Tarih yazan bir komutan: Fazıl Botan

Dosya Haberleri —

Fazıl Botan

Fazıl Botan

HPG Komuta Konseyi Fazıl Botan’a savaş cephesinde ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin birçok alanında yoldaşlık yapan Rahime Gabar Bafê, anılarını gazetemize anlattı:

  • Heval Fazıl’ı 1991’de tanıdığımda Dêr bölgesinin sorumlusuydu. İlk olarak Çiyayê Bizinê’de karşılaştık. Burada Heval Fazıl’da ilk dikkatimi çeken şey eylem pratiği, keşif çalışmaları üzerinde yoğunlaşması, mevzilerin yerlerini bir bir belirlemesi, karakolda kaç asker mevcut gibi tüm detaylara hakim olmasıydı.
  • Köye ikinci günde varabildik. Bahçelerdeki arkadaşların yeri belirlendi. Tüm karakol bizim kontrolümüz altındaydı. Heval Fazıl’ın tarzı, eylem şekli, taktiği, yol ve yöntemi, arkadaşlara yaklaşımı, ikna kabiliyeti, arkadaşlarının önerilerini alması, eylemlerin topluma yarar ve zararını hesaplaması bana her zaman Heval Agit’in eylemlerini hatırlatıyor.

DENİZ BABİR

Kurdistan’ın her yerinde mücadele edip birbirinden büyük başarılar yaratarak bir Kurdistan komutanı olmayı başaran Fazıl Botan, 54 yıllık yaşamının 34 yılını soluk soluğa mücadele içinde geçirdi. Kürt Özgürlük Hareketi’ne 1988 yılında katılan Fazıl Botan, HPG Ana Karargah yönetimi, HPG Komuta Konseyi, Kandil Saha Komutanlığı gibi görevlerde bulundu. Zagros, Zap, Asos ve Rojava’ya kadar Kurdistan’ın dört parçasında hesapsız mücadele etti, ağır savaşların komutanlığını üstlendi. Fazıl Botan 2012 yılında DAİŞ’e karşı savaşta ön cephede yer aldı ve 2015 yılında yaşanan bir kazada yaralandı. Tedavi için ülke dışına çıktı. Zorlu bir tedavi sürecinin ardından 22 Haziran 2022’de Kurdistan şehitleri kervanına katıldı. Uzun yıllar Fazıl Botan’a savaş cephesinde ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin birçok alanında yoldaşlık yapan Rahime Gabar Bafê, Komutan Fazıl’ı anlattı.

İlk tanışma

Rahime Gabar Bafê’nin de mücadeleyle tanışıklığı çok öncesine dayanır. 90’lı yılların başında Şırnak’ın Hezex ilçesine bağlı Bafê köyünde Kürt Özgürlük Mücadelesi’yle tanışmış. Yurtsever ve direniş kültürüne sahip bir ailede büyüyen Bafê, “Kürt kültürü ve kimliği ailem için her şeyin başında gelirdi. Ailem ilk başlarda başka Kürt partilerinin sempatizanıydı. 80’ler sonrası ise Kürt Özgürlük Mücadelesi’ni tanıdı. O günden bugüne partimizi kendi yaşamının bir parçası olarak görüyor” diyor.

Mücadelenin birçok alanında aktif yer alan Rahime Gabar Bafê, şehit Fazıl Botan’la 1991 yılında Gabar ve Botan’da tanışmış. Bafê’nin ailesi ve yakın çevresinden çok sayıda şehitleri var. Botan halkı arasından harekete Ehmed Rapo, Enwer Omyanûs, Piling Kiçî, Çîçek Kiçî, Nûjin Xirbikê Bestê, Rojhat Bilûzerî, Dijwar Erkendî, Reşît Serdar, Serbest Harûnî, Adil Bilikî, Cûma Bilikî, Bedran Gundikremo, Mahmûd Afarof, Şerîf Spêrtî, Kemal Spêrtî, Serbest Goyî, Berxwedan Goyî, Rojhat Şiwêtî, Mazlûm Mamxurî, Rojîn Gewda, Doğan Dudêrî ve Zelal Botan gibi kahramanlar katıldı. Bu kahramanlardan biri olan Şehit Fazıl Botan’ı, “Önder Apo’nun felsefesi doğrultusunda şehitlere anlam biçmek, onları anlamak önceliğimdir” diyen Rahime Gabar Bafê’den dinleyelim.

