Dededen toruna direniş bayrağını düşürmediler 

Dosya Haberleri —

Ata ailesinin şehitleri

Ata ailesinin şehitleri

  • OPCW önünde adalet nöbetini sürdüren Xoşnav Ata’nın ailesinden şimdiye kadar 7 kişi Kürdistan Özgürlük Mücadelesi uğruna şehit düştü. Dededen toruna her biri bir diğerinden etkilenerek özgürlük kervanına koştu.  

DENİZ YILDIZ 

Türkiye'nin Medya Savunma Alanları'na yönelik kimyasal saldırılarına karşı sessizliğini koruyan uluslarası kurumlara tepkiler devam ediyor. Türkiye'nin kimyasal silahlı saldırılarında yeğenleri Mihriban Ata (Jînda Gabar) ile Gülperin Ata'yı (Binevş Agal) kaybeden Xoşnav Ata'nın tek kişilik eylemi sürüyor.

Xoşnav Ata, 5 Ağustos 2022 tarihinde Hollanda’nın Lahey kentindeki OPCW binası önünde adalet talebiyle eyleme başladı. Katledilen yeğenleri Mihriban ile Gülperin Ata için Adalet Nöbeti'nde olan Xoşnav Ata’yla yeğenlerinin hikayelerini öğrenmek için görüştüğümüzde başka hikayelere de tanıklık ediyoruz. Sadece Mihriban ve Gülperin Ata değil Xoşnav Ata’nın babası Abdo Ata (Kale Diljar), kardeşleri Mehmet Şirin Ata (Kemal) ile Welat Ata (Kawa), kızı Hevîdar Ata (Bêritan Deniz) ve bir diğer yeğeni Emine Dinç’in (Beritan Gap) de Kürt Özgürlük Mücadelesi'nde şehit olduklarını öğreniyoruz. Ata ailesinden şimdiye kadar her biri bir diğerinden etkilenerek, Özgürlük Mücadelesin’e katılarak ölümsüzleşen 7 kişi var.  

Abdo Ata (Kale Diljar), Mehmet Şirin Ata (Kemal), Welat Ata (Kawa)

Baba Abdo Ata

Baba Abdo Ata dengbêj ve aydın bir kişiliğe sahip, yurtsever biridir. 65 yaşında şehit düşer. Çocuğu Xoşnav Ata, babasını şu sözlerle anlatıyor: “Dengbêjdi. Bilge bir insandı. Rahmetli babam sürekli hasta düştüğünde ‘kötü bir ölümden korkuyorum. Keşke Allah bana bir fırsat verseydi, işgalciler çatışsaydık da ülkem için canımı verseydim’ diyordu. 1990 yılında 3-4 gerilla bizim köye misafirliğe geldiler. Silahını alıp, arkadaşlara ‘ben savaşmadan siz çıkmayın. Ben savaşacağım işgalcilerin dikkatini dağıtacağım. Siz de kendinizi kurtarın. Ben bu yaşımdan sonra yaşasam ne olacak yaşamasam ne olacak’ demiş. Ancak düşman köy etrafına geniş çember kurmuştu. O ve üç arkadaş birlikte şehit düştüler. Tabi arkadaşları aynı yerde şehit olmadılar. Arkadaşlar çıkacakları sırada çembere takılıyor ve onlarda orada şehit düşüyorlar.” 

Kızıltepe yolu üzerinde Dehşik köyünde bunların yaşandığını söylüyor Xoşnav Ata, ve ekliyor: “Babamın hem tecrübesi vardı hem de coğrafyayı tanıyordu. Bu köy şu an yıkılmış ve köyde de kimse yaşamıyor.” 

Mehmet Şirin Ata

Babasının şehadete uğramadan önce çocuğu Mehmet Şirin Ata’yı giydirip eline silah vererek PKK’ye verdiğini belirten Xoşnav Ata, “Mehmet Şirin 1990 yılında katılıyor. Babamın şahadetinden sonra Mehmet Şirin’de 1991 yılında Mardin’de bir çatışmada şehit düştü. Cenazesi yok. Arkadaşlarıyla birlikte yakıldığı söylendi bize. Mardin Stewrê’de şehit düşüyorlar” diye ifade ediyor. 

