AKP’nin rantı uğruna sokağa atıldılar

Dosya Haberleri —

Tozkoparan Mahallesi

Tozkoparan Mahallesi

  • İstanbul Güngören'e bağlı Tozkoparan Mahallesi’nde yaşayan halk, “kentsel dönüşüm” adı altında AKP yönetimindeki belediyeye bağlı zabıta ekipleri ve polis zoruyla 8 Ekim’de zorla evlerinden çıkarıldı. Mahalle sakilerinden aldığımız bilgilere göre şu ana kadar 50 bina zorla boşaltıldı ve 662 daire yıkıldı.

ERDOĞAN ALAYUMAT/İSTANBUL

İstanbul’un Güngören ilçesine bağlı Tozkoparan Mahallesi’nde yaşayan halk, “kentsel dönüşüm” adı altında AKP yönetimindeki belediyeye bağlı zabıta ekipleri ve polis zoruyla 8 Ekim’de zorla evlerinden çıkartıldı. Yıkım için iş makinelerinin de girdiği mahallede, yüzlerce evin elektrik, su ve doğalgazı kesildi. Mahalleliler evlerinden zorla çıkarıldı. Bir zamanlar tekstil sanayinin kalbi olarak bilinen Merter semtinin yanı başında olan Tozkoporan Mahallesi 1970’li yıllarda Kurdistan ve Anadolu’nun çeşitli kentlerinde yoğun göçlerin yaşandığı dönemde devrimcilerin yardımıyla gecekondular inşa edilerek kurulur. Mahallede zaman içinde gecekonduların yerini 5 ve 6 katlı apartmanlar alır. Emekçilerin yoğun yaşadığı mahallenin bugünlerde AKP’li belediye ile başı dertte.

Son darbe Erdoğan’dan gelir

2006 yılında kentsel dönüşüm alanı ilan edilen mahalle, 2013 yılında ise riskli alan ilan edilir. Mahalle 21 Nisan 2020 yılında Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle afet bölgesi ilan edilir. Bu tarihten sonra yıkım çalışmalarına başlanacağı gerekçesiyle mahalleliye belediye “evlerinizi terk edin” tebligatı yollar. Konuyu yargıya taşıyan mahalle halkı İstanbul 10’uncu İdare Mahkemesi tahliye ve yıkım işlemlerine yönelik yürütmeyi durdurma kararı verir. Haziran 2020’de yürütmeyi durdurma kararı kaldırılır ardından 23 Haziran’da Mehmet Nesih Özmen ve Tozkoparan Mahallesi’nde elektrik, su ve doğalgaz gibi altyapı hizmetleri kesilir. Temmuz 2021’de ise mahalle sakinlerinin mücadelesi sonucunda bölgenin riskli alan ilan edilmesi kararına dair Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verir. 

Yargı süreci

Danıştay kararının ardından mahalleye elektrik, su ve doğalgaz hizmetleri verilmeye başlar. Ancak yakın bir zamanda Danıştay aldığı tedbir kararını kaldırır ve mahalle halkına önceden bildirilmeden 8 Ekim günü sabaha karşı binlerce polis ve zabıta eşliğinde iş makineleriyle mahalleye girer. Gece yarısı baskınıyla uykularından uyanan mahalle halkı yaşananlara karşı direnişe geçer. Kapılarını zabıta ve polis ekiplerine açmaz. Bunun üzerine polisler kimi evlerin kapılarını koçbaşlarıyla kırarak, kimi evlerin duvarlarını yıkarak içeri girip yurttaşları zorla evlerinden dışarı çıkarır. 

662 ev yıkıldı

Mahalle sakilerinden aldığımız bilgilere göre şu ana kadar 50 bina zorla boşaltıldı. Her bir bina 12 daireden oluşuyor ve toplamda 662 tane daire yıkıldı. Kentsel dönüşüm kapsamında 240 daire ve Mehmet Nesih Özmen mahallesinde bulunan gecekonduların yıkımı planlanıyor. Yine aldığımız bilgilere göre yıkılan evlerin yerine lüks konutlar, iş merkezleri, rezidanslar ve alışveriş merkezlerinin yapımı planlanıyor. Evlerinden zorla çıkarılan yurttaşlar günlerdir akrabalarında kalırken, Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı evleri yıkılan yurttaşlara 1950 TL kira desteğinde bulunacağını açıkladı.

Evi yıkılan halka sadaka!

Bakanlığın vereceği kira desteğinin sadaka olarak yorumlayan yurttaşlar İstanbul’daki konut fiyatlarına dikkat çekerek verilen parayla bir göz odanın bile kiralanmayacağını söylüyor. Özgür Politika gazetesi olarak mahalleye gittiğimizde bizi iş makinelerinin uğultusu ve yerli bir olmuş binalar karşılıyor. Mahallede gözümüze çarpan ilk bakkal dükkanına giriyoruz. Dükkanın kapısında “Veresiyemiz yoktur. Borcu olanlar en kısa zamanda borçlarını kapatsın” yazısı dikkatimizi çekiyor. Bakkalın sahibine bu durumu sorduğumuzda, “3 gün içinde dükkanı boşaltmamı istiyorlar. Ne yapacağımı bilmiyorum” yanıtını alıyoruz. 