Botan’ın bitmeyen mücadelesi

Şehit Fazıl Botan'ın Şırnak’ın Silopi ilçesine bağlı olan Gite (Çalışkan) köyünden aynı zamanda Gite Aşireti'nden olduğunu anımsatan Bafê, "1980’lerde Kürt Özgürlük Hareketi Botan’a geldiği zamanlarda Fazıl arkadaş da diğer arkadaşlar gibi katılım sağlıyor. Botan, Kürt kültürü ve kimliği yönünden büyük değer ve direnişe sahip. Bölgede her zaman Kürt mücadelesi vardı. 15 Ağustos eyleminden sonra ise Botan halkı en çok Kürt Özgürlük Hareketi’nin Apocu felsefesini benimsedi. O dönemde Şehit Fazıl Botan’ın ailesi de PKK’den etkilendi. Heval Fazıl da böyle bir gelenekte büyüdü ve katılım yaparak mücadelenin bir parçası oldu" diyor.

Çok dikkatliydi

Fazıl Botan'ı tanıdığı süreci anlatan Bafê, şöyle devam ediyor: "Heval Fazıl’ı 1991’de tanıdığımda Dêr bölgesinin sorumlusuydu. İlk olarak Çiyayê Bizinê’de karşılaştık. Alanın sorumlusu Adil Bilikî hevaldi. Yani ilk tanışmamız eylemlerle başladı. Zivinga Şikaka Köyü karakolu eylemi ve amacı üzerine iki birimimiz tartışmalar yürütürken tanıştım. Burada Heval Fazıl’da ilk dikkatimi çeken şey eylem pratiği, keşif çalışmaları üzerinde yoğunlaşması, mevzilerin yerlerini bir bir belirlemesi, karakolda kaç asker mevcut gibi tüm detaylara hakim olmasıydı. Köyün coğrafyasını ve köyün sorunlarını incelemişti. Yapacağımız eylemin köylülere ne kadar zarar verebileceği ya da faydalı olup olmayacağı, karakolu ne kadar sürede ele geçirebileceğimiz, eylem yaparsak ne kadar kayıp verebileceğimiz gibi konuların üzerinde çok detaylı dururdu."

Yoldaşlarına değer verirdi

Yoldaşlık konusunda Botan'ın hassaslığına dikkat çeken Bafê, "Eylem için planlama yaparken ‘Bir arkadaş bile zarar görmemeli, burnu dahi kanamamalı’ derdi. Yoldaşlarına karşı çok hassastı. Parti yaşamının da kendine göre zorlukları vardır, hele gerilla yaşamının koşulları daha da farklı. Heval Fazıl arkadaşlarıyla çok iyi ilgileniyordu. Gönüllerini nasıl alabileceğini biliyordu, ikna ediyordu. Eylemin tüm keşif ayrıntılarını ve sonucunu arkadaşlarla paylaştı. Arkadaşların önerilerini aldı. Yapılan keşfin sonucu olumluydu. Tüm yapıyı eylem yapmaya ikna etti. Paylaşımcı ve öneri alan bir yönü vardı. Keşiften sonra taşlarla karakolun krokisini çizerek mevzilerin yerini belirledi. Arkadaşlara bir bir nasıl yapılması gerektiğini anlatarak; saldırı grubu nasıl gitmeli, savunma grubu nerede olmalı, takviye grubu nereden saldıracak, geri çekilme nasıl olmalı, tüm bu planlamaların grup grup provasını yaptırırdı. Saldırı grubu dört arkadaştan oluşuyordu. Grup sorumluları ise Hilal köyünden Piling arkadaş oldu. Piling, şehitleri olan bir ailedendi. Arkadaşlar ona Sihorî diyordu" diye vurguluyor.

