Sömürgeci teröre taviz yok

Rojava'ya saldırılar

Rojava'ya saldırılar

  • Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Türk devletinin uluslararası hukuku ve evrensel sözleşmeleri çiğnediğini belirterek, 2 milyonun insanın yaşam hakkına kastedildiğini söyledi. Özerk Yönetim, “Soykırıma karşı direnmeye devam edeceğiz” dedi.

Türk İçişleri yerleşkesinde yer alan Emniyet Genel Müdürlüğüne dönük 1 Ekim'deki fedai eyleminin ardından ardından Rojavayê Kurdistan’ı hedef alan saldırılar devam ediyor. Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 4 Ekim’deki soykırımı tehdidi ve alenen savaş suç işleyeceklerini duyurmasının ardında başlayan saldırılarda fabrika, hastane, okul, baraj; su, elektrik ve petrol istasyonu ile rafineleri gibi birçok tesis, üst ve altyapı dahil en az 110 bölge SİHA ve savaş uçaklarıyla bombalandı. Karadan da hem Bakurê Kurdistan’dan hem de Kuzey-Doğu Suriye’nin işgal altındaki bölgelerinden topçu atışları sürdü. Saldırılar sonucunda 2 milyon insan, hastanesiz, susuz, elektriksiz ve doğalgazsız kaldı.

Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi, Türk saldırılarıyla ilgili Qamişlo’daki merkezi önünde basın açıklaması yaptı. Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı Semer El Ebdullah, işgalci Türk devletinin 4 Ekim'den beri bölgedeki hayati kurum ve hizmetlere yönelik saldırılarına dikkat çeerek, "Bu, DAIŞ’in intikamını alma savaşıdır. Terörle mücadele adı altında yürütülen savaş, Türkiye kamuoyunu aldatma savaşıdır. Bu son saldırılar, temel hizmet yapılarını işlevsiz kılarak, insani krize yol açacak niteliktedir” dedi.

Açıkça savaş suçu işliyor

Birleşmiş Milletler (BM) Anlaşması’nın 51. maddesini dayanak yaparak tam bir istismar ve işgüzarlık örneği sergileyen Türk devletinin,Uluslararası İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 7. maddesine göre, Cenevre Sözleşmeleri’nin (1949) Birinci Protokolü’nün 48. ve 54. maddelerine göre elektrik, su, petrol gibi yaşam kaynaklarını hedef alarak savaş suçu işlediğini söyleyen Eşbaşkanı Semer El Ebdullah, bombalanan alanları paylaştı:

* Hesekê Kampı ve çevresindeki sivil alanlar.

* Hesekê’de şehre ve kırsala su sağlayan Himêm istasyonu, Hesekê ile Til Temir arasındaki Ruguba köyündeki su istasyonu.

* Cilaxa Barajı.

* Amûdê ilçesine bağlı Til Hebeş ve Til Temir ilçesine bağlı Tewila, Til Cûma ve Dirdara; Kobanê'nin Sirîn ilçesinin batısındaki Um El Xêr köyleri.

* Gir Dahol, El Qews, Segirka petrol istasyonları. Ayrıca Seide ve Zaraba istasyonları ile Tirbespiyê’deki El Ewda petrol sahası.

*Siwêdiyê benzin istasyonu, Hesekê barajı, Hesekê’nin geniş bölgelerine enerji sağlayan elektrik dağıtım istasyonu, Qamişlo'daki elektrik istasyonu, Tirbespiyê'deki elektrik istasyonu ve Elok Su İstasyonu.

* Rimelan, Şehba'nın Ziwan bölgesi, Efrin'in Şerawa ve Şera'ya bağlı 8 köyü, Til Rifet bölgesi, Eyn Îsa köyleri çevresindeki inşaat alanları ve yollar.

* Kezwan dağlarının yanı sıra Dêrik bölgesi, Amûdê ve Miştenur depoları.

* Bazı Kovid-19 hastaneleri.

* Bu saldırılar sonucunda ilk belirlemelere göre 15 kişi şehit oldu. Bunlardan 8'i sivil, 6'sı İç Güvenlik Güçleri mensubudur. Ayrıca biri çocuk 8'i sivil, ikisi İç Güvenlik Güçleri mensubu 10 kişi de yaralandı.

