
1997 Hewler Katliamı şehitleri
- Hewlêr Katliamı'nın üzerinden 25 yıl geçti ancak acısı halen dün gibi taze. 16 Mayıs 1997’de KDP tarafından gerçekleştirilen katliamda 20’si gazeteci 83 kişi katledildi. Şehit düşenlerden 50'si gaziydi. Katledilenlerin cenazeleri ailelerine teslim edilmedi, gizlice gömüldü. Katliamın koordinesinde ise Türk ordusuyla birlikte çalışan Hewlêr Asayiş Sorumlusu Cemal Mutki yer alıyordu.
FİRAZ BARAN
Türk ordusu 12/13 Mayıs 1997’de Sinat, Haftanîn, Xakûrkê, Ava Gozê ve Zap bölgelerini F-104 savaş uçakları ile bombaladı. Sinat ve Haftanîn Cudî dağına, Zap Çukurca'ya, Xakûrkê de Şemzînan'a yakındır. Cudi dağından Şemzînan'a kadar olan sınır hattı yaklaşık 350 kilometredir. Bu hat boyunca Türk ordusuna ait onlarca üs var. Bu üslerde işgalci tabur ve alayları bulunuyor. Örneğin Serbesta üssünden Haftanîn'e, Geçimli Taburu ve 49 Tepesi'nden Zap'a, Aktütün'ünden Xakûrkê'ye, Deştan taburundan Kanîmasî köyü ve Metîna dağına, Derecik taburundan Bermizek ve Diyana'ya geçiş yapma imkanına sahip. Sınırın Irak tarafı bugün olduğu gibi o zaman da KDP denetiminde olan topraklardı.
İşgal harekatı
14 Mayıs 1997’de sabah saat 03:00’da Türk ordusu bu onlarca üs ve noktadan binlerce askerini bombaladığı alanlara doğru harekete geçirdi. Amacı PKK'nin gerilla ordusu ARGK'yi (Arteşa Rizgariya Gelê Kurdistan-Kürdistan Halk Kurtuluş Ordusu), ezmek ve bunu başardığı takdirde Güney Kürdistan'a yerleşip kalıcı olarak işgal etmekti. Türk ordusuna 500 zırhlı araç da eşlik etti. Bu zırhlı araçlar tank, kariyer, askeri ambulans, top ve uçaksavarlarla yüklüydü. Aynı saatlerde Habur sınır kapısı sivil araçlara kapatıldı. Bu zırhlı araçlar Habur sınır kapısından Güney'e geçiş yaparak Zaxo'ya gittiler ve oradan da sınır hattı boyunca KDP denetimindeki farklı noktalarına dağıldılar. KDP bu işgalci güce herhangi bir karşılık vermedi. Tam tersine, özel güçleri olarak bilinen Sipah ordusu da dahil binlerce peşmergesini konumlandırdı. Bu güçleri Çiyayê Sipî ve Garê dağının çevresine ve Begova'ya yerleştirdi.
Gerillanın taktiği kazandı
Türk sömürgecilerine Kuzey Kürdistan’daki farklı aşiretlere mensup korucular eşlik etti. Yani savaşın bir tarafında onbinlerce kişiden oluşan asker, korucu ve peşmerge; diğer yanında ise birkaç bin PKK gerillası vardı. ARGK, nicel olarak büyük ve yoğun teknik donanıma sahip bu gücün karşısına farklı bir taktikle çıktı. Daha önce var olan tabur şeklindeki örgütlenmesini dağıttı. Gücünü manga-takım-bölüklere ayırdı ve geniş bir coğrafyaya yaydı. Askeri literatürde "Yaygın Gerilla Taktiği" olarak tanımlanan savaş tarzını esas aldı. Ardından araziyi tanımanın avantajını kullanarak sızma, pusu, vur-kaç ve en önemlisi de fedai eylemlerle karşısındaki devasa orduyu yıprattı. Gerilla her gün onlarca eyleme imza attı. Bir ay dolmadan öyle bir hal aldı ki hem Türk ordusu, hem KDP, hem de korucular bir an önce savaşın bitmesi için çareler aramaya başladı. Ve 11 Haziran 1997'de Türk ordusu geri çekilmeye başladı. Kademeli olarak yapılan geri çekilme bir hafta sürdü.
