PKK hayalimdeki partiydi

Dosya Haberleri —

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan

45 yıldır Kürt Özgürlük Hareketi’yle yürüyen Salih Muslim: Aşbetal’de kaybedilen umut PKK’yle yeşerdi

  • 1979’da Suudi Arabistan’da PKK’nin ilk kadrolarından Hüsnü Yorulmaz (Ali) ile tanıştım. PKK’yi anlatırken sanki Kürdistan’ın özgürlüğü için olması gerekeni, hayalimdeki örgütlenmeyi anlatıyordu. Adeta hayalimdeki parti kurulmuştu. Daha önce Aşbetal’da kaybettiğim umutlarım yeniden yeşermeye başladı. 
  • Hüsnü çelikten bir iradeydi. Mücadelesiyle Suudi Arabistan’da yaşayan herkes üzerinde iz bıraktı. Tam bir örgütleme makinasıydı. Mahsum Korkmaz Akademisi’ne gitti. Oradan da Kuzey Kürdistan’a geçti. Bir yıl sonra 1987’de Semsûr’da şehit düştüğü haberini aldık. 
  • Suudi Arabistan’da Newroz kutlaması yasaktı. Gizli gizli evde kutluyorduk. İlk defa 1984’te Riyad’da çölün ortasında bir çadır kurarak 100 kişinin katıldığı bir kutlama gerçekleştirdik. Miştenûr’da kitlesel bir Newroz etkinliği gerçekleşmişti. Videosu gelmişti, çok etkilenmiştik. Müthiş bir propaganda aracı olmuştu.

ERKAN GÜLBAHÇE

Salih Muslim her şeyden önce bir Kürt yurtseveri olarak halkın gönlünde yer edinmiş bir isim. Geniş halk kitleleri onu her ne kadar Rojava Devrimi sürecinde PYD Eşbaşkanı olarak tanısa da onun Kürt Özgürlük Hareketi’yle ilişkisi 1979 yılına dayanır. Suudi Arabistan’da çalışırken PKK kadrosu Hüsnü Yorulmaz ile başlayan yoldaşlığı onu daha sonra PKK’nin emektar ve fedakar yurtseverlerinden biri haline getirir. KDP’nin 1975’te Baas rejimine karşı Aşbetal (teslim bayrağını çekme/tasfiye) ilanından sonra bir süre umutsuzluğa kapılan Salih Muslim, PKK ile tanıştıktan sonra yaşadığı değişimi “Aşbetal’da kaybettiğim umutlarım yeniden yeşerdi” sözleriyle özetliyor. 1983 yılında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’la Şam’da tanışması ise ona hayatında yepyeni bir pencere açar. 

PKK’nin kuruluş yıl dönümü vesilesiyle, 45 yıldır kesintisiz olarak bu mücadelenin içinde olan ve birçok dönüm noktasının tanığı olan PYD Başkanlık Konseyi Üyesi Salih Muslim ile görüştük. Söyleşimizin ilk bölümünde Kürt siyaseti ve PKK’yle ilk tanışma, Suudi Arabistan’daki ilk örgütlenmeler, ilk dönem kadroları ve ilk Newroz kutlamalarını konuştuk. 

Salih Muslim

 

Siyasetle ilk defa ne zaman ve nasıl tanıştınız?

1970-1977 yılları arasında İstanbul Teknik Üniversitesi’nde okuyordum. O dönem İstanbul’da okuyan Rojavalı gençler olarak sürekli toplanıyor, aramızda tartışmalar yürütüyorduk. Ancak Kuzey Kürdistan’daki siyasi Kürt çevreler ile ilişki kurmaktan kaçınıyorduk. Çünkü 1974-1975 yıllarında Kuzey Kürdistan’daki siyasi Kürt çevreler ile ilişki kuran birkaç arkadaşımız sınır dışı edilmişti. Biz de okulumuzu bitirmek için Kuzeyli Kürt çevreleriyle ve hatta Güney Kürdistan’dan İstanbul’a okumak için gelen gençlerle aramıza mesafe koyuyorduk. Ancak Rojavalı gençler olarak Kuzey Kürdistan’daki siyasi çevrelerin hareketlerini de takip ediyorduk. Zaman zaman bunlar hakkında tartışmalarımız da oluyordu. 

Güney Kürdistan’da 1975’de Barzanî hareketinin Aşbetal [hareketin tasfiyesi anlamında kullanılan bir söz] denilen tasfiye süreci ve İran’a çekilmesi deyim yerindeyse kafamıza bir balyoz gibi inmişti. Biz bütün umutlarımızı oraya bağlamışken bir anda mücadeleyi bırakıp tasfiye oldular. Hayallerimiz yıkılmıştı. 1977 senesinde üniversiteden mezun olduğum süreçte Kuzey Kürdistan’daki Kürtler arasında siyasi anlamda bir kımıldanmanın olduğunu fark etmiştim. Özellikle Diyarbakır’daki ve İstanbul’daki talebe yurtlarının çalışmalarını takip ediyor ancak çalışmaların içerisinde yer almıyordum.

Rojavalı gençler olarak o dönem tartışmalarınızın gündeminde neler vardı?

Ülkemizden uzakta olmamız nedeniyle Rojavalı gençler olarak aramızda bir bağ oluşmuştu. Bu, zamanla siyasi tartışmaların da gelişmesine neden oldu. “Kürt halkını harekete geçirme ve Kürdistan’da nasıl bir mücadele gelişmeli” yönünde tartışmalarımız oluyordu. Özellikle Barzanî hareketi neden Aşbetal ilan etti? 100 bin kişilik Peşmerge gücü nasıl bir anda lağvedildi? Nerede hata yapıldı, neden bu noktaya gelindi? şeklinde çok ciddi tartışmalarımız oluyordu. Bir hareketin başarılı olabilmesi için devrimci ve sosyalist olması gerektiği konusunda hem fikirdik. En azından Kürdistan’da devrimin gerçekleşmesi için nasıl bir mücadele verilmesi gerektiği fikri olgunlaşmıştı.