90 yıl sonra Zilan’da ikinci katliam

Toplum/Yaşam Haberleri —

  • Zilan Ovası’nda kurulması planlanan HES çalışmalarına korona sürecinde hız verildi. Ekolojist Fatih Şahin, ‘’Gelyê Zîlan’da HES’ler yaparak katliamın üstünü örtmeye çalışıyorlar, bu hafızaya saldırıdır’’ dedi.

CEMİL UĞUR/MA-VAN 

Binlerce Kürt’ün 14 Temmuz 1930 tarihinde katledildiği “Gelyê Zîlan” olarak bilinen Zilan Ovası’nda HES çalışmalarına koronavirüs salgını sürecinde hız verildi.

İkisi Zilan Deresi’nde, ikisi ise Ilıca (Germav) Mahallesi’nde yapılmak istenen 4 HES için Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından verilen ruhsatın ardından 2013 yıllında hareket geçen şirket, yurttaşları ikna edemeyince tehdit yoluna başvurmuştu. Buradan sonuç alamayan şirket, 2014 yıllında çalışmalara başlamak için acilen kamulaştırma yoluna gitti.

Bölge halkı tarafından açılan davada Danıştay 6’ncı Dairesi kamulaştırma kararını durdurdu. Karara rağmen şirket, salgın sürecini fırsat bilerek yeniden HES yapımına başladı.

 

Hafızaya saldırı 

HES yapımına tepki gösteren ekolojist Fatih Şahin, Zilan bölgesinin birçok canlıya ev sahipliği yaptığını ve 1930’da yaşanan katliamdan dolayı bölgenin Kürt halkı için önemli olduğuna dikkat çekti. Zilan Ovası’nda binlerce Kürt’ün kadın, çocuk denilmeden katledildiğini hatırlatan Şahin, “O zaman kuyulara atarak, üstünü örtmeye çalıştılar. Koç Köprü Barajı yaparak üstünü kapattılar. Şimdi ise Gelyê Zîlan’da HES’ler yaparak üstünü örtmeye çalışıyorlar. Aslında burada iki temel unsur var. Bir Kürtlerin tarihinde önemli olan bu katliamın üstünü örtmek ve hafızalarda silmek. İkincisi ise kapitalist sistemin buraları gasp ederek kar amacıyla doğayı yok etmesi var” dedi.

 

10 köy 12 bin insan etkilenecek 

Zilan bölgesinin canlı popülasyonunun Berçelan ve Norduz yaylaları kadar zengin olduğunu belirten Şahin, “Bölge su bakımında zengin, bitki türü olarak çeşitliği fazladır. Birçok endemik bitkiye ev sahipliği yapıyor. Zilan bölgesinde 44 yerleşke, 10 köyde 12 bin insan yaşıyor. HES’lerin yapımı doğada yaşayan canlıları ve 12 bin insanı etkileyecek. Burada yaşayan insanlar tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlıyor. Orada HES yapılınca, sular tutsaklaşınca, oradaki insanlar tarlasını sulayacak su bulamayacak, hayvancılık da bitme noktasına gelecek. Diğer yandan doğada yaşayan yaban hayvanlar da su bulamayınca yok olacak. Aslında suyu tutsak ederek yaşamı yok ediyorlar” diye konuştu.

 

İnci kefali için tehdit

Derenin bir mineral rezervi olduğunu HES ile birlikte bu kaynağın ortadan kalkacağına dikkati çeken Şahin şunları ifade etti: “Sadece Van Gölü’nde yaşayan İnci Kefali tam da bu zamanda gölden göç ederek, tatlı suya yumurtalarını bırakmaktadır. Su borularla yukarıya çekilip, enerji için aşağıya verildiğine, suyun değeri yok oluyor. Bu sular, yeterli ve kaliteli bir şekilde gelmez ise, geçtiğimiz günlerde ölen binlerce balık gibi ölümler olacak. Endemik olan bu balığın ne yazık ki nesli tükenecektir.”

 

HES yerine GES 

AKP’nin 2004’de 49 yıl kiralamayı bakanlık kurulundan EPDK’ye devretmesiyle birçok alanın şirketlere devir edildiğini söyleyen Şahin, “Coğrafyamızda bulunan Kanispî, Muradiye Şelalesi, Zilan Deresi ve nehirlerimiz şirketler tarafından gasp ediliyor.  Resmen yaşam alanları gasp ediliyor. Bu bölge güneş bakımında çok zengin bir yerdir. HES yerine Güneş Enerji Sistemi (GES) yapılabilir. Doğa katliamına karşı ses çıkarıp, yaşam alanlarına sahip çıkmalıyız. Şuanda Zilan’da yapılan doğa katliamına dur diyelim” dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.