Tişrîn’de halkların zaferi

Dosya Haberleri —

Tişrîn Barajı nöbet

Tişrîn Barajı nöbet

  • Tişrîn Barajı, Ankara'nın Rojava'yı tasfiye hedefinin gelip çarptığı tarihi bir direniş noktası oldu. Hava ve kara saldırılarına rağmen Tişrîn direnişi geçit vermedi ve halkların direniş barajına dönüştü. Ankara'nın Rojava'yı tasfiye hedefinin gelip çarptığı tarihi bir direniş noktası oldu. 
  • Saldırılar sırasında halk, kendi kentlerinde özsavunma görevlerini üstlendi. Gece gündüz nöbetlerini tutarak mahalle ve evlerini korudu. QSD’ye destek olmak ve bu seferberliğe katılmak amacıyla şehirlerde, beldelerde, köylerde ve mahallelerde onlarca gönüllü tabur örgütlendi. 
  • Saldırılara karşı Kürt, Arap, Süryani, Ermeni, Türkmen halklarının başlattığı nöbet 118. gününde zaferle taçlandı. Kuzey ve Doğu Suriye halkları, 8 Ocak’tan bu yana sürdürülen ve 102 şehidin verildiği ‘Tişrîn Barajı Direnişi’nin 5 Mayıs'ta yapılan açıklamayla zaferle sonuçlandığı duyuruldu. 

Tişrîn Barajı, Kuzey ve Doğu Suriye için bir dönüm noktası oldu. Baas rejiminin düşmesiyle Suriye'de yeni bir gerçeklik ortaya çıkarken Ankara fırsattan istifade kendi güdümündeki çetelerle birlikte Rojava'yı tümüyle tasfiye etmek için harekete geçti. İşte Tişrîn Barajı, Ankara'nın Rojava'yı tasfiye hedefinin gelip çarptığı tarihi bir direniş noktası oldu. Hava ve kara saldırılarına rağmen Tişrîn direnişi geçit vermedi ve halkların direniş barajına dönüştü. Saldırılara karşı Kürt, Arap, Süryani, Ermeni, Türkmen halklarının başlattığı nöbet 118. gününde zaferle taçlandı. Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi, 5 Mayıs 2025 tarihinde yaptığı açıklamayla, 118 gün süren Tişrîn Barajı’ndaki nöbet direnişinin başarıyla sonuçlandığını ve sona erdiğini duyurdu. Halkların eylemi her ne kadar sona ermiş olsa da onların kararlı duruşları, hüzünle yoğrulmuş anları ve dünyaya umutla bakan yüzleri, yaklaşık dört ay boyunca hem insanların hafızasında hem de tarihin sayfalarında derin bir iz bıraktı. Direnişin zaferle sonuçlanmasıyla birlikte Kuzey ve Doğu Suriye’nin birçok kentinde ve beldesinde halk, kutlamalar için alanlara akın etti. Kutlamalara Demokratik Özerk Yönetim temsilcileri, kadın ve gençlik hareketleri de katıldı. Halk, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, 19 Aralık 2024’te direnişi takip ettiği sırada Türkiye’nin saldırısında katledilen Gazeteci Cihan Bilgin ve Nazım Daştan, 15 Şubat’ta Tişrîn’de katledilen gazeteci Egîd Roj’un da aralarında bulunduğu Tişrîn’de katledilenlerin posterlerini taşıdı. Yurttaşlar, katledilenlere olan bağlılığını dile getirerek, mücadelelerini sürdüreceklerini kaydetti.

Neler yaşandı?

Peki 118 gün boyunca neler yaşanmıştı? Birlikte hatırlayalım... Baas rejiminin devrilişiyle birlikte, işgalci Türk devleti ve çeteleri, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarını artırdı. Özellikle Minbic ve Fırat Kantonu bu saldırıların başlıca hedefleri oldu. 8 Aralık 2024’te ise Türk devleti ve çeteleri tarafından Minbic işgal edildi. Bu saldırıların ardından tanklar, obüsler, savaş uçakları, SİHA’lar, füzeler ve havan toplarıyla Tişrîn Barajı ve Qereqozaq Köprüsü hedef alındı. Türk devleti ve çeteleri, Minbic kent merkezi ve kırsalında sivillere yönelik katliamlar gerçekleştirdi. Bu saldırılarla yıllardır ortak yaşam kuran halkların birliğini parçalamayı hedefleyen işgalci Türk devleti, saldırılarını daha sonra Tişrîn, Qereqozaq, Sirîn ve Kobanê kırsalına doğru genişletti. 5-10 Aralık 2024 tarihleri arasında, Minbic ve çevresinde düzenlenen saldırılarda 19 yurttaş katledildi, 4 yurttaş yaralandı. Resmi olmayan bilgilere göre katledilenlerin sayısı daha yüksek olduğu belirtiliyor. 8 Aralık 2024 ile 9 Şubat 2025 tarihleri arasında ise Eyn Îsa kırsalında 24 sivil katledildi. Kobanê kırsalı ve Sirîn kentinde aralarında gazeteciler, çocuklar, kadınlar ve bir ambulans şoförünün de bulunduğu 33 yurttaş katledildi, 12 yurttaş da yaralandı.

