Anneler Habur’a yürüdü

  • Barış Anneleri, Türk devletinin kimyasal saldırılarını ve KDP’nin sessizliğini protesto için Habur Sınır Kapısı’na yürüdü.

 

Şırnak’ın Silopi içlesinde, Türk devletinin katliamlarına ve kimyasal silah kullanımına karşı yürüyüş düzenlendi. Batman, Siirt, Mardin, Nusaybin, Şırnak ve Kızıltepe’den gelen Barış Anneleri’nin katıldığı yürüyüş, Habur Sınır Kapısı’na yakın bir yerde gerçekleşti. Yürüyüşte, sık sık “Bimre İxanet” sloganı atıldı.

Barış Anneleri’nden Esmer Çekmez, tüm annelerin çocuklarının ölümlerine karşı çıkmaları gerektiğini belirterek, şunları söyledi: “Müslümanlıktan bahsedeneler bu katliamları görmüyorlar mı? Müslümanlık bu mu? Adalet bu mu? Güney Kürdistan’da kardeş kardeşi öldürüyor. Çocuklarımızın cenazelerine yapılan işkenceleri görmüyor musunuz? Allah’tan korkun. Biz Barış Anneleri olarak artık bu savaşın sürmesini, çocuklarımızın katledilmelerini istemiyoruz.”

Çocuklarının cenazelerine yapılan işkenceleri insanlık dışı uygulamalar olarak niteleyen Çekmez, şöyle konuştu:
“Bugün benim çocuğuma bunu yapan sizinkilere yapacaklar. Çocuklarımızın ölümlerine, onların bedenlerinin parçalanmalarına sebep olanlar da aynı acıyı yaşasınlar. Biz çocuklarımızı onlar katletsinler diye mi büyüttük? Şimdi karşımda duran askerler de benim gibi bir annenin çocuklarıdırlar. Ne hakkınız var asker ve gerillayı birbirlerine öldürtüyorsunuz. Askerlere 5 kuruş para verip çocuklarımızın üzerine saldırtıyorsunuz. Onları da ölüme gönderiyorsunuz. Allah sizden daha zalimleri sizin karşınıza çıkarsın.”

Barzani bizden ne istiyor?

Siirt’ten gelen Barış Annesi Taybet Tekin, ölümün çözüm olmadığını belirterek, “Annelerin yüreği yanmasın artık. Mesud Barzani bizlerden ne istiyor? Neden cenazeleri ailelerine vermiyor. Biz anneler barış, özgürlük ve eşitlik istiyoruz” dedi.

Batman’dan gelen Barış Anneleri Meclisi Üyesi Şükran Çelebi, Kürt halkı üzerinde yürütülen savaşta ahlak namına bir şeyin olmadığını kaydederek, şunları dile getirdi: “Cenazelerimizi vermiyorlar. Kimyasallar atıyorlar. Artık yeter. Bu halkın üzerine hangi yolla gelirseniz gelin, bu halka bir adım geri attıramazsınız. Bu halk sadece dilinin ve kimliğinin kavgasını veriyor. Kendi toprağında coğrafyasında kimliği ile yaşamının mücadelesini veriyor. Bir tek kişi kalana kadar bu mücadeleyi sürdürecek. Biz bu Kürdistan coğrafyasının sahibiyiz. Bu halkı yok etmeye yönelik ne kadar girişimler olsa da bu halk direnişini sürdürecek. Eğer savaş, katliam ve tutuklamalarla bu halk bitseydi, çoktan biterdi ama bu halk asla bitmeyecek.”

Barzani’ye seslenen Çelebi, “Çıkarların için kardeş kanını dökme. Kendi çıkarların için bu halkın varlığını tehlikeye atma. Bu yaptıkların için tarihin çöplüğüne gideceksin. Bütün Kürtler seni lanetle anacaktır. O kapıyı aç ve bir an önce cenazeleri ailelerine ver. Cenazelerden ne istiyorsunuz? Utanılması gereken bir ahlaksızlığı uyguluyorsunuz. Bu neyin kini ve nefretidir. Biz anneler çocuklarımızla gurur duyuyoruz ve başımız diktir” diye konuştu.

Açıklamanın ardından eylemlerini sonlandıran anneler, alkış ve sloganlarla Silopi ilçesine döndü.

 

Ne olmuştu?

Kürdistan Demokrat Partisi’ne (KDP) bağlı güçlerin Federe Kürdistan’ın Xelifan bölgesinde 29 Ağustos’ta pusuya düşürdüğü 7 HPG’liden 5’i şehit düşmüştü. Üzerinden iki ay geçmesine rağmen KDP tarafından el konulan cenazeler, ailelerine verilmiyor. Kuzey-Doğu Suriye’nin Cizîrê Kantonu’ndan Barış Anneleri, gerillalardan Nesrîn Temir ve Yusif Îbrahîm’in cenazesini almak için Sêmalka Sınır Kapısı’nda başlattıkları eylem bir aydır devam ediyor. n ŞIRNAK

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.