Hatay’da altyapı felç

• Depremle yerle bir olan Hatay’da ekip ve donanım eksikliği nedeniyle enkazlar kaldırılamadığı gibi kırsal bölgelere de ulaşılamıyor. Bölgede olan HDP, CHP ve TİP'li siyasetçiler kentin devlet eliyle değil halkın dayanışmasıyla ayakta durduğunu söyledi.

ERDOĞAN ALAYUMAT/HATAY

Depremin etkilediği Hatay’da arama ve kurtarma çalışmaları dördüncü güne rağmen yeterli düzeyde yapılamıyor. Kentte dördüncü günün sonunda AFAD'ın az sayıda çadır kurduğu için insanların büyük bölümü enkaz başlarında yaktıkları ateşler ile sabahlıyorlar. Enkazların büyük kısmında henüz çalışmalar başlamamışken, çalışma yapılan enkazlarda ciddi donanım eksikliği bulunuyor. Gönüllüler tarafından gönderilen birçok yardım malzemesinin şehre girişinde sorunlar yaşanıyor. Yollardaki enkazlar ve sağlık ekiplerinin yoğun trafiği nedeniyle Antakya çevre yolunda ciddi bir tıkanıklık yaşanıyor.

Köyler kaderine terk edildi

Yine gönüllüler tarafından başka şehirlerden gönderilen yardım malzemelerinin bir kısmı da askerler tarafından şehre sokulmuyor. Şehre girebilen yardımlar koordinasyon eksikliği yüzünden ihtiyaç sahiplerine dağıtılamıyor. Özellikle kırsal bölgelerdeki mahalle ve köylere ise halen ulaşım sağlanabilmiş değil. Bir buçuk milyon nüfusa sahip olan kentte 4 gündür elektrik, su ve doğalgaz verilmiyor. Bölgede bulunan HDP Milletvekili Oya Ersoy, TİP Hatay Milletvekili Barış Atay ve CHP Defne İlçe Başkanı Akın Parlakyıldız, yıkımın büyük olduğu Hatay'da devlet politikaları halkı canından ettiğini söylüyor.

Suçlarını örtmek için OHAL ilan ettiler

İlk olarak görüştüğümüz TİP Milletvekili Barış Atay, Hatay’da yaşanan durumun görünenden çok daha vahim olduğunu söyledi. İktidarın depremin üzerinden 5 gün geçtikten sonra yeni yeni devlete bağlı birimleri görevlendirdiğini ifade eden Atay, “Öncesinde hiçbir şey yoktu. Biz TİP olarak Hatay’da koordinasyon merkezi kurup dışarıdan gönderilen yardımları organize etmeye çalıştık. Özellikle Defne ve Samandağ ilçelerinde çok ciddi sıkıntılar var. Şimdi hem parti üyelerimiz hem de etraftaki gönüllülerle arama kurtarma çalışmalarını yürütüyoruz. Öte yandan gıda yardımlarını da yapmaya çalışıyoruz” dedi.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın depremden etkilenen 10 ili kapsayacak şekilde Olağanüstü Hal (OHAL) ilan etmesine de değine Atay şu ifadeleri kullandı: “OHAL ilanını iktidarın kendi beceriksizliğinin üstünü örtmek için yine bir kılıfa sarılmak olarak değerlendiriyorum. Ama tabi ki bu sefer çok net söyleyeceğim biraz da amiyane bir tabirle yemezler. Burada bir insanlık dramı yaşanıyor. Depremin öldürdüğünden daha çok yurttaşımızı buradaki ilgisizlik ve kayıtsızlık öldürmüş olabilir. Hatay’ın bilançoları açıklandığında hepimiz için şok edici bir bilanço mümkün açıkçası. Burada sözümona her afet bölgesi sayılan illerin her birine bir bakan birkaç tane vali atanmış ama bu koordinasyonsuzluk çok net bir şekilde karşımızda.”

