Hakikati sahiplenmek, “Vandallık" olarak tanımlanamaz

Forum Haberleri —

Amedli gençlerin eylemi sergiyle ilgili çeşitli mecralarda süren tüm tartışmalara nokta koydu

Amedli gençlerin eylemi sergiyle ilgili çeşitli mecralarda süren tüm tartışmalara nokta koydu

  • Gençlerin eylemini "Vandallık" olarak tanımlamak ise büyük bir vicdansızlıktır, TC'nin özel savaş politikalarına alet olmak demektir.

Herekol ÇIRAV

Kürt halkının en büyük handikapı ve tarihi eksikliği, düşman bilincinin zayıf olması, devletin imha, inkar asimilasyon ve kültürel kırım politikalarını erken unutmasıdır. Bu konuda yüzeysel bir yaklaşımının olmasıdır.

Yaklaşım yüzeysel olunca, Türk sömürgeciliğinin Kürdistan‘da yürüttüğü savaşın boyutunun anlaşılması da haliyle eksik kalıyor.

Sadece askeri boyut üzerinden gelişen devlet politikalarına odaklanılması, Kürdistan’da yürütülen özel savaş siyasetinin gözden kaçırılmasına ve yeterince anlaşılmamasına yol açıyor.

Oysa Türk devleti, savaşın askeri boyutu kadar, belki de daha fazla özel savaş boyutuna ağırlık veriyor.

Özel savaş siyaseti ise, sadece Kürt’ün fiziki imhasını öngörmüyor; soykırım rejimi olarak şekillenen devletin amaçları doğrultusunda hayatın tüm alanlarında; ekonomik, kültürel, sosyal, siyasal vb tüm alanlarda yaşama geçiriliyor.

Kürt halkına uygulanan asimilasyon politikası, kimliksizleştirme siyaseti ve kültürel olarak yozlaştırma gayreti bu özel savaş siyasetinin en somut örnekleridir.

Toplum bilimciler bunu "Beyaz Soykırım" "Toplum Kırım" biçiminde tanımlamakta ve tehlikelerine dikkat çekmektedirler.

En önemli yönü, toplumsal değerlere saldırıdır; toplumu toplum yapan, ahlak, kültür, dil, gelenek ve maneviyattan koparmak, ‘toplum kırım’ olarak adlandırılan özel savaş siyasetinin en başat amacı oluyor.

Peki, asimilasyon neye yol açıyor? bunun cevabını Kürt Halk Önderi veriyor:

“…Asimile edilen grubun öz kimliği ve direnci dağıtılıp kırılarak, hakim elit içinde hizmetlerine en uygun kölelerin derlendiği bir konuma düşürülür…Burada asimile edilen köleye düşen temel işlev efendisine mutlak benzeşmek, onun eki ve uzantısı olma uğruna her tür çabayı göstererek kendini kanıtlamak ve böylelikle sistemde kendine yer yapmaktır…”

Kanımızca, Ahmet Güneştekin'in Amed'te "Hafıza Odası" ismiyle açılan sergisine bu perspektiften bakmak, olup bitenlerin, yapılmak, yaratılmak istenenlerin ne olduğunu da anlamamızı sağlayacaktır…

Amed’li gençlere sahip çıkılmalıdır

Amed'li yurtsever gençler işte buna karşı çıkmışlardır; topluma dayatılanın esasta hafızasızlık ve Kültürel soykırım olduğunun bilinciyle bu özel savaş politikasına karşı çıkmış ve ulusal refleks sahibi olmuşlardır.

Gençlerin eylemini "Vandallık" olarak tanımlamak ise büyük bir vicdansızlıktır, TC'nin özel savaş politikalarına alet olmak demektir.

Asıl "Vandallık" sömürgeci devletin özel savaş politikalarının bir parçası olup, toplumsal değerlerimize saldırılmasıdır. Kültürel yozlaştırma siyasetine hizmet edilmesidir; analarımızın duygularının sömürülmesidir. Karşı çıkılması, tepki gösterilmesi gereken bir husus varsa bu olmalıdır.

Bu anlamda Amed'li yurtsever gençlerin bu eylemi sahip çıkılması, desteklenmesi ve arkasında durulması gereken bir eylemdir…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.