Devrimin emekçi anneleri

Dosya Haberleri —

Efrîn kadınlar

Efrîn kadınlar

  • Bilge Şair Yadê Fehîme, Yadê Eyşê, Mihyeddîn, Diya Sozê, Diya Elî, Diya Şehît Abbas, Hêvî Melek, Diya Şehît Şepal... Ziyaret ettiğimiz devrim emekçilerinin her birinin birer romandan daha fazla bir mücadele öyküsünün olduğunu biliyoruz…

ANDOK RONAHÎ

 

Büyük abisi 1980’li yıllarda Kürdistan Özgürlük Hareketi’ne katılıyor. Ve 1990’lı yılların başında Dicle suyunu geçerken bir grup arkadaşıyla birlikte şahadete ulaşıyor. Şahadetleri köy korucularının pususu sonucu oluyor. Kardeşinin de içinde olduğu gruba ‘’Ava Mezin Şehitleri’’ deniyor.

 

 

Bilge Şair; Yadê Fehîme

Büyük bir sevinçle karşılıyor. Kızı ve torunlarıyla birlikte yaşıyor. Enteriyê’nin değil sadece, Rojava’nın en çok tanınan emekçi yurtseverlerinden. 1980’li yılların ikinci yarısıyla birlikte Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’nin amansız bir sempatizanı oluyor. En zor görevleri hiç durmadan, büyük bir cesaretle, başarıyla yürütmüş biri. Şimdi yaşı sekseni aşmış. Gözlerinden biri hiç görmüyor. Diğer gözü de çok az görüyor. Gözleri yeterince görmese de yaşam sevincinden bir şey kaybetmemiş. Halini hatırını sağlığını soruyoruz. "Şükür iyiyim" diyor. Ve bize bu günleri yaşatan şehitleri ve Rêber Apo’yu özlemle anıyor. Ve başlıyor şiir okumaya. Şiirleri devrimi anlatıyor. Devrimin umutlarıyla dolu. Arada şiir şarkıya dönüşüyor. Arkadaşları görünce eski günleri hatırlıyor. Başlıyor devrimin temelinin atıldığı günleri anlatmaya…

Sırada bayramlaşmamız gereken daha çok devrim emekçisinin kaldığını söylüyor, özür dileyerek çıkıyoruz. 

 

 

Yadê Eyşê

Yadê Eyşê ve Yadê Fehîme komşular. Çocukları aynı süreçte Kürdistan dağlarına gitmiş. Ve her ikisinin çocuğu da annelerini bir diğerine emanet etmiş. İkisinin de çocukları şahadete ulaşmış. Onun için her ikisinin arkadaşlığı çok farklı. Yaşları 80’i aşmış olsa da her gün birbirlerini soruyorlar. Emanet öyle bir şey. Şehit düşen iki oğlunun resmi duvarda yan yana asılı. Çocuklarından bahsetmiyor. Daha çok sonrasında bu eve uğramış ve sonra şahadete ulaşmış diğer evlatlarından bahsediyor. Onları hasretle anıyor. Duvardaki resimlere bakarak "onlar gibi kaçı geldi, kaçı onlar gibi şahadete ulaştı sayısı belli değil. Ama onlar da olmasaydı biz şimdi böyle olur muyduk" diye soruyor. Cevap verilmese de onlar olmadan bu devrimin olmayacağını herkes biliyor. Rêber Apo’dan bahsediyor. Rêber Apo’nun izni ve görevlendirmesiyle Kürdistan dağlarına gidişini anlatıyor. Buna benzer kaç arkadaşının olduğunu ve bu görevlerin onlar için büyük bir şans olduğundan bahsediyor. Günlerce konuşsa bitecek anılarla dolu bir yaşam öyküsüne sahip. Ve bu anılar Rojava devriminin temelini oluşturan eylemlerin anıları… Rojava devriminin sırrının anıları…

 

Rojava/ foto:AFP

 