Yıkım çok ağır

HDP Milletvekili Oya Ersoy ise yaşanan depremin 1999 Marmara Depremi ve bundan önceki depremlerle kıyaslanamayacak kadar yıkıcı olduğunu ifade etti. Antakya’da girilebilecek tek bir evin kalmadığını dile getiren Ersoy, “Herkes sokaklarda, yüzlerce ev yıkıldı yıkılmayan evlerde ağır hasarlı durumda. Bir daha tamir edilip girilemeyecek kadar ağır hasarlı hem de. Ne kadar kişinin enkaz altında kaldığına dair en ufak bir açıklama yok ama şehir ilk günden itibaren ölü bir şehre döndü. Depremden sonra kentte yaşayan büyük bir kesim şehri terk etti. Yani gidebilen akrabalarının yanına gitti, gidemeyen de sefalete terk edilmiş durumda” dedi.

Kentte halen hiçbir telefon şebekesinin çekmediğini sözlerine ekleyen Ersoy, “Hiç GSM operatörü mobil baz istasyonu göndermedi. Sadece tek bir merkezde bir tane baz istasyonu var. Deprem olduğunda ilk 24 saat kentte hiçbir arama kurtarma ekibi gelmedi. İkinci gün önce özel tim, üçüncü günde asker geldi. Ancak yeterince arama kurtarma çalışmaları yapılmıyor. Kentte içme suyu, giyecek ve gıda yardımları ülke çapında STK’ler ve siyasi parti ile odalar tarafından gönderiliyor. İl ve ilçe belediyelerinin seferberliğini gördük depremin ilk gününde bu yana belediyeler üzerinden yardımlar gelmeye devam ediyor” diye konuştu.

Açıklanan ölüm rakamları gerçek dışı

Ersoy, şöyle devam ediyor: “Aslında Hatay’da enkaz altında kalan bu siyasi iktidardır. Hiçbir şekilde demokratik kapasitesi olmayan bir iktidarın bir sonucunu yaşıyoruz. Bu kadar enkazın, bu kadar geç yardımın gelmesinin sebebi de budur. Çünkü her şey tek adamda toplanmış durumda bu kadar büyük bir yıkıma tek adam kanalıyla müdahale edilmesi mümkün değil." Depremden kaynaklı açıklanan ölüm rakamlarının gerçek dışı olduğunu ileri süren Ersoy, “Antakya’da yüzlerce ev yıkıldı ve bu yıkılan evlerin enkazının yarısına bile henüz ulaşılabilmiş değil” ifadelerini kullandı.

Sadece 2 ilçede 10 bin ölüm!

CHP Defne İlçe Başkanı Akın Parlakyıldız, “Antakya ve Defne ilçelerinde yıkım çok büyük her iki ilçenin yüzde 70’i yıkılmış durumda. Bizim tahmin ettiğimiz ölüm sayısı her iki ilçede de 10 binin üzerinde olduğunu söyleyebiliriz. Şu anda hala enkaz altında canlı çıkarmaya çalıştığımız insanlar var. Asıl büyük sıkıntı yaralı yurttaşlarımızı enkaz altında canlı olarak çıkarma umutlarımızı yitirdikten sonra kepçelerle artık cenazelerimizi çıkarmaya başladığımız zaman çok büyük travmalar yaşayacağımızı düşünüyorum” diye konuştu.

Kentte barınma sorunun ciddi boyutlarda olduğunu dile getiren Parlakyıldız, “AFAD ekipleri arama kurtarma çalışmalarına katıldı ama yeterli değil. Yaklaşık bir buçuk milyon insanın yaşadığı bir yerde böylesi büyük bir deprem yaşandığı zaman Türkiye’nin tamamı seferber olsa eksiklerin giderilmesi neredeyse imkansız” dedi.

Kayıpların artmasından endişe ediliyor

Kentin altyapısının tamamen felç olduğunu dile getiren Parlakyıldız, son olarak şunları söyledi: “Suya, doğalgaza ve elektriği ne zaman ulaşacağımızı bilmiyoruz. Yakın zamanda bizim için bir salgın hastalığın başlaması ile karşı karşıyayız. Ellerini bile yıkayamıyor insanlar. Günlerdir yıkanamıyoruz. Bu hijyen sorununu nasıl çözeceğimizi bilmiyoruz. Şu anda alınması gereken en hızlı önlem çocuk ve yaşlıların çok hızlı bir şekilde ülke geneline yayılarak kurtarılması ve güvenli bölgelere nakledilmesi gerekiyor. Yoksa burada çocuk ve yaşlı kaybımızın çok fazla olacağından endişe duyuyoruz."