Garibe'nin Kürdistan'a dönüşme hikayesi

Dosya Haberleri —

20 Aralık 2021 Pazartesi - 19:00

Garibe Gezer

Garibe Gezer

  • Annesinin 'O Kürdistan'ın Garibesi' demesi öyle boşa değil. Bir hayat nasıl bir ülkeye dönüşür? Direnen her Kürt’ün hikayesidir de o yüzden Garibe'dir Kürdistan. Öyle ya direniş halayına durmayan Kürdistan olamaz!

İLKAY EVREN

Annesinin 'O Kürdistan'ın Garibesi' demesi öyle boşa değil. Bir hayat nasıl bir ülkeye dönüşür? Bir Garibe nasıl kalbinde bir özgür ülke yaşatır? Öyle kolay değil. Bu herkesin tarifini yapmakta zorlandığı, kötülüğün kör karanlığı bir ülkede hele hiç kolay değil. Bu, yaman sınamalardan geçmeyi gerektirir. Kör hücreler, tarifsiz acılar, toprağa düşen bir abi, Kürdistan'a bedeninden bir parça veren bir abi... Bir hayat sadece acılarla ülke olmaz. Asıl onu ülke yapan bir hayatın hücrelerine kadar direniş kesilmesidir. Direniş, Kürt için bir slogan değil. Başka türlü kendisi olamayacağı bir hakikat. Direniş aynı zamanda küllerinden yeniden doğmak, terk-i diyar eylediği bu alemde yeniden başka hayatlarda yurt edinmek, hayatı bitmeyen bir roman gibi yaşamak, bir ülkeyi başka bedenlerde yaşatmak... Direnen her Kürt’ün hikayesidir de o yüzden Garibe'dir Kürdistan. Öyle ya direniş halayına durmayan Kürdistan olamaz!

Türkçe eğitim görmeyi reddetti 

İlkokulu 4. sınıfta terk eden, Türkçe eğitim görmeyi reddeden Garibe, ailesinin ısrarına rağmen okumaz. Çocukluktan itibaren mevsimlik işçi olarak çalışmaya başlayan Garibe, evde annesinin de eli kolu gibi çalışır. Yine bu süreçte de parti çalışmalarından geri durmaz, aktif olarak parti çalışmalarında yerini alır. Ailesi Garibe'nin gençlik dönemini şu sözlerle özetler: "Evde kaldı uzun bir süre. Ev işleri yapardı, yemek yapardı. Çok güzel iş yapardı, severek yapardı. Yapmak isterse bir evin tüm işi tek başına yapardı ama yapmak istemezse de yapmazdı, öyle bir huyu vardı. Parti çalışmalarında her zaman yer aldı, oyunu hep kullanırdı. Seçim çalışmalarına aktif olarak katılırdı. Ev gezmeleri olsun, ziyaretler olsun sürekli giderdi. Parti çalışmalarını severek yapardı."

Kına gecesi abimiz şehit düştü

Garibe'nin direnişi seçtiğini söyleyen ailesi, "Garibe nişanlıydı, çeyizlerini hazırlıyordu, yazma patik yapıyordu. Garibe’nin kınasının olduğu gece abimiz şehit oldu. Zaten kınada abimiz şehit düşünce düğün yapmak istemedi, direk öyle gitti. O süreçte zaten eşi partiye gidiyor diye çok sıkıntı çıkarıyordu. O dönem çok sorunlar yaşadı, hatta eşi şiddet uyguladı. Biz de Garibe’yi aldık eve getirdik bir daha geri vermeyeceğiz dedik. Sonra çalışmalara katılmasına engel olmadı. O zaman Garibe parti çalışmalarına daha fazla katılmaya başladı. Abimizin şehadeti onu ve bütün aile bireyleri üzerinde çok etki etti. Psikolojik olarak hepimiz çok etkilendik. Garibe de çok etkilenmişti ve parti çalışmalarına ara vermedi. DBP yöneticisiydi, o zaman yasaklar başladığı dönemde de çalışmaları terk etmedi" diyor.

Newrozlarda ele eleydiler...

Garibe'nin şehit düşen abisine olan yakınlığının çok derin olduğunu dile getiren abla Ayşe Gezer, "Şehit düşen abimize çok düşkündü. Bütün düğünlere birlikte giderlerdi. Yöresel kıyafet giyip giderlerdi. Newroz olduğunda ya da bir şenlik, etkinlik olduğun hep abimle giderdi. Onunla çok vakit geçirirdi. Hep el ele halay çekerlerdi" diye anlatıyor. 