Welat Ata

Welat Ata da henüz 14-15 yaşlarındadır. Ancak özgürlük aşkından dolayı daha çok erken yaşta 1993 yılında PKK’ye katılmıştır. PKK içindeki kalması uzun sürmez. Katılım sağladığı yılın Eylül ayında Kızıltepe Pikan’da şehit düşer. Ve henüz çocuk yaşlarda şehitlik mertebesine ulaşır.

Hevidar Ata (Beritan Deniz)

Hevidar Ata

Daha sonra Xoşnav Ata’nın çocuğu Hevidar Ata 2011 yılında gerilla saflarına katılım kararı alır. DAİŞ’in Rojava’ya yönelik saldırıları başlayınca 2014 yılında gerilla saflarından Rojava’ya geçiyor. DAİŞ’e karşı verilen mücadelede önce Cizirê’de yaralanır. İyileştikten sonra ise Kobanê’ye geçerek, DAİŞ’e karşı amansız bir mücadele verir. Babası Xoşnav Ata’nın çocuğuna ilişkin, “5 Ekim’e kadar mücadelesini sürdürdü. O ve Arin Mirkan aynı gecede şehit düşüyorlar" diyor.

Emine Dinç (Beritan)

Emine Dinç 

Çocuğu Hevidar'ın taziyesinde ise yeğeninin katılım yaptığını anlatan baba Xoşnav Ata, sözlerine şöyle devam ediyor: "Hevidar'ın şehadetinin ardından daha taziyesi yerdeyken yeğenim Emine Dinç kızımın adını alarak ‘kuzenimin silahının yerde kalmasını istemiyorum’ diyerek Rojava’ya gitti. Hem teyzesinin kızı hem de ben dayısı oluyorum. O da katılım yaptı. 15 yaşındaydı. 9 ay kaldıktan sonra Rojava’da DAİŞ’e karşı verilen mücadelede şehit oldu.”

Mihriban Ata (Jinda Gabar)

Mihriban Ata

Ailenin hikayesi burada da bitmiyor. Bu hikayeleri dinledikten sonra bu sefer Xoşnav Ata ile yeğenleri Mihriban Ata ve Gülperin Ata’ya ilişkin konuşuyoruz. İkisi de 6 ay içerisinde kimyasal silah ile katlediliyorlar. 

Önce Mihriban ile başlıyoruz. Mihriban 1993 yılında Muğla’nın Ortaca ilçesinde yurtsever bir ailenin içerisinde dünyaya gelmiş. Mihriban, her ne kadar Türkiye metropollerinde büyüse de halkının yaşadığı acılara yakından tanık olmuş. Lise sona kadar okuyan ve adaletsizliği hiçbir zaman kabul etmeyen Mihriban Ata, yaşanan adaletsizlikler karşısında 2012 yılında gerillaya katılır. 

Mermi izi yoktu

Gerilla yaşamında da çalışkan ve gerişken olan Mihriban, 2013 yılında Devrimci Halk Savaşı'nda daha aktif yer almak için Dersim’e gider. YJA-STAR’lı Mihriban Ata, Dersim’in Ovacık ilçesinde 5 Aralık 2021 yılında yaşanan çatışmada şehit olan 8 gerilladan biridir. Cenazesini Malatya Adli Tıp Kurumu’ndan alan aile, çocuğunu Aralık 2021 tarihinde defin eder. Mihriban Ata’nın ailesi çocuklarının cenazesini aldığında vücudunda mermi izi olmadığını ve ağzından sarı bir sıvının aktığını gördüklerini söylüyor. 

Alnımız ak başımız dik

Mihriban Ata’nın çok neşeli olduğunu belirten Xoşnav Ata, “Ailesine çok düşkündü. En çok babasına düşkündü. Akıllı ve çalışkan bir kızdı. Onda korku yoktu” diyor. Mihriban’ın doğaya çok düşkün olduğunu söyleyen Xoşnav Ata, “Katılım yaptığında bunu kimseye söylemedi. Gitmeden 30 dakika önce babasına bir orelet yapmış. Sonrada gitmiş. Anlımız ak başımız dik. Onunla gurur duyuyorum” diye belirtiyor. 

