Çıkmaz sokak: Tunus
Dosya Haberleri —
- Libya'daki mülteciler örgütü (Refugees in Libya), Tunus'ta düşmanca muamele gören çoğunluğu çocuklu kadınlardan oluşan kafilelerin, Libyalı yetkililerce engellendiğini ve insani yardım ulaştıramadıklarını duyurdu. Esnaflar, siyahi mültecilere yardım etmenin suç sayıldığı söylentilerinden korkarak onlara hizmet etmiyor. Hiçbir alternatifi kalmayan mülteciler mağaralarda uyumaya başladı.
EMRULLAH BOZTAŞ
Havaların ısınması ile Afrika’nın Avrupa’ya coğrafi olarak en yakın noktasına göç edenlerin akını hızlandı. Avrupa’ya düzensiz göçün en kestirme ama en ölümcül rotası Tunus/İtalya’ya ulaşmak bile siyahi bir Afrikalı için bir ölüm oyununa dönüşmüş durumda. On binlerce göçmen Tunus’u bir geçiş noktası, bir ara istasyon olarak düşünülse de göçmen karşıtlığı ve ırkçılık tehlikeli boyutlara ulaştı. Silahlanan Tunuslu çeteler ve kolluk güçleri Sfax kenti yakınlarında kamplarda ve açık alanda kalan Afrikalılara işkence ederek Libya sınırına itiyor. Zulmün her türünü yaşayan Sahra Altı Afrika’sının göçmenleri Tunus’un Cumhurbaşkanı Said, tarafından hedef gösterildi. Hem Avrupa Birliği'nden para alıyor hem de ülkede milliyetçi söylem adına ırkçı çığlıkları atıyor. Afrika'nın dört bir yanından gelen mülteci ve göçmenler Tunus’ta kapana sıkışmış durumda. Yapılan göçün engellenmesi anlaşmasına atıfla konuşan Uluslararası Af Örgütü Avrupa Enstitüleri Ofisi Direktörü Eve Geddie, “Tunus yetkililerinin Sahra Altı Afrikalı göçmenlere karşı şiddet ve ihlalleri artarken alınan bu karar, önceki benzer anlaşmalardan hiç ders çıkarılmadığını gösteriyor. Bu da AB'yi er geç yaşanacak acılarda suç ortağı yapar” dese de beyaz Afrika siyah Afrika’ya karşı harekete geçmiş durumda.
Ne ileri ne geri
Savaş, çatışma ve yozlaşmış hükümetlerin baskısından bunalan Sahra Altı Afrika’sının siyahi insanları daha iyi bir hayat için çıktıkları yolda Tunus'ta sıkışıp kaldı. Avrupa’ya geçmek niyeti ile gelen ve kalıcı olmadıkları her halükarda bilinen Siyahi Afrikalılara karşı Tunus genelinde, artan düşmanlık fiili saldırı düzeyine ulaştı. Son olay kolluk güçlerinin eliyle gerçekleşti. Diğerlerine göre şanslı olduklarını düşünen ve derme çatma kamplarda yaşayan yüzlerce kişi, bir gece baskını ile kaldıkları geçici kamp ve barınaklardan alınıp Cezayir ve Libya’ya sürüldü. Arap Baharı ile gördükleri pembe rüyadan uyanan Tunusluların hayal kırıklığı ve analistlerin seçeneklerinin tükendiğini söylediği bir hükümetin baskıcı politikaları cinnet düzeyine ulaşmak üzere. Geçtiğimiz Cuma günü güvenlik güçleri başkent Tunus'ta iki geçici kampa ve bir açık alanda barınmaya çalışan 500'den fazla mülteciyi zorla araçlara doldurup Cezayir sınırına götürdü. Diğer yerlerden toplananların da Libya'ya sürülmüş olabilecekleri bilgisi sanal medyaya düştü.
El-Assa hapishanesindeler
Libya'daki mülteciler örgütü (Refugees in Libya), Tunus'ta düşmanca muamele gören çoğunluğu çocuklu kadınlardan oluşan kafilelerin, Libyalı yetkililerce de engellendiğini ve insani yardım ulaştıramadıklarını duyurdu. Bazı göçmenler ise hapishaneye atıldı.
Refugees in Libya, yaşanan insani dramın kabul edilemez boyutlara ulaştığını duyuruyor. Refugees in Libya X platformdaki sayfasında sabit hale getirdiği mesajda, Sahra Altı Afrika’dan gelen siyahi Afrikalıların, Libya'daki mültecilerin @EU_commission ve @GovernmentLY'e mesajı var. “Libya'da mülteciler ve göçmenler insanlık dışı muameleye ve keyfi gözaltılara maruz kalıyor, ardından tecavüz, işkence ve gasp yapılıyor. Her iki tarafı da bizi insan olarak görmeye ve ona göre davranmaya çağırıyoruz” diyor.
Libyalı STK, 2 Mayıs'ta Sfax'tan ve Tunus’un diğer bölgelerindeki kamplarından toplanan 400 mülteci ve göçmenin Libya'ya sürüldüğünü gösteren bir video paylaştı. STK'nin bu kişilere dair paylaşabildiği tek bilgi, geçtiğimiz Salı günü sınırdan 19 kilometre içerideki Libya'nın el-Assa hapishanesinden gelen bir mesaj oldu. Libya'daki mülteciler STK'si Tunus’un kuzeyinde kaybolan ve tüm araştırmalara rağmen bulunamayan 30 kadar sürgün edilmiş insan için alarmda. Son haber polisin onları çöl bölgesinde kaderlerine terk ettiği yönünde.
Örgüte göre, trenler onlara binmeyi yasakladı ve esnaf, siyah mültecilere yardım etmenin suç sayıldığı söylentilerinden korkarak onlara hizmet etmeyi reddediyor. Hiçbir alternatifi kalmayan erkekler, kadınlar ve çocuklar mağaralarda uyumaya başladı.