Hem evi hem de iş yeri yıkıldı

Yılmaz Orhan ekonomik sebeplerden kaynaklı 20 yıl önce Ağırı’nın Doğubeyazıt ilçesinden İstanbul’a göç etmiş. 2 çocuk babası olan Orhan, “Kentsel dönüşümle birlikte evlerimizi yıktılar ve bizi mağdur ettiler” diyerek söze başlıyor. Ülkedeki ekonomik krizden kaynaklı zar zor ayakta durabildiğini söyleyen Orhan, üstüne kentsel dönüşüm projesi eklenince iflasın eşiğine gelmiş.

Yaşadığı ev yıkılan Yılmaz Orhan iki çocuğu ile sokağa atıldı. En düşük kira bedelinin 5 bin TL olduğu İstanbul’da nereye gideceğini kara kara düşünen Orhan, “İstanbul gibi bir yerde ben nerede ev bulayım” diye soruyor. Yılmaz Orhan ailesi ile birlikte şimdilik akrabalarında kalıyor.

Zorla evden çıkarttılar 

Tozkoparan Mahallesi’nde ayda 1350 TL kiraya oturan Orhan’a devlet 3 bin TL taşınma parası vererek “başının çaresine bak” denilerek kapı dışarı edilir. En düşük kira bedelinin 5 bin TL olduğu İstanbul’da nereye gideceğini kara kara düşünen Orhan, “İstanbul gibi bir yerde ben nerede ev bulayım. Bir hafta geçtikten sonra bizi zorla evden dışarı attılar ve evimizi yıktılar. Şimdi de dükkanı boşaltmamı istiyorlar” diyerek yaşadığı mağduriyeti özetliyor.

2 çocuğuyla sokağa atıldı 

Yılmaz Orhan ailesi ile birlikte şimdilik akrabalarında kalıyor. Yıkılan evinde kalan eşyalarını da Ümraniye ilçesinde bulunan Yediemin Oto Deposu’na geçici olarak götürmüş. Orhan, “2 tane küçük çocuğum var bunların bezine bile para yetiştiremiyorum bu kadar yüksek kirayı nasıl ödeyeyim” diyerek yapılan uygulamaya isyan ediyor.

Gözümüze uyku girmiyor 

Devletin bu uygulamasından kaynaklı huzurunun kalmadığını sözlerine ekleyen Orhan, “Nereye gideceğiz ne yapacağız bilmiyorum. Günlerdir gözüme uyku girmiyor. Psikolojim tamamen bozuldu. Devlet bize ‘Gidin başınızın çaresine bakın’ diyor. Bunun üzerine yetkililere ne diye bilirim ki halimizi görüyorsunuz. O yetkililer gelsin benim yerime geçsinler. Aynı mağduriyeti gelsinler benim yerime yaşasınlar bakalım ne yapacaklar” diye soruyor. 

32 yıldır Tozkoparan Mahallesi’nde yaşayan Cengiz Çeliker de, "Yıkıma direndiğimizde devlet, binlerce polisi buraya yığıp bizi zorla evimizden dışarı attı. Polis geldiğinde bize gaz bombası ve plastik mermiyle saldırdı. İnsanlarımız gözaltına alındı. Burada durumu çok kötü olan insanlar var. Nereye gidelim bilmiyorum" diyor.

10 yılda aldığı evi bir gecede kaybetti 

Tozkoparan Mahallesi’nde 32 yıldır yaşayan marangoz ustası Cengiz Çeliker, yaşadığı evi 1987 yılında 10 yıl taksitle satın aldığını söylüyor. 32 yıl önce binbir zorlukla aldığı evini bir gecede kaybeden Çeliker, “2019 yılında bir sabah uyandığımızda evlerimize asılan tebligatı görünce şaşırdık. Tebligatta belediye evlerimizi bir hafta içinde boşaltmamızı istiyordu. Hal böyle olunca biz de evlerimizi terk etmek yerine direnmeyi tercih ettik” diyor. Çeliker, mahalle halkıyla birlikte meseleyi yargıya taşıyor. Açtıkları davanın üçünü kazanıyorlar ve yürütmeyi durdurma kararı veriliyor. Çeliker, “Bu kararın ardından bir nebze de olsa rahat bir nefes alıyoruz. Ancak mahkeme kararına rağmen belediye ekipleri altyapı hizmetlerini kesiyor. 18 gün boyunca elektrik, su ve doğalgaz gibi altyapı hizmetlerinden yararlanmadık” diyerek, yaşadıkları mağduriyetin boyutuna dikkat çekiyor.

