Egemenin kibri: ‘Sözde’den ‘maket’e

Elif KAYA yazdı —

  • Egemenin kibirli dilinin son örneği, gerillanın Amed, Şırnak ve Batman’da askeri üslere yönelik geliştirdiği eylemlere dair yaptığı açıklamada kullandığı ‘maket uçak’ ifadesinde yansımasını buldu. Hayranlık uyandıran bu yaratıcılık ve iradeyi ‘maket uçak’ açıklamalarıyla itibarsızlaştırmaya çalışmaları, daha çok yaşanan hezimetin etkilerini hafifletmek için. 

Egemen, zulmünün yanı sıra kibriyle de bilinir. Varlığı dışında hiçbir varlığa yaşam hakkı tanımaz. Hatta kimi kez tüm varlıkları kendi varlığına "armağan" edecek kadar ileri gider. Sanki doğanın tek amacı ona hizmet etmekmişçesine tüm varlıkları kendi varlığına feda eder. Ötesine iter, "geri, değersiz, yaşanmaya değmez" diye addeder. Kanunun gücüyle de bunu topluma dayatır, toplumu kendi belirlediği kalıba sokmaya çalışır. Kimi kez kalıba bile ihtiyaç duymadan "yok hükmünde" sayar. Bu kalıpta yer almayan eylem ve etkinlikleri ‘sözde’ tanımlamasıyla itibarsızlaştırır, hatta çoğu kez cezalandırır.

Ancak hakikat her tür politik hileye ve zor uygulamasına rağmen hükmeden güce boyun eğmez. Fırsatını bulduğunda kendini açığa vurmanın yolunu bulur.

Türkiye devleti tarihi boyunca ömrünü, Kürt diye bir halkın olmadığını ispatlamaya adadı. Aklın alamayacağı, trajikomik durumlar yaşanmasına rağmen ne zulmünden, ne kibrinden geri adım attı. "Yok!" dedi. “Öyle bir halk yok... Onlar aslında medenileşmemiş, dağlarda dolaşan Türkler”, dedi. Tek bir kelimesini anlamadığı, üstelik kelimelerini çalıp diline katmayı da ihmal etmediği Kürtçe diye bir dil yok, dedi. Yok dedi de kimseyi buna inandıramadı. Kışlalarını, okullarını, hapishanelerini bu iş için seferber etti, yine de bu koca yalanı kimseye yutturamadı.

Kürtlerin kültürel varlığını yok edemediği için itibarsızlaştırmak ve kendi nezdinde değer ifade etmediğini belirtmek için Kürtlere ait her şey ‘sözde’ sıfatıyla başlatıldı, ‘sözde’ olarak tanımlandı. ‘Sözde’ Kürt dili, ‘sözde’ Kürt müziği, ‘sözde’ Kürt...

Oysa Kürtçe binlerce yıldır yüklendiği anlamlarla sevdaya, hasrete, direnişe, mücadele çağrısına yuva olmuştu bir kere. Destanlar, şarkılar, yaşam değerlerinin yasaklanmasına, "sözde" sayılmasına karşı milyonları direnmeye, varlığı ile bağ kurmaya çağırıyordu. "Kine em?" sorusu milyonlarca insanı, kendi varlığının anlamını bulma arayışına yönlendiriyordu.

Belirtmeliyiz ki yaşanan realite egemen açısından ‘sözde’ de olsa korkutucu ve ürkütücü. Bu nedenle yüzbinlerce insan, ‘sözde’ eylem ve çalışmalardan dolayı mahkemelerde yargılandı, ceza aldı, hapis yattı. ‘Sözde’ ifadesi ne bahsi geçenlerin var olmadığına inandırdı egemeni ne de Kürtler kendilerini ‘yok hükmünde’ sayan bu politikalara boyun eğip, yaşananlara sessiz kaldı. Söz söylemeye, üretmeye devam etti. Fikir, eylem ve söylemini özgürlük temelinde kökleriyle yeniden bağ kurarak geliştirdi. Ancak egemen zihniyet yaşanan bu hakikati yok sayıp, ‘sözde’ sıfatına sığınarak faşist politikalarla sonuç alma hedefinden bir an bile vazgeçmedi, geçmiyor.

Egemenin kibirli dilinin son örneği ise; gerillanın Amed’de 8. Ana Jet Üssü’ne, Şırnak’ta 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı’na, Batman’da 14’üncü İnsansız Hava Uçakları Sistemleri Üssü’ne yönelik geliştirdiği eylemlere dair yaptığı açıklamada kullandığı ‘maket uçak’ ifadesinde yansımasını buldu. Tabii bu kez, ‘sözde’ yerine ‘maket’ diye tanımlayarak biraz daha somutlaştırarak...

Bu ‘maket’ öyle bir maket ki ‘sınır içi ve sınır ötesi’ operasyonların komuta merkezi olan yeri ve aynı zamanda birkaç havaalanını vurabiliyor. Yol açtığı maddi kayıplar bir yana, savaşın komuta merkezine eylem yapabilecek cesaret ve pratik zekanın göstergesi olması bu ‘maketi!’ daha fazla değerli kılıyor. Hayranlık uyandıran bu yaratıcılık ve iradeyi ‘maket uçak’ açıklamalarıyla itibarsızlaştırmaya çalışmaları, daha çok yaşanan hezimetin etkilerini hafifletmek için. Böylece eylemin taktik başarı ve yaratıcılığı gözden kaçırılmaya çalışılıyor.

Temmuz 2015 yılından bu yana "Çökertme Planı" adı altında yürütülen topyekün saldırılar karşısında yeni bir savunma tarzı geliştiren gerillanın "maket" uçaklarla gerçekleştirdiği bu eylemleri, egemeni biraz daha somut düşünmeye zorlamış gibi. Yoksa ‘sözde uçak’tan ‘maket uçağa’ geçiş öyle kolay değil.

Nitekim artık ‘maket’ de olsa ortada elle tutulur gözle görülür bir uçak olduğunu kabul ediyorlar!..

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.