Umduğunu bulamadı

Dünya Haberleri —

Putin, Reisi, Erdoğan

Putin, Reisi, Erdoğan

  • Türkiye, İran ve Rusya ile Tahran’da gerçekleştirdiği görüşmede Rojava’yı işgal saldırısı için destek bulamadı. Askeri değil siyasi çözüm mesajının çıktığı zirvede, kalıcı güvenlik ve istikrar için Suriye’nin toprak bütünlüğünün önemine vurgu yapıldı. 

İran’da Reisi, Putin ve Erdoğan arasında gerçekleştirilen 3’lü Zirve ardından Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad Tahran’a gitti. 

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Rusya Devlet Başkanı Putin ve Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Tahran’da önceki gün ikili ve üçlü görüşmeler gerçekleştirdi. Son dakikada, şekli İran-Türkiye görüşmelerinden Rusya Devlet Başkanı Putin’in müdahalesi ile üçlü zirveye evrilen görüşmelerde, bölgesel sorunlar tartışıldı. Suriye’deki durumun ele alındığı “Astana Formatında Yedinci Üçlü Zirve Toplantısı” adıyla gerçekleşen görüşmeler ardından ise ortak basın toplantısı yapıldı ve 16 maddelik bir bildiri yayınlandı. Erdoğan, Türkiye’nin Rojava’ya işgal saldırısı için destek arayışında olduğu bugünlerde gerçekleştirdiği temaslardan görünüşe göre istediğini alamadan geri döndü. 

İşgale destek istedi

Zirve ardından gerçekleştirilen ortak basın toplantısında konuşan Erdoğan, işgal saldırısına destek isteyerek, “Astana garantörleri olarak Rusya Federasyonu ve İran’dan beklentimiz (Suriye’de terörle) mücadelede Türkiye’de destek olmalarıdır” dedi. PKK, PYD ve YPG’ye yönelik ‘terörist’ suçlamalarını sürdüren ve Suriye’de işgalci olduğunu unutan Erdoğan, Türkiye sınırlarından 30 kilometre derinlikte ‘güvenli bölge’ oluşturma hedeflerine hala ulaşamadıklarını belirterek, Tel Rifat ve Minbic operasyonu için geç bile kalındığını savundu. 

Kararı Suriyeliler vermeli

İran Cumhurbaşkanı Reisi, diplomatik çözümü desteklediklerini belirterek, “Suriye’nin kaderine Suriyeliler karar vermeli” dedi. Suriye’nin istikrarının önemine vurgu yaparak, “Suriye'nin egemenliğini ihlal edecek herhangi bir girişimden kesinlikle kaçınılması gerekiyor. Suriye sınırlarının ihlali terörle mücadeleye yardımcı olmamıştır” ifadelerini kullandı. ABD varlığına da tepki göstererek “Fırat'ın doğusundaki varlığı kabul edilebilir değil ve onların buraları terk etmeleri gerekiyor. Suriye'nin topraklarının her noktasının Suriye'nin meşru hükümetinin denetimine ve kontrolü altına girmesi gerekiyor” dedi. 

Askeri değil siyasi çözüm

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Suriye'nin toprak bütünlüğüne vurgu yaparak “krizin çözümünün siyasi ve diplomatik” olduğunu belirtti. Suriye’ye dışarıdan müdahale yapılmasına karşı olduğunu vurgulayarak, “Suriye’nin geleceği için Suriyelilerin aralarında anlaşmaları gerekiyor” dedi. Putin de ABD varlığına karşı çıkarak, Fırat'ın doğusunun Esad yönetimindeki "Şam hükümetinin kontrolünde olması gerektiğini" söyledi. “Her türlü terörizmle mücadele konusunda kararlıyız. İleride de dış güçlerin Suriye’de bulunan terör güçlerini kendi egoist ve jeopolitik hedefleri çin kullanmasını sona erdireceğiz” diyen Putin, bir sonraki zirvenin Rusya'da olacağını kaydetti. 

16 maddelik ortak bildiri

Üçlü Zirve ardından 16 maddelik ortak bildiri yayınlandı. DAİŞ’e karşı Uluslararası Koalisyon’un Kuzey Doğu Suriye’deki varlığına atıfla “Terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişimin reddedildiği" ifadesinin yer aldığı bildiride, “Liderlerin, Suriye'nin kuzeyindeki durumu ele aldıkları, bu bölgede kalıcı güvenlik ile istikrarın ancak ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğünün muhafazası temelinde sağlanabileceği hususunun vurgulandığı" belirtildi. 

Kazanımlara tahammülsüzlük yansıdı

Ortadoğu’da istikrar ve güvenlik havzası olarak işlev gören Rojava’ya ilişkin karalayıcı kararlar da maddeler halinde yayınlandı. İnsani ve halk olarak yaratılan kazanımlara tahammülsüzlüğün açığa çıktığı görüşme sonuç bildirgesine Kürt ve Rojava düşmanlığı olarak sindi. O maddelerden bazıları şöyle:  

* Gayrimeşru öz yönetim teşebbüsleri dahil olmak üzere, terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişimi reddetmiş ve Suriye'nin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün yanı sıra komşu ülkelerin milli güvenliğini tehdit eden sınır ötesi saldırılar ve sızmalar dahil olmak üzere ayrılıkçı gündemlere karşı durma kararlılıklarını vurgulamışlardır.

* Bu bölgede kalıcı güvenlik ile istikrarın ancak ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğünün muhafazası temelinde sağlanabileceği hususunu vurgulamışlar, bu yöndeki çabalarını koordine etme hususunda mutabık kalmışlardır. Suriye'ye ait olması gereken petrol gelirlerinin yasadışı olarak ele geçirilmesine ve aktarılmasına karşı olduklarını ifade etmişlerdir.

TSK-SMO ve HTŞ kontrolündeki İdlib için ise “İdlib Gerginliği Azaltma bölgesinin içindeki ve dışındaki sivillere tehdit oluşturan terörist grupların varlığı ve terörist faaliyetleri konusunda ciddi endişelerini dile getirmişlerdir” denildi.

3’lü Zirve’den sonra Şam ile görüşme

Suriye’nin geleceğinin konuşulduğu, savaşta rolü olan üç ülkenin olduğu 3’lü Zirve’de Suriyeliler yine yoktu. Suriye’nin masada olmadığı Rusya-İran-Türkiye üçlü zirvesi ardından Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad da Tahran’a gitti. Mikdad’ın dün öğlen saatlerinde İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile bir araya gelmesi bekleniyordu. 

HABER MERKEZİ 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.