Özgür kadın emir altına girmez

Evlenen ancak resmi nikaha karşı olan Garibe, ailesinin resmi nikah yapması yönündeki sözlerine ise şöyle karşılık veriyor: "Biz özgür kadınlar bir erkeğin emri altına girer miyiz, kabul eder miyiz" derdi. "Onun için ben resmi nikaha karşıyım, hiçbir zaman resmi nikah yapmayacağım." Yapmadı da, direnişi tercih eden Garibe'nin evliliği cezaevine girdikten sonra da kendiliğinden bitiyor. 

 Devletin gizli tanıkları

Garibe için süreç 2015 yılında yasaklar döneminde başlıyor. Aslında başlayan bir ülkenin çöküş tarihi. Ülke bu tarihten sonra asla eski ülke olmadı. İstiklal Mahkemeleri, Dersim. 49'lar, 80 darbesi, 90'lar... Ülke kötülükte sınıf atladı, yeni acı çektirme keşifleri yaptı. Devletin tüm baskılarına rağmen evlerini terk etmemenin bedeli olarak kumpas bir dava süreci başlıyor. Hemen hemen her Kürt’ün davasında hortlayan gizli tanıklar Garibe'nin davasında da hortluyordu. Aile süreci şu sözlerle özetliyor: "2015 döneminde evdeydik. Biz aile olarak ilçeden çıkmadık zaten. Ondan sonra Garibe’nin hakkında gizli tanıklar ifade vermiş. 2 tane gizli tanık vardı. Dosya örgüt üyeliği üzerinden yardım yataklık adı altında açıldı. Devletin birliğini bütünlüğünü bozmaktan yargılandılar. Mahkeme ilk olarak Midyat Adliyesi'ndeydi güvenlik gerekçesiyle Van’a taşındı. Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılamaya başladılar. Orada Garibe haricinde dosyada 8-9 kişi vardı, hepsine ceza verildi. Bazı arkadaşları tahliye oldu. Tahliye sonrası tekrar ceza verildi. Garibe’ye de ceza verildi, devletin birliğini bütünlüğünü bozma, üyelik suçundan bunların hepsini kapsadı. Ağır bir ceza verdiler, ağırlaştırılmış müebbet ve para cezası verdiler. Sonra dosyaları Erzurum Bölge Mahkemesi’ne gitti. Erzurum Bölge Mahkemesi’nde yaklaşık bir-iki yıl kaldı ve dosyalar onaylandı. Yargıtay’a gitti, dosyalar şu an Yargıtay’da, 2 yıla yakındır orada hangi dairede olduğu ve ne zaman sonuçlanacağı belli değil hala."

Direngen ve şendi

Verilen cezaya avukat bile inanamamıştı. Dosyanın kesin bozulacağını çünkü verilen cezayı destekleyen hiç delil olmadığını söylüyordu. Aile, Garibe ve avukat ile görüşmelerini dair şu ifadeleri kullanıyor: "Avukatı sürekli Garibe’nin dosyasının bozulacağını söylerdi. Avukat, 'bir şey yok, en fazla üyelikten bir ceza verilir. Onun dışında çok fazla ceza verilemez' derdi. Zaten Garibe ile her konuştuğumuzda söylüyordu avukatın söylediği şeyleri. Biz de dosyasının bozulacağını, bu kadar ceza olmayacağını söylüyorduk. Garibe sanki biz cezaevindeyiz o cezaevinde değil gibiydi, karamsar değildi, ümitsiz değildi. Hiç kendini bırakmıyordu. Hep bir dik duruşu vardı. Direngen ve şendi. Görüşüne gittiğimizde, telefonla aradığında çok moral verirdi. Sanki içeride olan bizdik de bizi teselli ediyordu. Öyle bir yapısı vardı."

6 yılda 8 cezaevi sürgünü

Aslında devlet Gezer ailesine abilerinin şehadetiyle yüklenmeye başlıyor. Önce Garibe ardından da ailenin diğer üyesi abla Asya tutuklanıyor. Garibe'nin tutuklandıktan sonra sürekli sürgünler yaşadığını anlatan abla Gezer, "Garibe tutuklandı, ondan bir buçuk ay sonra ben tutuklandım. İkimiz aynı cezaevindeydik. Mardin'de de, Midyat’ta da birlikte kaldık. Ben tahliye olduktan sonra Garibe tekrar sürgünler yaşadı. Şakran, oradan Tarsus, oradan Kayseri Bünyan Cezaevi'ne, en sonra da Kandıra Cezaevi'ne sürgün edildi. Garibe 6 yıl içerisinde 8 defa sürgün oldu. Sürgün olduğu cezaevlerinde çok fazla hak ihlali yaşadı. Hepsini her görüşe gittiğimizde hep anlatırdı. Yani kısa bir süre içinde çok fazla cezaevi gezdirdiler" diye vurguluyor.