Mülteci politikaları seçimleri etkiler mi?

• Almanya sonbaharda seçime gidecek ve birçok açıdan yeni bir dönemin de başlangıcı olacak. Şimdilik çok güçlü bir çıkış yapan aday görünmese de, Erdoğan ile ilişkiler ve mültecilere yönelik politikalar seçimlerde partilere puan kazandıracak ya da kaybettirecek konuların başında geliyor.

 

Almanya’da genel seçimlere iki aydan az bir zaman kaldı. Partilerin başbakan adaylarının netleşmesinin ardından ülkede bir süredir seçim atmosferi hakim. Öyle ki adayların atacağı her adım, partilerin iç politikayı etkileyen olgulardaki refleksi, kriz anlarını yönetme vb. durumlar bu atmosferi ciddi bir oranda etkiliyor. Merkel’in de artık aday olmayacak olması yeni başbakan adaylarındaki beklentileri artırıyor.

Geçtiğimiz günlerde yaşanan sel felaketi kriz yönetimi olarak önemli bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Armin Laschet’in mağduriyet bölgesindeki gülümsemesi bir hayli tepki çekti. Bu durum Laschet’in hanesine, özür dilese dahi, eksi bir puan olarak yazıldı. Zira Laschet ile yardım sahteciliği yapan RTL muhabiri arasında bir fark kalmadı.

Şimdi yazımızın temel konusu mülteci politikalarına gelecek olursak...

Almanya’da seçim sonuçlarını etkileyecek konuların başında göç ve mülteci politikası geliyor. Suriye iç savaşının ardından Avrupa’da patlak veren mülteci krizi ülkeler arası dengeleri değiştirmekle birlikte, günlük yaşama da sirayet etti.

Bu aşırı sağı besleyen argümanlar arasına girdi, mültecilere düşmanlık arttı.

Mülteci sorunu ile baş edemeyen Avrupa nihayetinde Türkiye’yi tampon bölge olarak seçti ve imzalanan mülteci anlaşması ile birçok taviz verildi.

Geçtiğimiz günlerde anlaşmanın güncellenmesi ile birlikte yeni tavizlere zaman içerisinde şahit olacağız.

Henüz bu anlaşmaya yönelik tartışmalar soğumamışken Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz’un açıklamaları tartışmayı yeni bir boyuta taşıdı. Bildiğiniz gibi ABD ile NATO kuvvetleri, içinde Alman askerleri dahil olmak üzere, Afganistan’ı tamamen terketti. Artan Taliban hakimiyeti sonrası yeni bir göç dalgası yaşandı. Şimdilik göç dalgasının en yoğun yaşandığı ülke Türkiye. Tabii oluşan bir göç dalgası Avrupa için de ‘tehlike’ anlamına geliyor. Afganistan’ın durumu Avrupa’da şimdiden panik yaratmış durumda. Zira Afgan hükümeti, Almanya’dan ilticası reddedilen Afganları geri göndermemelerini istemişti. Avusturya Başbakanı Kurz en açık haliyle bu paniği dillendiren isim oldu. "Eğer insanlar kaçmak zorundalarsa, herkesin Avusturya, Almanya ya da İsveç'e gelmesindense, Türkiye gibi komşu ülkeleri ya da Afganistan'ın güvenli bölgelerini kesinlikle daha doğru yer olarak görüyorum" dedi. Kurz ayrıca Afganistan'daki sorunların Almanya ve Avusturya'nın 2015'te olduğu gibi kitlesel olarak mülteci kabul etmesiyle çözülemeyeceğini belirtti.

Zaten 2016’da Türkiye ile imzalanan mülteci anlaşması da bu fikriyat temelinde oluşturulmadı mı? Yapılan söz konusu anlaşma Avrupa için bir rahatlama (!) yaratsa da, verilen tavizler açısından hala kamuoyunun tepkisini çekmeye devam ediyor.

Geçtiğimiz günlerde AB’nin mevcut mülteci anlaşması dışında Türkiye’de ve bölge ülkelerde barındırılacak Afgan göçmenler için ek bir bütçe ayrılacağı yönünde haberler basına yansımıştı zaten. Buna yönelik tartışmalar sürse de görünen köy kılavuz istemiyor. Bölgede savaş politikalarını destekleyen Avrupa’nın, mültecileri durdurmak için söz konusu adımı atması olasılık dışı görünmüyor.

Mülteci anlaşmasının devam etmesi için Erdoğan’ın birçok adımı desteklendi. Şimdi yine bekçi rolüyle Afganistan’da planlar yapan Türkiye, Avrupa tarafından desteklenmeye devam ediyor. Üstelik geçtiğimiz günlerde Erdoğan, “Türkiye’nin Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok. Daha iyi anlaşabileceğimize ihtimal veriyorum” sözlerini sarfetmişti. Taliban’ın nasıl bir örgüt olduğu ve neye hizmet ettiği biliniyor. Avrupa kendi çıkarları uğruna yeni mülteci anlaşmaları ile Taliban ile kendileri aralarında benzerlik gören Erdoğan’a taviz vermeye devam edecek.

Almanya sonbaharda seçime gidecek ve birçok açıdan yeni bir dönemin de başlangıcı olacak. Şimdilik çok güçlü bir çıkış yapan aday görünmese de, Erdoğan ile ilişkiler ve mültecilere yönelik politikalar seçimlerde partilere puan kazandıracak ya da kaybettirecek konuların başında geliyor.