Kara para, rüşvet ve suikast

Cemil Önal

Cemil Önal

  • Türk iktidarı-mafya ortaklığını ve küresel sanal bahis ağını deşifre ettiği için öldürüleceğini söyleyen Cemil Önal, dün koruma altında olduğu Hollanda'da öldürüldü. Suikast, Türk istihbaratı-mafya organizasyonunu işaret ediyor.

 

Hollanda’nın Rijswijk kentindeki Hotel Hoevevoorde’da kalan Halil Falyalı’nın finans şefi Cemil Önal, profesyonel bir suikastla öldürüldü. Önal, geçen ay Bugün Kıbrıs'tan Ayşemden Akın'a, Türkiye, Kıbrıs ve uluslararası bağlantılara uzanan yolsuzluk, kara para ve kayıp kasetleri ifşaa etmiş; “Ben bir kara kutuyum, beni susturmak isteyecekler” diyerek öldürülme ihtimalinden açıkça söz etmişti. Hollanda polisi, dün öğleden önce itibarıyla fail veya failleri bulamadı. Suikast, Türkiye’den Dubai’ye, Belarus’tan Kıbrıs’a uzanan ağın karanlık yüzünü ve Türk iktidarının mafyalaşmasının derinliğini, bir kez daha gözler önüne serdi. 

Halil Falyalı’nın yasa dışı bahis imparatorluğunun finansal beyni olan 41 yaşındaki Amed doğumlu Cemil Önal, Hollanda’nın Rijswijk kentinde, Van Vredenburchweg’deki Hotel Hoevevoorde’da önceki gün saat 17.45 sıralarında yakın mesafeden vurularak öldürüldü. Kıbrıs'ın kuzeyindeki kumarhaneler patronu Halil Falyalı’nın finans müdürü ve yasa dışı bahis imparatorluğunun mali beyni olarak bilinen Önal, ABD ve Hollanda istihbaratının koruması altında olduğu iddia edilen bir isimdi. Gündüz vakti, kalabalık bir otel terasında gerçekleşen soğukkanlı infaz, güvenlik kameralarınca kaydedildi. Önal’ın Türkiye’deki üst düzey politikacılara, yargı mensuplarına ve organize suç ağlarına yönelik çarpıcı ifşaları, cinayetin siyasi bir tasfiye veya kriminal bir hesaplaşma olabileceği spekülasyonlarını artırdı. 

Gayet rahat bir suikast

Otel sahibi, Omroep West’e verdiği demeçte, Önal’ın otelde konaklandığını ve terasta bir içecek içerken yüzünü kapatmayan bir saldırgan tarafından yakın mesafeden vurulduğunu söyledi. Güvenlik kamerası görüntülerini inceleyen otel sahibi, “Görüntülerde, bir adamın yaklaştığı, ateş ettiği ve ardından koşarak kaçtığı görülüyor” dedi. Görgü tanıklarına göre, saldırgan üç el ateş etti ve otelin bulunduğu park alanındaki ormana doğru kaçtı. Bir tanık, şunları paylaştı: “Üç patlama sesi duydum, ardından elinde silah olan bir adamın hızla uzaklaştığını gördüm. Belinde silahı vardı ve bunu bana gösterdi.” 

Polis, failin yaklaşık 1,80 metre boyunda, sakallı, atletik yapılı ve siyah kıyafetli bir erkek olduğunu bildirdi. Olayın ardından helikopter ve köpekli ekiplerle arama başlatıldı, ancak fail henüz yakalanamadı. Güvenlik kameraları, saldırganın soğukkanlı ve planlı hareket ettiğini gösteriyor; bu, olayın profesyonel bir infaz olduğunu destekliyor. Büyük Çaplı Soruşturma Ekibi, onlarca dedektiften oluşan bir grupla delilleri topluyor ve görgü tanıklarının ifadeleriyle olayı aydınlatmaya çalışıyor.

Sıradan bir cinayet değildi

Otelde bulunan bir kadın, De Telegraaf’a, “Bu, bir tasfiyeydi. Sıradan bir cinayet değildi” diyerek olayın hedefe yönelik bir suikast olduğuna dikkat çekti. Otel misafirleri ve çalışanları olay sonrası tahliye edildi, otel geçici olarak kapatıldı. 

