Newal’in gülüşü, Avesta’nın gözleri

• Newal Egîd Koçer ve Avesta Xabûr… Newal, Kobanê’de DAİŞ’e karşı savaşta üç kez yaralandı ancak yaraları her iyileştiğinde silahını yeniden alarak cepheye koştu. Avesta ise Efrîn’e işgal saldırılarının başladığı 7’nci gününde fedai eylem yaparak Çağın Direnişi’nin yeni bir aşamaya girmesini sağladı.

Kuzey-Doğu Suriye’de topraklarını işgale ve DAİŞ vahşetine karşı korumak için ön saflarda savaşan YPJ savaşçıları, bugün onurlu bir yaşamın simgesi olarak hafızalara kazındı. Bu kadınlardan Avesta Xabûr Efrîn’de Türk devleti ve çetelerinin işgaline karşı direnirken şehit düştü, Newal Egîd Koçer ise DAİŞ’e karşı Kobanê’de verilen savaşta ön cephede yer aldı.

Yine ve yeniden cepheye

Tarih 15 Eylül 2014'ü gösterdiğinde DAİŞ, tank ve toplarıyla Kobanê’ye saldırmaya başladı. Savaşçıların ve halkın 134 gün süren direnişiyle DAİŞ yenilgiye uğradı, Kobanê 26 Ocak 2015’te tarihi bir zafer kazandı. Tarihi direnişte yerini alan savaşçılardan Newal Egîd Koçer, bu süreçte 3 kez yaralandı fakat yarası her iyileştiğinde tekrar silahına sarıldı.

 

 

Her yer barut kokuyordu

DAİŞ, Kobanê’ye saldırmaya başladığında henüz 18 yaşında olan Newal Egîd Koçer, 50 arkadaşıyla birlikte bölgeye gitti. Çeteler ise bu sırada artık kente girmiş her sokakta varlık yokluk mücadelesi veriliyordu.

O günleri Jinha’dan Bêrîvan İnatçi’ya anlatan Newal Egîd Koçer, “Kobanê'yi ilk gördüğümde barut kokuyordu ve havan sesleri yüksekti. Ağır bir savaş yaşandı. DAİŞ çeteleri vahşice saldırıyordu. Biz de onlara gereken cevabı verdik” diyor.

Bir ay komada, iki ay yoğun bakımda kaldı

Newal Egîd, savaşta yaralanmasını ve Kobanê’nin özgürleştirilmesi haberini aldığı günleri şöyle anlatıyor:

“Sıcak savaş sırasında iki kez yaralandım. Yaralarımı her sardığımda silahıma tekrar sarılarak DAİŞ’in karanlık zihniyetine karşı savaşmaya devam ediyordum. 2015’te Miştenûr Hamlesi’ni başlattık. Hamleden önce moral için halaylar çektik. Saldırı gece de devam etti. Sabah nöbet yerine gittiğimde suikast kurşunuyla yaralandım. Boğazımdan kurşun yemiştim. Daha sonra arkadaşlar geldi ve hastaneye kaldırıldım. İki ay komada, bir ay yoğun bakımda kaldım. Üç aylık tedavinin ardından hayata yeniden tutundum. Uyandığımda kollarımı ve bacaklarımı hareket ettiremiyordum ve ayağa kalkamıyordum. Gözlerimi açtığım an çok farklı duygular içindeydim. Bir ay sonra ayağa kalktım ancak kollarım hareket etmiyordu ve boğazımdan vurulduğum için konuşamıyordum.

Buruk bir sevinçle zaferi duydu

Kobanê’nin özgürleştirildiğini hastanede duydum. Tedavi sürecinde bir doktor yanıma gelerek, ‘sana iyi haberlerim var’ dedi. Konuşamadığım için başımı salladım. Bana Kobanê’nin özgürleştirildiğini söyledi. Kobanê'nin kurtarıldığını duyduğumda tarif edemeyeceğim bir sevinç yaşadım. Ama kalbimde derin bir üzüntü vardı. Kobanê’nin kurtuluşu için mücadelede şehit düşen birçok yoldaşımın bu anı yaşamasını isterdim.”

Vahşete karşı tilili sesleri

“Kadınlar savaşın ortasında tilili çektiğinde DAİŞ çetelerinin ödü kopuyordu” diyen Newal Egîd, Şehit Arîn Mirkan’ın Miştenûr Tepesi, Şehit Rêvan’ın da Hêlincê’de gerçekleştirdikleri fedai eylemleri hatırlatıyor.

