Helîna bazan ji pepûkan re nabe!

Dosya Haberleri —

GERILLA AVASIN DIRENISI

GERILLA AVASIN DIRENISI

  •  Türk ordusunun işgal saldırılarına “Bazên Zagrosê Devrimci Hamlesi” ile yanıt veren Kürdistan Özgürlük Gerillası, Avaşîn’de düşmana ağır darbeler vurmaya devam ediyor. Gerillaların aldığı notlar, direnişin ruh halini ortaya koyuyor.

‘Mamreşo tarih yazacak’

 

23.04.2021 / Operasyon gecesi

Avaşîn

 

Hiç kimse şok geçirmedi. Hiç beklemediği bir şeyin başına gelmesi gibi bir durum da yaşamadı. Çünkü tanımıştı gerilla düşmanını, hele de Avaşîn gibi neredeyse dört tarafı düşmanla çevrilmiş bir arazide, düşmanla böyle iç içe yaşanan bir yerde, hiç kimse onun yaptıklarının ve yapacaklarının yabancısı değildi. Bu yüzden hem hazırlıklı hem soğukkanlı hem de düşmana karşı biraz alaycı ama bir o kadar da temkinliydik. Nisan ayında olabilecek bir operasyonun hazırlığını çoktan yapmıştık. Sadece olası operasyonun nereye, hangi alana yapılacağı üzerine yürütülen tahminler, bir türlü netliğe kavuşmamıştı. 23 Nisan akşamı saat 7’den sonra önce savaş uçakları Kartal, Geliyê Basya, Geliyê Avaşîn, Girê Sor, Mamreşo, Werxelê, Aris Faris, Dola Konferansê ve Şûkê alanlarını yoğun bombardımana tuttu. Savaş uçakları zaten her gün düzenli olarak bu cennet arazinin üzerinde zebaniler gibi dolaşır dururdu ama arkadaşların da dediği gibi bu sefer “Ev lêdan ne ji bo xêrê ye!” (Bu vuruşlar hayra alamet değil). Hava saldırısı olduğu zaman biz Mamreşo Tepesi’nin hemen karşısına düşen Geliyê Basya Vadisi’ndeki Şehit Şoreş kampındaydık. Uçaklar durmadan araziyi rastgele bombalıyor, birkaç dakika sonra kopacak kıyametin haberini veriyordu. Düşman, Mamreşo alanını obüs ve havanla yoğun vurduğunda operasyonun nereye yapılacağını artık herkes kestirmeye başlamıştı. Kaldı ki alana yeni gelen Marya arkadaş, yan mangada bulunan silah ve rextler’imizin hepsini bulunduğumuz mangaya getirip, “Heval çabuk kalkın, düşman indirme yapıyor” dediğinde ilk söylediğimiz şey şu oldu: “Mamreşo tarih yazacak.”

 

 

 ‘Avaşîn ji bo dijmin wê bibe goristan’

(Avaşîn düşmana mezar olacak)

 

24 Nisan 2021 - Direnişin 1. Günü

Avaşîn

 

Düşman indirme yaptığı esnada Mamreşo alanında arazideki ve mevzideki arkadaşlar, iki Skorsky’yi darbeledi. Düşman savaş uçaklarına, saldırı ve Skorsky helikopterlerine ve ardı sıra gelen tüm “üstün” tekniğine güvenerek bir bir askerlerini Mamreşo alanına indirmeye devam etti. Nasılsa askerleri gelmeden önce defalarca alan vurulmuştu; değil gerilla, hiçbir canlı hayatta kalmamış olmalıydı! Ama karşılarında bu vuruşlarda parmakları bile kanamamış, eli tetikte bekleyen ve ezelden beri direnmeye yazgılı Apocu gerillalar vardı. Mamreşo alanındaki arkadaşlar, hem arazilerinde hem de savaş tünel ve mevzilerinde çoktan zamanı gelmiş zaferin altına bir imza daha atmak için tetikte bekliyorlardı. Evet, öyle kolay olmayacaktı, ellerini kollarını sallaya sallaya Mamreşo’ya girmek! Mamreşo’lar, Aris’lar ve Faris’lardan Rodi’lere ve Nalin’lere yurtseverliğin, direnmenin ve iradenin mekanıydı Mamreşo.

