Sadece bir gece kalacaklardı!
Toplum/Yaşam Haberleri —
- İş makinası çalışırken enkazın içinde bir el farkettik. Hemen ellerimizle üzerlerindeki toprağı temizlemeye başladık. Önce babasının beyaz saçlarını, biraz daha kazınca Fatih’in siyah saçlarını gördük. Babası Fatih'in üstüne siper olmuş, onu korumak istemişti.
ERDOĞAN ZAMUR/BASEL
Depremde on binlerce insan yıkılan binaların enkazında can verirken ardlarında trajik hikayeler de bıraktı. Bunlardan biri de Fatih Kemal Ayık ve babası Ahmet’ti. Hatay'a bir günlüğüne giden baba oğula Mozaik Otel mezar oldu.
Fatih Kemal Ayık, Dersimli Saray ile Elazığlı Ahmet’in 4 çocuklarından en küçüğü olarak 2001 yılında Almanya’nın Münih kentinde dünyaya geldi. Anne-baba ayrılınca çocuklar babalarıyla birlikte Elazığ’a ardından Antalya-Manavgat’a yerleşti. Maddi imkansızlıklar nedeniyle liseye kadar okuyan, ardından çalışmaya başlayan Fatih, ablaları evlenince Almanya’ya annesinin yanına gelerek burada çalışmaya devam etti. Dayısı Erdal Kotan, “Çalışmaya başladı çünkü babasını düşünüyordu ve ona yardım etmesi gerekiyordu. Onu yalnız ve çaresiz bırakamazdı. Öyle de yaptı. Eline geçen üç kuruşunu babasına gönderiyordu. Sadece babaya değil kız kardeşlerine de destek oluyordu” dedi.
Otel yerle bir oldu
Sağlık sorunları artan ve artık tamirhanede çalışamayan babası için Fatih’in bir araç almak istediğini aktaran dayısı, “‘Antalya’da turizm işi iyidir’ diyerek bir vip araç alıp otellere kiraya verip çalıştırma planı yapıyorlardı. Bir oto galeride araç bulmuşlar. Araç Hatay Reyhanlı'daydı. Babası ve Fatih kredi çektiler. Galeriye kapora ödenmişti. Arabayı almak için Hatay’a gittiler” dedi.
Fatih'in Almanya’dan gelip babasıyla birlikte Hatay’a gittiğinden deprem sonrası haberdar olduklarını söyleyen Kotan, “Sadece bir gece kalacakları otel depremde yerle bir oldu” dedi.
En azından Fatih yanındaydı
Fatih’in eniştesi Engin Ayık ise şunları aktardı: “Antakya’da Mozaik Otel’de kalacağını söylemişti. Sabah 5 gibi deprem olduğunu öğrendim ve hemen kayınpederimi aradım. Ama telefon kapalıydı. Mesaj attım, bekledim cevap gelmedi. Kayınpederim kalp ve yüksek tansiyon hastasıydı. En azından Fatih yanında hemen müdahale eder veya hastaneye götürür diye düşündük. Akşam saat 5 olunca ve hiç haber çıkmayınca artık durup beklemenin hiçbir anlamı yoktu. İzmir'den ben ve Fatih’in amcası yola çıkmaya karar verdik. Önce Antalya'ya gittik, oradan araç değiştirip aile dostumuz olan bir arkadaşımı da yanımıza alarak 3 kişi Hatay yoluna koyulduk. Yolculuk esnasında her an haber gelir diye umut ettik…"
Çaresiz ve yalnız kalakaldık
Depremden 40 saat sonra Mozaik Otel’e varırlar. Tarif üzerine oteli bulduklarını anlatan Engin Ayık, "Otel yıkılmıştı. Otelin yıkılmış olmasını bekliyorduk ama bu kadar çaresiz ve yalnız kalabileceğimizi bilmiyorduk. Hiçbir çalışma veya yardım ekibi gelmemişti. Otelde yaklaşık 12 kişi olduğu, hemen hepsinin kendi imkanlarıyla çıktığını söylediler. Bizimkilerden bir iz, bir işaret yoktu. Fotoğraflarını gösterdik, belki yaralı çıkmışlardır diye ama hiç gören olmamıştı” dedi.
Gönüllüler yardıma koştu
İlk şoku atlattıktan sonra Fatih ve babası için iş makinası aramaya koyulduklarını belirten Ayık, “Antakya'nın yerlisi ve gönüllü olarak Diyarbakır, Bingöl ve Mersin'den haberi duyup gelen, inşaatçılardan oluşan bir grup kurtarma çalışması başlattılar. Enkazın üzerindeki çatı kalkınca bir kişi sağ çıkarıldı. Bu bir umut yarattı ama zaman geçtikçe umutlar yok oldu” diye anlattı.
Enkazda bir el farkettik!
Uzun süre enkazın olduğu yerde beklediklerini söyleyen Ayık, "Depremin 4. günü sabahı iş makinası çalışırken enkazın içinde bir el fark ettik. O anda iş makinasını durdurduk ve hemen ellerimizle üzerlerindeki toprağı temizlemeye başladık. Önce babasının beyaz saçlarını gördük biraz daha kazınca hemen altında siyah saçları gördük, işte o an yıkıldık. Babası Fatih'in üstüne siper olmuştu onu korumak istemişti. Yan duruyordu, babası eline telefonu alıp üzerine yatmıştı evladının yanağının üzerindeydi öylece. Baba oğul sessizce sonsuzluk uykusuna dalmışlardı. Sözün bittiği noktaydı. Öyle kala kaldık” diyor, sözleri boğazına dizilerek.
Cenazeler pikap ardında
Gönüllüler tarafından cenazeleri enkazdan çıkarılarak ailesine teslim edilen baba ve oğun cenazeleri defin için Elazığ’a götürüldü. Ancak bu da hiç kolay olmadı. Tanıdıkların yardımıyla bir pikapın arkasında Antakya’da kurulan sahra hastanesine götürüldü. Savcıdan ölüm belgesi alındı. “İzmir’den tanıdıklar sayesinde Kocaeli Belediyesi’nden cenaze aracı ayarladık. Böylece cenazemizi alıp yola koyulduk” diyen Engin Ayık son olarak şunları belirtti: “Arkamızda bir kaos bıraktık. Şehirde iletişim yok, koordinasyon yok, yetkili yok, güvenlik yok. Hatay'da insanlık dramı yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. İnsanlar cenazelerini bulabildim diye seviniyor.. Yaşanan acıların izleri silinmeyecek kadar derin.”