Geçmişlerini unutmadılar 

Kadın Haberleri —

Şirin Bahar Demirel

Şirin Bahar Demirel

  • Yönetmen Şirin Bahar Demirel çektiği “Kadınlar Ülkesi” belgesel filmi anlattı. Bağımsız belgesel çekmenin zorluğuna değinen Demirel, “Her şeyiyle kendin ilgileniyorsun. Gönüllü insanlarla çalışıyorsun. Elinde küçük bir kamera, onların gündelik yaşamına ayna tutuyorsun” diyor.

ERDOĞAN ZAMUR / BERN

Yönetmen Şirin Bahar Demirel’in "Kadınlar Ülkesi" filmi, Suriye iç savaşında ülkesini terk ederek ABD’ye yerleşmek zorunda kalan Hüda ve Fatima’nın yaşamlarına kamerayı çeviriyor. 
Altın Portakal Film Festivali’nde belgesel dalında En İyi Film Ödülü’ne de layık görülen belgesel filmin yönetmeni Şirin, "İki kadın evet sınırları aşmışlar, ancak hiçbir zaman kaçmak zorunda kaldıkları ülkeden kopmamışlar. Bir gün mutlaka ülkelerine döneceklerini düşünüyorlar. Yeni yaşamlarına alışmışlar ancak geçmişlerini asla unutmamışlar" diyor.

Kadınlar Ülkesi, İsviçre’de 2. düzenlenen Orient Express Film ve Kültür Günleri kapsamında gösterilen filmler arasındaydı. Hollanda’da yaşayan Demirel ile film etkinliği için İsviçre’ye geldiğinde bir araya gelme ve filmi üzerine konuşma fırsatı bulduk. 

Kadınlar Ülkesi feminist yazar Charlotte Perkins Gilman’ın romanın da adı. Kadınlar Ülkesi ismi nereden geliyor?

Kitaptan bu belgeseli çektikten sonra haberdar oldum. Kadınlar Ülkesi ismi, filmi çekip çevirileri yaparken çevirmenin söylediği bir isim. Çevirmen, “Suriye’deki savaşta erkekler öldü, ülke kadınlar ülkesi oldu” demişti. Kadınlar ülkesi adı böyle ortaya çıktı.

Belgesel çekme zorlu bir uğraş. Bu belgeseli çekmeye ne zaman ve nasıl karar verdiniz? 

Belgeseli 2016 yılının başında çekmeye karar verdim. Araştırma, ön hazırlık hayli uzun sürdü. Onları ikna etme, dil sorunu derken bir hayli zaman aldı. Amerika’ya gidip onların yaşamını izlemek, onlarla birlikte yaşamak, bir süre birbirimize alışma süreci oldu. Tabi bazı kaygılarım da vardı. Sonunda hayatını anlattığım insanların bir yaşamı var. Acaba bu belgeselden sonra onların yaşamına etki eder mi, sorusu beni hep meşgul etti.

Ne gibi zorluklarla karşılaştınız?

Bağımsız belgesel çekmek çok zor. Her şeyiyle kendin ilgileniyorsun. Gönüllü insanlarla çalışıyorsun. Elinde küçük bir kamera, onların gündelik yaşamına ayna tutuyorsun. Uyum sorununu aşmak zaman aldı ancak daha sonra adeta onların evine bir komşu gelmiş gibi yaklaşmaya başladılar. Bu benim çekim işimi kolaylaştırdı. Çekimler bittikten sonra uzun bir süre çeviri işiyle uğraşmak zorunda kaldım. Çünkü profesyonel bir ekip için mali durumum yoktu. 2020’de nihayet bitti. Dediğim gibi bağımsız belgesel çekip seyirciyle buluşturmak kolay bir şey değil. Hangi belgeselci ile konuşsanız bu konuda şikayetçi olacaktır.

Belgesel bittiğinde, yaptığınız işten memnun oldunuz mu?