Anılar…

Bir anısını paylaşan Bafê, şöyle anlatıyor: "Eylem planlamalarının bitmesiyle eylemi yapacağımız köye gittik. Köyün yeri stratejikti, düşman yaklaştığında görebilecek pozisyondaydık. Sabah saatlerinde ekmek için hamur yoğurduk. Ekmekleri taşların üzerinde pişirirken, keşifteki arkadaşlar askerlerin yaklaştığını haber verdi. Düşmanın bizi görme ihtimaline karşı kendimizi kamufle ederek geri çekildik. Gün ortası olduğundan birer ikişer tüm arkadaşları kamufle ettik. Öyle bir tedbir aldık ki düşman alanımıza gelmesine rağmen bizi göremedi. İsteseydik savaşabilirdik ama savaşsaydık eylemimiz boşa giderdi. Daha sonra öğlen saatlerine kadar başka bir alanda ağaçlar altında bekledik. Akşama doğru tüm arkadaşlar acıktı. Heval Fazıl, 'Yaptığımız hamuru pişirelim arkadaşlar yesin' dedi. Ama bizde ekmeği üzerinde pişirecek hiçbir şey yok. Fazıl arkadaş, konserve kutularını bulup getirdi. Kutulara bir bir hamur yerleştirdi, yere taşlar indirdi. Taşların üzerine kutuları koydu, altına ateş yakarak 36-37 arkadaşa kendi elleriyle ekmek pişirdi. Dumanın çıkmaması ve arkadaşların aç kalmaması için bizzat kendi eliyle yaptı. Heval Fazıl’ın o anki hal ve hareketlerini hiç unutmuyorum, hala gözlerimin önünde. Öyle bir ortamda her şeyi tüm yönleriyle düşünüp planlayıp yaşamsallaştırdı. Akşam olduğunda kendimizi yokuş aşağı bırakıp köyün aşağısındaki bahçelerde kaldık."

Bize öncülük etti

Fazıl Botan'ı PKK'nin öncü kadrolarından ve komutan olan Mahsum Korkmaz yani Agit ile benzerlikleri olduğunu söyleyen Bafê, "Köye ikinci günde varabildik. Bahçelerdeki arkadaşların yeri belirlendi. Toplantılar yapıldı, arkadaşlar yüzde yüz emindi. Eylemin örgütlenmesini Heval Fazıl ve Adıl yapıyordu. Her şey netleştikten sonra saldırı grubu ve diğer gruplar yola koyuldu. Bizim grupta 5 kadın arkadaş vardı ve ilk defa eyleme katılıyorduk. Biz Heval Fazıl’ın yanında yer alarak saldırı grubunun savunmasını yaptık. Heval Fazıl önümüzde durarak bize silahın nasıl tutulacağını, nasıl nişan alınacağını öğretti. Tüm karakol bizim kontrolümüz altındaydı. Arkadaşlar birçok mevzide düşmanın silahına el koydu. Yanlış hatırlamıyorsam iki üç arkadaş hafif yaralandı. Düşman çok kayıp verdi, sağ kurtulanlar da kaçtı. Daha sonra stratejik bir yere ulaşana kadar geri çekildik. Heval Fazıl arkadaşları toplayarak herkesin eylem hakkındaki görüşünü aldı. ‘Tüm planlar yapılmıştı, sizler de disiplinli bir şekilde görevlerinizi yaptığınız için başarıya ulaştık’ diyerek, arkadaşlara teşekkür etti. Bu eylemi düşündüğümde aklımda Heval Agit’in Eruh ve Şemdinli’de yaptığı eylemler canlanıyor. Heval Fazıl’ın tarzı, eylem şekli, taktiği, yol ve yöntemi, arkadaşlara yaklaşımı, ikna kabiliyeti, arkadaşlarının önerilerini alması, eylemlerin topluma yarar ve zararını hesaplaması bana her zaman Heval Agit’in eylemlerini hatırlatıyor" diyor.

Birçok komutan yetiştirdi

Fazıl Botan'ı öğretici bir kişilik olduğuna dikkat çeken Bafê, "Heval Fazıl’ın tarzı, duruşu, arkadaşlarla iletişimi, harekete bağlılığı, eylem pratiği her şeyi netleştiriyordu. Bu sadece askeri bir eylem değildi onun için. Yaşamda, savaşta, gerillacılıkta arkadaşları eğitiyordu. Çok sayıda komutan yetiştirdi. O dönem kadın sayımız azdı. Heval Fazıl sorunlarımızla ilgileniyordu ve onları çözüyordu. Savaşçılarıyla ilgilenen bir komutandı. Bizim hareketimiz birçok komutan yetiştirdi. Onlara tarihlerini, parti ideolojisini, öncülerini ve yaşam felsefesini öğretti. Birçok arkadaşımızın tarzı birbirine benziyor ama onlardan bazılarının tarzları farklı ve etkili. Hakikaten Fazıl arkadaş ikinci Agit’ti. Savaş taktikleri, stratejisi, düşünceleri, yaşamdaki paylaşımcı ruhu, çok yönlü olması, derin çözümlemeleri, ikna kabiliyeti bizlere ikinci Agit olduğunu gösteriyor. Yaşamı ve pratiğiyle bizleri ikna etti. Savaşta da yaşamda da iyi bir öncü olabilirsin, kendini yetiştirebilirsin ama kadın özgürlükçü paradigma için bu o kadar kolay değil. Heval Fazıl bu konuyu aşanlardan biriydi. Heval Agit nasıl ordulaşmada, taktikte, stratejide, yenilikte parti tarihine imzasını atabildiyse Heval Fazıl da aynı şekil de imzasını atmıştır" diye belirtiyor.

