Darbeye karşı HDP, HDP’ye karşı darbe

Ava Neşe KALP yazdı —

Son günlerde HDP’ye aşırı yönelim, bir siyasi parti olması hasebiyle olası bir seçim ilişkisine yorumlamanın önünü açıyor. Doğu Perinçek’in temsil ettiği Ergenekon/Avrasyacı ekibin, gazeteden tam sayfa ve sür manşet ile HDP’nin kapatılması talebi, bu arada sol adına hatta bazı Kürt çevreler de dahil, muhalif görünümlü bazı yayın organlarındaki özellikle de akademisyenler kullanılarak yapılan eleştiriler (!), CHP’nin tutumu vs. de hesaba katılınca bu tez yetersiz kalıyor.

Dolayısıyla konunun yakın bir seçimle ilgisi, en azından en önemli sebep olduğu doğru değildir. O zaman bunun altında başka şeyler aramak ve bunun için birkaç maddede beyin fırtınası yapmak gerekirse:

1. Konunun bölgede hedeflenen yakın gelecek politikaları ve büyük demografik dönüşümle ilgili olması büyük bir ihtimal. Bunun için yedekleyebilecekleri Kürt Truva atlarının hareket kabiliyetini engelleyen HDP hedefte.

2. Konu, HDP’yi yok etmekten öte onun büyümesini engellemektir. Çünkü fırsat verilen ilk ortamda, HDP’nin CHP’yi de silecek şekilde iktidar ortağı olma potansiyelinin her geçen gün yükselmekte olduğu görülmektedir. Dolayısıyla CHP’nin esas olarak bu politikalara yedeklenmesi çaresizliğinden değil, devletin gücüyle HDP’nin bu alandan silinerek, ana muhalefet kıvamında, Türkiye’de sol-demokrat politikaların hayata geçmesinin önündeki “kontrol noktası” olma rolünü güvenceye alınması ile ilgilidir. Bir anlamda varlık meselesidir de.

Yani esas konu HDP’nin CHP’yi silerek sosyal-demokrat ana muhalefet partisi olma yönündeki potansiyelinin önünün alınmasıdır. Böylece varlığına en fazla bu yüzdelikle Meclis’te temsiline izin verilmesinin çabasıdır. Bu haliyle CHP’yi destekleyecek bir pozisyonda tutulacaktır. Örneğin kendi Cumhurbaşkanı adayından çok mecburen en yakın olan CHP’nin adayını desteklemek zorunda kalacaktır. Bu da CHP’nin “kontrol noktası” olan rolünü devam ettirecektir.

3. HDP, yeni inşa edilen rejimin oturmasının önündeki en büyük engeldir de aynı zamanda. Zira İran’da sol muhalefetin Kürtlerle birleşmeden, hatta Kürtlerin bir aylık direnişine katılmayarak ve oldukça küçük parçalara ayrılarak bertaraf edilmesi de hatırlanırsa sistemin HDP’ye yüklenmesinin anlamı daha da net anlaşılır.

4. Perinçek’in devreye girmesinin anlamı ise rüzgarın yönüne bağlı olarak ABD çizgisine giren Erdoğan’ın Avrasyacılara operasyon çekmesinin önünü almak ve bu anlamda “ortak düşman” retoriğini hatırlatmak niyetidir. Burada elbette kamuoyundaki ırkçı dalgayı kullanarak AKP’ye baskı yapmayı hedefliyor.

5. Türkiye’nin Kürt politikasının 90 yıllık temel yaklaşımı olarak sadece Türkiye kısmı ile değil, genel anlamda tüm Kürtlerin tabi tutulduğu toplu bir politikanın sonucudur. Bu anlamda Kürtleri birbiriyle çatıştırmanın önündeki engeldir de HDP. Mesela Mesud Barzanı’nin referandum süreci ile tasfiye edilmesi de bu majör planın bir parçası. Celal Talabani ve Mesud Barzani’nin, Kürtler arasındaki parçalanmayı önlemeseler de Kürtler arasındaki çatışmaları engellemeyi son dönemlerde başarmalarının bu tasfiyede rol oynadığı bir gerçektir. Bu durumun bir zaman sonra Kürtler arası birliğin inşasına evrileceğini düşünürsek, mevcut devletlerin Talabani’nin vefatı arkasından buna engel teşkil eden Mesud Barzani’yi, uluslararası bir planlamayla ve bizzat yakınları kullanılarak devre dışı bırakmasının anlamı netleşecektir.

Referandum sonrası olanlara bakacak olursak; Kerkük’ün kontrolünün Haşdi Şabi yani İran ve Irak merkezi yönetimine geçişi, bölgedeki petrol işletim haklarının İngiliz şirketlerine verilişi, Türkiye’nin Güney’deki üs ve hareketliliğindeki artışla buraya daha güvenli bir biçimde yerleşmesi komplonun arkasındakileri net olarak gösteriyor. En önemlisi ise Kürtler arası çatışmaya engel teşkil eden bir taşın yeri değiştirilmiş oldu. Barzani sonrası Federe Kürdistan iktidarına atananlar ve şu anda Zînî Wertê sorunu, Rojava’da da yedeklenen üç beş kişiyle bağlantı bölgelerinin kontrolünün talebi, o tarihten beri adım adım uygulanan aynı politikanın aşamalarıdır.

HDP’nin darbe karşıtı eylem başlattığı günde Mexmûr, Şengal ve Kandil’e hava saldırısı düzenlemenin anlamı da burada yatmaktadır. Politikalar hem iç ve hem de dış politik angajmanlarla paralel yürütülmektedir. Kürtlerin parçalanarak, çatıştırılarak, asimile edilmesinde engel olacak her şey gibi HDP de temel hedeftir.

Dolayısıyla HDP, TC’yi kontrol eden ve bu anlamıyla demokratikleşmesini 90 yıldır engelleyen bu mafyatik örgütlenmenin hedefindedir. Biliniyor ki; yarın en küçük bir normalleşme ortamında HDP sosyal demokrat çizginin ana temsilcisi olacak ve böyle bir süreçle tanışan Türkiye, halkları bir daha bayrak, ezan kullanarak yedeklemesi zor olacak… Bu nedenle devletin bu karakteri ile devam etmesinin önündeki en önemli tehdit olarak görülen HDP’ye sistemli, sürekli ve çoklu açılardan müdahalede bulunuluyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.