Kara kutunun ifşaları

Cemil Önal, Halil Falyalı’nın finans şefi ve yasa dışı bahis imparatorluğunun mali sisteminin kurucusu olarak biliniyordu. Falyalı, Şubat 2022’de Girne’de arabasında vurularak öldürüldü. Türk Savcılığı, Önal’ın bu çifte cinayetin planlayıcısı olduğundan şüpheleniyordu, ancak Önal iddiaları reddetmişti. Türk makamlarının talebiyle Aralık 2023’te Hollanda’da gözaltına alınan Önal, 16 ay Alphen aan den Rijn Cezaevi'nde tutuldu. Önal, Mart 2025’te serbest bırakıldı; Hollanda ve ABD istihbaratına 130 sayfalık ifade vererek koruma altına alındı. Önal, “Türkiye’ye iade edilirsem hayatta kalamam” diyerek güvenliğinden endişe duyduğunu belirtmişti.

Bugün Kıbrıs gazetesinden Ayşemden Akın, Önal ile Hollanda’da yüksek güvenlik önlemleri altında üç gün boyunca yaklaşık 80 saat süren bir söyleşi gerçekleştirdi. Bugün Kıbrıs gazetesinde yayımlanan söyleşinin üçüncü bölümünde, Önal, Falyalı’nın yasa dışı bahis organizasyonlarının yapısını, siyasi ve yargı bağlantılarını, savcılara verilen rüşvetleri, Kıbrıs’tan İstanbul’a uzanan kara para akışını ve AKP’ye yakın isimlerin bu ağdaki rolünü detaylıca ifşa etti. Akın, Önal’ın iddialarını yalnızca teyit edebildiği bilgilerle yayımladığını vurguladı. Önal’ın ifşaları, Falyalı olayının bireysel bir suç hikayesi değil, mafya, siyaset ve istihbaratın iç içe geçtiği bir sistemin hikayesi olduğunu ortaya koydu.

Kayıp kasetler

Önal’ın en çarpıcı iddialarından biri; Falyalı’nın elinde olduğu öne sürülen şantaj kasetleriyle ilgiliydi. Önal’a göre; eski Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan tarafından bu kasetleri Ankara’ya teslim etmek amacıyla atanmıştı. Serim, görev süresi boyunca 40 kaseti yetkililere ulaştırdı, ancak İbrahim Kalın'ın başında bulunduğu MİT, 5 kasetin eksik olduğunu tespit etti. Bu kayıp kasetlerde Binali Yıldırım’ın oğlu ve Hakan Fidan’ın oğlunun adı geçiyordu. Bu durum önce İbrahim Kalın’a, ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bildirildi. Bunun üzerine Yasin Ekrem Serim büyükelçilikten, babası Maksut Serim ise devlet görevlerinden alındı. Erdoğan, eksik kasetlerin bulunması için talimat verdi.

Önal, Serim ve Falyalı aileleri arasındaki bağların yalnızca kasetlerle sınırlı olmadığını, İbrahim Serim’in Kıbrıs’ta siyasi nüfuzla kolaylaştırılan imar izinleriyle büyük kârlar elde ettiğini söyledi. Bu ilişkiler, Falyalı’ya siyasi ve bürokratik bir koruma kalkanı sağladı. Önal’ın ifşaları, Türkiye’deki devlet içi çatışmaların ve kirli ağların boyutlarını gözler önüne serdi.

Kara para ağı

Falyalı, Kıbrıs'ın kuzeyindeki imparatorluğunu, Kıbrıs’ın mafya lideri Loukas Fanieros ile güçlendirdi. Fanieros, babası Antonis’ten devraldığı suç ağını sürdürürken, Falyalı ile yasa dışı bahis gelirlerini aklamak için lojistik ve finansal altyapıyı paylaştı. Önal’a göre; Curaçao merkezli Total Gaming Solutions B.V. üzerinden gelen paralar, First Curaçao International Bank aracılığıyla Kıbrıs’a, oradan paravan şirketlerle Kıbrıs’ın kuzeyine taşınıyordu. Fanieros’un koruması altında, Larnaka Havalimanı’ndan alınan nakit, Falyalı’nın otel araçlarıyla kuzeye geçiriliyordu. “Pehlivan” kod adlı bir polis, sınır kapılarındaki memurları organize ederek bu geçişlerin sorunsuz olmasını sağlıyordu. Kıbrıs’ın AB üyesi olması, Falyalı’ya Avrupa finans sistemine erişim sağladı. Fanieros’un desteğiyle aklanan paralar, Falyalı’nın kumarhaneleri ve yerel bankalar üzerinden sisteme entegre ediliyordu. Türkiye bankaları, siyasi dikkat çekmemek ve ABD’deki soruşturmalardan kaçınmak için bu süreçten dışlandı.

