Şırnak’ta ormanların yüzde 15’i yok edildi

Toplum/Yaşam Haberleri —

Şırnak

Şırnak

  • Ağaç kesimi, maden, petrol ve baraj... Yasaklar ve özel güvenlik bölgesi kararları ile birçok alana girişin olmadığı Şırnak'ta güvenlik, gençleştirme veya ihaleye verme bahaneleri ile 7 yıldır süren ağaç kesimi devam ediyor. Yaşanan kesimlerin özellikle yasaklı bölgelerde yapılması da dikkatlerden kaçmıyor. 

MEDİNE MAMEDOĞLU

Yer altı ve yer üstü kaynaklarıyla zengin bir ekolojik yapıya sahip olan Şirnex'te son 7 yıldır kesintisiz bir şekilde doğa talan ediliyor. El değmemiş dağları ve topraklarıyla bilinen kentte, yurttaşların tek geçim kaynağı hayvancılık olurken, kentin yasaklı birçok köyünde ise doğal şelale ve göletler bulunuyor. Son süreçte yaşanan tahribat nedeniyle birçok alandaki su kaynakları kururken, yurttaşların hayvanlarını otlattığı ağaçlar ise günden güne azalıyor. Maden arama, petrol arama ve baraj projeleriyle delik deşik edilen kentte, her projeden önce ise mutlaka alanda bulunan genç veya yaşlı ağaçlar kesiliyor. İlk olarak "gençleştirme" ardından ise "güvenlik" gerekçesi ile kesilen ağaçlar bugün ise iktidara yakın isimleri zengin etmek için satılıyor. Konuya dair mücadele içinde olan siyasetçiler ve STK'lar herhangi bir muhatap bulamazken, 7 yıl içinde kenttin özellikle dağlık alanlarında binlerce ağaç kesildi. Bu şekilde kentte yaklaşık olarak yüzde 15'lik bir ormanlık alan yok oldu. 

Kesintisiz bir kırım

Kentte ağaç kesimleri, 8 Ekim 2018 tarihinde Cudi ve Besta bölgelerinde "güvenlik gerekçesiyle" başlatıldı. Bu süreç, zamanla Gabar, Namaz Dağı, Güneyçam ve Beytüşşebap gibi bölgelere yayıldı. Şırnak Barosu'nun raporlarına göre, 2021 yılında sadece yedi ay içinde Şırnak ormanlarının %8'i yok edildi. Toplamda, iki yıl içinde yaklaşık 500 bin ton ağaç kesildiği bildirildi. Yaşanan talan uydu fotoğraflarına da yansıdı. Kesimler, çoğunlukla "özel güvenlik alanı" ilan edilen bölgelerde gerçekleştirildi ve bu alanlara sivil girişler yasaklandı.

 

 

Gerekçe her sene değişti!

Cudi, Gabar ve Besta bölgelerinde 2018 yılından bu yana sistematik şekilde gerçekleştirilen ağaç kesimleri, hem doğayı hem de bölge halkını tehdit eder hale geldi. Resmî makamların “orman gençleştirme” ve “güvenlik gerekçesi” olarak açıkladığı kesimlerin ise son olarak ihale yöntemi ile kesildiği ortaya çıktı. Muhtar ve korucular eliyle bölgedeki köylülere ağaç kesimine dair "Ya siz kesersiniz ya da biz keseriz, yakarız" denilerek zorla belge imzalatıldığı öğrenildi. Son 7 yılda ekosistem sistem yok olma ile karşı karşıya kalırken, kentte sıcaklık arttı ve hayvancılık yapan yurttaşlar büyük bir mağduriyet yaşadı. Devam eden kesimler kentti çölleşmeye doğru götürürken, kesimlerin valilik tarafından "özel güvenlik bölgesi" ilan edilen bölgelerde yoğunlaşması da dikkatlerden kaçmıyor. İlk senelerde "güvenlik" gerekçesiyle yapılan kesimler son dönemde rant ve sermaye amacıyla yapılırken, kesilen ağaçların kime satıldığı ve kimi zengin ettiği ise soru işareti olarak kalıyor. 

Ağaç kesimi gençlere 'iş imkânı' olarak sunuyormuş!

