Ulusal tasfiyecilik hareketi

Forum Haberleri —

.

.

  • KDP’nin temsil ettiği Kürt ulusal tasfiyeciliği iradesini kaybetmiş, Kürt coğrafyasını düşman işgaline açmış, teslimiyetçi, işbirlikçi-ihanetçi bir çizgide seyreder hale gelmiştir.

 

Şükrü GEDİK 

Kürt halkını ulusal çapta ilgilendiren, var olma, yok olma aşamasına gelmiş, kritik durumdaki ulusun kaderini belirleyen büyük bir tasfiye hareketiyle karşı karşıyayız.

Güney Kürdistan’da yaşanan olayları basit sıradan olaylar gibi veya kardeş kavgası gibi kimi terimlerle açıklamak artık mümkün değildir.

Bir örgüte karşı değil, Kürt ulusunun tümüne karşı gelişen bir tasfiyeci hareketten bahsediyoruz.

PKK karşıtlığı üzerinden gelişen ihanetçi işbirlikçi çizginin temsilciliğini yapan KDP, sırtını Kürt düşmanlarına dayayarak, Kürtlerin bütün ulusal çıkarlarını ve kazanımlarını tehlikeye sokacak bir arayışın içine girmiştir.

Sorun iki örgüt arası sorun olmaktan çoktan çıkmıştır. Uluslararası güçlerin de ortak olduğu yeni bir tasfiye konsepti devrededir. Uluslararası komplo ile hedeflenen Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ın yakalanması ve PKK’nin tasfiyesi amaçlanmıştı.

Şimdi ise daha kapsamlı ve bütün Kürt halkını hedefleyen bir tasfiyecilik söz konusudur. 

Tasfiyecilik; PKK’nin yakasını bırakmayan bir ilettir. Zaman zaman ateşkes süreçleri, çatışmasızlık hali yaşansa da 1984’den günümüze, Kürt özgürlük hareketinin 40 yıla yakındır sürdürdüğü özgürlük mücadelesi sayısız tasfiye girişimi ile karşı karşıya kalmıştır.

PKK’nin başlattığı her tarihsel hamlenin boşa çıkarılmasında iç tasfiyecilik, birey, gurup, eğilim veya çizgi olarak kendisini dayatmıştır.

Düşmanla ilişkili gelişen tasfiyeciliğin yanı sıra objektif olarak düşmana hizmet eden pratikler bolca yaşanmıştır. PKK’nin gurup aşamasından tutalım en son Başkan Apo’nun yakalanmasıyla parti gövdesini ikiye bölen Ferhat-Botan (Osman Öcalan-Nizamettin Taş) şahsında gelişen iç ihanete kadar sayısız tasfiyeci girişim boşa çıkarılmıştır. 

Kuşkusuz dışardan yönelen saldırılar da özgürlük mücadelesini tasfiye etmeyi amaçlamaktadır. Türk devletinin her türden saldırısı, Gladyo, NATO gibi oluşumların direkt-endirekt girişimleri, Başkan Apo’nun tutuklamasına yol açan uluslararası komplo da dahil çok boyutlu tasfiye girişimleri olmuştur.

Şimdiki tasfiyeci girişimi bir örgütün içinden çıkmış veya bir örgüte dışardan dayatılan bir tasfiyecilik değildir. Bir ulusun içinden çıkmış ve dış desteğe dayanarak bütün ulusu hedefleyen çok daha büyük, kapsamlı bir harekettir.

KDP, eylemleri ve söylemleriyle ulusal çapta bir tasfiye hareketine dönüşmüştür.

Bu ulusal tasfiye hareketinin görülmesi, deşifre edilmesi ve boşa çıkarılması için tüm Kürt halkının duyarlı davranarak harekete geçmesi gerekiyor. 

KDP’nin temsil ettiği Kürt ulusal tasfiyeciliği iradesini kaybetmiş, Kürt coğrafyasını düşman işgaline açmış, teslimiyetçi, işbirlikçi-ihanetçi bir çizgide seyreder hale gelmiştir.

