Êzîdîleri katletmek, Kürt soykırımını tamamlamak

Forum Haberleri —

Şengal

Şengal

  • Barzani hanedanlığı, Türk devleti ile birlikte ve sonradan 9 Ekim 2020 anlaşmasıyla Kazımi hükümetini de sürece dahil ederek çok yönlü özel savaş yöntemleriyle Êzîdî halkına karşı kapsamlı bir savaş yürütmektedir.

SAİD ZEKİ
2014 yılında, PDK binlerden oluşan peşmerge gücünü Şengal’den çekerek ve Êzîdî halkını DAİŞ çetelerine teslim ederek bu mazlum halkı tüm dünyanın gözleri önünde soykırım kılıcına yatırdı. PKK gerillaları Êzîdî halkının imdadına yetişerek bir yandan DAİŞ çeteleriyle savaşarak, diğer yandan ise Êzîdî gençlerini eğiterek, onların öz savunma güçlerini örgütleyerek soykırımın önünü aldılar. HPG gerillaları ve Êzîdî tarihinde bir ilk olan Şengal savunma güçleri büyük fedakarlıkla ve yüzlerce şehid vererek adım adım Şengal’i DAIŞ çetelerinden özgürleştirdiler. 

Şengal’in DAİŞ çetelerinden adım adım temizlendiğini ve Êzîdî halkının soykırımdan kurtulduğunu gören Barzani hanedanlığı, DAİŞ’e karşı savaş adı altında Şengal’e müdahale etmeye çalıştı. Böylelikle hem tarihsel ihanetini gizlemeye hem de Şengal ve Êzîdî toplumunu tekrardan denetimi altına alma siyaseti izledi. 2017 yılına geldiğimizde ise, sömürgeci Türk devleti tarafından eğitilen Roj çeteleri eliyle Sinune-Xanesor hattında HPG gerillalarına ve YBŞ savaşçılarına karşı savaş dahi ilan ettiler. 

O günden beri Barzani hanedanlığı, Türk devleti ile birlikte ve sonradan 9 Ekim 2020 anlaşmasıyla Kazımi hükümetini de sürece dahil ederek çok yönlü özel savaş yöntemleriyle Êzîdî halkına karşı kapsamlı bir savaş yürütmektedir. Şengal’e ve onun özgürlük güçlerine dönük geliştirilen bu kapsamlı tasfiye planının amacı ise açık bir şekilde Êzîdî halkının özsavunma güçlerini ve özerk meclise bağlı kurumlarını tümden tasfiye etmekti. Türk devleti ve PDK her fırsat bulduklarında PKK varlığını bahane ederek ve saldırılarının gerekçesi haline getirerek farklı güçlerden de destek almayı hesapladılar. Oysa HPG gerillaları 2018 yılında resmi bir açıklamayla Şengal’den çıkmışlardı. 

2014 yılında Şengal’i soykırımla yüz yüze bırakan PDK bu kez de 2017 yılında sözde bağımsızlık referandumundan sonra bölgesel güçlerin kıskacına alındığında, bir kez daha arkasına bakmadan Şengal’i boşalttı ve bu yerlere Haşdi Şabi güçleri yerleşti. O zaman şu soruyu sormak gerekiyor. Ne 2014 yılında ne de 2017 yılında direnmeden kaçan PDK, Şengal’de kime karşı savaşıyor? Kuşkusuz bu sorunun cevabı gayet açık ve net, PDK Şenal’de Êzîdî halkının kendini yönetme ve savunma iradesine karşı savaşıyor. Sömürgeci Türk devletiyle birlikte, yanına Birleşmiş Milletler Irak Temsilcisini ve Kazımi hükümetini de alarak DAIŞ çetelerinin başaramadığı Êzîdî soykırımını tamamlamak istiyor. 

PDK bunu yalnızca açık saldırıları ve provokasyonlarıyla yapmıyor. Özellikle sömürgeci Türk devletine anlık istihbarat vererek Êzîdî halkının öncü savaşçı ve yöneticilerini hedef gösteriyor. Mam Zeki, Ş.Zerdeşt, Ş.Said Hesen, Merwan Bedel dahil onlarca Êzîdî toplum öncüsü bu biçimde şehid düşürüldü. Türk devletiyle işbirliği temelinde Şengal’e yönelimlerini yoğunlaştıran PDK özellikle Kazımi hükümetinin iktidarıyla birlikte askeri, siyasi, psikolojik, diplomatik saldırılarını görülmemiş düzeyde yükseltti. PDK yöneticilerinin Şengal Özerk Yönetimi, kurumları ve özellikle savunma güçleri olan Êzîdxan Asayişi ve YBŞ güçlerine dönük söylemlerine bakarsak, Êzîdî toplumuna düşmanlığının düzeyi görülecektir. 

Peki Barzani ailesi neden bu kadar Êzîdî  halkına ve Şengal’e düşmanlık yapıyor? Kuşkusuz bu sorunun birçok cevabı var. Fakat en temel cevap bizi PDK’nin tarihsel işbirlikçi ve ihanetçi çizgisine götürecektir ki bu çizgi artık Türk sömürgeciliğinin Kürdistan’da yayılma siyasetinin uzantısı haline gelmiştir. Bilindiği gibi Êzîdî toplumu tarihi boyunca 73 büyük ferman yaşadı, bu fermanların büyük bir bölümü ise Osmanlılar tarafından gerçekleştirildi. Türk devletinin başında olan faşist şef Erdoğan da yeni Osmanlı sultanı olma peşindedir. Erdoğan, Osmanlıların Êzîdî halkına yaşattığı fermanları devam ettirmeye çalışıyor, işin tarihsel boyutu böyle. 

Güncel açıdan ise, Erdoğan Kürt halkına dönük soykırımı tamamlama görevi üstlenmiş durumdadır ve bunun amansız savaşını yürütüyor. Êzîdî toplumu ise tarihsel olarak Kürt halkının kök hücresidir. Dolayısıyla Êzîdî soykırımı ile Kürt soykırımı arasında bu düzeyde bir ilişki vardır. Faşist şef Erdoğan bu gerçekliğin farkında olarak Şengal’e ve Êzîdî toplumuna dönük saldırıları örgütlüyor. Zaten Şengal’e dönük son saldırılar 18 Nisan’da, yani gerilla alanlarına dönük saldırılarla eşzamanlı başladı. 

Barzani ailesi ve PDK’nin üst düzey yöneticileri, T.C’nin uzantısı olarak Êzîdî toplumunun ve Kürt halkının soykırımını  tamamlama savaşında rol sahibidirler. O zaman, Êzîdî toplumu ve Kürt halkı açısından varlığını korumak ve özgür yaşamı yaratmak için tek bir yol kalmaktadır. O da soykırımcı Türk devletine ve ihanetçi Barzani hanedanına karşı topyekun direniş savaşı yürütmektir. Bu tarihsel savaş sonucunda ya sömürgeci Türk devleti ve PDK’nin ihanetçi çizgisi yenilip aşılacak, yada Êzîdî toplumu başta olmak üzere Kürt halkı soykırımla karşı karşıya kalacak. Her Kürt ve Êzîdî ferdi, basit ve bireysel hesapları bir yana bırakarak bu tarihsel bilinç ve sorumlulukla hareket etmelidir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.