Nur topu gibi Kürt meseleleri oldu

Dünya Haberleri —

Hişyar Özsoy

Hişyar Özsoy

  • HDP Dış İlişkiler Komisyonu üyesi ve Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy, “Bu memorandumla birlikte Finlandiya ve İsveç’in de nur topu gibi bir Kürt meselesi oldu. Halktan ve muhalefetten gelen sert tepkiler yüzünden İsveç hükümeti düşebilir” dedi. 

NATO’ya giriş bileti için Türkiye’yle üçlü bir memorandum imzalayan İsveç ve Finlandiya’nın İttifak’a katılım sürecini ve Kürtler üzerinden yapılan pazarlıkları yakından takip eden HDP Dış İlişkiler Komisyonu üyesi ve Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy, Erdoğan’ın iç kamuoyuna bir ‘zafer’ ya da ‘kazanım’ olarak lanse ettiği memorandumun bağımsız yargıyı bağlamadığını hatırlatarak, bunun sadece bir niyet beyanı olduğunu söyledi. 

Erdoğan zafer kazanmadı

Mezopotamya Ajansı’na konuşan HDP Milletvekili Hişyar Özsoy, memorandumun tamamına bakıldığında Erdoğan’ın sunduğu bir gibi bir zaferin olmadığının görüldüğüne dikkat çekerek şu tespitleri yaptı: “Memorandumda ‘İsveç ve Finlandiya PKK’yi ‘terör örgütü’ olarak gördüklerini teyit eder’ denmiş. Zaten AB ülkeleri PKK için ‘terör örgütü’ listelerinde diyorlardı, bu yeni bir durum değil. İkincisi iki ülke de YPG ve PYD’yi ‘terör örgütü’ olarak görmüyor. Türkiye bunu zorlamış ama kabul ettirememiş. Oradaki (Rojava) sivil yapılara, yardım kuruluşlarına, meclislere, otonom yönetim ve Suriye Demokratik Güçleri üzerinden isterseler yardım edebilirler.”

Ambargonun pek karşılığı yok

Özsoy, İsveç’in Türkiye’ye yönelik silah ambargosunu kaldırmaya hazırlanmasına ilişkin ise “Silah ambargosunun çok fazla bir karşılığı yoktu. Zira İsveç ve Finlandiya’nın Türkiye’ye sattığı çok fazla bir silah yok. 2019’da yürürlüğe konmuş kısmi bir ambargoydu. Fakat sembolikte olsa bunun kaldırılması, Türkiye’nin militarist yaklaşımına destektir” dedi.

Memorandum yargıyı bağlamaz

Hişyar Özsoy, İsveç’te yaşayan muhalif isimlerin olası iadesi konusunda ise “Memorandum yargıyı bağlamaz. Hükümet, mahkemeye ‘Bu kişiyi iade et’ diyemez. Mahkemelerin İsveç’te hükümetin direktifiyle iş yapması olası değil. Hükümet Ragıp Zarakolu’yu Türkiye’ye teslim etmeye çalışsın, İsveç’te hükümet düşer” diye konuştu.

Hükümet bile düşebilir

Memorandumun İsveç ve Finlandiya kamuoyunda sert tepkiyle karşılandığını hatırlatan HDP Milletvekili, “Erdoğan, Kürt düşmanlığıyla Kürt meselesini küresel hale getirdi. İsveç’te muhalefetin ve basının ciddi tepkisi var. Muhalefetin tepkilerine Sosyal Demokratlar cevap üretemiyor. Bu memorandumla birlikte Finlandiya ve İsveç’in de nur topu gibi bir Kürt meselesi oldu. Kürt meselesi yüzünden İsveç hükümeti düşebilir. Daha önce Rojava yüzünden Amerika Savunma Bakanı istifa etmişti” diye konuştu. 