Falyalı’nın suç ağı, Belarus’taki H Casino üzerinden Dubai’ye ve Kıbrıs’a uzanıyordu. Mustafa Egemen Şener, H Casino’nun görünürdeki sahibi olsa da Önal’a göre; Falyalı ile ortaklık içindeydi. Şener’in Dubai’de 350 milyon dolarlık mülk edinmesi, ağın büyüklüğünü gösteriyordu. Türkiye’de ise Abdullah ve Bilal Happani, dövizciler aracılığıyla yasa dışı bahis paralarını akladı. Happani, Rıza Zarrab dosyasında da adı geçen bir isimdi.

Rüşvet ve siyasi zırh

Falyalı’nın işlerini büyüten temel unsurlardan biri, rüşvet ve siyasi bağlantılarıydı. Önal, Adana’da AKP Sözcüsü Ömer Çelik'in yakını isimlerin adalet sisteminde sağladığı korumaları detaylandırdı. Örneğin, bir savcıya 100 bin dolar rüşvet verilerek bir suç örgütü lideri tutuksuz yargılanmaya çevrildi. Veysel Şahin, Kıbrıs’ta kumarhaneler ve dövizciler üzerinden para akışını organize etti. Küresel salgın döneminde devletin maaş desteklerini kendi çalışanlarına aktaran Falyalı, bu parayı halkla ilişkiler için kullanarak “yardımsever” bir imaj yarattı.

CHP dikkat çekmekle yetindi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Turbun büyüğü Kıbrıs’ta,” diyerek Falyalı’nın Ankara’ya uzanan kirli ilişkilerini ve kayıp kasetleri gündeme getirdi. Özel, bu skandalı “yolsuzluk, rüşvet ve infazlar” olarak nitelendirerek cesur savcılar aradığını belirtti. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, “Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Kıbrıs adım adım giderken susuyor, MİT’in Emniyet verilerinin sızmasına susuyor ama Halil Falyalı’dan Yasin Ekrem Serim’in alıp kendisine vermediği beş kasetin peşinde koşuyor” dedi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un başında olduğu Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, “Erdoğan ve Fidan’ın isimlerinin geçtiği iddiaların tamamı hayal ürünüdür” açıklamasını yaptı. Fidan başında bulunduğu Dışişleri Bakanlığı da “Kuzey Kıbrıs merkezli bir yayında Bakanlığımıza ve Sayın Bakanımıza yönelik iddialar gerçek dışıdır. Somut delile dayanmayan bu asılsız iddialar karşısında yasal yollara başvurulacaktır” denildi. 

Soylu'dan küfür ve tehdit

AKP İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu, Önal’ın kendisi hakkında “Davaların kapatılması için 20 milyon dolar aldı” iddiasına küfürle karşılık verdi. Türkiye'deki bazı yorumcular, Soylu'nun küfür ve tehdidine işaret ederek, suikastın Soylu'nun ekibinden olan 'Sarallar grubu' olarak bilinen mafya çetesine ihale edilmiş olabileceğini öne sürüyor. 

Falyalı’nın mirası

Falyalı, 2016’dan beri ABD’de kara para aklama ve uyuşturucu trafiği suçlamalarıyla aranıyordu. Önal’ın Hollanda ve ABD istihbaratına 130 sayfalık ifade vermesi, skandalın uluslararası boyutunu güçlendirdi. Falyalı’nın Belarus, Malta ve Dubai’deki kara para aklama faaliyetleri, Avrupa medyasında yankı buldu. Avrupa finans sistemine erişimini kolaylaştıran Falyalı’nın 2022’deki suikastı, kurduğu suç imparatorluğunun sadece bir başlangıç olduğunu gösterdi. Cemil Önal’ın ifşaları, kayıp kasetler, rüşvet ağları ve uluslararası kara para trafiği, mafya, siyaset ve istihbaratın iç içe geçtiği bir dünyayı ortaya serdi. Önal’ın Rijswijk’teki suikastı, bu karanlık ağın susturulması gereken bir “kara kutu” olarak görüldüğünü düşündürüyor. Hollanda polisi, soruşturmayı derinleştirirken; Önal’ın ifşalarının ardındaki sırlar ve kayıp kasetlerin izi, Türkiye’den Dubai’ye uzanan bir skandalın yeni sayfalarını açabilir. HABERMERKEZİ

* https://www.ozgurpolitika.com/haberi-kibris-tan-patlayan-lagim-199791

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.