Savaşı derinleştirme, siyasi çözüme gel

❏

  • KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Türk devletine, bölge devletlerine ve uluslararası güçlere, Kürt halkının seçimlerdeki tutum ve iradesini dikkate almaya, buna göre harekete etmeye davet etti.
  • Eşbaşkanlık, şunların altını çizdi: “Türkiye'de ihtiyacı duyulan temel şey; Kürtlerle savaşı derinleştirmek değil, Türkiye'nin demokratikleşmesi temelinde Kürt sorununun demokratik siyasi çözümüdür.”

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, 31 Mart yerel seçimlerinde Kürt halkının tutumunun, oynadığı rolün ve aldığı tarihi başarının, herkes tarafından doğru okunması ve anlaşılmasını istedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, 31 Mart’ta Türkiye ve Kuzey Kurdistan’da gerçekleştirilen seçimlerin sonuçlarına dair yazılı bir açıklama yaptı. Yerel seçimlerde tarihi başarılar elde eden Kurdistan halkını kutlayan Eşbaşkanlık, bu başarının Kürt halkının bütünlüklü olan özgürlük mücadelesini güçlendirdiğini vurguladı. Kurdistan halkının, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride, iradesini gasp eden kayyum rejimine, AKP-MHP iktidarının inkar ve soykırım siyasetine karşı açık ve net bir tutum ortaya koydunun altın çizen Eşbaşkanlık, şöyle devam etti: “Kurdistan, AKP-MHP faşizmine geçit vermemiştir. 9 yıldır Kürt halkına boyun eğdiremeyen, Kürt halkını Önder Apo'dan ve özgürlük duruşundan vazgeçiremeyen, Türkiye toplumunu Kürtlere düşman kılmayı başaramayan AKP-MHP faşizmi Türkiye toplumundan da tarihi bir tokat yemiş ve baş aşağı yere yuvarlanmıştır. Bu tarihi başarı, özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren herkesin ortak başarısıdır. Bu sonuçlar, özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren demokratik güçlere dar tutumları tümüyle aşarak birlik ve ittifaklarını daha fazla geliştirme çağrısı da olmuştur.”

Hiçbir faşist sistemin başvurmadığı yöntemler

Seçimler demokratik bir ortamda geçmediğine, Kurdistan'da kelimenin tam anlamıyla sıkıyönetim altında yapıldığına işaret eden Eşbaşkanlık, şunları söyledi: “Zaten Kurdistan, 9 yıldır sıkı yönetim altında sömürge müfettişlerince yönetilmektedir. Kayyumlar bunun sadece bir boyutudur. Kurdistan'da tümüyle askeri-faşist bir ortam söz konusudur. Seçimler işte bu ortamda gerçekleşmiş; baskı, tehdit, şantaj ve şiddet ortamında halk seçimlere gitmiştir. On binlerce asker, polis, sivil, memur vb. kılıklar altında insanlar Kurdistan'a getirilmiş ve onlara oy kullandırılmıştır. Bu uygulama AKP-MHP faşizminin nasıl bir anlayışa sahip olduğunu, Kürt düşmanlığında ne kadar derinleştiğini ortaya koymaktadır. Bugüne kadar hiçbir faşist sistem, böyle bir yönteme başvurmamıştır.

Kürt halkı gaspa razı edilemez

İşte Kurdistan'da alınan tarihi başarı, tüm bunlara rağmendir. Bu da açıkça ortaya koyuyor ki Kürt halkının aldığı sonuçlar resmiyette gösterilen sonuçların katbekat üstündedir. Kürt düşmanı faşist AKP-MHP'nin hiçbir Kürt kentinde, kasabasında, köyünde varlığı yoktur. Kurdistan'da başta Şırnak merkez ve ilçeleri, Hakkâri'nin ilçeleri, Kars, Bitlis, Bingöl olmak üzere AKP-MHP'nin hanesine yazılan bütün yerler gasp edilen yerlerdir. Kürt halkı kesinlikle bu durumu kabul etmez, gaspa razı edilemez.”

Kürt halkının tutumu doğru anlaşılmalı

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, 31 Mart yerel seçimlerinde Kürt halkının tutumunun, oynadığı rolün ve aldığı tarihi başarının, herkes tarafından doğru okunması ve anlaşılmasını isteyerek, şunları ifade etti: “Faşist AKP-MHP iktidarının, ırkçı, milliyetçi, dinci söylemlerle ve Kürt düşmanlığına dayalı politikalarla Türkiye'ye yapmadığı kötülük kalmamıştır. 22 yıllık iktidar döneminin özellikle son 9 yılında Türkiye'yi getirdiği nokta tam bir felaket olmuş, Türkiye halkını büyük bir yoksulluğa sürüklemiştir. Türkiye ajanların, mafya ve çetelerin, vurgun ve talancıların yuvası haline getirilmiştir.

Kürt halkı ve Kürt Özgürlük Hareketi yıllardır bu insanlık düşmanı faşist zihniyetle mücadele etmektedir. Bu mücadelenin son seçimlerde de görüldüğü gibi tarihi sonuçları olmuş, AKP-MHP soykırımcı sömürgeci politikalarını çökertmiş ve Türkiye'de ise bu faşist iktidarı büyük hüsrana uğratmıştır. Geldiğimiz aşama itibarıyla Kürt halkının mücadelesinin ne anlama geldiğinin daha iyi anlaşıldığına inanıyoruz. Şüphesiz Türkiye halkları ve demokratik sosyalist güçleri de AKP-MHP faşizmine karşı mücadelenin önemli bir parçası olmuştur. Artık gelinen noktada AKP-MHP iktidarıyla Türkiye daha fazla yönetilemez, yol yürünemez.

Bu irade görülmeli, dikkate alınmalı

AKP-MHP iktidarı, Kürtlere karşı savaşı derinleştirmenin arayışı ve hazırlığı içerisindedir. Bunun, Türkiye'nin sürüklendiği olumsuz gidişatı daha fazla derinleştirmekten başka sonuç vermeyeceği çok açıktır. Türkiye'nin aydınları, yazarları, sanatçıları, siyasetçileri bu durumu görmeli ve kabul etmemelidir. Türkiye'de ihtiyacı duyulan temel şey; Kürtlerle savaşı derinleştirmek değil, Türkiye'nin demokratikleşmesi temelinde Kürt sorununun demokratik siyasi çözümüdür. Kürt halkı, Newroz'da ve seçimlerde tutumunu net bir şekilde ortaya koymuş, Önder Apo üzerindeki tecridin derhal kaldırılmasını, Önder Apo'nun fiziki özgürlüğünün sağlanmasını ve Kürt sorununun çözümünde muhatap alınmasını belirtmiştir. Herkes Kürt halkının bu tutumunu ve ortaya koyduğu iradeyi görmeli ve dikkate almalıdır.

Uluslararası güçler ve bölge devletlerine

Bölge devletleri ve uluslararası güçlere şu çağrıda bulunuyoruz; hiç kimse AKP-MHP'nin Kürt soykırımını daha da derinleştiren, halkları birbirine düşüren ve bölgeyi daha fazla savaş ve çatışmaya sürükleyen planlarına destek vermemeli, yanında yer almamalıdır. Herkes, Kürt halkının iradesini dikkate alarak hareket etmelidir.” BEHDÎNAN

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.