Düşmanını iyi tanıyordu

Komutan Fazıl’ın Botan’da ilklerin öncüsü olduğuna dikkat çeken Bafê, şöyle devam ediyor: "Savaş tarihimizde Heval Fazıl ilklerin öncüsü olmuştur. 91’den 94’e kadar Botan alanında beraber görev yaptık. Daha sonra Besta ve farklı alanlara gitti. Oradaki etkili gerilla taktiklerinin altında da onun imzası var. Botan’da kalan arkadaşlar bilirler. Gittiği tüm alanlarda yeni taktikler geliştiriyordu. Bu da onun yenilikçi bir kişiliğe sahip olduğunu gösteriyor. Akışkan bir tarzı vardı. Bir başka önemli özelliği de çok rahat ve soğukkanlı olmasıydı. Yumuşak bir üsluba sahipti, hep güler yüzlüydü. Özellikle savaşta çok soğukkanlıydı. Savaş anında insan çok heyecanlı olur ama Heval Fazıl düşmanını iyi tanıyordu. Onun soğukkanlılığı da düşmanını tanımasından geliyordu. Bir operasyona çıktığında ya da bir karakolu gözlemlediğinde düşmanın nerede güçlü ve nerede zayıf olduğunu iyi biliyordu."

Atik bir komutan

Bafê, "Savaşa giderken çok atik ve hızlı davranıyordu, sonra bir manevrayla hakimiyeti sağlıyordu. Örneğin; 92 yazıydı. Çiyayê Bizinê’deki Gavserê Tepesi’nde konumlanmıştık. Yaz sıcağında tüm arkadaşlar ağaçların gölgesine çekilmişti. Tepenin zirvesinde de yürütmedeki arkadaşların toplantısı vardı. Heval Fazıl da toplantıdaydı. Gün ortasında birden düşman etrafımızı sardı. Tüm birliklerin alanlarına kadar sızma yapmıştı. Durumu ilk fark eden Heval Adıl oldu ve bağırdı. Bağırmasıyla çatışma başladı. Heval Fazıl yüksek bir sesle bağırdı 'Haydi arkadaşlar' diye, 'Herkes kendi cephesinden vursun.' Hemen savaşın inisiyatifini eline aldı. İnisiyatifi eline aldıktan sonra rahat davrandı. Düşmanını hemen tanıdı ve ona göre pozisyon belirledi. Düşmanı nasıl etkisiz hale getireceği yönünde arkadaşlara talimat veriyordu. Nasıl vuracaklarını, nerede duracaklarını, nereden ilerleyeceklerini savaş anında belirleyebiliyordu. Düşünsene düşmanın pususuna düşüyorsun ama kısa sürede savaş inisiyatifini eline alıyorsun ve hiçbir arkadaşın zarar görmeden başarıya ulaşıyorsun" diyor.

Gerillanın, halkın ve kadınların öncüsü

Botan'ın ulusal bir komutan olduğunu kaydeden Bafê, şöyle devam ediyor: "Arkadaşların yaşamdaki ve savaştaki psikolojilerini çok iyi biliyordu. Heval Fazıl nerede hızlı, nerede soğukkanlı duracağını, arkadaşlarına nasıl hitap edeceğini ve onları nasıl harekete geçireceğini iyi biliyordu. Gabar’da ve Botan’da Heval Fazıl’ı gören halkımız onu çok seviyordu ve etkisinde kalıyordu. Halka karşı çok alçakgönüllüydü, saygılıydı. Halkın kıymetini çok iyi biliyordu çünkü halkının özgürlüğü için savaşıyordu. Hiçbir zaman savaş ve halkı birbirinden koparmadı. Halkın acılarını, fakirliğini, emeğini hissediyordu. Hâlâ onlarca milisi vardır halk arasında. Her biriyle anıları var çünkü gerillayla olduğu kadar halkla da beraber yaşıyordu. Gerillanın öncüsü olduğu gibi halkın da öncüsüydü. Kadınların da öncüsüydü. Onlarca, yüzlerce kadın komutan yetiştirdi. Kadın arkadaşlarla yaşamda, savaşta ordulaşmadaki ilişkileri güçlüydü. Heval Fazıl gerçekten ulusal bir komutandı."