Düşman şikefte ilk girmeye çalıştığında Mamreşo tünellerinde mevzilerini savunan arkadaşlar, ferdi silahlar ve el bombalarıyla düşmana gereken ilk cevabı vermişlerdi. Tabii darbe alan düşman, ölü ve yaralılarıyla geri çekilmek zorunda kaldı. Kürdistan’da, hele hele Kürdistan’ın direniş kalesi Zagroslar’da işgalciye geçit yok! Değil mi ki şarkılar, türküler ve destanlar yazılmıştı bu topraklarda. Direnenlere, canı pahasına geri adım atmadan bu zirvelerde savaşarak göğe erişenlere… Ne İskender, ne Timur, ne Arap, ne Fars diyordu bir türkümüz.

Türk ordusunun Skorksy’leri bu kez indirme yapmak için değil, az önce indirdikleri askerlerinin cenazelerini toplamaya gelmişti. Skorskyler cenazeleri kaldıradursun, düşman ikinci kez savaş tüneline girmeye çalıştığında arkadaşlar daha önceden döşeyip hazırlamış oldukları bir seri patlayıcıyı düşmanda infilak ettirdi. İkinci darbeden sonra düşman, bir kademe geri çekilmek zorunda kaldı.

Adına Kürtçe şikeft dediğimiz, alçak düşmanın ise özel savaş propagandalarında “mağara, in” diyerek karalamaya çalıştığı bu yerler, öyle herkesin bildiği sıradan şikeftlerden değildi. Kürdistan’ı her türlü düşmana ve her türlü yönelime karşı kesinkes korumak için bu dağları ve taşları Hz. Eyüp sabrıyla, Ferhat tutkusuyla, Kela Dimdim’daki ana ve atalarımızın direniş geleneği ve Apocu ruhla delmiştik. Şimdi şikeftler artık sadece şikeft değildi; birçok tünelden oluşan kapsamlı birer savaş labirentine dönüşmüşlerdi. Bazen arkadaşlar şakayla karışık ama şaka olduğu kadar gerçek sözlerle, “Heval, bunlara şikeft demek az kalıyor, hem onlarca tüneli ve mevzisi olan yer altı şehirleri hem de çağın modern direniş kalelerini yarattık” diyordu. Evet, gerçekten de şikeft demek az kalıyor, o yüzden gerilla bunlara savaş mevzileri ve tünelleri diyor. Kim bilir, belki de günü gelir ve gerillanın haddi hesabı olmayan akıtılmış terinin, verilmiş emeğinin ve gösterdiği çabanın hakkını verecek en uygun isim bulunur, çağın modern direniş kalelerine.

Mamreşo alanında direnen arkadaşlar, 24 Nisan sabahı, diğer cephedeki arkadaşlarla büyük telsiz cihazı üzerinden bağlantıya geçti. Savaş mevzisinin içindeki tüm arkadaşların seslerinde direnmenin ve geçit vermemenin moral ve gururu vardı. Mamreşo Bölge Komutanı ve operasyon esnasında savaş mevzisinde direnen arkadaşlardan biri olan Serhat Giravî arkadaş, tüm deryalara şunu haykırıyordu: “Mamreşo ji bo dijmin wê bibe goristan!” Mamreşo savaş tünellerinde bulunan kadın arkadaşların zılgıt ve sloganları, Avaşîn’de bulunan tüm arkadaşların başarıya ant içme ilhamı ve gerekçesi oldu. Bu cesaret, bu moral, böyle savaşçılık, mutlaka zaferle sonuçlanmalıydı. O direniş mevzisinde yer alan Rûken arkadaş, “Dagirker tirsiyan, tirsiyan, paş de zivirîn û çûn” (İşgalciler korktu, korktular, dönüp gittiler) deyip tek başına Türk ordusuyla alay ediyordu.

 

Bu tünellerden düşmanın ancak ölüsü çıkar

Avaşîn’de başlatılan direnişin tek kalesi Mamreşo değildi. 24 Nisan sabahı düşmanın Mervanos alanına bağlı Şehit Serdar ve Şehit Dilgeş alanlarına da indirme yaptığının haberini aldık. Direnişin rengi, Avaşîn’in her iki cephesinde de aynıydı. Her iki cephede direnen yüreklerin kalp atışları, aynı türkünün ritmiyle vuruyordu. Şehit Serdar savaş mevzilerini koruyan arkadaşlar, Türk ordusunun saldırı helikopterleri alanı vurmaya başladığında doçka silahıyla düşmanı vurmuş ve ilk hamlede düşmanı geri çekilme yapmaya mecbur etmişti. Bu sabah saat 10’da Şehit Serdar’daki savaş mevzi ve tünellerine girmeye çalışan düşmanda infilak ettirilen iki patlayıcı, diğer cephede olduğu gibi Şehit Serdar alanında da düşmana aynı cevabı vermişti. Gerillanın cevabı net, keskin ve düşmanın anlayacağı dildendi: Bu tünellerden ancak bu düşmanın ölüsü çıkar.

