Cemile'nin son sözü: Ayyy dayê...

Dosya Haberleri —

Emine Çağırga

Emine Çağırga

  • Çocuk Hakları Günü denince her toplum başka şeyleri hatırlar. Mesela Kürtler; yaşından çok kurşunla katledilen Uğur'u, havan mermisiyle katledilen, annesinin parçalanmış bedenini eteğine topladığı, cenazesi meşe yapraklarıyla sarılan Ceylan'ı ve elbette cenazesi 4 gün boyunca derin dondurucuda tutulan Cemile'yi hatırlar...
  • Emine Çağırga: Cemile okumak istiyordu. Doktor ya da avukat olmak istiyordu. İnsanları iyileştirmek, insanları zindandan çıkarmak istiyordu. Cemile çok güzel bir çocuktu, hep gülerdi. Ben Cumartesi Annesi'ydim. Benimle beraber gelirdi fotoğrafı tutardı. Cemile’den sonra arkadaşları anıları orada olduğu için gelemiyor bize.
  • Anne Çağırga: Yasak dönemiydi. Cemile’yle evimizin önünde oturuyorduk. Tarama sesleri geldi. Kendimizi yere attık. Ben bayıldığını zannettim. Seslendim ‘niye kalkmıyorsun’ dedim. Ama Cemile cevap vermedi. Yaralandığını anlamadım. Sonra ‘ayyy dayê’ dedi ve kollarımda şehit düştü. O günü asla unutmayacağım.

GÜLCAN DERELİ

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. Gün, Kürtlere Uğur'u, Ceylan'ı, sayısız Kürt çocuğunu ve elbette Cemile'yi hatırlatıyor.

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. Çocuk haklarının günü var ama kendisi ne kadar var tartışılır. Ve elbette Çocuk Hakları Günü denince her toplum kendi deneyimi ve hafızasıyla başka şeyleri hatırlar. Mesela Kürtler; yaşından çok kurşunla katledilen Uğur'u, karakoldan atılan havan mermisiyle katledilen, annesinin parçalanmış bedenini tek tek eteğine topladığı, köylülerin cenazesini meşe yapraklarıyla sardığı Ceylan'ı, Enes'i ve onlar gibi sayısız evladını hatırlar. Ve elbette annesinin cenazesini 4 gün boyunca derin dondurucuda tutmak zorunda kaldığı Cemile'yi... Dünya Çocuk Hakları Günü'nde size Kürt kızı Cemile'yi anlatacağız.   

Cemile Çağırga...

Onun kısa hikayesi ve sonu, Kürtlerin neden içine hapsedildikleri cendereyi yerle bir etmeleri gerektiğinin kanayan örneklerden sadece biri. Şırnak'ın Cizre ilçesinde 4-12 Eylül 2015 tarihlerinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında devlet güçleri tarafından katledildi Cemile. Annesinin buz kompleksi yaparak cansız bedeninin çürümesine engel olmaya çalıştığı ve 4 gün boyunca derin dondurucuda bekletmek zorunda kaldığı Cemile. Yasaklar sırasında katledilen onlarca çocuktan biri olan Cemile yaşasaydı şimdi 16 yaşında olacaktı. Onu ve diğer çocukları katleden devlet güçleri yargılanmadığı gibi ödüllendirildi, faillerin birçoğu terfi aldı, ikramiyeler verildi, çocukları katletmek onlar için bir başarı hikayesi oldu!

Hayali doktor ya da avukat olmaktı

Cemile'yi annesinden dinledik. 9 kardeşlerdi, bir kardeşi yine devlet tarafından katledilmiş, 8 kişi kalmışlardı. 

Bir Cumartesi Annesi olan Emine Çağırga, Cemile'yi şöyle anlatıyor: "Cemile çok güzel bir çocuktu. Cemile okuyordu, çalışkan bir öğrenciydi. Derslerinde hep başarılıydı. Her şeyi düzgün, düzenliydi. O kadar çalışkandı ki arkadaşlarıyla gezmeye bile gitmezdi. Sürekli ders çalışırdı. Okuldan sonra hemen eve döner, derslerine çalışırdı. Cemile okumak istiyordu. Okuyan bir ağabeyi vardı, ona hep, ‘ben ya avukat ya da doktor olmak istiyorum’ derdi. Hayalleri vardı. Bırakmadılar ama... Bırakmadılar kızım okusun, hayallerini gerçekleştirsin. Doktor olmak istiyordu, avukat olmak istiyordu. İnsanları iyileştirmek, insanları zindandan çıkarmak istiyordu. Hep insanları iyileştirmek ve kurtarmak için hayal kurardı. Kızım kavgadan nefret ederdi."

Çok neşeli bir çocuktu

Güleç yüzlü Cemile, mutlu, neşeli bir çocuktur. Tek isteği ve hedefi vardır. Onun için de birçok şeyden feragat eder. Mesela çocukları en çok mutlu eden durumların başında yer alan oyun oynamak, arkadaşlarıyla vakit geçirmektir ancak hayallerine ulaşmak için bunlardan feragat eden Cemile, kendini okumaya verir. Anne Çağırga, o süreci şöyle özetliyor: "O merak içinde kaldı ve hiç gezmeye, eğlenmeye gidemedi. Kızım hep güler yüzlü ve neşeli bir çocuktu. Kızımın yüzü hep o kadar gülüyordu ki sanki düğün vardı."

El üstünde tutulurdu

Elbette evlat acısı yaşayan bir anneye evladını anlatmasını istemek hiç de kolay değildir. Ancak onu en iyi annesi anlatabilirdi. Kelimeler dilinden zorla dökülse de anlatıyor anne Çağırga: "Cemile gezmeyi severdi. Cemile her şeyi severdi. O kadar iyi bir çocuktu ki akrabaları onu çok severdi, değer verirlerdi, ellerinin üstünde tutarlardı hep. Büyüklerine çok saygılı biriydi. Arkadaşlarıyla arası çok iyiydi, onlarla çok iyi anlaşırdı. Kavgacı, küskün bir çocuk değildi" diyor.

Arkadaşı hala bize gelemiyor

Cemile'nin arkadaşları tarafından da çok sevilen bir çocuk olduğundan bahseden anne Çağırga, "Cemile’den sonra bir arkadaşı ne zaman beni görse boynuma sarılır, 'nasılsın, iyi misin' der. Bize gel gidelim dediğimde Cemile için gelemiyorum diyordu. Cemile orada katledildiği için, anıları orada olduğu için gelemiyor bize" diye belirtiyor.

Hiç ayrılmadık

Kürtçe müzik dinlediğinde Cemile'nin hep hüzünlendiğini söyleyen anne Çağırga, sözlerine şöyle devam ediyor: "Dayısının oğlu da katledilmişti, o yüzden televizyonda Kürtçe şarkılar dinlediğinde ben de o da üzülüyorduk. Ben Cumartesi Annesi'ydim. Benimle beraber gelirdi fotoğrafı tutardı. Ben nereye gidersem gideyim Cemile de benimle gelirdi. Benden hiç ayrı kalmadı."