Tüm yaşamı savaş halindeydi

Fazıl Botan'ın şehadet haberinin tüm yoldaşlarını etkilediğini kaydeden Bafê, "Şehadetiyle onu tanıyan herkesin gönlü burkuldu. Heval Fazıl Botan’da doğdu, Botan’da savaşın temellerini attı ama aynı zamanda Botan’ı Kurdistan’a mal etti. Doğu, Güney ve Batı Kurdistan’da mücadele etti. Tüm yaşamı savaş halindeydi. İki sefer Önderlik sahasına gitmişti, bunların dışındaki tüm yaşamı savaşta geçti. Öylesi aktif ve gelişmiş bir komutandı ki düşmanın onu şehit etmesine müsaade etmedi. Hâlâ şehadetini kabullenemiyorum” diyor.

Paris’te görüştük

Bafê, sözlerini şöyle noktalıyor: "Fazıl arkadaş yaralanmış, Paris’e gelmişti. Savaş yılları, komutanlık dönemi, etkisi, arkadaşlara karşı sevgisi, heybetli duruşu bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti. Sara, Rojbin ve Ronahi arkadaşların şehadet yıl dönümü için Paris’e gittiğimde ziyaret ettim. İlk gördüğümde çok duygulandım. Beni tanıdı… Benim için çok ağır bir ziyaretti."

***

Hiç şaşmadı, hep ilerledi

Fazıl Botan'ın her bir eyleminin kendi başına bir destan olduğunun altını çizen Rahime Gabar Bafê, şöyle anlatıyor: "O, bir röportajla tanıtılamaz. Bu yüzden onunla kalan tüm arkadaşlar onu anlatmakla sorumludur. 96’da Önderlik sahasında da Heval Fazıl’ı gördüm. Dağlarda nasıl mütevaziyse Önderlik sahasında da öyleydi. Tevazusuyla bir öğrenci gibiydi. Önderliği anlamak için, yoğunlaşmasını sonuçlandırmak için, savaşın gerçeğini iyi analiz edebilmek için, kendini yeni bir hamleyi başlatmaya hazırlamak için kendine misyon biçmişti. Fazıl arkadaş, Önder Apo’nun ideolojisi ve felsefesinde en doruğa çıkmıştı. İnsan bazen kendi hayallerinden uzaklaşır ama Heval Fazıl hiçbir zaman şaşmadı yolundan, hep ilerledi. Önderlik onu çok seviyordu, ona saygı gösteriyordu, değer veriyordu. Heval Fazıl her ne kadar askeri bir komutan olsa da aynı zamanda ideolojik bir öncüydü de. Yaşamın komutanıydı.”

* * * 

Zap’ın mimarı, DAİŞ’in kabusu

Komutan Fazıl Botan'ı Zap'ın mimarı olarak tanımlayan Bafê, "Ben de savaşlarda yer aldığım için hangi savaşı kimin yönettiğini her zaman merak ederim. Zap destanı sırasında Avrupa’daydım. Arkadaşlarla konuşurken ‘Bu operasyonu kim yönetiyorsa ödüllendirilmeli’ dediğimi hatırlıyorum. Daha sonra Zap Operasyonu’nu koordine eden Heval Fazıl ve Heval Rengin Botan’mış. Arkadaşlar bahsediyordu; Rojava'daki savaşı da Zap’a benzer bir şekilde koordine etmiş. Bu savaşta DAİŞ’in onun karşısında nasıl afalladığını anlattılar. Fazıl’ın nasıl bir komutan olduğunu herkes gördü. O, hareketimizin yiğididir. Onu tanımlamamıza gerek yok, sadece anılarını anlatsak yeterli olur. Onun anıları, yaşamını ve gerçekliğini gösteriyor. Fazıl gerilladır, gerilla da Fazıl'dır. İşte gerillayla bu kadar bütünleşmiştir” diyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.