Tabi ilk olarak, ‘ne güzel bir iş yaptım’ diyemiyorsunuz. Çünkü planlama aşamasından başlayarak montajın bitmesine kadar ki süreçte sizinle çektiğiniz film arasında bambaşka bir duygu gelişiyor. Çünkü yoktan var ediyorsunuz. Bitmesi sadece size kendinizi iyi hissettiriyor. Ancak festivallerde, gösterimlerden sonra filmi seyredenlerle konuşunca onların eleştirlerini dinleyince, “Evet ben bir iş yaptım” diyorsunuz. İnsanlar senin yaptığın çalışma üzerinde bir fikir belirtince olumlu da olsa olumsuz da olsa bir şey başardığının farkına varıyorsun. Bu eleştiri ve öneriler beni yeni bir proje için motive ediyor.

Belgesele dönersek, Hüda ve Fatima kim?

Hüda ve Fatima, Suriye iç savaşı döneminde zorunlu olarak ülkesini terk etmek zorunda kalan ve Birleşmiş Milletler Göçmenler Dairesi tarafından ABD’nin Florida eyeletine yerleştirilmiş iki Arap kadın. Daha önce birbirini tanımayan,  tamamıyla şans eseri bir araya gelen iki kadın. Yerleştikleri Florida’daki yaşamlarına kamerayı çevirmiş oldum.

Hüda ve Fatima sınırları aşarak yeni bir yaşama adım atan iki göçmen kadın. Yeni yaşamlarına alışabilmişler mi?

Evet, sınırları aşmışlar ancak hiçbir zaman kaçmak zorunda kaldıkları ülkeden kopmamışlardı. Bir gün mutlaka ülkelerine döneceklerini düşünüyorlar. Evet, yerleştikler yerde bir yaşam inşa ediyorlar. Gündelik yaşamlarını sürdürürken ülke ile olan bağlarını hiç unutmuyorlar. Ülkelerine dair haberleri izlerken oraya dair anılarını çok rahat anlatıyorlar. Tabi aynı coğrafyada yaşamış iki ailenin bir arada olması kendi aralarında bir dayanışmayı da beraberinde getirmiş. Kısaca yeni yaşamlarına alışmışlar diyebiliriz. Ancak geçmişlerini asla unutmamışlar.

Siz de bir göçmensiniz? Belgesili çekerken neler hissettiniz?

Göçmenlik, gerçekten zor bir durum. Dilini bilmediğin, yaşamına yabancı olduğun bir yaşam içinde yaşamını sürdürmek zorunda kalıyorsun. Adapte olmak kolay olmuyor. Ancak Hüda ve Fatima daha kolay adapte olmuşlardı. Bu belki savaştan kaynaklı da olabilir. Sen bir göçmensin ve bir göçmenin yaşamını çekiyorsun. Onlarla daha kolay empati yapabildim diyebilirim.

.
Şirin Bahar Demirel


Bağımsız belgeselcilik desteklenmeli

Belgesel film, Türkiye’de çok ciddiye alınan bir alan değil. Festivallerde de ne yazık ki böyle hep ikinci sırada kalıyor. Kurmacanın, ünlü sanatçıların olduğu yerde hep ikinci ve görünmeyen yerde kalıyor belgesel. Belgesellerin kendine özel zorlukları da var. Bu sadece yapım ve dağıtım sorunu değil. En fazla sansür uygulanan bir alandır da aynı zamanda. Belgesel çekme riskli bir iş, çünkü tutuklanma riski ile karşı karşıya kalınabiliyor. Sansüre karşı bir platform oluşturup bağımsız belgesel çekenleri desteklemekliyiz. Bu alanın daha ileri gitmesi ancak ona ciddi anlamda destek olmakla gerçekleşir.


Şirin Bahar Demirel kimdir?

Galatasaray Üniversitesi Sinema-TV bölümü mezunu Şirin, Fransa’da Paul Valery Üniversitesi’nde Kültürel Projelerin Sanat Yönetimi üzerine yüksek lisansını tamamladı. Son filmi Kadınlar Ülkesi (Women’s Country) dışında yönetmenliğini yaptığı filmleri şöyle: Life Looks For Life (2015), Leviathan’la Yaşamak (2013), Bütün Gözlerim (2012).

Filmleriyle birçok ödüle aday olan Şirin, Kadınlar Ülkesi filmiyle 56. Altın Portakal Film Festivali, Ulusal Belge Yarışması, En İyi Film Ödülü’nü almıştı. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.