Mihyeddîn

Enteriyê’ye gelmişken Mihyeddîn’e uğramamak olmaz. Büyük bir bahçeye giriyoruz. Mihyeddin’in kızı bizi karşılıyor. Babasını soruyoruz. Birazdan geleceğini söylüyor. Oturup Mihyeddîn’in çocuklarıyla sohbete koyuluyoruz. Mihyeddîn’in bir kızı Şengal’deki fermana müdahaleye gelen YJA-Star güçleri içerisinde yer almış. Şengal dağlarında halkı katliamdan korumak için DAİŞ’e karşı savaşırken şahadete ulaşmış. Diğer bir kızı da kardeşinin izinden mücadele saflarına katılmış, o halen aktif mücadele içerisinde. Diğer çocukları da devrimin çeşitli kurumlarında aktif olarak yer almakta. Bahçede onlarca çeşit çiçek var. Mihyeddîn de Şehit Aileleri Meclisi’nde çalışma yürütüyor. Rojava devriminde Şehit Aileleri Meclisi demek tüm devrim görevlerinde ön saflarda çalışma demek. Hem bizim hem de Mihyeddîn’in gitmesi gereken, bayramlaşması gereken olduğunu bildiğimizden vedalaşıp Enteriyê’den ayrılıyoruz. Ayrı bir mahalleye geçiyoruz. Qenet siwês’e.

Diya Sozê

Onu da Qamışlo’da Yade Eyşê olarak tanırlar; ama iki Yadê Eyşê olduğundan dolayı onun ikinci ismi Diya Sozê. O aslen Dêrikli. Dêrik’in Rıhanikê köyünden. Kökeni Kuzey Kürdistan’dan geliyor; ancak yıllardır burada yaşamışlar. Eşi de aslen Kuzey Kürdistan’dan gelme bir aşiretten. Büyük abisi 1980’li yıllarda Kürdistan Özgürlük Hareketi’ne katılıyor. Ve 1990’lı yılların başında Dicle suyunu geçerken bir grup arkadaşıyla birlikte şahadete ulaşıyor. Şahadetleri köy korucularının pususu sonucu oluyor. Kardeşinin de içinde olduğu gruba ‘’Ava Mezin Şehitleri’’ deniyor. Üzerlerine şarkı da yapılmış. Şehidin anısı Diya Sozê’de daha fazla bu mücadeleyi sahiplenmeye neden oluyor. Rojava Devrimi’nin başında Qamışlo’da Şehit Baran, Şehit Serhat gibi öncü gençlerin sürekli uğradıkları yerlerden biri oluyor. Bu süre zarfında bir kızı Kürdistan dağlarında, bir oğlu da TC’nin Serêkaniyê’ye saldırdığı 2019 yılında şahadete ulaşıyor. Diğer çocuklarının hepsi de şimdi bir devrim kurumunda çalışıyor. Kızı Sozê 13 yıldır YPJ’de; pek çok çalışma alanında yöneticilik, komutanlık yapmış genç bir kadın. Üniversite okurken okulunu bırakıp devrime katılmış. 

Yade Eyşê ziyaretimiz boyunca sürekli o arkadaşlardan bahsetti ve o günleri andı. Bu evden de kalkıp başka bir eve doğru yol alırken zihnimizde kalbimizde yoğun duygular oluştu.

 

Efrîn

 

Diya Elî

Yolun karşı tarafına geçiyor birkaç sokak arasından geçtikten sonra yeni yapılmış insanlarla dolu bir parkın kapısında duruyoruz. Park, Şehitler Parkı. Parkın tabelasında iki kadın bir erkek üç şehit kardeşin resimleri var. Hemen bu parkın yakınlarında bir evin kapısını çalıyoruz. Bizi karşılayan yeşil gözlü genç bir kadın. Diya Elî’nin torunu. Diya Elî, o parkın kapısında resimlerini gördüğümüz şehit arkadaşların annesi. Konuşma tarzı bile Diya Elî’nin kimseye eyvallahı olmayan korkusuz dik başlı bir kadın olduğunu hemen gösteriyor. Torunları ve kızları haftada bir onu görmeye geliyorlar ve onun dışında da hemen hemen her gün çocuklarının arkadaşları onu soruyor. O da 1980’li yıllardan bugüne aralıksız bu devrime emek verenlerden. O kadar emeğe rağmen bu emeğin asıl sahipleri olan şehitler ve Rêber Apo’ya bağlılıklarını dile getiriyor. Rêber Apo’nun özgürlüğünün yakın olduğunu söylüyor. Zorla da olsa kalkmamıza izin veriyor. 

Yolumuz bu sefer Qamışlo’nun diğer bir tarafına düşüyor, Xerbiyê’ye.

