40 derece: Kalıcı felaket

Doğan Barış ABBASOĞLU yazdı —

  • Yapılan araştırmalara göre Orta ve Batı Avrupa’da gelecek dönemlerde 40 dereceyi aşan sıcaklıkların haftalar boyunca süreceği günler kapıda. Bilim insanları bu durumun kalıcı felaketlere neden olabileceği konusunda uyarıyor. 

Avrupa’da son yıllarda artan oradan görülen aşırı sıcak dalgaları ve bunun neden olduğu orman yangınları yakın gelecekte bir kriz haline gelebilir. Karamsar tahminler kıtada yer yer 45 derecenin üzerindeki sıcaklıkların görülebileceğini gösteriyor. 

ETH Zürih Üniversitesi’nden Laura Suarez-Gutierrez ve ekibinin yürüttüğü yeni araştırma, mevcut iklim koşullarında dahi Batı ve Orta Avrupa’nın haftalarca sürecek 40 derecenin üzerindeki sıcaklıklara maruz kalabileceğini ortaya koyuyor. Yer yer 45 dereceye kadar ulaşacağı öngörülen sıcaklıklar beraberinde yıkıcı kuraklık, orman yangınları, enerji ve gıda krizleri ile ekosistem çöküşünü getirebilir.

Haftalarca sürebilecek sıcaklık dönemleri

Araştırma, iklim modellerinde sıcak hava dalgalarının en uç senaryolarını test etmek için “ensemble boosting” adı verilen bir yöntem kullandı. Bilim insanları, mevcut atmosfer koşullarında çok küçük değişiklikler yaparak her bir senaryoyu bin kez yeniden çalıştırdı. Nadir görülen ama gerçekleşmesi mümkün olan en sert hava olaylarını ortaya çıkarmak için yapılan bu araştırmanın sonuçları çarpıcıydı: Bazı simülasyonlarda sıcak hava dalgaları görülmezken, bazılarında tarihte kaydedilen 2003 ve 2018 yazlarının bile ötesinde, haftalarca süren kavurucu sıcaklık ve kuraklık dönemleri oluştu.

En çarpıcı bulgulardan biri, bu aşırı sıcaklıkların genellikle başka bir sıcak hava dalgasının hemen ardından gelmesi oldu. Yani Avrupa, bir yaz boyunca arka arkaya sıcak dalgaları yaşayabilir ve bu dalgalar arasında serinleme fırsatı bulunmayabilir. Uzmanlara göre bu durum, yangınların daha kolay çıkmasına ve yayılmasına, su kaynaklarının tükenmesine, tarımsal üretimin ciddi zarar görmesine ve enerji talebinin tehlikeli boyutlara ulaşmasına yol açabilir.

Toprağın kurumasının ciddi sonuçları

Fransa’daki İklim ve Çevre Bilimleri Laboratuvarı’ndan Pascal Yiou, bu zincirleme etkiyi toprağın kurumasıyla açıklıyor. İlk sıcak hava dalgası, toprağın nemini alıp götürüyor; bu kuruluk, atmosferde kalıcı yüksek basınç sistemlerinin oluşmasına zemin hazırlıyor. Böylece yeni sıcak hava dalgaları kolayca meydana geliyor ve bir kısır döngü oluşuyor.

Neler olabilir?

Bilim insanlarının uyardığı bu senaryo, yalnızca bunaltıcı yaz günlerinden ibaret değil; geniş çaplı sağlık krizlerinden ekonomik çöküşlere kadar uzanan zincirleme etkiler anlamına geliyor.

Aşırı sıcaklar, en önce insan sağlığını vuracak. 2003’te yaşanan ve 70 binden fazla can kaybına yol açan sıcak hava dalgası, 45 derecenin haftalarca sürdüğü bir yazın yanında hafif kalabilir. Özellikle yaşlılar, çocuklar, kronik hastalar ve dışarıda çalışanlar, ısı çarpması ve dehidrasyon riskiyle karşı karşıya olacak. Sıcak stresinin kalp-damar, solunum ve böbrek hastalıklarını ağırlaştırması bekleniyor.

Altyapı da bu baskıya dayanmakta zorlanacak. Klimanın yoğun kullanımı elektrik şebekelerini zorlayacak, kesintiler kaçınılmaz hale gelecek. Rayların genleşmesi tren seferlerini aksatırken, asfalt erimeleri kara yollarını kullanılamaz hale getirebilir. Kuruyan barajlar ve düşen su seviyeleri, içme suyu krizini beraberinde getirecek.

Tarım ve ekosistemler ağır stresle karşı karşıya

Tarım sektöründe ise tablo karanlık. Tahıl, sebze ve meyve üretiminde ciddi verim kayıpları yaşanacak; hayvancılıkta sıcak stresi nedeniyle ölümler artacak, süt ve et üretimi düşecek. Bu da hem Avrupa’da hem de küresel ölçekte gıda fiyatlarını tırmandıracak.

Ekosistemler de sert darbe alacak. Yüksek sıcaklık ve kurak topraklar, en küçük kıvılcımı bile devasa orman yangınlarına dönüştürecek. Nehir ve göllerde su sıcaklığı artacak, oksijen seviyeleri düşecek; bu da balık ölümlerine ve su ekosistemlerinin çöküşüne yol açacak. Isı toleransı düşük bitki ve hayvan türlerinin kitlesel yok oluş riski artacak.