KDP ne yapmak istiyor?

Her türlü savaş kışkırtıcılığı ve tahrikçiliğine rağmen çatışmadan uzak duran PKK gerillalarına saldıran ve katleden KDP’nin provokatör girişimleri sorgulanmayı gerektirmektedir.

Tarihin bu aşamasında gerilla direnişi karşısında tükenişi yaşayan faşist Türk devletine can simidi olan KDP, PKK’ye savaş açarak ne yapmak ve nereye varmak istiyor?

PKK’yi kendisiyle savaşmaya davet eden provokatörce girişimleri Kürtlerin ulusal çıkarlarına zarar veren, düşmanları sevindiren bir tasfiyeciliktir.

Kürtler KDP’ye tavır almalıdır

Kürt ulusunun çıkarlarını savunan her Kürdün tarihin bu kritik aşamasında KDP tasfiyeciliğine karşı tavır alması gerekiyor. Çatışmaların olması halinde bu Kürtler arası bir çatışma olmayacaktır. İhanetçi, tasfiyeci çizgi ile direnişçi çizgi arasında bir çatışma olacaktır.

Tasfiyecilik tasfiye edilecektir

PKK tarihi aynı zamanda tasfiyeci oluşum ve girişimlere karşı bir mücadele tarihidir.

Her ne olursa olsun Kürt halkının ulusal kaderini ilgilendiren tasfiyeciliğe karşı kendi taktikleriyle mücadele edecektir.
PKK bu konuda muazzam deney ve tecrübeye sahip bir harekettir.

Topyekûn imha amaçlı saldıran Türk devleti KDP’yi yanına alarak, YNK’yi de bu çizgiye çekmeye çalışması, PKK’yi güneyde sınırlamaya ve mümkünse tasfiye etmeye dönüktür. Başat rol KDP’ye verilmiştir.

Şu anda tasfiyeciliğin başını KDP çekmektedir. Ulusal kazanımlara darbe vuracak olan bu ihanet girişimi tüm güney Kürdistan’ı, Rojava’yı, Şengal’i ve Maxmur’u da kapsayan bir tasfiyecilik olacaktır. Şimdiden önünün alınması gerekmektedir.

Gerillanın tasfiyesine dönük çabaların hız kazandığı ve artık fiziki imha saldırılarına yöneldiği bir sürecin içine girilmiştir. Gerillanın üslenme alanlarını birbirinden izole etme, neredeyse ulaşımı, lojistiği ve hareketliği sıfırlama durumuna getirmesi çoktan bir çatışma ortamına yol açan girişimlerdir. Ama PKK’nin sağ duyulu yaklaşımları sayesinde iş bu kerteye varmamıştır.

Son Xelifan saldırısı bardağı taşıran son damla olmaktadır. KDP’nin düşmanca girişimleri dört parça Kürdistan için büyük bir tehlike oluşturmaktadır.

Savaş pozisyonunun devam etmesi halinde, ilerde çatışmaya dönüşmesi muhtemeldir. Bunun siyasi, askeri sonuçları halkımıza daha fazla yansıyacak ve olumsuz etkileyecektir. Tüm Kürt halkının bu çatışmalı durumdan, tasfiyeci hareketten büyük zararlar göreceği bilinmelidir. 

Şimdiden, ulusal tasfiye girişimlerinde bulunan KDP tasfiyeciliğine karşı tüm halkımızın pratik arayışlara yönelmesi ve durdurması oldukça önemlidir.

Halkımız özgür geleceğini yok edecek, kazanımlarını ortadan kaldıracak KDP tasfiyeciliğine asla fırsat vermemelidir. Özellikle de güney halkı, Kürt halkının yaşam sigortası olan gerillanın yanında durarak tasfiyeciliği tasfiye etmelidir. 
 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.