“Kadınların emeği ve direnişinin yanı sıra şehit kadın arkadaşların sayesinde Kobanê'de zafer kazanıldı. Kobanê'deki her kadın arkadaşın eylemi tüm dünya kadınları için özgürlüğe giden yolu açtı. Ayrıca kadın direnişi büyük başarılara imza attı. Bugün Rojava'ya yönelik yapılan her saldırı tüm dünya kadınlarına yöneliktir. Bu anlamıyla tüm dünya kadınlarını Kobanê'ye ve kadınların kazanımlarına sahip çıkmaya çağırıyorum.”

 

 

Şehit Avesta, Zilanlaştı

Newal Egîd Koçer’in güç veren hikayesi böyleyken, işgale karşı verilen direnişte ölümsüzleşen ve bugün onlarca kız çocuğuna adı verilen Şehit Avesta Xabûr’un hikayesine uzanıyoruz.

Fedai eylemi dilden dile anlatılan Avesta Xabûr (Zelûh Hemo), 1998 yılında Halep'in Şêxmeqsûd Mahallesi’nde doğup büyüdü. “Normal bir yaşamı asla kabul etmedi ve ‘Heval Zilan’ın yoldaşı olmalıyım’ diyordu” YPJ savaşçısı Canda Înat, ANF’ye verdiği söyleşide yoldaşı Avesta’yı bu sözlerle anlatıyor.

Şehit Avesta tam da dediği gibi yaptı ve Zilanlaştı. Takvim yaprakları bu kez 20 Ocak 2018'i gösterdiğinde, Türk devleti ve çeteleri, ağır silahlar ve 72 savaş uçağıyla Efrîn’e saldırmaya başladı. 58 gün süren ve Çağın Direnişi olarak tarihe geçen savaşta unutulmayacak kahramanlık destanları yazıldı. Avesta Xabûr, Çağın Direnişi’nin 7’nci gününde Cindirêsê’ye bağlı Hemam köyünde Türk askeri ve çetelerinin içinde bulunduğu bir tankı el bombasıyla havaya uçurdu ve direniş yeni bir aşamaya girdi.

Zayıflığı kabul etmiyordu

Şehit Avesta ile Şehit Roksen Taburu’nda tanışan ve daha sonra birlikte Anti Terör Birliğine katılan Canda Înat, 2017 yılına kadar Efrîn’de Avesta ile kaldıklarını söylüyor.  “Avesta heval yaşamında zayıflığı kabul etmiyordu” diyen Canda Înat, yoldaşını anlatmaya devam ediyor:

“Eleştirilere karşı duyarlıydı ve bir daha olmasına izin vermezdi. Yetişkinlerle yetişkin, çocuklarla çocuk olurdu. Herkesle iletişim kurabiliyor ve onları anlayabiliyordu. Birçok kez birlikte atılımlara katıldık.

Her zaman, ‘Önderlik özellikle kadınlara çok şey kattı, Önderliğe layık olabilmek için yaşamımda fedai bir insan olmalıyım' derdi. Bu duruşundan kaynaklı fedai eylem gerçekleştirdi. Heval Avesta, yoldaşlarına karşı duyarlı davranırdı. 'Bir arkadaşımız zayıfsa hepimiz zayıfız' derdi. O arkadaş bir seviyeyi geçene ve bazı şeyler o arkadaş tarafından anlaşılana kadar pes etmezdi. Heval Avesta’nın bu noktaya gelmesini sağlayan Rêber Apo’nun felsefesidir. Avesta yoldaşın kişiliğine ilişkin ne konuşursak konuşalım eksik kalır.”

Düşmana cevabı verdi

Şehit Avesta’nın 27 Ocak’ta yaptığı fedai eylemi anan Canda Înat, “Düşmana ve sürece zamanında cevap verdi. Çünkü Efrîn'e yönelik işgal saldırıları orada birlikte barış içinde yaşayan tüm halklara karşıydı. Düşmanın amacı sadece Efrîn topraklarını işgal etmek değildi, bütün kimlikleri birbiriyle savaştırıp halkı bölmek istiyorlardı. Halk kültürel soykırımla karşı karşıya kaldı” diyor. HABER MERKEZİ