20 yıllık emek: Koma Şiyar

Kültür/Sanat Haberleri —

Koma Şiyar

Koma Şiyar

  • 34. Mîhrîcan’da bu yıl Wêranşar yöresine ait halk oyunuyla birinci olan Koma Şiyar grup üyeleriyle ekibin 20 yıla yayılan hikayesini konuştuk.

ARAT ARARAT/SALZGITTER 

Bu yıl 34.’sü düzenlenen Mîhrîcana Govendên Kurdistanê Halk Oyunları yarışmasında Wêranşar yöresine ait oyunlarda gösterdikleri performansla birinciliği Koma Şiyar elde etti. Tek sevdalarının Kürt kültürü ve halk oyunları olduğunu söyleyen Koma Şiyar üyeleri kendilerini “halk oyunları aşıkları” olarak tanımlıyor. Avrupa’da süregelen kültürel asimilasyona dikkat çeken grup üyeleri buna en güçlü cevabı da 34 yıldır düzenlenen Mihrîcanla verdiklerini söylüyor. Gazetemize konuşan Koma Şiyar üyeleri Mazlum Tarlan ve Eylas Navîn, halk oyunları ekiplerinin 20 yıla yayılan hikayesini anlattı.

Kurulduğu 2003 yılından beri grupta yer alan Mazlum Tarlan, bu yola çıktığında henüz 12 yaşındaydı. “O dönemler futbol oynardım. Kardeşim Leyla bizi zorla halk oyunlarına götürüyordu. Her şeyi bıraktım. Şimdi tek aşkım halk oyunları” diyerek yaptığı işe bağlılığını dile getiren Mazlum Tarlan, grubun en eski üyelerinden. Gruba daha geç katılan Eylas Navîn ise 2009’da katıldığı halk oyunları kampından sonra bu işe bağlandığını ve artık bu sevdayı bırakamadığını söylüyor.  

 

Xelîl Jêhat (Mehmet Şiyar Özer)

 

Adını Hevalê Şiyar’dan aldı

Grubun 20 yıllık tarihinin hem içinde yer alan hem de her anına tanıklık eden Mazlum Tarlan, ekiplerinin kuruluş sürecine dair şunları söyledi: “2003 yılında grup kurulduğunda ben 12 yaşındaydım. O zamanlar Hevalê Şiyar (Mehmet Şiyar Özer) ekibin sorumlusuydu. Grubun adı yoktu. Ardından Hevalê Şiyar Kurdistan dağlarına gitti. O gittikten sonra birkaç yıl boşluk oldu. Ekip tekrar kuruldu fakat istikrarlı bir verimi yoktu. Ta ki 2009’da yeniden düzenli bir ekip kurulana kadar. Sonra Koma Şiyar olarak halk oyunları alanında aktif faaliyete başladık. Hevalê Şiyar ise bundan 4 yıl önce Amed’de şehit düştü.”

Halk oyunları sevdadır

Tarlan kız kardeşi Leyla’nın yönlendirmesiyle halk oyunlarına başlamış. Sonrasında da bunun kendisinde bir sevdaya dönüştüğünü söylüyor. Tarlan, “Leyla’nın beni zorla çalışmalara götürmesinden 1-2 yıl sonra artık folklor benim için bir aşka dönüştü. O zamanlar futbol oynardım. Futbolu bıraktım ama halk oyunlarını bırakmadım. Halk oyunları benim için sadece halay çekmenin dışında bir araştırma, inceleme konusuna dönüştü. Oyunların hangi yörelere ait olduğu, tarihçesi, nasıl başladığı, amacı gibi konular benim için yıllar geçtikçe önem kazanmaya başladı. Araştırdım, öğrendim” diyor.

Eylas Navîn de aynı soruyu “Ben Almanya’da doğdum. 18 yaşındayken ilk kez 10 günlük bir folklor kampına katıldım. O zamanlar folklor nedir, amacı nedir bilmiyordum. Sadece düğünlerde halay çekildiğini bilirdim. Katıldığım kamp sonrası artık anlamaya başlamıştım. Halay çeşitleri, yöreleri, davul zurnanın sihirli gücünü eğitim sürecinde anlamaya başladım. O zamandan beri kendimi her yıl biraz daha geliştirdim” diye yanıtlıyor. 

Çalışacak yerleri yok ama birinci oldular

Tüm önemine rağmen halk oyunlarına dönük çalışmalarını birçok sorun ve sıkıntı içerisinde yaptıklarını anlatan Mazlum Tarlan, “Koma Şiyar’da şu an 10 erkek, 8 de kadın arkadaşız. Ekibin yüzde 90’ı işçidir. Oyuncularımızın yüzde 80’i Almanya’da doğmuş. En büyük sorunumuz yerimizin olmaması. Çalışmalarımızı düğün salonlarında, farklı derneklerde yapıyoruz. Kadın arkadaşlarımızın ekipte büyük emeği var. Bu yıl Mihrican’a sadece erkeklerle çıktık ama seneye erkek kadın karışık bir ekiple çıkacağız” ifadelerini kullanıyor.

