Apê Musa’nın Küçük Generalleri

Toplum/Yaşam Haberleri —

Apê Musa’nın Küçük Generalleri/Özgür Ülke

Apê Musa’nın Küçük Generalleri/Özgür Ülke

  • “Özgür Ülke” gazetesi birçok olaya tanıklık etti ve kendi hikâyesini büyük bir direniş sergileyerek yarattı. Bu direnişin en önemli yükünü sokaklarda kovalanan, dövülen ve katledilen çocuklar taşıyordu.  “Apê Musa’nın Küçük Generalleri” kitabının yazarı İrfan Karaca ve çocukların hikayesini “Çerx” filminin  yönetmeni Metin Ewr ile konuştuk.

 

MAHİR FIRAT FİDAN/AMED

28 Nisan 1994’te yayın hayatına başlayan “Özgür Ülke” gazetesi, Kürt basın tarihin mihenk taşlarından biriydi. Her şeyin karanlıkta bırakılmak istendiği bir dönemde hakikati halk ile buluşturarak özgürlüğe giden yolda aydınlatıcı bir rol oynadı. Ali Fırat, Mustafa Karasu, A. Melik Fırat, Murathan Mungan, Ragıp Zarakolu, Faik Bulut, Cemal Şerik, Vedat Türkali, Ertuğrul Kürkçü ve A. Kadir Konuk gibi birçok yazarın yer aldığı gazete toplam 247 sayı çıkabildi. Çıkan sayıların 220 tanesi hakkında toplatılma kararı veridi. Gazete hakkında birçok dava açıldı ve bu davalardan dolayı 7 yazı işleri müdürü tutuklandı.*

 “Özgür Ülke” gazetesi, tarihler 3 Aralık 1994’ü gösterdiğinde İstanbul ve Ankara’da aynı anda bombalı saldırıya uğradı. Gazete çalışanı Ersin Yıldız katledildi ve onlarca çalışan yaralandı “Özgür Ülke” hakikati anlatmakta ısrarcıydı. Ertesi gün yaşananlara meydan bırakmayacak bir manşet ile çıktı halkın karşına: “Bu ateş sizi de yakar!”

Baskılar, gözaltılar, tutuklamalar, işkenceler ve katliamların gölgesinde hazırlanan, çıkarılan ve dağıtılan gazete, henüz bir yılını dahi doldurmamışken, yani 2 Şubat 1995 tarihinde “Özgür Gündem”in devamı olduğu gerekçesiyle kapatıldı. 

“Özgür Ülke” gazetesi birçok olaya tanıklık etti ve kendi hikâyesini büyük bir direniş sergileyerek yarattı. Bu direnişin en önemli yükünü sokaklarda kovalanan, dövülen ve katledilen çocuklar taşıyordu. Çocuklar ne pahasına olursa olsun hakikatin taşıyıcısı ve halka ulaştırıcısı olmaya devam ettiler. Daha sonra “Apê Musa’nın Küçük Generalleri” olarak anılacak olan çocukları ve “Özgür Ülke” gazetesinin hikâyesini, “Apê Musa’nın Küçük Generalleri” kitabının yazarı İrfan Karaca ve yakın zamanda, çocukların hikayesi ile ilgili çekilen “Çerx” filminin senaristi ve yönetmeni Metin Ewr ile konuştuk.

Küçük Generaller’in mimarı Musa Anter

İlk olarak sözü İrfan Karaca’ya bırakıyoruz. Karaca dağıtımcı çocuklara verilen “Apê Musa’nın Küçük Generalleri’’ isminin hikayesinden başlıyor anlatmaya: "'Apê Musa’nın Küçük Generalleri’  ismi, Kürt bilgesi Musa Anter’in bir söyleşi sırasında ya da bir yazısında ‘Küçük Generaller’ tabirini kullanması üzerine Özgür Basın’ın literatürüne girmiştir. Daha sonra medyada çeşitli yazılarda ‘Amed’in Küçük Generalleri’, Diyarbakır’ın Küçük Generalleri’ gibi tabirler kullanıldı. Biz dağıtımcılar ve özgür basın çalışanları da kendi aramızda ve medyamızda ‘Apê Musa’nın Küçük Generalleri’ tabirini kullanırdık. Sonuç olarak yazdığım kitaba da ‘Apê Musa’nın Küçük Generalleri’ adını verdim” diyor ve ardından  “Özgür Ülke” gazetesini ve dağıtım yaptığı süreci şöyle anlatıyor: 

Yönetmen Metin Ewr

Yalanın perdesini yırttılar

“Özellikle 1991 ile 1994 yılları, JİTEM’in, kontrgerillanın ve Hizbulkontranın iş başında olduğu yıllardı. İşte böyle bir süreçte biz gazete dağıtımcıları da Diyarbakır’da gazete dağıtıyorduk. Yapılan bütün baskılardan, saldırılardan, işkencelerden ve her türlü kötülükten biz gazete dağıtımcıları da nasibimizi aldık. Gün olmuyordu ki bir arkadaşımız saldırıya uğramasın, işkence görmesin, devletin gizli ve resmi polisi tarafından kaçırılıp tehdit edilmesin ve türlü türlü işkencelerden geçmesin. Yetmezmiş gibi bir de Hizbulkontraların bıçaklı ve satırlı saldırıları, JİTEM elemanlarının faili meçhule götürdükleri vardı. Bunların tamamı Türkiye kamuoyu tarafından bilinen şeyler.” 