Rêber Apo'dan zafer açıklaması
Rêber Apo, 15 Haziran 1997 akşamı Med TV'ye telefonla bağlandı ve 14 Mayıs'ta başlayan savaşın Kürt halkının zaferiyle sonuçlandığını duyurdu. Zaferi Kürdistan halkına kutlayan Rêber Apo, "Bu bizim için bayramdır. Kürt halkı bundan sonra kendine daha fazla güvensin. Tarihi adımlar için öne çıkın" dedi.
Hastaneler de hedef alındı
1997 Mayıs-Haziran savaşının önemli dönüm noktaları vardır. Bunları sıralayalım: KDP, 16 Mayıs 1997'de yani savaşın üçüncü gününde, Hewlêr şehir merkezinde olan PKK bürolarına saldırdı. Saat 16:00'da başlayan saldırıda şu kurumlar hedef alındı: YAJK (Yekitiya Azadiya Jinên Kurdistan), YNDK (Yekitiya Neteweyî Demokratî Kurdistan), NÇM (Navenda Çanda Mezopotamya), Welat ve Rojî Welat gazeteleri (İki gazete aynı binadaydı), Gerilla Hastanesi ve Heyva Sor: Yaralı gerillalar bu iki kurumda tedavi oluyordu.
Toplu katliam
Top, tank ve doçka gibi ağır silahları kullanan KDP, bu bürolardaki 83 PKK'li devrimciyi katletti. Katledilen devrimcilerden 20'si basın çalışmalarında yer alıyordu. Onlar Azadiya Welat, Roj, Rojî Welat ve Med TV'nin muhabir ve editörleriydi. Yani 16 Mayıs 1997 günü Özgür Basın geleneği üyesi 20 kişi toplu katliama uğradı. 16 Mayıs Hewlêr Katliamı'nda şehit düşen devrimcilerden 50'si gaziydi. Ellerini, gözlerini ve ayaklarını savaşta Kürdistan'a kurban veren ve sadece tedavi amacıyla Hewlêr'de olan silahsız ve savunmasız gaziler... KDP katletmekle kalmadı, katlettiği 14 kadın devrimcinin cenazeleri panzerlerin arkasına bağlayarak Hewlêr sokaklarında sürükledi. Şehitlerin cenazeleri yollarda parçalandı! KDP ardından şehirde insan avına çıktı. PKK, YNK, Sosyalistler, Komünistler, Bağımsızlar, Muhafazakarlar, YNDK, Emekçiler ve daha birçok örgütün taraftarı olan bini aşkın kişiyi tutukladı. Selahaddin Üniversitesi'nde 350 öğrenciyi gözaltına aldı. Ve Kürdistan Bağımsız İş Partisi'nin 24 üyesini Saddam usulü duvarın dibinde kurşuna dizdi.
İnfazlar, tecavüzler...
Neden böyle yaptığına gelirsek... 1996 yılına kadar Hewlêr YNK'nin elindeydi. 31 Ağustos 1996'da Saddam ile ittifak yapan KDP Irak ordusunu getirdi ve Sîlêmanî'yi YNK'nin elinden aldı. Hewlêr halkı KDP'li değildi. KDP bu katliam ve tutuklamaları yaparak şehri kendine muhalif yapılardan arındırmayı ve halkı korku ile sindirmeyi hedefledi. Teslim olmayanların, kendi denetimlerine girmeyenlerin katledileceği mesajını verdi.
KDP 16 Mayıs 1997'de Hewlêr'de sorgusuz sokak infazları yaptı. Kadınlara tecavüz etti. Kendisinden olmayan örgütlü insanların evlerini talan etti. Tutukladığı insanlara işkence yaptı. Çok sayıda kişiyi kaybetti ve cenazeleri parçaladı.