Devlet halka savaş ilan etti  

Mahallede 1+1 daireye sahip olan Çeliker, “Başta bize ‘1+1 dairesi olanlar 180 bin TL fark ödeyerek yeni evlerine gidebilirler’ dediler şimdide bu miktarı 250 bin TL’ye çıkardılar. Bu parayı kabul etmeyip evimi vermediğimdeyse evin rayiç bedeli neyse onu yatırıp evimize el konuluyor. Yıkıma direndiğimiz de ise binlerce polisi buraya yığıp bizi zorla evimizden dışarı attı. Polis geldiğinde bize gaz bombası ve plastik mermiyle saldırdı. İnsanlarımız gözaltına alındı. Burada durumu çok kötü olan insanlar var. Nereye gidelim bilmiyorum. Tüm bu saldırılar karşısında çaresiz kaldık mecburen yaşadığımız mahalleyi terk ediyoruz” ifadelerini kullanıyor.

Muhammed Haluk Çavuşoğlu, “Bu ısrarın en büyük sebebi ise mahallemiz Merter Tekstil bölgesine yakın olduğu için buradaki rantı biraz daha geniş alanlara yaymak istiyorlar” diyor.

Kentsel dönüşüm değil rantsal dönüşüm

“Biz mahallemizde kentsel dönüşüme karşı değiliz ama burada yapılan şey kentsel dönüşüm değil rantsal dönüşüm” diyen mahalle sakinlerinden Muhammed Haluk Çavuşoğlu, mahallelerinin yıkılmasına karşı iki buçuk yıldır verdikleri mücadeleyi şu sözlerle özetliyor: “İki buçuk yıl önce sabah uyandığımızda kapımıza asılan bir tebligatla güne başladık. Tebligata bir hafta içinde evlerimizi boşaltmamız isteniyordu. Bunun üzerine evlerimizi savunmak için yargı yoluna başvurduk. Açtığımız davaların tümünü kazandık ve yürütmeyi durdurma kararını çıkardık. Ancak bakanlık afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi kanununa dayanarak mahallemizi riskli alan ilan etti.”

Mahalle ranta kurban edildi

Bakanlığın bu kararına karşı tekrar mahkeme yolunu tutan mahalle halkı mahkemede mahallenin riski alan olmadığı kararını çıkartıyorlar. Mahkemenin verdiği bu kararın emsal olduğunu sözlerine ekleyen Çavuşoğlu, “Yapılan incelemelerde Güngören ilçesinde bulunan 11 Mahallenin risk sıralamasında Tozkoparan Mahallesi 9’ncu sırada yer aldığı tespiti yapıldı. Mahkeme kararlarına rağmen belediye ve bakanlık kentsel dönüşüm kararında ısrar ettiler. Bu ısrarın en büyük sebebi ise mahallemiz Merter Tekstil bölgesine yakın olduğu için buradaki rantı biraz daha geniş alanlara yaymak istiyorlar” diyor. 

35 yıldır Tozkoparan Mahallesi’nde yaşayan Özlem Aydın ise, "Pandemi döneminde yasak olduğu bir dönem de altyapı hizmetlerini kesmek için bizi sokağa attılar. Devlet tapuma el koydu hiçbir hak talebinde bulunamıyorum. Yıkılan evlerimizin karşılığında ev istiyoruz. Böyle bir düzen olmaz olsun" diye isyan ediyor.

Sokağa çıkma yasağında sokağa attılar

Tozkoparan Mahallesi’nde 35 yıldır yaşayan Özlem Aydın ise kendilerine yapılan devlet zulmünü şu sözlerle anlatıyor: “Pandemi döneminde dışarı çıkmanın yasak olduğu bir dönem de altyapı hizmetlerini kesmek için bizi sokağa attılar. O kargaşada komşularımızla dayanışarak bir birimize destek olduk. Tankerlerle mahalleye su taşında o sularla yıkandık. Çocuklarımız mum ışığında ders çalışmak zorunda kaldı. Böyle bir düzen olmaz olsun hala inanamıyorum devletin bunu bize yaptığına.” 

Evime el koydular!

Evinin boşaltması için 26 Ekim’e kadar kendisine süre verildiğini aktaran Aydın, son olarak şunları söylüyor: “Ne diyebilirim ki inşallah onların da evleri başlarına yıkılır. Devlet bize 1950 TL kira yardımında bulunacak. Bunun dışında başka bir şey yok. Önüme koydukları sözleşmeyi imzalamıyorum diye evime el koydular. Ben bu ülkenin vatandaşıyım ve benim devletim dediğim devlet beni sokağa koydu. Tapuma el koydu hiçbir hak talebinde bulunamıyorum. Yıkılan evlerimizin karşılığında ev istiyoruz. Bu kadar zulüm neden?”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.