 

 

Algı operasyonu çöktü

Türk devleti, kendi medya organları aracılığıyla algı operasyonu da yaptı. Kürtlerin diğer halkları yerlerinden etmek ve düşmanlık yaratmak istedikleri algısını yaymaya çalıştı. Ancak başarılı olamadı. Çünkü gerçek gün gibi ortadaydı. Bir yandan bölgelerin tamamının Türk devleti ve bağlı çetelerin kontrolüne geçtiği izlenimi yaratıldı, diğer yandan canlı yayınlarla halk üzerinde psikolojik baskı kuruldu. Bununla birlikte, Kuzey ve Doğu Suriye halkları arasında fitne yaratmaya yönelik girişimler de ortaya çıktı. İç Güvenlik Güçleri kentlerde önemler aldı, bazı kantonlarda yaşanan karışıklıklar nedeniyle zaman zaman sokağa çıkma yasağı ilan etti.

Saldırılar direnişe çarptı

Minbic Askeri Meclisi, Demokratik Suriye Güçleri (QSD) ve Kadın Savunma Birlikleri (YPJ), Tişrîn Barajı ile Qereqozaq Köprüsü çevresindeki cephe hatlarında büyük bir direniş gösterdi. Kara ve hava saldırılarına karşı koyan savaşçılar, tüm saldırıları püskürttü. Çetelerin bölgeye sızma girişimleri defalarca boşa çıkarıldı. Bu gelişmeler görüntüler ve fotoğraflarla belgelendi.

 

 

8 Ocak’ta nöbet başladı

İşgal saldırılarına yakından tanıklık eden halk, saldırıların en yoğun yaşandığı ve 19 Temmuz Devrimi'nde halk iradesinin bu denli güçlü bir şekilde ortaya çıkmasının kimse tarafından beklenmediği bir dönemde Kürt, Arap, Süryani-Asuri, Ermeni ve Êzîdî bileşenleriyle birlikte 8 Ocak’ta Tişrîn Barajı’nda bir araya gelerek burada “Tişrîn Barajı Direnişi” adıyla bir irade ve direniş destanı yazdı. Direnişçiler, kışın dondurucu soğuğuna rağmen, 15 Şubat’ta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik Uluslararası Komplo’nun yıldönümünü, 8 Mart’ta Dünya Kadınlar Günü’nü, 15 Mart’ta Suriye halk ayaklanmasının yıl dönümünü, 21 Mart’ta Newroz Bayramı’nı ve Ramazan ayı ile bayramını barajda karşıladı. Ayrıca her Cuma günü direnişçiler, Cuma namazlarını baraj üzerinde kıldı. 8 Temmuz’dan 5 Mayıs’a kadar Fırat Kantonu’ndan 8, Tebqa, Reqa ve Dêrezor kantonlarından 7, Cizîr Kantonu’ndan ise 19 farklı grup barajdaki direniş nöbetine katıldı. 

7'den 70'e direniş

Saldırılar sırasında halk, kendi kentlerinde özsavunma görevlerini üstlendi. Gece gündüz nöbetlerini tutarak mahalle ve evlerini korudu. 2 Aralık’ta (2024) Özerk Yönetim, Suriye genelinde yaşanan olaylar nedeniyle genel seferberlik ilan etti. QSD’ye destek olmak ve bu seferberliğe katılmak amacıyla şehirlerde, beldelerde, köylerde ve mahallelerde onlarca gönüllü tabur örgütlendi. Cizîr Kantonu Özerk Yönetimi üyeleri, siyasi partiler, kadın hareketleri ve Kürt, Arap ve Süryani bileşenlerinin sivil kurumları da seferberliğe katıldı. Bölge halkı, toplumsal, kültürel ve sanatsal eylemlerle işgale karşı direnişini ortaya koydu. Anneler de evlerinde QSD ve YPJ savaşçıları için yemek hazırlayarak destek sundu.

 

 

Şehitler verildi

İşgalci Türk devletinin halka yönelik hava saldırıları sonucunda, Tişrîn Direnişi sırasında gazeteciler, siyasetçiler, yöneticiler ve sanatçıların da aralarında bulunduğu 26 yurttaş şehit oldu, en az 240 kişi yaralandı. Bölgede yaşanan saldırıları ve gelişmeleri takip eden gazeteciler, ön cephelerde savaşçılarla birlikte hakikati duyurmaya çalıştı. Bu süreçte, 19 Aralık 2024’te ANHA’nın muhabiri Cihan Bilgin ile gazeteci Nazım Daştan, işgalci devletin Sir’in-Tişrîn Barajı yolu üzerinde gerçekleştirdiği SİHA saldırısında şehit düştü. 15 Şubat’ta ise gazeteci Egîd Roj, Tişrîn Barajı’ndaki halk direnişini takip ettiği sırada, işgalci TC’nin hava saldırısı sonucu şehit oldu. Tişrîn Barajı Direnişi sürecinde onlarca gazeteci de yaralandı.