Direnişin ikinci gününe damgasına vuran eylemlerden birini gerçekleştiren de kadın arkadaşlardı. Direniş yalnızca savaş tünellerinde yürütülmüyordu, arazideki arkadaşlar mevzi ve tünellerde savaşan arkadaşlara destek olmak için seferber olmuş ve onları yalnız bırakmamıştı. Mevzi ve tünellerin etrafına toplanan düşman askerleri, dışarıda timler halinde hareket eden arkadaşların hedefiydi artık. Kadın gerillalar işte bugün Şehit Serdar alanında toplanan bu işgalcileri vurdu. Eylem görüntüsünde hedef alınan ve vurulunca tepetaklak yere düşen işgalci Türk askerlerinin hali görülmeye değerdi. Nereye kaçacağını, hatta belki de neden orada olduğunu bile bilmeyen, nereden geldiği belli olmayan askerler Zagroslar’da kaçacak delik arar oldular.

 

 

İsmiyle yücelen direniş

 

25 Nisan 2021/Avaşîn

Direnişin 2. Günü

 

25 Nisan sabahı Kartal Muhaberesi’ne (Avaşin eyaletinin telsiz cihazındaki kodu) bundan sonra yapılan eylemlerin tekmilinin “Bazên Zagrosê Devrimci Hamlesi” çerçevesinde verileceği aktarıldı. Kürdistan Özgürlük Mücadelesinde yürütülen her hamlenin adı, o direnişin ve savaşın karakterini belirler ya da direniş mutlaka o isme layık olmak için yükseltilir. Bazên Zagrosê Devrimci Hamlesi, bu direnişin adı ve rengi olacaktı. Cihazdan bu anonsu duyan arkadaşlar, direnişin Avaşîn’deki ismini her kampta büyük bir heyecan ve coşku içinde, zılgıtlar ve sloganlarla karşıladı. Yanımızda bulunan bir arkadaş, “Heval bu isim tam yerinde olmuş! Ne demişler, ‘Hêlîna bazan ji pepukan re nabe!’” dedi.

Mamreşo alanında helikopter ve uçakların bombalama sesleri de, çatışmaların sesi de sabaha kadar hiç kesilmedi. Mamreşo’dan Basya’nın derin vadilerine ve yüksek zirvelerine kadar her yerde yankılanan silah ve patlama sesleri, bir hakikati haykırıyordu: Bu savaş farklı olacaktı, bu savaş yakıcı olduğu kadar gerillanın Zagroslar’da ve belki de tüm Kürdistan’daki kaderini belirleyecekti.

Arkadaşlar direnmeye devam ediyor. Mamreşo’daki Şehit Munzur savaş tünellerinde bulunan 7 gerilla ve Şehit Serdar tünellerinde bulunan 5 gerilla, Türk ordusunun binlerine, tekniğine ve zehirli gazlarına karşı savaşıyor. Bu nasıl bir irade, bu ne büyük direngenlik ki bir avuç gerilla bir orduya “dur” diyor. Bir kez daha kendi yoldaşlarımızla gurur duyuyor, yaşanan bu tarihi direniş anlarının şahidi olduğumuz için her şeye ve tüm acılara rağmen kendimizi çok şanslı hissediyoruz. Evet, Türk askerlerinin dillerindeki fetih marşları, Mamreşo ve Şehit Serdar tünellerinin önünde adeta yalan oldu.

Dün öğlen saat 12.30’da Mamreşo’daki arkadaşlar düşmanı takip ediyor, tam da mevzilerin üzerine gelip toplandıklarında sabotaj taktiği ile öyle bir vuruyorlar ki, burada 9 işgalci TC askeri cezalandırılıyor. Düşman apar topar ölü ve yaralılarını Skorskyler ile alandan uzaklaştırıyor.

 

’Bir köpek kadar olamadılar!’

