Yas bile tutamıyorlar

Kadın Haberleri —

.

.

  • Depremin yerle bir ettiği Semsûr’da kadınlar hala enkazların başında bekliyor. “Adıyaman’da taş üstünde taş kalmadı" diyen Emine Yıldırım, "Bir sürü arkadaşımızı, yakınımızı kaybettik. Onların yasını bile tutamadık. Bundan sonra nasıl yaşayacağız hiç bilmiyorum” dedi.

Depremden sonra yerle bir olan Semsûr (Adıyaman) kent merkezinde insan sayısı günden güne azalırken, şehirden çıkmayanlar ise çadırlarda kalıyor. Halen ‘ilk günkü’ halde etrafına bakan insanlar her sabah yaşananların kâbus olması dileğiyle gözlerini açıyor.

Enkazlar dere yatağına dökülüyor!

Ölü sayısının her gün arttığı kentte geçen Cuma günü (10 Şubat) enkazların kaldırılmaya başlandığı öğrenildi. Kaldırılan enkazlar Petrol Mahallesi’nde boş bir dere yatağına atılırken enkaz mezarlığına dönüşen alanda binlerce insanın anılarından toz bulutu oluşuyor. Bir insan uzvunun da görüldüğü iddia edilen alana kamyonlar dur durak bilmeden enkaz taşıyor.

Kadınlar, ‘kimsesiz’ bırakıldıklarını düşünüyor

Günden güne sessizleşen kentte insanlar halen temel yaşam ihtiyaçları olan barınma, temiz su ve yiyeceğe ulaşmakta zorluk çekiyor. Büyük bir dayanışmanın yaşandığı kentte binlerce insan çadır ihtiyacının giderilmesini bekliyor. Her sokağı enkazla başlayan ve enkazla biten kentte depremi ve sonrasında yaşananları öğrenmek için mikrofonlarımızı kadınlara uzatıyoruz. Kimi enkaz başında bekleyen, kimi evini bırakıp gitmek zorunda kalan, kimi de onlarca yakınını kaybeden üç kadın bir anda değişen hayatlarının asla eskisi gibi olmayacağını ve ‘kimsesiz’ bırakıldıklarını ifade ediyor.

‘Çocuklarımızın hepsi öldü’

Bahçelievler Mahallesi’nde bulunan evinin deprem esnasında yıkıldığını söyleyen Nebiha Erdem, çocuklarının güvenliği için şehirden ayrılan binlerce insandan biri. Ne yapacaklarını nereye gideceklerini ya da ne diyeceklerini bilmediğini ifade eden Nebiha Erdem, “İmkân yok, çare yok, hiçbir şey yok. Enkaz altında bir sürü akrabam kaldı. Çekirdek aileme bir şey olmadı ama çevredeki akrabalarımın hepsi enkaz altında kaldı. Ne yapacağımızı hiç bilmiyoruz. Çocuklarımızın hepsi öldü. Bu duyguyu size anlatamam. Çalışmalara erken başlasalardı belki daha fazla insan kurtulabilirdi. Çok kötüyüm çünkü ailemin hepsi gitti. Şu an köyde oturuyoruz mağduruz” dedi.

Abiye ve düğün elbiseleri göndermişler

Oy zamanı gelen insanların deprem anında kadınları, çocukları bütün halkı ölüme terk ettiğini vurgulayan Nebiha Erdem, “Adıyaman diye bir şey yok kalmadı. Haritadan silindi. İki gün sonra geliyorlar buraya. Milletin hepsi açlıktan soğuktan donarak öldü. Çocuklar öldü. Devletmiş devlet! Oy zamanında devlet onun dışında bilmiyorlar bir şey. Millet neden bu halde o zaman neden perişan? Bize dışarıdan ne gönderiyorlar biliyor musun? Kek, bisküvi, abiye ve bu soğukta kışta düğün elbiseleri gönderiyorlar. Topuklu ayakkabı gönderiyorlar bizlere dalga geçer gibi. Oy zamanı da gelmesin kimse.”

Kalacak yerleri yok, işe çağırıyorlar

Çevresinde ki bütün arkadaşları ile birlikte geçmişini de kaybettiğini belirten Emine Yıldırım kimselerinin kalmadığını söyledi. Yaşanan süreç boyunca mağdur edildiklerini belirten Emine Yıldırım, “Müttehitlerin yaptığı bütün evler yıkıldı. Adıyaman’da taş üstünde taş kalmadı. Hiçbir yardım bize birinci günde ulaşmadı. İkinci günün sonuna doğru bizlere sadece kek ve benzeri şeyler geldi. Kuru gıda adına hiçbir şey gelmedi. Barınacak hiçbir yerimiz yoktu. Bide daha kalacak bir yerimiz yokken çalıştığımız yerler bizi işe çağırıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Adıyaman halkı olarak çok mağduruz. Bir sürü arkadaşımız yakınımızı kaybettik. Onların yasını bile tutamadık. Bundan sonra nasıl yaşayacağız hiç bilmiyorum” şeklinde konuştu.

‘Sabah gelip akşam gidiyoruz’

Valilik karşısında yıkılan apartmanın enkazının başında kardeşi ve yeğenlerini bekleyen Zübeyde Çalım günlerdir sabah-akşam enkaz başında bir umut için mücadele ettiklerini söyledi. Her gün cenazenin çıkarıldığı apartmanda çalışmalara geç başlandığına dikkat çeken Zübeyde Çalım şunları belirtiyor: “Kardeşim eşi ve üç tane çocuğu enkaz altında. Bir çocuğunu çıkardık ama diğer hepsi enkaz altında. En küçük çocuğu 1 yaşında, depremin olduğu günden bu yana 9 gündür bizler buradayız. Akşam gidip sabah yeniden geliyoruz. Bugün enkazdan 8 kişi çıkardılar. Kardeşim de eşi de daha gençti. Kurtardığımız çocuğu da sürekli anne ve babasını soruyor. Ne yemek ne ekmek yiyebiliyor nede su içebiliyoruz. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Bize çok geç geldiler. Erken gelselerdi herkesi kurtarabilirlerdi. Biz kendi çabalarımızla cenazelerimizi çıkardık. Cenazeler dışarıdan görünüyor.”

MEDİNE MAMEDOĞLU /NÛJINHA-SEMSÛR

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.