8 maddelik mutabakat

Demokratik Özerk Yönetim yetkilileri, Türk devletinin işgal saldırılarına karşı bir tutum geliştirilmesi ve saldırıların son bulması amacıyla Suriye içinde ve dışında birçok temasta bulundu. Bu çabalar sonucunda, 10 Mart’ta QSD Genel Komutanı Mazlûm Ebdî ile Şam iktidarı Başkanı Ahmed El Şera arasında 8 maddelik bir anlaşma imzalandı. Anlaşmada; Suriye halklarının inanç ve ulusal kimliklerini eşit şekilde temsil etme, güvenlik ve kamu hizmetlerinin sağlanması, göçmenlerin güvenli geri dönüşü, nefret söylemine ve fitne yaratacak tutumlara karşı durma, ülke genelinde ateşkesin sağlanması gibi maddeler yer aldı. Halkın nöbet eylemi ve savaşçıların tarihi direnişi sonucunda Tişrîn Barajı ve Qereqozaq Köprüsü’ne yönelik saldırılar durduruldu. Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi de 5 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, Tişrîn Barajı’ndaki nöbet eyleminin sona erdiğini duyurdu. Açıklamada, bu sürecin bir zaferle sonuçlandığı belirtilirken, her türlü yeni tehdide karşı mücadelenin devam edeceği vurgulandı. HABER MERKEZİ 

 

***

Tişrîn ve Qereqozaq'ın önemi

Tişrîn Barajı ve Qereqozaq Köprüsü neden önemli? Bu iki bölge, ekonomik, siyasi ve askerî açıdan büyük önem taşıyor. Qereqozaq Köprüsü, Fırat Nehri’nin iki yakasını birbirine bağlayan uluslararası M4 karayolu üzerinde yer alıyor ve bölge ticareti açısından kritik bir rol oynuyor. Tişrîn Barajı ise Fırat ve Minbic Kantonu’nun büyük bir bölümünün, Halep’in bazı kesimlerinin ve Tebqa çevresinin elektrik ihtiyacını karşılıyor, ayrıca sulu tarım açısından da hayati bir kaynak olarak önem arz ediyor. Bu özelliklerinin yanı sıra, her iki bölge de bölgenin güvenliği açısından stratejik önem taşıyor. Uzmanlara göre, bu bölgelerde hakimiyet kuran güçler, Kuzey ve Doğu Suriye’nin tamamını kontrol etme imkanına sahip olabilir. HTŞ’nin Şam yönüne odaklandığı dönemde, Türkiye bu stratejik hesaplarla Tişrîn ve Qereqozaq bölgelerini işgal ederek Özerk Yönetimi ortadan kaldırmayı hedefledi. Türk devlet yetkilileri, yaptıkları açıklamalarda bu hedefi açıkça dile getiriyordu. 

 

* * *

Baraj bölgenin can suyu

Fırat Barajı’ndan sonra Tişrîn Barajı, Suriye’nin enerji üretiminde ve kapasitesi açısından en büyük ikinci barajı. Baraj gölü yaklaşık 1,9 milyar metreküp su depolayabiliyor. Yaklaşık 5 milyon kişinin faydalandığı baraj ayrıca 200 bin hektar tarım arazisine de sulama suyu kaynağı. 10 Aralık 2024’te Kuzey ve Doğu Suriye Enerji Konseyi yaptığı açıklamada, işgalci Türk devletinin hava saldırıları nedeniyle Tişrîn Barajı’nın hizmet dışı kaldığını duyurdu. Saldırı sonucunda Kobanê, Minbic, Sirîn, Cirniyê ve Halep şehirlerinde yaşayan 400 binden fazla kişi elektriksiz kaldı; barajdaki su seviyesi tehlikeli biçimde düştü. Bu saldırılar, barajda büyük insani ve ekolojik felaket riskleri doğurdu. Teknik ekipler 24 saat boyunca çalışarak acil önlemler aldı. Barajın çökmesini engellemek için fazla su tahliye edildi, 6 türbinden sadece bir türbin devrede bırakılarak elektrik üretimi sürdürüldü.

 

 

* ** 

Sanatçılara ilham verdi

9 Şubat’ta Tişrîn Barajı direnişi sanatçılara da ilham kaynağı oldu. Hunergeha Welat tarafından hazırlanan ve barajda kısıtlı imkanlarla çekilen “Bendava Me Ye” (Bu Baraj Bizim) adlı klip çekildi. Klipte, direniş nöbeti sırasında çekilen özel anlar yer aldı. Ayrıca, Hunergeha Welat ve Mezopotamya Demokratik Kültür ve Sanat Hareketi (TEV-ÇAND) tarafından “Guje Çemê Me”, “Bendava Berxwedanê”, “Li Binxetê” ve “Bendava Lehengan” adlı eserlerin klipleri de barajda çekildi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.