Şengal fermanı 7. yılında

Forum Haberleri —

.

.

  • Êzîdîlere yapılacak en büyük yardım iradelerine saygı duymak ve daha fazla iradeli olmalarını teşvik etmektir. Fermana verilecek en anlamlı cevap fermandan dersler çıkararak bir daha tekrarlanmamasını sağlamaktır.

Şükrü GEDİK

Fermanın üzerinden 6 yıl geçti. Êzîdî toplumu, karanlıklara gömüldüğü 3 Ağustos gününden bu güne, fermanın karanlıkta kalan yüzünü aydınlatmaya çalışıyor.


DAİŞ çeteleri 3 Ağustos 2014 günü Şengal’e saldırdıklarında fazla tedirginlik, korku, panik yaratmadan, Êzîdî toplumunu fermana alıştırmak için taktikler izlemişlerdi. Tıpkı boğazı kesilerek katledilen insanların soğuk kanlı duruşlarını görüntülerde izlediğimiz gibi, ölüme alıştırma seanslarına tabi tutarak kurbanı alıştırmaya benzer bir yöntem uygulamıştı. İnsani bir felaketin yaşanacağını kimse kestirememişti. İlk saldırının ardından Koço Köyü’ndeki toplu katliam 15 Ağustos günü yapılmıştı. Yani tam hakimiyet kurarak, 12 günlük aradan sonra toplu katliamlara başlamıştı.


Yaşanan bu fermanın tüm boyutlarıyla açığa çıkarılması ve aydınlatılmasına ihtiyaç vardır. Kafaları meşgul eden sorulara halen cevap bulunmaması Êzîdî toplumu açısından ciddi bir sorundur.


İlk soru: KDP güçleri böyle bir fermanın gerçekleşeceğini önceden biliyorlar mı? eğer biliyorlarsa, neden tedbirler alınmadı?


Soru iki: Tek bir mermi sıkmadan ve hiç bir direnç göstermeden Şengal’i terk etme kararı alan KDP güçleri, neden halkın çıkmasına izin vermediler? Ya da halkın tahliyesini neden yapmadılar?


Soru üç: KDP güçleri Şengal’den çekilirken, Êzîdîlerin kendilerini savunmaları için silah ve cephane istemelerine rağmen neden verilmedi?


Soru dört: Ferman sonrası tekrar Şengal’e dönen KDP güçleri, Êzîdî savunma birliklerine ve asayiş güçlerine saldırarak, içlerinde gazeteci Nujiyan Erhan’ın da olduğu 10’un üzerinde insanı katlederek neden katliam yaptı?


Soru beş: Haşdi Şabi güçleri Şengal’e girince, Êzîdîleri yine savunmasız bırakarak Şengal’i ikinci kez neden terk etti?


Soru altı: Fermandan sonra uluslararası kurum ve kuruluşlardan Êzîdîler için gönderilen yardımların Şengal’deki Êzîdîlere ulaşmasını neden bloke etti? Milyonlarca doları bulan bu paralara ne oldu?


Sorulacak soru çok ama cevapları yok. Biraz vicdan ve izan sahibi olan herkes, ferman karşısında yüreği sızlayan her insan, bu kanlı ferman senaryosunda rol üstlenenlere bu soruları sormaya hakkı vardır. Êzîdîleri savunmasız bir şekilde, DAİŞ çetelerinin insafına bırakıp Şengal’i terk eden KDP, fermanda ki duruşunu izah etmesi gerekiyor. Şengal fermanında kendi sorumluluklarını görüp, Êzîdî halkına bir özür ya da özeleştiri vermeyi düşünüyorlar mı acaba? Yoksa hiç bir şey olmamış gibi, Şengal’i kendisinin mülkü gibi görerek, istedikleri zaman Şengal’e giden, zoru görünce de sıvışıp kaçan duruşunu izah etmeden, Êzîdîlerin mağduriyetlerini fırsat bilerek bunun üzerine politika yürütmek ahlaki değildir. Êzîdîlerin yaşadığı travmaya, ruhsal çöküntüye, irade kırılmasına, onurları incinmesine yol açanların Êzîdîlere söyleyecek sözleri bitmiştir. Bütün bu yaşanmışlıklara rağmen, Êzîdîleri siyasi çıkarlarına kurban etme çabaları içinde olmaları en az ferman kadar acı veren bir durumdur.


Êzîdî fermanı 6. yılını doldurmasına rağmen Şengal için tek bir çivi dahi çakmayan KDP, Şengal’deki halk iradesini tanımayarak, sürekli çelişki üretmesi, Türk devletinin saldırılarına zemin sunması da işin cabasıdır. Hava saldırılarıyla Êzîdîleri katleden Türk devletini kınamayan KDP, Şengal’deki öz savunma gücünü ve özerk yönetimi hedef almaktadır. Oranın idari, siyasi yapısını ele geçirmek öncelikli işi olmuştur. Êzîdîlerin irade olmasını, kendi kendilerini yönetmesini istememektedir. Toplumun çelişkilerinden, maddi imkansızlıklarından, çaresizliklerinden faydalanarak Şengal’e müdahale etmenin yollarını arıyor. Fermanın yarattığı etkiyi ve hatta Êzîdî toplumunu, kendi siyasi ilişkilerinin aracı haline getirmeyi sürdürüyor.


Êzîdî toplumunun birliğe ihtiyacı vardır, örgütlenmeye, idari yapılarını oluşturmaya ve öz savunmaya ihtiyacı vardır. Êzîdîlere yapılacak en büyük yardım iradelerine saygı duymak ve daha fazla iradeli olmalarını teşvik etmektir. Fermana verilecek en anlamlı cevap fermandan dersler çıkararak bir daha tekrarlanmamasını sağlamaktır. Bunun için Êzîdîleri cesaretlendirmek, her zeminde desteklemek, dış destek aramak, diplomasi yürütmek ve statü sahibi kılmaktır. Özerk yapıya kavuşturulmadığı müddetçe her zaman tehlikelere karşı açık olacaklardır. Kendi güvenliklerini kendileri sağlamaları bir zorunluluktur. Fermandan çıkarılacak en yakıcı ders savunma dersidir. Ne KDP ve ne de Irak hükümeti Êzîdîleri savunamamıştır, daha açık söylersek savunmamıştır. En temel hak savunma hakkıdır. Êzîdîler bundan asla vazgeçmemelidir.


KDP ve Irak devleti, kadim bir geleneğin, kültürün ve inancın sahibi olan Êzîdî toplumunun özgünlüklerini dikkate almaları ve Şengal’in özerk statüye kavuşturulması için yasal güvence sunmaları beklenir. Êzîdî toplumuna yapılan ferman karşısında kendilerini aklamak istiyorlarsa meşru öz savunma ve özerk yönetimlerini resmen tanıma ve Şengal için anayasada belirtildiği içerikte La merkezi sisteme kavuşturmaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.