farklı il ve ilçelerdeki mahkemelere talimatlar yazmaya başladı. Mahkemenin yaptığı işlemin hukuka aykırı olduğunu her defasında dile getirdik ve bu ara karardan vazgeçmesini söyledik. Ancak mahkeme, siyasal iktidarın heyet üzerindeki baskısı nedeniyle maalesef usulsüzlüğe devam etti. Dosyada 2 bin üzerinde müşteki/mağdur var bunların ifadesi için farklı kentlerdeki mahkemelerden talimatla ifade alınma işlemini sürdürüyor” dedi.

İfade alma işleminin hukuksuz olmasının yanı sıra müşteki beyanlarının da usule aykırı alındığına dikkat çeken Bozan, usulen ifadesi alınan kişiye ya iddianamenin okunması ya da özetlenmesi gerektiğini hatırlattı. Müştekinin hangi gerekçeyle ifadesine başvurulduğu, haklarının neler olduğuna dair de bilgilendirilme yapılması gerektiğini kaydeden Bozan, “Ancak bu yapılmıyor. Açık bir hukuksuzluk var. ahkeme salonunda hazır edilen ya da SEGBİS ile dinlenen, doğrudan soru sorabildiğimiz müştekilerin neredeyse tamamı şikâyetten vazgeçti. Hatta mahkemece tanık olarak dinlenen bir yurttaş siyasetçilerin tahliyesini istedi. Bu ceza yargılaması usulünden karşılaşılmayan bir durum. Mahkeme heyeti, usulsüz ve hukuksuzlukları tutanakları ve delilleriyle ortaya koymamıza rağmen tanık ve müşteki beyanlarını almaya devam ediyor” şeklinde konuştu. 

Heyetin ısrarla müşteki ve tanık dinleme usulünü devreye koymasının arkasında siyasi iktidarın baskısı olduğunun altını çizen Bozan, şöyle devam etti: “Bu baskıda açıkça şunu söylüyor; ‘Bir an önce bu mahkemeyi bitirin, Kobanê Kumpas davasını sonuçlandırın, HDP’li siyasetçilere ceza verin’. Bu baskı ile mahkeme hiçbir kanunu dinlemeden kendince bir yargılama yapmaya çalışıyor. Mahkemenin usulsüzlüklerini dile getirdiğimiz de heyet, ‘Bunlara dair üst mahkemeye itirazlarınızı yaparsınız’ dedi. Yargılamayı yapan mahkeme aslında esasen usulsüzlük yaptığını kabul ediyor. Diyor ki; ‘Ben usulsüzlük yapıyorum, kanun, hukuk tanımıyorum, ben usule aykırı karar vereceğim. Siz daha sonra benim kararımı üst mahkemelere götürürsünüz’. Maalesef yargılamayı yapan mahkeme kendinden umudu yok. Hukuka uygun karar vereceğinden emin değil.”

 

'Tanık' yapılan Sami ifadeleri yalanladı

Kobanê Davası’nda dinlenen tanık Sami Baran, Antalya Emniyet Müdürlüğü’nde alınan ve imzaladığı ifadelerin kendisine ait olmadığını söyledi. 

Kobanê Davası’nın 11.  duruşması, 5. gününde Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görüldü. Sincan Cezaevi Kampüsü’nde bulunan siyasetçiler duruşma salonuna getirilirken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, HDP Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Ümit Dede, HDP milletvekilleri Kemal Bülbül, Kemal Peköz, Murat Çepni, Celadet Gaydalı, MYK üyeleri ve HDP’li yöneticiler de duruşmayı izledi. 

Duruşma mahkeme heyetinin salona gelmesiyle başladı. Heyet, müşteki ve tanık beyanlarının alınmaması için dava dosyasına eklenen avukatların taleplerini bir kez daha reddetti. 

İmza benim, ifadeler değil

Duruşma, Antalya Savcılığı’ndan SEGBİS ile bağlanan tanık Sami Baran’ın beyanlarının alınmasıyla devam etti. Mahkeme başkanı tarafından okunan ve iddianamede geçen isimlerin hemen hemen hepsini tanıdığını ifade eden Baran, özetle şunları söyledi: “Çünkü ben üç dönem parti meclisinde (PM) yer aldım. 40 yıla yakın Kürt siyasal mücadelesinin içerisinde yer aldım. Çok ağır bir süreç yaşadım. 2017’den bu yana ağır sağlık sorunları yaşıyorum. Parti Meclisi’nde olduğum için bütün siyasetçileri tanıyorum. Antalya’daki ifadem de oradaki memurların ellerindeki bilgiler, tutanaklarla bana bir şeyler sormuş olabilirler. Ağır bir hastalığım var. Kulaklarımda sorun var. Bir şey sormuş olabilirler, evet demişimdir. Bunları söylerken aklım başımda değildi. Şahıslarla ilgili Emniyet'te notlar vardı. Bunları sorduklarında bilmediğimi, haberimin olmadığını söyledim. Ellerindeki bilgileri bana sormuşlarsa ben de bilmiyorum demişimdir. Memurların ellerinde herkes ile ilgili notlar, bilgiler vardı. Benim bilmediğim şeyler söylüyorlardır. Psikolojik anlamda çökmüş bir durumdaydım. Ben Antalya’da ifade verirken ağır sağlık sorunları yaşıyordum. Bu şahıslarla ilgili Emniyet'in elinde notlar, kağıtlar vardı. ‘Böyle bir şey var mı?’ diye soruyorlardı. Benim bundan bilgim yok... İfadelerin altındaki imzalar benimdir. Benim okuma durumum yok. Fiziki, psikolojik, ruhsal durumum yok. Yarın öbür gün herhangi bir şekilde kendimle ilgili, siyasal bir şekilde önüme bir şey çıkarsa kıyameti koparırım. İmza attım ama aynen bunları da söyledim. Artık onlar nasıl ettiler, ellerindeki bilgilere göre ne yaptılar bilmiyorum. Avukatı da gerek görmedim, ihtiyaç duymadım.” 

Baran’ın beyanları ardından siyasetçiler söz aldı. 

Kışanak: Kumpası anlattı

Gültan Kışanak, “Bu dosyanın nasıl bir kumpas üzerine kurulu olduğuna tanık olduk. Bu dosya tamamen belli odakların talimatıyla, yalan beyanlar üzerine kurulu bir kumpas dosyasıdır. Bugün dinlediğimiz tanığın beyanları da bunu çok net ortaya koymuştur. Emniyet'in yaşlı, hasta bir insanın yaşadığı trajedileri kullandığına ve o insanın söylemediği şeylerin dosyaya konulduğuna şahit olduk. Buna bir son verin" dedi. 

Demirtaş: Tahliye edin

Ardından HDP eski Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş tanık beyanına dair söz aldı. Tanık beyanının ısrarla altı çizilen kumpası doğruladığını ifade eden Demirtaş, “Bütün bu bir yılı aşkın süredir ortaya koyduğunuz iddiaların tamamını Sami Baran teyit etti. Sami Baran bizim hakkımızda bu ifadeleri vermediğini söyledi. Başka bir kanıta ihtiyaç var mı? Açık tanık Sami Baran hür iradesiyle kumpasa alet olduğunu, okumadan ifadesini imzaladığını söyledi. Siz de savcı ve emniyet hakkında suç duyurusunda bulunmalısınız. Arkadaşlarımızı nasıl ilk beyanlarıyla tutukladıysanız, şimdi de tahliye etmelisiniz” şeklinde konuştu.  

Kobanê Davasının duruşmasına bugün devam edilecek.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.