Şam’da şeriat otobüsleri

Kadın Haberleri —

  • Şam’da, toplu taşımada kadın ve erkeklerin ayrı oturmasını ve kadınların arkada seyahat etmesini zorunlu kılan karar, kadınların tepkisine yol açtı.

Şam’da, Heyet Tahrir El-Şam (HTŞ) geçici yönetiminin resmi olmayan kararı, kentte toplu taşıma araçlarında cinsiyet ayrımcılığı tartışmalarına yol açtı. Şam Toplu Taşımacılık Şirketi'nden (Zajel Transport) üst düzey bir yetkili, El-Kuds El-Arabi'ye konuşarak, karara ilişkin, “Bu, İdlib'den Halep'e, ardından Hama ve Humus'a uyguladığımız bir yöntem” dedi. Karar, Şam’da birkaç gün içinde uygulanmaya başlandı ve tüm kamu ve özel toplu taşıma araçlarına, hatta mikro otobüslere kadar genişletildi. Otobüslerde erkekler ön kapıdan, kadınlar ise arka kapıdan binip inecek. 

Otobüslerde kadınların arka kısımda, erkeklerin ise ön kısımda seyahat etmesini zorunlu kılan bildiriler, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine yol açtığı gerekçesiyle kadınlar tarafından sert bir şekilde eleştirildi. Karara tepki gösteren kadınlardan Reem Al-Ahmad, “Bu karar, bir gerilemeyi temsil ediyor ve ilerlemeye dair hiçbir iz taşımıyor” derken, Alaa Muhammed ise, “Taciz gibi sorunlar, ayrımcı yasaklarla değil, caydırıcı yasalar ve eğitimle çözülür” ifadeleriyle tepkisini dile getirdi. Kadınlar, sorunun faillere ağır cezalar getirilerek çözülmesi gerektiğini savunuyor. Kadınları korumak ile bireysel özgürlükleri savunmak arasındaki denge arayışı, toplu taşımada cinsiyet ayrımcılığına ilişkin tartışmayı daha da karmaşık hale getirdi. 

 

* * *

 

Ayrımcılığın “yol” hikayesi

Dünyanın çeşitli bölgelerinde, kültürel normlara uyum sağlamak gerekçesiyle toplu taşımada cinsiyet ayrımcılığı politikaları uygulanıyor. Japonya’dan İran’a, Hindistan’dan Meksika’ya kadar birçok ülkede kadınlara özel vagonlar veya otobüsler bulunuyor. Japonya, toplu taşımada cinsiyet ayrımcılığı uygulayan ilk ülkelerden biri. 

Otobüs koltuğundaki direniş:  Rosa Parks

ABD’de 20. yüzyılın ortalarına kadar uygulanan Jim Crow yasaları, toplu taşımada ırk ayrımcılığını kurumsallaştırarak siyahi yolcuları otobüslerin arka koltuklarına zorladı ve beyaz yolcularla yan yana oturmalarını yasakladı. Siyahi kadınlar, ırk temelli bu ayrımcılığın yanı sıra cinsiyet temelli taciz ve dışlanmayla da mücadele ediyordu. 1 Aralık 1955’te, Alabama’nın Montgomery kentinde Rosa Parks, otobüste beyaz bir yolcuya yerini vermeyi reddederek tarihe geçti. “Kalkıp yerimi bir başkasına vermem gerektiğine inanmıyorum” diyerek direnen Parks, “kamu düzenini bozmak” suçlamasıyla tutuklandı. Rosa Parks’ın tutuklanması, Montgomery’de siyahi toplumu harekete geçirdi. Siyahi vatandaşlar, otobüsleri boykot ederek her yere yürüyerek gitmeye başladı. Bir yıldan fazla süren bu protesto, Martin Luther King Jr.’ın liderliğinde büyüyerek ulusal bir harekete dönüştü. Boykot, ekonomik baskı yaratırken, ırk ayrımcılığına karşı mücadelenin sembolü haline geldi. 1956’da ABD Federal Mahkemesi, otobüslerdeki ırk ayrımcılığı uygulamasını anayasaya aykırı bularak yasakladı.  Rosa Parks, bir otobüs koltuğundaki direnişiyle, yalnızca ırk eşitliği için değil, siyahi kadınların mücadelesi için de bir sembol haline geldi. HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.