Mexmûr’da kadın örgütlenmesini ilmikliyor

Kadın Haberleri —

Keriman Kanat

Keriman Kanat

  • Koruculuk ve ajanlık dayatmalarını kabul etmediği için 20 yıl önce Şehit Rüstem Cudi Mülteci Kampı’na gelen Kerîman Kanat, kadın örgütlenmesi ve bilinciyle mücadelesini sürdürüyor.

Türk devletinin sürekli bombaladığı ve Irak’ın ise son dönemde etrafını tek örgülerle kaplayarak ablukaya almak istediği Şehit Rüstem Cudi Mülteci Kampı (Mexmûr Kampı), 1990’lı yıllarca halkın zulümden ve koruculuk dayatmalarından kaçıp sığındığı bir mekana dönüştü.

Kampa gelen halk burada örgütlenip, yaşamlarını yeniden inşa ederek her türlü baskıya birlikte direniyor. 20 yıl önce ailesiyle kampa gelmek zorunda kalan Kerîman Kanat da burada örgütlenmenin parçası oldu.

Jinnews’ten Berjîn Kara’ya Mexmûr Kampı’na geliş sürecini ve sonrasını anlatan Kerîman Kanat, “Köyümüz cennet gibiydi ama Türk devleti yaşamamıza ve tadını çıkarmamıza izin vermedi” diyor.

Kato’nun Qewal köyünden olan Kanat, 1993’te devletin koruculuk ve ajanlık dayatmalarının startını verdiğini, köydeki erkekleri okullarda işkenceden geçirdiklerini belirtiyor.

“Devletin bütün baskısı üzerimizdeydi, ‘ya bizim hizmetimize gireceksiniz ya da PKK'yi aranızdan çıkaracaksınız’ diyorlardı. Dilimiz Kürtçeydi, hepimiz Kürttük ve bize ‘Kürtçe konuşmayacaksınız’ diyorlardı” sözleriyle devletinin ailesi üzerindeki baskısına değinen Kanat, ailesinin maddi durumunun iyi olmasından dolayı sık sık ‘PKK’ye yardım etmekle’ suçlandıklarını anlatıyor.

Nereye gitsek zulüm vardı

Ailesinin koruculuğu kabul etmediği için Colemêrg, Gever, Antalya ve Mersin'e göç ettiğini fakat şehirde de devletin baskılarına maruz kalmaya devam ettiklerini kaydeden Kanat, “Nereye gitseydik zulüm, tutuklamalar ve gözaltılar vardı. Babam birkaç kez Colemêrg'de tutuklandı ve birçok kez Van'a götürüldü. Dağda olan kuzenimden dolayı babam iki kez tutuklandı” dedi.

Takvimler 2003’ü gösterdiğinde kampa gelen Kanat, “20 yıldır buradayım, kampta kadın örgütü var burada kadınlar kendilerini eğitip örgütlüyorlar. Başka bir yerde olsaydık böyle olamazdık” diyor ve kendini burada asla bir mülteci olarak hissetmediğini, büyük bir dayanışmanın olduğunu ekliyor.

‘Kim olduğumuzu biliyoruz’

Kampta aldıkları eğitimle kendilerini daha rahat ifade edebildiklerine dikkat çeken Kanat, "Kuzey'de iki kelime konuşamazdık ama şimdi saatlerce konuşup kendimizi ifade edebiliyoruz. Çünkü burada öz-örgütlenme var, kadın örgütlenmesi var, eğitim var ve ne kadar eğitilirseniz o kadar faydalı oluyor. Eğitim insan için ekmek su gibidir, yüz kişinin önünde kendini ifade edebilirsin. Kuzeyde bir polisin karşısında konuşmaya korkuyorduk. Kamptaki kadın örgütü sayesinde kendimizi eğitiyoruz, kim olduğumuz, haklarımızı biliyoruz" şeklinde konuştu.

Bir çocuğunun Bakurê Kurdistan’da iki çocuğunu ise kampta dünyaya getiren Kanat, kampta doğan çocuklarının anadilinde eğitim gördüğüne işaret ederek burada dil ve kültüre verilen öneme vurgu yapıyor. MEXMÛR

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.