Yıkım ve insansızlaştırma

Uluslararası toplumun, BM'nin, terörle mücadele eden güçlerin ve tüm hukuki ve insani tarafları bu savaşın tehlikesinin farkına varması gerektiğini vurgulayan Semer El Ebdullah, “Bu saldırılar insanın ve yaşamın durumunu ağırlaştırarak göçe ve yıkıma yol açmaktadır. Bu saldırılar, 2015 tarihli /2254/ uluslararası kararı da dahil olmak üzere Suriye'ye yönelik uluslararası çözümlere aykırıdır. Suriye'de çözüm ve istikrarın en iyi yolunun Türk devletinin işgaline son vermek olduğunun altını çiziyoruz. Soykırıma karşı direnmeye devam edeceğiz” dedi.

QSD Basın İrtibat Merkezi de önceki günkü açıklamasında 7 petrol istasyonu, iki elektrik üretim ve dağıtım santrali, bir su istasyonu, iki tahıl ambarı ve iki hastanenin daha bombalandığını duyurdu. QAMIŞLO

 

*****

Fırınlara bile elektrik verilemiyor

İşgalci Türk devleti, Cizîrê’deki ana elektrik üretim istasyonunu ve 4 elektrik dağıtım şebekesine saldırı düzenleyerek hizmet dışı bıraktı. Bu saldırılarla sağlık kurumlarının, fırınların ve su istasyonlarının elektriği de tamamen kesildi.

İşgalci Türk devleti sadece son 24 saat içinde 40’ı aşkın stratejik nokta, köy ve beldeyi bombaladı. Fabrikalar, hastaneler, su, elektrik ve petrol istasyonları gibi birçok altyapı noktası hedef alındı. Hedef alınan merkezlerden biri de Qamişlo Kantonunun Rimêlan ilçesinden 18 kilometre uzaklıkta bulunan Siwêdiyê santrali oldu. Cizre bölgesinin en büyük gaz ve elektrik santrali olarak bilinen Siwêdiyê santrali, bölgedeki kentlerin tüm su istasyonlarına elektrik sağlıyor.

Türk savaş uçakları, 6 Ekim saat 10.45’te bir kez daha santrali hedef aldı. Toplamda 11 kez bombalanan santral, ağır bombardıman sonucunda hizmet dışı kaldı. Bu durum bölgede elektrik, su ve gaz sorunlarının ortaya çıkmasına yol açtı.

Santral 23 Ekim 2022’de de işgalci Türk devletinin savaş uçakları tarafından bombalanmış ve yüzde 40 hasar görmüştü.

İşgalci Türk devletinin santrale dönük saldırısında hazır olan Siwêdiyê santralinin yönetimlerinden Mistefa Mamxêr, “Saldırıyla birlikte santral alev aldı. Bir arkadaşımızla birlikte alevi kontrol altına almaya çalıştık. Ardından bölgeye gelen itfaiye ekibi ateşi kontrol altına aldı. Ancak bir kez daha saldırı gerçekleşti. Saldırının amacı esas olan her iki santral tribününü yıkmaktı. Bu saldırılarda (Qamişlo ve Hesekê kantonları) çalışan 4 elektrik türbininin tabanı bombalandı. İstasyon şimdi yüzde 80 hizmet dışı kalmış durumda. İstasyon onarım çalışmalarına başladık” dedi.

İşgalci Türk devleti, 5 Ekim'de günlük 13 bin tüp civarında gaz üreten Siwêdiyê İstasyonu'nun gaz fabrikasını da savaş uçaklarıyla bombaladı.

 

*****

Rojava şehitlerini uğurluyor

Türk devletinin yoğun saldırılarına rağmen Kuze-Doğu Suriye’nin tüm kentlerinde alanlara çıkarak protesto gösterileri yapan halk, şehitlerini de büyük merasimlerle uğurluyor

Şehitler Gêlo Şêx, Huzeyfe Hiso, Ebdurehman Hecî, Îsamîl Xelî, Ebdurehman Nasan ve Minbic Askeri Meclisi savaşçısı Ebû Ebûd (Îsa Casim) için Şehit Dicle Şehitliği’nde düzenlenen törenle toprağa verildi.

Cenaze töreninde konuşan Kongra Star Fırat Bölgesi Koordinasyonu’ndan Suad Dumer, “İşgalci Türk devleti bugün bizi öldürmek istiyor ama biz asla teslim olmayacağız. Topraklarımızı kanımızın son damlasına kadar savunacağız. İşgal altındaki toprakları özgürleştireceğiz" dedi.