Arkadaşlarım canlarıyla bedel ödedi

Dağıtımcılık yaptığı süre içerisinde kendisi de birçok olaya tanıklık eden Karaca sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bütün yaşanan o baskıları, saldırıları, işkenceleri ve çok daha fazlasını bizzat kendim yaşadım. Arkadaşlarımın tamamı yaşadı. Birçok arkadaşım o bedeli canıyla ödedi. Onlarca arkadaşım kaçırılıp işkence edilerek katledildi. Diyarbakır’da sokak ortasında herkesin gözü önünde ‘Tekbir Allahu Ekber’ sloganları eşliğinde birçok arkadaşım satırlı saldırıya maruz kaldı. Kimi kolundan, kimi bacağından kimi de kafasından darbe aldı. Ölenler oldu. Halkın gözü önünde arkadaşlarımız bıçaklandı, satırla yaralandı ve silahlı saldırıya uğradı. Bombalanan gazete binasında ölen arkadaşımız oldu. Bunların tamamı 1990’larda oldu. Bunları tüm detaylarıyla ‘Apê Musa’ın Küçük Generalleri’  kitabında anlattım.”

Filme konu oldu

“Apê Musa’nın Küçük Generalleri” yakın zamanda izleyiciyle buluşan, Metin Ewr’ın “Çerx” (Çark) isimli kısa filmine de konu oldu. Metin Ewr “Çerx” filmiyle beraber dağıtım yapan çocukların yaşadıkları hikayeleri gerçek isimler üzerinden anlatıyor ve filmde kullandığı Çark metaforuyla zulüm ile direnişin kendi içindeki döngüsüne atıf yapıyor.

Şimdi sözü Metin Ewr’e bırakıyor, “Özgür Ülke” gazetesini ve Apê Musa’ın Küçük Generalleri’ni “Çerx” filmiyle beraber bir yönetmenden dinliyoruz.

Çocuk dağıtımcıların bir günü

Senaryoyu 4 yıl önce yazan Ewr filimin hikayesine şöyle değiniyor: “Film, 1990’lı yıllarda Kürdistan’da olağanüstü halin devam ettiği dönemde Kürt basınının üzerindeki baskı, şiddet, engellemeleri ve buna karşın çocuklar şahsında verilen mücadeleyi konu ediniyor. O yıllarda gazetenin çıkarılması ve dağıtımı yasal olmasına rağmen Olağanüstü Hal Valiliği tarafından sürekli engellenir, şehirlere sokulması ve dağıtılması keyfi bir biçimde yasaklanırdı. Filmde çocukların bir dağıtım gününü ele aldım. Gazeteyi nasıl aldıklarını, nasıl dağıttıklarını ve neleri göze aldıklarını işledim. Ortadoğu Sinema Akademisi Derneği’ndeki çalışma arkadaşlarımın verdikleri cesaret ve destek ile bu filmin yönetmenliğini de yaptım."

Çekimler 4 günde bitti

Filmin hazırlık süreci kötü bir zamana denk geldiğinin altını çizen Ewr, "Hem Kuzey Kürdistan’daki baskı, şiddet ve engellemelerin devlet tarafından yeniden artması hem de pandeminin arttığı bir süreçte çekim hazırlıklarının başlaması beraberinde birçok aksaklık ve zorluk doğurdu. Oyuncu bulmakta zorluk çektik. Kurumlarımızdaki çocuk ve gençler ile halktan iki aylık bir süreçte oyuncu kadromuzu oluşturduk. Ekip ve ekipman zaten bizim kurumumuzdan oluştuğu için bu konuda bir eksiklik yaşamadık. 2021 Şubat ayının sonlarına doğru çekime başladık ve 4 günde çekimleri tamamladık. Eylül ayında filmin post prodüksiyon işleri bitti" diye konuştu.

Kısa filmle anlatmak zor

Sarsıcı ve baskı dolu yıllarda yaşanan hikayeleri kısa filmle anlatmanın zorluğuna değinen Ewr, “Böyle bir hikayeyi kısa bir süreye sığdırmak zorduk. Karekterlerin hepsinin hikayesine giremiyorsun, her ayrıntıya, detaya inemiyorsun. Onun için bende bir an’a yoğunlaştım. Elimden geldiğinde çocukça kalmaya, çocuk dünyasına girmeye ve bunu dağıtımla yapmaya çalıştım. Senaryoda çocukların hayallerine daha çok yoğunlaştım. Çünkü onlar için dağıtım hem bir yurtseverlik görevi hem de geçim kaynağıydı. Dağıtımcılık yapan çocukların hemen hepsinin ya köyleri devlet tarafından yakılmış ve şehirlere göç ettirilmiş ya ailesinden birileri katledilmiş ya da cezaevinde ve evi geçindirmek onların omuzlarındaydı.”