Gülperin Ata (Binevş Agal)

Gülperin Ata

Mihriban dedesi ve dayılarının hikayelerinden etkilenerek katılım sağlarken, Gülperin Ata ise Mihriban Ata’dan 2 yıl sonra ondan etkilenerek dağa çıkar. Gülperin Ata, 5 Mayıs 1996 yılında dünyaya gözlerini açmış. O da Mihriban gibi yurtsever bir aile içinde ve Türk devletinin Kürt halkına uyguladığı soykırım politikası ve zulmüyle doğar doğmaz tanışır. Xoşnav Ata, “Gülperin doğduktan bir yıl sonra bir hastalığa yakalandı. Dedesi bile öleceğini söylüyordu. Bu yüzden doktora dahi götürmemişler. Ama o hayata tutunup, bugünlere geldi” diyor.

Sakine Cansız’a benzetilir

Gülperin, okul yaşamında da başarılı bir öğrencidir. Öğretmenleri ve arkadaşları tarafından çok sevilir. Amcası çocukken onu Sakine Cansız’a benzetir. Dayısı Xoşnav Ata, “Kıvırcık saçlı, tatlı ve narin bir çocuktu. Derslerine büyük önem verirdi. Sadece bir dönemliğine takdir belgesi almadığında yatağında battaniyenin altına girerek, saatlerce ağlamıştı. Liseye başladığı dönem de bu başarısını sürdürmeye devam ederken, aynı zamanda halkına olan bağlılığı da git gide artmıştı” diye vurguluyor.

Başını düşmana eğmez

2011-2012 yılları arasında cezaevlerinde yapılan açlık grevleri için okulda çoğu öğrenciyi organize ederek, yürüyüş ve eylemler düzenler Gülperin. Hem eğitimine devam eder, hem de okulda örgütlenme yapar. Xoşnav Ata, “Bir gün sabaha karşı, şafak baskınında eylem arkadaşlarıyla birlikte evden apar topar alınıp tutuklandı. Tüm öğrenciler başını önüne eğmiş bir şekilde dururken, o elleri arkasında çekinmeden başını dik tutarak düşmanın karşısına geçmişti” diyerek yeğeninin nasıl boyun eğmediğini söylüyor.

Kimyasal ile katledildi

Gülperin, 20 Nisan 2014 yılında gerillaya katılır. 2016 yılı sonbaharında Medya Savunma Alanlarına gider. 2017 yılında Mahsum Korkmaz Akademisi’nde eğitim görerek, yeni dönem komutanlarından biri olarak mezun olur. Son görev yeri olan Kurojahro’ya büyük bir aşkla bağlanmış, burada yoldaşlarıyla birlikte büyük emekler sarf etmiş ve işgalcilere büyük kayıplar yaşatan savaşın alt yapısını hazırladı. Gülperin Ata, 23-25 Mayıs’ta Kurejahro’da kimyasal silahlarla katledilir.

***

Herkese sesleniyoruz, sesimize ses katın

Ata Ailesi yedi şehide rağmen mücadeleden vazgeçmeyen bir aile. Şimdi de Xoşnav Ata, OPCW önünde kimyasal ile katledilen yeğenleri için mücadelesini sürdürüyor. OPCW önünde eylemine devam eden Xoşnav Ata, eylemine ilişkin ise şunları söyledi: “Umutluyuz gelip bizimle konuşsunlar. Şimdiye kadar bizimle konuşmadılar. Sonuç alana kadar adalet isteğimiz devam edecek. Kimyasal silahlar bütün dünyada yasak olmasına rağmen, mevzu Kürtler olunca bütün dünya üç maymunu oynuyor. Çocuklarımıza karşı kullanılan kimyasal silahların araştırılmasını istiyoruz. Kimyasal silahlar savaş suçudur. Kimyasal silahlarla sadece çocuklarımız ölmüyor. Doğamız tahrip ediliyor, hayvanlar ölüyor. Çağrımız herkesedir; insanlıktan nasibini alan ben insanım diyen herkes ne olursa olsun kimyasal silahlara karşı tavır almalı. Yurtsever Kürt halkına sol, sosyalist, demokrat Kürt dostu olan herkese gelin sesimize ses katın, bu insanlık dışı kimyasal silaha karşı sesimizi yükseltilim.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.