Hayatımıza dokundu

Kadın Haberleri —

.

.

  • “Êzidîlerin tarihinde ön plana çıkmış, kamerasıyla, fotoğraf makinesiyle, kalemiyle halkının sesi olabilmiş kadın gazeteciler yoktur. Nûjiyan, 3 Ağustos 2014’ten sonra bunu yaratan kadındır. Biz yaşadıkça daima bizimle olacak.”

JINHA/ŞENGAL

Gazeteci Nûjiyan Erhan’ın (Tuba Akyılmaz) Şengal’in Xanesor kasabasında haber takibi yaparken KDP güçlerince katledilmesinin üzerinden 4 yıl geçti.

Tarih, 3 Ağustos 2014’ü gösterdiğinde DAİŞ Şengal’e saldırmış, yüzlerce Êzidî’yi katletmiş ve binlerce kadını kaçırmıştı. Binlerce Êzîdî ise yönünü dağlara vererek, katliamdan kurtulmaya çalışmıştı. Katliamdan kurtulanlar yazın kavurucu sıcağında Şengal dağlarında yeniden yaşama tutunmaya çalışmıştı. Tam da o anda yetişti Nûjiyan. Beton arasından çıkan çiçeklerin kurduğu yeni yaşamı duyurmakta, hakikatleri yansıtmakta kararlıydı. O dağlarda çok sayıda gazeteci yetiştirdi. Halkın acılarını paylaşan Nûjiyan’ı halk çok sevdi.

KDP’ye bağlı güçlerin 3 Mart 2017’de Şengal’in Xanesor kasabasına düzenlediği saldırılara karşı halkın direnişini yansıtmak üzere yine olay yerindeydi. Bizzat hedef alındı ve başından yaralandı. 19 gün verdiği yaşam savaşı ardından 22 Mart’ta şehit düştü. Aynı saldırı sırasında kendisinin yetiştirdiği gazeteci Hadî Şengalî de kurşunların hedefi oldu ve şehit düştü.

Kürt kadın basıncılığının mihenk taşlarından biri olan Nûjiyan’ı gazeteci arkadaşı Suwêl Şengalî ve Edûlê Şemo anlattı. 

Acılarımızla başa çıkmayı öğretti

Nûjiyan’ın Şengal’de yetiştirdiği genç kadın gazetecilerden biri Suwêl Şengalî. Nûjiyan ile ilk karşılaştığı anı ve o alanda verdiği emeği şu sözlerle ifade ediyor: “Soykırım saldırısından sonra geldi Şengal’e. Yaşadıklarımızın şokunu daha atlatamadığımız, kez daha soykırıma uğrar mıyız korkusuyla yaşadığımız zamanlardı. Acılarımıza omuz verdi, korkularımızla cesaretle nasıl baş edeceğimizi öğretti. Dolayısıyla benim için yeri asla doldurulamayacak ve nefes alıp verdiğim sürece daima gururla bahsedeceğim bir kadındır.”

Bize çok fazla emek verdi

Şengal’e gelişiyle birlikte genç kadınlardan bir grup kurarak  onları muhabir olarak eğitti. Ben de ilk eğittiği grup içerisindeydim. Êzîdî kadınların kendilerini geliştirmesini, birer gazeteci olup halkın yaşadıklarını yansıtmalarını isterdi.”

“Êzidîlerin tarihinde ve toplumsal yapısında ön plana çıkmış, kamerasıyla, fotoğraf makinesiyle, kalemiyle halkının sesi olabilmiş kadın gazeteciler yoktur” dedi Suwêl ve ekledi: “Nûjiyan, 3 Ağustos 2014’ten sonra bunu yaratan kadındır. O kızılca kıyamet günleri, acıyı, zulmü ve direnişi yazabilecek, aktarabilecek Êzîdî kadın gazeteciler yoktu Şengal’de. İnat etti ve bize bu işi severek yapmamızı öğretti. Yaratıcıydı, yenilikçiydi ve bizlere çok fazla emek harcadı. Çok fazla hissediyordu bizi. O burada bir gelenek oluşturduğu ve bu gelenek sürdüğü müddetçe de Nûjiyan’ı daima hatırlayacak ve özlemle anmaya devam edeceğiz.”

Yeni doğan çocuklarda yaşıyor

Nûjiyan’ı gören, tanıyan herkes Êzîdî kadınlarla kurduğu dostluktan bahsediyor. Adını yaşatmak ve sürekli hatırlanmasını sağlamak için ondan sonra doğan birçok kız çocuğuna onun ismini vermeyi seçtiklerini söylüyorlar.

Bizden biriydi

Edûlê Şemo da, DAİŞ saldırdığında Şengal dağlarına sığınan ve kendi yurdunu hiç terk etmeyen inançlı ve cesur kadınlardan. Nûjiyan’ın hayatlarına nasıl dokunduğunu ve her bir kareyi yansıtmak için nasıl çabaladığını anlatıyor: “Feryadımıza koşup geldi. Serdeşt’de ev ev dolaşıyordu, yağmur, çamur, kar demeden kadınların sesi olmaya çalışıyordu. Daha önce de birçok fermandan geçtik ama bu sonuncusunun dünyada duyulmasında ve tüm insanlığın neler yaşadığımıza tanıklık etmesinde Nûjiyan’ın ve onun gibilerin çok büyük payı var. Biz yaşadıkça daima bizimle yaşayacak. Çok değerliydi. O da bizim bir Êzîdî kızımız gibiydi. Çok sıcakkanlıydı, içtendi.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.