Hukuki olarak, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Şırnak Temsilciliği, Şırnak Orman İşletme Müdürlüğü'ne idari başvuruda bulunarak, 2022-2025 yılları arasında yapılan ağaç kesimlerinin detaylarını sordu. Bu başvuruda, kesimlerin kimler tarafından yapıldığı, hangi gerekçelerle gerçekleştirildiği ve elde edilen odunların akıbeti gibi sorular yöneltildi. Şırnak Barosu’nun yayımladığı son raporlara göre, 2018-2022 yılları arasında yüzde 8'lik bir ormanlık alan yok oldu. Bu rapor kapsamında orman kaybının yüzde 15'e vardığı tahmin ediliyor. Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2021’de Şırnak topraklarının %44’ü ormanlarla kaplıyken, bu oran 2022’de %36’ya kadar geriledi. Şırnak Barosu Çevre ve Kent Komisyonunun verdiği bilgilere göre ormanlık alanlardan günlük olarak 40 ila 50 kamyon ağaç taşınıyor. Kamyonlar üstleri açık bir şekilde odunları taşırken, sıra sıra trafiğe çıkan kamyonlar yurttaşların hayatını da riske atıyor. Her kamyonun yaklaşık 35-40 ton odun taşıdığı, ton başına ise 1.200 ila 1.500 TL arasında satış yapıldığı belirtiliyor. Yine kentteki işsizlik nedeniyle özellikle iş bulamayan gençlerin günde 2.500 TL karşılığında ağaç kesmek için işe alındığı öğrenildi. 

 

 

Muhatap bulunamıyor

Yapılan kesime tepki gösteren ekolojistler, milletvekilleri ve köylüler ise kesimin durdurulması noktasında gittikleri resmi kurumlarda muhatap bulamıyor. Geçtiğimiz hafta valiyle görüşen kişilere valinin "Size söz veriyorum bundan sonra kesilmeyecek. Köylülerin kendisi kesiyor. Biz yeni ihaleye açtık" söylediği öğrenildi. Fakat sonrasında da kentteki birçok alanda kesim devam ederken, "köylülerin yaptığı" iddiasına dair görüştüğümüz yurttaşlar ise orman müdürlüğü tarafından köylerine gelen ekiplerin kendilerine belge imzalatmak istediği bilgisini verdi. Söz konusu birçok alanın ihaleye açıldığı ve ihaleyi de kentteki ilk ağaç kesimlerini gerçekleştiren Babat ve Tatar ailelerinin aldığı da gelen bilgiler arasında. 

Gabar delik deşik

Son olarak Besta ve Beytüşebab (Elke) bölgesine sıçrayan ağaç kesimi, şirketlerin maden ve petrol aradığı Gabar ve Cudi dağında ise büyük bir tahribata yol açtı. Petrol araması için Gabar dağında binlerce ağaç kesilirken, Cudi dağında ise kömür, çinko ve altın gibi maden aramaları için hem ağaçlar kesildi hem de bölgede dağlara büyük zarar veren dinamitler patlatıldı. Bölgede açılan yüzlerce maden ocağı, Hêzil ve Habur çayları ile Nêrduş deresinin kirlenmesine neden oldu. Daha önce içme suyu olarak kullanılan bu çay ve dereler, kirlilik nedeniyle artık sulamada dahi kullanılamıyor. İki alanda da yoğun arama çalışmaları devam ederken, Gabar dağının kuş bakışı çekilen görüntülerinde alanın sondaj çalışmaları ile delik deşik edildiği görüldü. 

 

 

Suları kuruttular

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) tarafından yürütülen petrol arama çalışmaları kapsamında, 113 kuyuda günlük 81 bin varil üretime ulaşıldı. Yapılan çalışma dağın doğal yapısının bozulmasına neden oldu. Özellikle Bertûr Vadisi'nde bulunan 600 yıllık Kaniya Mizgeftûkê su kaynağı, sondaj çalışmaları nedeniyle kurumaya başladı. Suyun kuruması ile beraber bölgede bulunan Dara (Akçay) köyünde yurttaşlar suyunu dışarıdan araçlarla temin etmeye başladı. Yine köylüler, akan suların petrol koktuğunu ve su kaynaklarının kullanılamaz hale geldiğini belirtiyor.

Eylemsellik yerelde kaldı

Kentte yaşanan bu talan sürecinde yapılan eylemsellikler ise yerel boyutta kaldı. Eylül 2022 tarihinde Cudi'deki ağaç kesimine dair Kürdistan ve Türkiye'den gelen binlerce insanın katılımı ile "Cudi Yürüyüşü" yapıldı. Yapılan yürüyüşün ardından kentte yapılan basın açıklaması, yürüyüş ve fidan dikme gibi çalışmalar yerel kaldı. Yaşanan talanın sessizlik nedeniyle sistematik bir hale büründüğünü söyleyen kent halkı, "Şırnak'ın ağaçlarına herkes kör ve dilsiz kaldı" sözleri ile 7 yıl süren ve hala devam eden talan politikasına dair tepkisini dile getirdi. Özellikle yasaklı alanlarda ve yıllardır gitmedikleri yasaklı köylerinde bu talan politikasının uygulandığını belirten yurttaşlar, talanın güvenlik gerekçesini aşarak rant ve sermaye eliyle bu denli büyüdüğüne dikkat çekti. Yaşanan tahribatın etkilerini uzun yıllar yaşayacaklarını belirten yurttaşların tek talebi ise kesimlerin durdurulması ve hem kentte hem de diğer bölgelerde etkili tepkiselliğin oluşması.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.