İşgalci Türk devletinin 5  Ekim’de Amûdê’nin Til Hebeş köyüne yönelik saldırısında şehit düşen İş Güvenlik Güçleri üyeleri Yûnis El Mihemed, Selahedîn Hisên, Beşar Elî ve Mihemed El Celo’nun cenazeleri için Şehîd Îsmaîl Hogir Şehitliğinde türen düzenlendi. Amûdê Şehit Aileleri Meclisi’nden Mihemed Ehmed, Rusya ve ABD’nin saldırılara karşı sessiz kalmalarını kınayarak, şehitlerin çizgisini takip edeceklerini kaydetti. Şehitlerin fedakarlıklarına dikkat çeken İç Güvenlik Güçleri Temsilcisi Hisên El Sada ise şunların altını çizdi: “Biz bu topraklarda yaşıyoruz, siz yıksanız da ülkemizi yeniden kuracağız. Bu topraklarda kalmaya devam edeceğiz, ölsek de bu topraklarda öleceğiz.”

Hesekê’nin kuzeyindeki Mişêrfê Hemê mezrasına yönelik saldırıda şehit düşen üç babası Ednan Ebdi (54) isimli yurttaş,  Dawûdiyê köyündeki Şehit Dijwar Şehitliğinde törenle toprağa verildi. Ednan Ebdi, 1992'den beri Hesekê okulların yönetiminde çalışıyor ve 2015'ten beri Hemê’de bulunan tarlalarda bekçilik yapıyordu.

 

*****

Halk gidip Koalisyon’a anlattı

Çilaxa, Rimêlan, Girke Legê ve Dêrik’ten çok sayıda kişi DAİŞ’e Karşı Uluslararası Koalisyonu’nun sessizliğine tepki göstererek, eleştiri ve önerilerini Koalisyon yetkililerine iletti.

Sikêri köyündeki Uluslararası Koalisyon Merkezi’ndeki görüşmeyle ilgili açıklama yapan Cizîrê Bölgesi Şêx ve Kanaat Önderleri Örgütü üyesi Hewas Cidêha, toplantıda işgalci Türk devletinin bölgedeki hizmet ve enerji merkezlerine yönelik saldırılarını hatırlattıklarını ve Koalisyon’un sessizliğinden rahatsız olduklarını aktardıklarını söyledi.

Hewas Cidêha şunları paylaştı: "Hava sahasının kontrolünün Koalisyon’un elinde olduğunu ancak saldırılara karşı bir adım atılmadığını hatırlattık. Dolayısıyla bu politika devam ederse biz de bölge halkı ve aşiretler olarak artık size güvenmeyeceğiz, dedik. Politikalarını değiştirmelerini, saldırılara karşı hava sahasını kapatmalarını, hasarın üstesinden gelmek ve yıkılan merkezleri yeniden inşa etmek için adım atmalarını istedik."

Hewas Cidêha, Koalisyon yetkililerinin de bu eleştiri ve taleplerini ilgili yerlere bildireceklerini söyledi.

 

*****

Kürtler statüsüz bırakılmak isteniyor

Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetim Kadın Kurulu Başkanı Adalet Omer, Türkiye’nin saldırılarıyla Kürtleri statüsüz bırakmak istediğini söyledi. 

 MA’ya konuşan Adalet Omer, son saldırıların Uluslararası Komplo’nun başlangıcı olan Ekim’in ilk çeyreğine denk gelmesinin tesadüf olmadığını söyledi. Omer, “Saldırılar bazı kent merkezlerinde ve özellikle sınır hatlarında durmadan sürüyor. Bu saldırılar bize 2019’daki saldırıları hatırlatıyor. Yeniden Kuzey-Doğu Suriye’yi işgal etmek istediklerini görüyoruz. Sivil kurumlar, hizmet kurumları hedef alındı” dedi.

Kürtlerin her alanda statüsüz bırakılmak istendiğini ifade eden Omer, şunları söyledi: “Bizi öndersiz, başsız bırakmak istiyorlar. Sayın Öcalan’ı esir almalarının ve tecrit politikasını ısrarla uygulamalarının sebebi bu. Burada yürütülen sisteme dönük saldırılardan bunu anlıyoruz, ancak biz her gün daha da güçlenerek yola devam ediyoruz. Biz en başından teslim olmayı kabul etmedik ve etmeyeceğiz. Mücadele için her şeyi göze aldık. Kurtuluşumuzun kendi elimizde olduğunu biliyoruz.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.