Uzmanlara göre bu tablo yalnızca kısa vadeli bir afet değil. Tek bir aşırı sıcak yaz bile toprağın nemini tüketebilir, bu da sonraki sıcak dalgalarını daha şiddetli hale getirebilir. Birkaç ardışık yılın sonunda ise ormanlar, tarım alanları ve sulak alanlar geri dönülmez biçimde yok olabilir.

Aşırı sıcaklar ağaçların yapılarını değiştirebilir

Sıcaklık ve kuraklığın yangın riskini artırdığı uzun zamandır biliniyor ancak İngiltere’deki Exeter Üniversitesi’nden Rebecca Koll’un yürüttüğü araştırma, riskin yalnızca meteorolojik etkenlerden değil, bitkilerin bizzat kendisinden de kaynaklanabileceğini gösteriyor. 

Koll ve ekibi, artan ultraviyole (UVB) ışınımının ağaç yapraklarının kimyasını değiştirebileceğini ve bu değişikliğin bitkileri daha kolay tutuşur hale getirebileceğini inceliyor. 

Araştırma kapsamında 87 iğne yapraklı ağaç türü, iklim kontrollü odalarda haftalarca farklı seviyelerde UVB ışınımına maruz bırakıldı. İlk gözlemler, yüksek UVB seviyelerinin yapraklarda uçucu bileşiklerin artmasına ve bitkinin yanıcılığının yükselmesine yol açtığını gösteriyor. Koll, “Çevrenizdeki doğal ortamın daha kolay tutuşur hale gelmesi, yangın riskini doğrudan artırır. Bu, aslında evinizin yanma ihtimalini yükseltir” diyor.

Tropikal kuşlar yok olmakla karşı karşıya

İklim krizinin sıcak hava dalgaları yoluyla yarattığı yıkım yalnızca Avrupa ile sınırlı değil. Tropikal bölgelerde de ısının artması, ekosistemlerde dramatik çöküşlere yol açıyor. Barcelona Süper Bilgisayar Merkezi’nden Maximilian Kotz’un araştırması, Amazon ve Panama gibi bölgelerde kara kuşu popülasyonlarının son 70 yılda aşırı sıcaklar nedeniyle yüzde 25 ila 38 oranında azaldığını ortaya koyuyor. Bazı bölgelerde bu kayıp yüzde 90’a kadar çıkıyor. Tropik kuşlar, halihazırda ısı toleranslarının sınırında yaşıyor; bu sınır aşıldığında ölüm oranı artıyor, hayatta kalanların ise üreme şansı azalıyor. Kotz, eldeki verilerin eksik olmasına rağmen sonuçların büyük ölçüde insan kaynaklı iklim değişikliğine işaret ettiğini vurguluyor.

 

* * *

2024 en çok sayıda nemli ve sıcak günlere sahip olan yıl

2024 yılı, gezegenin bugüne kadarki en tehlikeli sıcak ve nemli günlerini yaşadığı yıl olarak kayıtlara geçti. Amerikan Meteoroloji Derneği’nin “2024 İklim Durumu” raporuna göre, geçen yıl karasal bölgelerdeki ortalama “yüksek nemli sıcak gün” sayısı, 1991-2020 ortalamasının 35,6 gün üzerine çıktı. Bu, 2023’te kırılan önceki rekorun da 9,5 gün fazlasına denk geliyor.

Bu tür sıcak-nemli koşullarda, vücudun terleme yoluyla kendini soğutma mekanizması büyük ölçüde bozuluyor. Havanın yüksek nem oranı, terin buharlaşmasını engelleyerek vücudun ısıyı atmasını zorlaştırıyor. Uzmanlar, bu durumun insan sağlığı açısından son derece tehlikeli olduğunu vurguluyor. İngiltere Meteoroloji Ofisi’nden Kate Willett, “Bedeniniz ısıyı atmakta ciddi anlamda zorlanmaya başlıyor, bu yüzden bu koşullar ölümcül olabilir” diyor.

Meteorologlar, sıcaklık ve nemin etkisini “yaş termometre” yöntemiyle ile ölçüyor. Bu yöntemde, termometre ucuna sarılan ıslak bir bezin buharlaşma yoluyla yarattığı soğutma etkisi hesaba katılıyor. Nem oranı arttıkça buharlaşma azalıyor ve yaş termometre değeri, kuru termometreye iyice yaklaşıyor.

2024 yılı, kayıtların tutulduğu dönemdeki en nemli ikinci yıl olarak öne çıktı; birincilik ise 2023’e ait. Özellikle Orta Doğu, Güneydoğu Asya ve Çin’in doğu kesimleri, yaş termometre değerinin 29 dereceyi defalarca aştığı, kısa süreli olarak 31 dereceye kadar ulaştığı günler yaşadı. Bu seviyede, uzun süre dışarıda kalmak insan sağlığı için son derece riskli, hatta ölümcül kabul ediliyor.

Bilim dünyasında uzun yıllardır 35 derece yaş termometre değeri, insanın dışarıda hayatta kalma sınırı olarak görülüyordu. Ancak 2022’de yayımlanan araştırmalar, gerçek eşiğin muhtemelen 31 derece civarında olduğunu ortaya koydu. Willett’e göre 30 derece ve üzeri yaş termometre değerlerinde vücut artık ısıyı tolere edemeyecek noktaya geliyor.

İklim değişikliği, yalnızca sıcaklıkları değil, havadaki nem oranını da artırıyor. Bu durum, aşırı yağışlar ve fırtınaların yanı sıra, giderek daha sık görülen “ölümcül nemli sıcak” günlerin de önünü açmakta.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.