Bu çark böyle döner

90’lı yıllardan bugüne geldiğimize Kürt basını üzerindeki baskıların devam ettiğini ve neredeyse hiçbir farkın olmadığını aktaran Ewr, “Değişen bir durum  yok. O gün tutuklamalardan çok katledilen gazeteciler, yazarlar ve dağıtımcılar vardı, bugün belki biraz yöntem değiştirmiş ama cezalar, kapatmalar, tutuklamalar, tehditler ve katletmeler devam ediyor" diyor. 

Katledilen dağıtımcı Kadri Bağdu’yu hatırlatan Ewr, "Daha 2000’lerin başında Adana’da Kadri Bağdu bisikletiyle dağıtım yaparken katledildi. Gerçeklik bu. O zamanda gerçeklerin halka ulaşmasından korktukları için katlederlerdi, gazete bombalanırdı, bugün de gerçekler halka ulaşmasın diye gazeteler kapatılır ve gazeteciler tutuklanır. Yani gerçeklerin karanlıkta kalmaması için nerede baskı varsa ona karşı hep bir direniş de var olmuştur. Bu çark böyle döner" diye belirtiyor.

Katledilen gazete dağıtımcıları, bayileri ve çalışanları:

1- Halil Adanır- Çalışan -21 Kasım 1992’de arabasıyla birlikte yakılarak katledildi, Yeni Ülke Gazetesi çalışanıydı.

2- Lokman Gündüz – Dağıtımcı – 31 Aralık 1992’de Nusaybin’de öldürüldü. Özgür Gündem Gazetesi dağıtımcısıydı

3-  Orhan Karaağar – Dağıtımcı – 8 Ocak 1993’te Van’da Öldürüldü. Karaağar Özgür Gündem Gazetesi dağıtımcısıydı.

4- Teğmen Demir – Dağıtımcı -5 Haziran 1993’te Batman’da öldürüldü. Demir Özgür Gündem Gazetesi dağıtımcısıydı.

5- Haşim Yaşa – Gazete bayii -14 Haziran 1993’te Diyarbakır’da öldürüldü. Yaşa, gazete bayisiydi.

6- Yusuf Karaüzüm – Dağıtımcı  -25 Ağustos 1993’te öldürüldü. Kaaraüzüm Özgür Gündem Gazetesi dağıtımcısıydı.

7- Adil Başkan – Dağıtımcı – 9 Kasım 1993’te Nusaybin’de öldürüldü. Başka Özgür Gündem Gazetesi dağıtımcısıydı.

8- Yalçın Yaşa – Dağıtımcı – 10 Kasım 1993’te Diyarbakır’da öldürüldü. Yaşa, Özgür Gündem Gazetesi dağıtımcısıydı.

9- Kadir İpeksürer – Dağıtımcı – 19 Kasım 1993’te Urfa’da öldürüldü. İpeksürer Özgür Gündem Gazetesi dağıtımcısıydı.

10 – Adnan Işık – Dağıtımcı – 27 Kasım 1993’te Van’da öldürüldü. Işık, Özgür Gündem Gazetesi dağıtımcısıydı.

11 – Zülküf Akkaya – Dağıtımcı – 28  Eylül 1993’te Diyarbakır’da öldürüldü. Akkaya, Özgür Gündem Gazetesi dağıtımcısıydı.

12- Mehmet Sencer – Dağıtımcı – 3 Aralık 1993’te Diyarbakır’da öldürüldü. Sencer Özgür Gündem Gazetesi dağıtımcısıydı.

13 –Musa Dürü – Dağıtımcı – 4 Aralık 1993’te öldürüldü. Dürü, Özgür Gündem Gazetesi dağıtımcısıydı.

14- Zuhal Tepe- Dağıtımcı -  14 Aralık 1993’te öldürüldü. Tepe, Özgür Gündem Gazetesi dağıtımcısıydı.

15-  Kemal Ekinci – Dağıtımcı – 16 Aralık 1993’te Diyarbakır’da öldürüldü.  Ekinci Özgür Gündem Gazetesi dağıtımcısıydı.

16- Hıdır Çelik – Dağıtımcı – 23 Ağustos 1994’te öldürüldü. Çelik, Özgür Ülke Gazetesi dağıtımcısıydı.

17- Ersin Yıldız – Çalışan-  3 Aralık 1993’te İstanbul’da yaşamını yitirdi. 3 Aralık günü sabaha karşı Özgür Ülke Gazetesi’nin İstanbul’da bulunan genel merkezi ve teknik hazırlıklarının yapıldığı binanın bombalanması sonucu gazetede gece nöbetçi olan idare çalışanı Yıldız bombalama sırasında yaşamını yitirdi

* Kürt Medyasında Yirmi Yıl, Hüseyin Aykol, Evrensel Basın Yayın, 2011

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.