Davulcu olduk, zurnacı olduk

Eylas Navîn ise konuyu Mîhrîcan’a hazırlık sürecini oldukça önemsediklerini söylüyor. Navîn, amaçlarının Mîhrîcan’ın ruhuna, tarihine uygun ekiple katılmak olduğunu ve aynı zamanda halk oyunları alanında yaptıkları araştırmalarla Mîhrîcan’a güç katmayı hedeflediklerini söylüyor. “Örneğin Mazlum arkadaşın ailesi Xinûs’tan geliyor. Ailesi o yöreye ilişkin çok geniş araştırmalar yaptı. Ülkeye gittiler. Şarkıları, oyunları, giysileri araştırdılar ve bu araştırmaların sonuçları üzerine biz iki yıl boyunca Xinûs yöresi oyunlarıyla Mîhrîcan’a katıldık. Yine bu yıl Wêranşar yöresi oyunlarını ve Dewrêşê Evdî hikayesini 7-8 yıl araştırdıktan sonra bu yıl sahneye taşıdık. Yani sahneye çıkmadan önce araştırma yapıyoruz. Eskiden fazla imkanımız yoktu. Davulcumuz yoktu, kendimizi eğiterek davulcu olduk. Zurnacımız yokken eğitimle kendimiz zurnacı olduk. Çalışmalarımızın ekonomik giderlerini kendi cebimizden ödüyoruz. Son 10 yılda Avrupa’daki birçok halk oyunu grupları benzer sorunlar yaşıyor” diyor.

 

Koma Şiyar

 

Dewrêşê Evdî’yle gelen birincilik

Bugüne kadar Amed, Varto, Agirî, Xinûs, Semsûr ve Wêranşar yörelerine ait oyunları Mîhrîcanda sergileyen Koma Şiyar üyeleri, bu yıl aldıkları birinciliğin arkasında önemli bir emek süreci olduğunun altını çiziyor: “Bölgemizde Wêranşarlı çok aile var. Oyuncularımızın çoğu oralı. Braunschweig, Salzgitter, Hannover şehirlerinde de çok Wêranşarlı aile var. Bir yıl önce bir sohbette bu yöreye ait oyunlarla Mîhrîcan’a katılmayı önerdik. Neticede bu yıl  Wêranşar yöresiyle katılma kararı aldık. Planlamamızı yaptık. Görev paylaşımı yaptık. Hocamızı, davulcumuzu, zurnacımızı Wêranşar yöresinden bulduk. Bu kararımız ve çalışmalarımız duyulunca tüm ailelerden olumlu dönüş aldık ve bize destekler sundular. Dewrêşê Evdî destanı üzerine araştırmalar yaptık. Sergilediğimiz oyunda oynanan tiyatro temsilini ve melodileri yaptığımız araştırmalar sonucu kendimiz ortaya çıkardık. Îskan Paşa’nın oturuşundan Dewrêş’in oturuş kalkışına kadar, en ince detaylara kadar her şeyi araştırdık. Kostümlerimizi de Wêranşar’da diktirdik. Sonuçta da ortaya bu eseri çıkarabildik.”

Kurdî bir ruhla

Alınan birincilikten sonra hem Avrupa hem de ülkeden olumlu tepkiler aldıklarını söyleyen Mazlum ve Eylas, oyunlarını izleyen gençlerin kendilerini arayıp gruba katılmak istediklerini ve gençler arasında büyük heyecan yarattıklarını da eklediler. Kendi kültürüne sarılmanın asimilasyona karşı en net cevap olduğun belirten grup üyelerinden Tarlan, “Asimilasyona karşı görev en başta ailelere düşüyor. Eğitim evde başlıyor. Her şeyden önemli olan da ana dilimizdir. Dilimizi korumalıyız, konuşmalıyız” diyor.

Eylas Navîn ise, popülist yaklaşımları eleştirerek kültürel asimilasyona karşı Kurdî bir ruhla direnilmesi gerektiğini vurguluyor. Navîn, “Kültürü sahiplenme noktasında sorunlar var. Yeni gençlik Kürt müziğini popüler olmak icin kullanıyor. Yaptıkları kliplerin kültürümüzle alakası yok. Türkülerimizi değiştiriyorlar. Biz bunların karşısında durmalıyız. Buna da Mîhrîcan’da cevap olmaya çalışıyoruz. Tüm alanlar gibi halk oyunları da asimilasyon tehlikesini yaşıyor. Dolayısıyla oynadığımız oyunların gerçek anlamda kendi yöresine ait olması gerekiyor. Oyunları Kurdî bir ruhla pratiğe geçirmek gerekiyor“ diye belirtiyor.

Kültürel asimilasyona cevaptır

Gençlere bir çağrıda da bulunan Koma Şiyar üyeleri “Biz burada doğup büyüdük. Kürtçeyi burada öğrendik. Yaptıgımız işi seviyoruz ve bu işe sevdalıyız. Gençler kültürlerine sahip çıkmalı. Bu sahiplenmenin temelini ana dili oluşturuyor. Ana dilimizi öğrenelim, konuşalım, konuşturalım. Kurdî yaşamalıyız. Asimilasyona karşı direnmeliyiz. Bu yıl 23 ekip Mîhrîcan’da sahneye çıktı ve bu ekipler kültürel asimilasyona en büyük cevabı verdi. Fakat yeterli degiliz. Sizlerin katılımı ile daha güçlü olabiliriz” mesajı veriyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.