 

Rojava/ foto:AFP

 

Diya Şehît Abbas

Bir merdivenden aşağı doğru iniyoruz. Dar bir koridordan geçiyor, küçük ve şirin bir bahçeye giriyoruz. Açık olan bir kapıdan giriyoruz. Orada karyolasının üstünde oturmuş televizyon izleyen Diya Şehît Abbas’ı görüyoruz. Bayramını kutlayıp karşısına oturuyoruz. O da şimdiye kadar bahsettiğim anneler gibi. Bir oğlu ve bir kızı Kürdistan dağlarında şahadete ulaşmış. Rojava Devrimi öncesi burada çalışan oğlunun, kızının arkadaşlarına bazen onlarca kişiye o eşsiz yemeklerinden yedirmiş. Mesele yemek değil, O’nun Özgürlük Hareketi’ne bağlılığı, sadakati. O yıllarda burada çalışma yürütmüş herkesin şahit olduğu bir şey. Yaşlanmanın getirmiş olduğu rahatsızlıktan kaynaklı çok fazla hareket edemiyor. Bizi görünce gülümsüyor. Orada olduğumuz süre boyunca yüzündeki o gülümseme hiç eksik olmuyor. Orada olduğumuz süre zarfında çok fazla konuşmadı, ancak yüzündeki ve gözündeki ışıltı hiç eksik olmadı. 

Hêvî Melek

Gittiğimiz her ev devrimin ayrı bir yönünü tanıtıyor. Herkes devrimin kazanımlarından bahsediyor. Devrimin evrensel bir devrim olma potansiyeli gün geçtikçe daha da artıyor. Ama bu nasıl oluyor? Hêvî Melek’in evinde başka bir hikayeyle karşılaşıyoruz. Hêvi Melek, Rojava’nın Özgürlük Hareketi’ne ilk katılan ailelerinden birinin çocuğuyla evli. Eşinin iki kardeşi Kürdistan dağlarında şehadete ulaşmış. Devrimin başında amcalarının yolundan giderek bir oğlu devrim saflarına katılıyor. Hêvi Melek’in oğlu evlidir. Ve çocukları vardır. Bu çocuklara iyi bir gelecek için bu devrimin başarıya ulaşması gerektiğinin inancıyla mücadeleye canla başla katılır. Ve bu mücadelede şahadete ulaşır. Gittiğimizde çocukların neşesiyle dolu bir evle karşılaştık. Her evdeki gibi sevinçle karşıladılar. Tartışmalarımız genelde şehit oğlunun çocuklarının geleceği, eğitimleriydi. Kapitalist toplumun dayattığı ve o toplumun bilincine kendini dayatan diploma eksenli eğitimdense çocukların eğilimlerine ve isteklerine uygun topluma daha fazla yarar sağlayabilecekleri bir eğitimi esas almak gerektiğini tartışıyoruz. Eğitim, kooperatif ve diplomasiyi tartışıyoruz. Hava kararmak üzere, halen ziyaret edilmesi gereken evler var. Vedalaşıp ayrılıyoruz. 

 

 

Diya Şehît Şepal

Bir oğlu 1990’lı yıllarda Özgürlük Hareketi saflarında şehadete ulaşmış anne bizi karşılıyor. Evde tek başına. Oğlu biz gelmeden kaç dakika önce bayramlaşma için evden ayrılmış. Telefon açıyor geldiğimizi haber veriyor. Oğlu da birkaç dakika sonra eve dönüyor. Şehit Şepal’in babası Özgürlük Hareketi’nin Rojava Devrimi öncesi emekçilerinden. Oğlu Mîtan da ilk Kürt dili öğretmenlerinden. Şimdi Arkeoloji alanında mastır yapıyor. Tez konusu Mîtanî mühürlerindeki tanrı figürleri. Bu süreçte tez yazımıyla uğraşıyor. Duvarda Rêber Apo’nun bir fotoğrafı var. Siyasal süreçle ilgili tartışıyoruz. Neler oluyor, neler olacak?. Herkesin ortak görüşü bu süreç çok riskli, ama riskli olduğu kadar da avantajlarla yüklü bir süreç. Onun için mücadeleyi gevşetmeden daha fazla çalışma, daha fazla örgütlülük gerekliliği dile geliyor. Daha yapılacak işlerin olduğunu söyleyerek vedalaşıp çıkıyoruz. 

Dolu dolu bir günde pek çok kişiyi görüp tartışmanın vermiş olduğu mutluluk ve yorgunlukla ziyaretlerimizi bugünlük bitiriyoruz. Daha ziyaret etmediğimiz pek çok devrim emekçisinin olduğunu biliyoruz. Ve ziyaret ettiğimiz devrim emekçilerinin her birinin birer romandan daha fazla bir mücadele öyküsünün olduğunu bilsek de bu yazının onlara vesile olmasını diliyoruz. Bugün Rojava Devrimi’nin nasıl bugüne geldiğini daha fazla anlam veriyoruz.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.