30 yıl boyunca savaştı

Bilal Karakuş (Ali Haydar Dêrsim)

Bilal Karakuş (Ali Haydar Dêrsim)

  • Her mücadele yılı başlı başına bir romana konu olacak 30 yıllık devrimci mücadelesi boyunca durup dinlenmeden çalıştı, görevden göreve koştu, fedai militan ruhla her daim dönem görevlerini başarıya ulaştırma çizgisini esas aldı.
  • Yaşamı, savaşı ve katılımıyla kararlı bir militan, şehitler çizgisinin sadık bir takipçisi, Dêrsim halkına layık onurlu bir evlat olmayı başardı. Sayısız eylemde fedai ve öncü olarak yer aldı; birçok kez yaralanmasına rağmen asla geri adım atmadı. 

HPG, Bilal Karakuş’un (Ali Haydar Dêrsim) şehit düştüğünü duyurdu

HPG Basın İrtibat Merkezi (BİM) tarafından dün yapılan yazılı açıklamada, Dêrsim halkının yiğit evladı, PKK’nin öncü militanı ve cesur gerilla komutanı Ali Haydar Dêrsim'in (Bilal Karakuş / Dêrsim) 17 Temmuz'da şehadete ulaştığı bildirildi.

BİM, 30 yıl boyunca dur durak bilmeden, Kurdistan dağlarından Türkiye dağlarına her alanda büyük bir inanç, yüksek fedakârlık ve çelikten iradeyle mücadele eden komutanın ailesine, Dêrsim halkına ve tüm Kurdistanlılara başsağlığı diledi. BİM, Ali Haydar Dêrsim ile ilgili bilgiler de paylaştı. Bazı bölümleri şöyle:

Mücadeleye bağlı çevrede büyüdü

Dêrsim direniş geleneğine güçlü bir şekilde bağlı olan, emeğiyle geçinen bir ailede dünyaya geldi. Mücadele çizgisine bağlı bir çevre ve ailede büyümesi, erken yaşlardan itibaren sömürgeci Türk devletini tanımasını ve devrimci mücadele içerisinde yer almasını sağladı. Seyîd Rızaların, Elîşêrlerin, Zarife ve Besêlerin direniş ve mücadele hikayelerini dinleyerek büyüdü. Sömürgeci Türk devletine karşı büyük bir öfke duydu. Örgütlü bir halk mücadelesi olmadan asla zafere ulaşılamayacağı gerçeğini bilerek, erkenden etkili ve doğru mücadele zeminine katılmanın arayışı içerisinde oldu. PKK’yi yakından takip ederek, Önder Apo’nun yaktığı özgürlük ateşinin, özgür gelecek hayalini gerçekleştireceğine bütün kalbiyle inandı. Faşist ve sömürgeci Türk devletinin Dêrsim’de gerçekleştirdiği soykırım saldırılarının taze acısını her zaman yüreğinde taşıyarak, halkının çektiği acıları bir ömür boyunca sürdüreceği devrimci mücadelesinin mayası haline getirdi.

 

 

Dêrsim'de gerillaya katıldı

PKK’nin zafer çizgisinin militanı olmaya karar vererek, 1993'te Kurdistan Özgürlük Gerillası saflarına katıldı. Erzurum alanındaki ilk gerillacılık pratiğinin ardından edindiği tecrübeyle birlikte dört yıl boyunca uzun soluklu ve başarılı bir mücadele yürüteceği Dêrsim'e geçti. Dêrsim’deki pratik içinde olgunlaştı, Türk ordusuna ağır darbelerin vurulduğu birçok eylemde yer aldı. Cesur ve sonuç alıcı kişiliğiyle her zaman en öndeydi; kısa sürede komutanlaşarak sorumluluk üstlendi. PKK çizgisine tereddütsüz bağlığıyla tanındı ve bulunduğu her ortamda Apocu militanlık kıstaslarının hâkim olmasını sağlayarak büyük gelişmelerin ortaya çıkmasını sağladı.

Karadeniz alanına açıldı

Faşist Türk devletine kendini en rahat hissettiği ve hakimiyeti altında olduğunu düşündüğü alanlarda darbe vurulması gerektiğine inandı ve bu temelde 1998’de öncü bir komutan olarak Karadeniz alanına açıldı. İşgalcilerden hesap sormak için her fırsatı eyleme çevirdi ve faşist devletin korkulu rüyası haline geldi. Dur durak bilmedi, Apocu felsefenin verdiği mücadele gücünü ve enerjisini asla kaybetmedi.

Dêrsim ve Qendîl

Karadeniz’den sonra tekrar Dêrsim’e geçerek 2001'e kadar mücadelesini devam ettirdi. Ardından Medya Savunma Alanları’na giderek eğitimlere katıldı. Tecrübesini yoldaşlarına aktardı ve yoldaşlarının tecrübesini alarak daha etkili bir mücadele zeminine dönüştürdü. Qendîl (Kandil) alanında yürüttüğü pratiğin ardından 2003'te yüzünü tekrardan Bakurê Kurdistan’a döndü.

 

 

Qendîl'den Amed'e, oradan tekrar Dêrsim'e

Bir süre Amed’de çalıştı. Dêrsim’in kutsal topraklarına duyduğu büyük aşk ve bağlılıkla, doğup büyüdüğü topraklardan daha fazla uzak kalamadı ve 2004'te Dêrsim’e geçti. 2009 yılına kadar Dêrsim, Karadeniz ve Koçgirî alanlarında gerillacılık pratiğine devam etti. Bakurê Kurdistan’da efsaneleşen bir gerillacılık pratiği yürüterek mücadele çıtasını sürekli yükseltti.

Bu kez DAİŞ'e karşı

Medya Savunma Alanları’na 2009'da yeniden giderek, PKK Ocağı eğitimine dahil oldu. Êzîdîler başta olmak üzere 21. yüzyılda Kürt halkını soykırıma uğratmayı hedefleyen saldırılar karşısında HPG'nin öncü bir komutanı olarak DAİŞ çetesinin bulunduğu alanlarda etkili bir savaş verdi. Apocu yoldaşlarıyla ve Kürt halkının cesur savaşçılarıyla birlikte halkı soykırım saldırılarından koruyup özgürlüklerini sağlayarak görevini başarıyla yerine getirdi.

Yeniden TC'ye karşı

Daha sonra Kurdistan’ın dağlarına geri dönerek işgalci Türk devletine karşı yürüttüğü mücadeleyi devam ettirdi.

Hem Karadeniz’de, hem Dêrsim’de hem de Medya Savunma Alanları’nda eyalet komutanlıklarında görev üstlendi, aldığı birçok komuta görevini başarıyla yerine getirdi ve saha komutanlığında yer alacak düzeye ulaştı. Emekçi, sade ve dürüst kişiliğiyle bulunduğu her ortamda bütün yoldaşlarının ve halkın sevgi ve saygısını kazandı.

Dêrsim'de 1994'te şehit düşen akrabası Aydın'ın şahsında bütün şehitlerin mücadelesini sahiplendi ve anılarını  mücadelede yaşattı. Sayısız eylemde fedai bir militan ve öncü bir komutan olarak yer aldı; birçok kez yaralanmasına rağmen asla geri adım atmadı. 30 yıllık mücadelesi boyunca sayısız yoldaşını eğitti ve birçok değerli komutan yetiştirdi. Her zaman yoldaşının alnını yıldızlara değdirmeyi esas aldı, savaşında olduğu gibi yaşamında da Önderlik çizgisinin fedai, fedakâr ve dervişane bir militanı olmayı başardı. BEHDİNAN

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.