Bu eylemden sonra dün geceden beri her yerde yankılanan çatışma sesleri, yerini derin bir sessizliğe bıraktı. Bu sessizlik hali, Türk askerlerinin ne yapacağını bilememe haliydi; şok hali, yani girdaba kapılmışların yaşadığı kaos haliydi. Bu patlamadan sonra yaşananlar az önceki ne yapacağını bilememe halinin sonucuydu. Bu patlamadan üç saat sonra mevziye girmeye cesaret edemeyen Türk askerleri, herhalde kendilerinden daha cesaretli olan bir köpeğin başına kafa kamerası bağlayıp tünellerin içine gönderdi. Türk askerleri böylece savaş mevzisinin büyüklüğünü, tünelleri ve içerideki gerilla sayısını öğrenebilecekti. Türk ordusunun en cesaretli askeri olan o köpek, henüz içeri girmeden arkadaşlar tarafından öldürüldü ve kameraya da el konuldu. Ardından Mamreşo mevzisinde direnen arkadaşlardan biri olan Zafer arkadaşın sesini duyduk. Heval Zafer, yaşamın ve savaşın en zorlu, en çetin anlarında bile hep gülmeyi ve güldürmeyi başaran bir arkadaşımız. Hepimiz Zafer’in sesini duyuyor, onun gülüşüne ortak oluyoruz. “Heval ez im, ez Zafer, min kuçikek girt” deyip kahkahalar atıyordu. Türk ordusunun Avaşîn’de düştüğü durum buydu işte. Yanımızdaki bir arkadaş olayı tek cümle ile özetledi: “Bir köpek kadar bile olamadılar.”

Düşman bugün en az beş defa savaş mevzisinin tünellerine girme girişiminde bulundu. Her seferinde yenildi ve her seferinde ağır darbe yedi. Gece saat 10’a kadar her defasında başarısız olan Türk askerleri, arkadaşların tünellerin üstünde patlattıkları mayınla bugünkü girişimlerini durdurmak zorunda kaldı. Psikolojileri alt üst olan işgalcilerin imdadına saldırı helikopterleri yetişti. Bütün gece boyunca alanı yoğun bombalayan helikopterler, sonuç alamayınca geri dönmek zorunda kaldılar.

Aynı zamanda diğer cephede, Mervanos’taki mevzide savaşan 5 arkadaşın direnişi de tarihe geçecek bir destanın ilk satırlarını yazıyordu. Dün saat 14.40’ta düşman, Şehit Serdar mevzisine girmeye çalıştı; burada arkadaşlar ferdi silahlar ile düşmana ağır darbe vurdu. Düşman ölü ve yaralılarını toparlayıp bir kez daha geri çekilmek zorunda kaldı. Türk devleti, Avaşîn’de insanı insan yapan tüm değerlerden ve savaş ahlakından uzak bir savaş yürütüyor. Yıllardır bir kez olsun gerillanın karşısında göğüs göğüse savaşabilecek cesareti gösteremeyen atalarının torunlarıydı, Şehit Serdar mevzisinin önünde toplanan askerler. Ahlaksızlığı, savaş suçlarını ve katliamları onlardan devralmışlardı. O mevzide direnen 5 gerillanın karşısına çıkamayan yüzlerce işgalci, mevzi ve tünellerin içerisine kimyasal silahlar ve gaz bombaları ile saldırarak arkadaşları boğmaya çalıştı fakat düşmanını tanıyan, onun tüm insanlık dışı yönelimlerine karşı tedbirli olan arkadaşlar bu saldırıyı da boşa çıkardı ve kimyasal gaza karşı kendilerini korumayı bildiler. Aynı zamanda arkadaşlar, bugün arazide konumlanmaya çalışan düşmanı üç defa üst üste sabotaj taktiği ile vurdu. Gaz bombaları ile arkadaşları bayıltıp teslim almaya çalışan düşman, arkadaşların patlattıkları sabotajlarla sersemledi. Şehit Serdar mevzisinde direnen arkadaşlardan biri olan Çekdar arkadaş, çatışma esnasında yaralandı. Yaralı olmasına rağmen kendi durumunu hiçbir şekilde yürütülen bu görkemli direnişin önüne koymadı, engel yapmadı. Yarasıyla beraber direnişin tam orta yerinde, o tünellerde büyük bir cesaret ve dirayetle savaşmaya devam etti.

Ve Avaşîn tüm düşman saldırılarına karşı gerillanın üst üste vurduğu darbelere, belki de tarihinin en görkemli direnişlerinden birine tanıklık ediyordu. Direnişin üçüncü gününde kazanan yine Kürdistan Özgürlük Gerillasıydı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.