Asıl zararı onlar görür

Kürtlere karşı Türkiye’ye destek vermelerinin asıl olarak İsveç ve Finlandiya’nın zararına olacağını ifade eden Özsoy görüşünü şu şekilde izah etti: “Zaten şu anda NATO’nun desteğiyle 40 yıldır Kürtlere karşı savaşan bir Türkiye var. NATO’yu, ABD’yi ve İngiltere’yi arkasına alarak, savaşı yürüten Türkiye’nin faşizan çığlıklarına İsveç ve Finlandiya katılsa ne, katılmasa ne. Her halükarda Kürtler mücadelelerini devam ettirir. Asıl düşünmesi gereken İsveç ve Finlandiya halkı ve siyasetçileridir. Erdoğan, açıkça talep ediyor; ‘Yargıyı ve uluslararası sözleşmeleri bırakın, benimle dar pazarlığa girin’ diyor. Şu an yapılacak her tartışma ülke içerisinde krize, tartışmalara gebedir. Böyle zaten içten çürütüyorlar. Resmen, hukuk kurumlarınızın üzerine çıkın, diyorlar. Çıkabilecekler mi? Çıkamayacaklar. İsveç’te kurumlar Kürt meselesi yüzünden birbirine girecek.”

Erdoğan’ın derdi iktidarda kalmak

Erdoğan’ın Batı ile “beni iktidarda tutun” pazarlığı yaptığını dikkat çeken deneyimli Kürt siyasetçi, “Ukrayna-Rusya savaşıyla birlikte Türkiye’nin jeopolitik gücü artmış durumda. Batı diyor ki; ‘Gel birlikte dünyayı dizayn edelim’, Türkiye ise ‘Yok ben Kürt döveceğim. Tel Rıfat’a gireceğim, Kürtlere saldıracağım’ diyor. İktidar, uluslararası güçleri toparlayıp, Kürtlere saldırmak için bir zemin yoklamaya çalışacak” dedi.

Biden pazarlığa girmedi

HDP Milletvekili, veto kartıyla aslında Erdoğan’ın asıl olarak ABD’den YPG, PYD ve SDG’ye dair taviz almak istediğini ancak ABD Başkanı Joe Biden’ın “bu bizim meselemiz” değil diyerek kapıları kapattığını belirterek, “İşi ucuza kapattılar. Kağıt üzerinde 3-5 tane taahhüt kaldı ama Erdoğan istenilen noktaya geldi” değerlendirmesini yaptı.

Kongre’nin tavrı mühim

Biden’ın Türkiye’nin F-16’ların modernizasyonu talebine yeşil ışık yakmasının tek başına bir şey ifade etmediğinin de altını çizen Özsoy, ABD’de hükümetin Kongre’den geçmeyen kararları uygulayamayacağını hatırlattı. Ayrıca Rojava’ya yeni bir işgal harekatı yapacağının sinyalini veren Türk devletine hem Kongre’nin iki kanadından hem de Biden’ın partisi Cumhuriyetçiler içinde tepkiler olduğuna geçen ayki Washington temasları sırasında bizzat şahit olduğunu söyledi.

Durumu fırsata çevirmeliyiz

Tüm bu tartışmaların Kürtler ve Kürtlerin haklı taleplerinin daha görünür olmasını sağlayabileceğini söyleyen Özsoy, nasılını ise şöyle anlattı: “Bu tür süreçlerin paradoksal sonuçları olur. Şu an İsveç ve Finlandiya basını hiçbir dönemde olmadığı kadar Kürtleri konuşuyor. Hiçbir dönemde olmadığı kadar İsveç ve Finlandiya halkı Kürtler hakkında bilgileniyor. Bu durumu fırsata dönüştürmemiz lazım.”

Erdoğan’ın bir parça aklı olsa

Özsoy, “Siyaseten konuşma kapasitesini yitiren Erdoğan, Kürt meselesini militarize ederek; NATO’ya taşımaya çalışıyor. Erdoğan bu meseleyi her uluslararası platformda bir restleşme unsuru olarak taşıdığı zaman Kürt meselesini küresel ajandaya sahip olmasını beraberinde getiriyor. 30 NATO üyesi oturup Rojava’yı ve Kürtleri konuşuyor. Erdoğan’ın bir parça aklı olsa Helsinki veya Stocholm’de değil, burada Kürt meselesinin çözümü için bir yol arardı” dedi.

HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.