Kadının yeri devrimdir - II

Dosya Haberleri —

8 MART KADINLAR ADANA

8 MART KADINLAR ADANA

  • Kürdistan’da üniformalı erkeklerin başvurduğu taciz-tecavüz-fuhuş ve uyuşturucu özel savaş kapsamında geliştirildi ve devlet tarafından çöktürme planının bir parçası olarak uygulandı.

SONGÜL ÖMÜRCAN

 

Ortadoğu’da da kadının başlıca gündemi eşitlik ve özgürlüktü. Tunuslu kadınlar eşitliği savunan anayasanın 46.maddesinin korunması ve uygulanması için kampanyalar düzenledi. Kadınlar siyasi alana yeterli düzeyde katılamıyor, katılan kadınlar da erkek şiddetinin hedefi haline geliyor. Aktif siyasete katılmak şiddet nedeni olurken bu ülkede de kadınlar ‘Zamanı Geldi’ inisiyatifiyle cinsler arası eşitsizliğin tartışılacağı bir kampanyaya ayrıca cinsel taciz ve tecavüzü teşhir eden ‘Ben de’ kampanyasına öncülük ediyorlar.

Kadınlar İran’da uygulanan kadın düşmanı politika ve yasalara karşı yıl boyu toplumsal muhalefet ile birlikte birçok eylem ve etkinlik gerçekleştirdi. Kadınlar sokakları bırakmadı.

‘Zamanı Geldi’ ve ‘Ben de’

Mısırlı kadınlar ise ‘Ben de’ kampanyasının yanı sıra 2008 yılından beri yasaklanan kadın sünnetinin yasalara rağmen yüzde 80 oranında uygulanmasına karşı mücadeleyi daha fazla görünür kılmaya çalışıyor. Devletin bu konuda önleyici politikaları devreye koymaması, yine sivil toplum alanları ile kadın örgütlerini desteklememesi kadınların gündeminde. Bu sorun sadece Mısır’da değil 27 Afrika ülkesinde de en temel sorundur. Hem Sudan’da hem de birçok ülkede yasak olmasına rağmen halen kız çocukları sünnet ediliyor. Irak’ta son 10 yılın en yüksek şiddet oranına ulaşılmış olmasına rağmen, Irak meclisi Ağustos 2020’de erkek şiddetine karşı hazırlanan yasa tasarısını askıya aldığını açıkladı. Mecliste temsil edilen partilerin muhalefeti sebebiyle bu yasa tasarısı pratikleşemiyor.

İddianameler, savunulan-uygulanan eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet sistemine dönük bir saldırı aracı haline getirildi. Kürt kadınlarının kadın özgürlüğü ve kadın kurtuluş ideolojisi ile ataerkil sistemi sorgulamaları ana soy istiyorlar hezeyanları ile yargılanmalarına ve ceza almalarına yol açtı.

İran’ın değişmeyen kadın düşmanlığı

Kadınlar İran’da uygulanan kadın düşmanı politika ve yasalara karşı yıl boyu toplumsal muhalefet ile birlikte birçok eylem ve etkinlik gerçekleştirdi. Kadınlar sokakları bırakmadı. Gözaltına alındılar, işkence gördüler ve cezaevine gönderilmiş olsalar da birçok kadın demokratik taleplerini dile getirmekten vazgeçmedi. İran’da kadın olarak yaşamak çok ağır bir kuşatma anlamına geliyor. Kadınlar ülke dışına çıkamıyor, bu tür bir seyahat için eşleri veya babalarının onayı gerekiyor. Bu nedenle spor müsabakaları başta olmak üzere kültürel ve sanatsal çalışmalara katılamıyorlar.

 

Kürt kadınlarının oluşturduğu müzik Grubu Glaris hakkında açılan dava buna bir örnek. Bu grup daha önce de ‘ahlak polisi karakoluna’ götürülmüş ve sanatsal faaliyetleri hakkında sorgulanmıştı. Sanatçılar, öğrenciler, aktivistler, çevreciler ve kadınlar İran rejiminin hedefinde. Kürt kadınlarına dönük baskı yoğun ve çok yönlüdür. Kürt çocuklarına anadillerinde eğitim verdiği için Zehra öğretmene 5 yıl hapis cezası verildi. Yine en çarpıcı örneklerden biri Kürt varlığını inkar etmediği, kadın haklarını savunduğu ve aktif mücadele yürüttüğü için hapis cezası ağırlaştırılan Celaliyandır. Pişmanlık göstermesi ve itirafçı olması karşılığında sağlık hizmeti alabileceği ve ailesine yakın bir cezaevine götürülebileceği dayatması ile karşı karşıya kalan Zeynep Celaliyan işkence ve baskı altında tutulmaktadır. İstihbaratçı olan eşinin şiddetine karşı öz savunmada bulunan İranlı bir kadının, idam sehpasına götürülmeden önce kalp krizi geçirip ölmesine rağmen yinede idam edilmesi kadınlara yönelik baskının dozajını gösteren bir başka örnek.

Las Tesis dansını yaptıkları için kadınların saldırıya uğradığı tek ülke olan Türkiye’de kadınlar, erkek tecavüz ve şiddetini reddettikleri için yargılandılar. Bu iktidarın yarattığı veya yaratmak istediği model, erkek egemen sisteme hizmet eden ve onun politikalarını savunan kadın tiplemesidir.

Senin mülkün değilim!

Kadınların erkek mülkü olarak görüldüğü ülkelerden biri de Suudi Arabistan. Bu ülke siyasetinde kadının esamesi bile okunmuyor. Suudi Arabistan’da en basit uygulamalar bile tabudur ve dokunulması yasaktır. Bir kadın banka hesabı açamaz, pasaport alamaz ve tek başına seyahat etmesi kırbaçlanma ve hapis cezası nedenidir. Kadınlar restoranlara gidemiyor.

Kadınların seyahat yasağına uğradığı ülkelerden biri de Filistin. Şeriat Adli Konseyi Hamas’ın denetiminde olan Gazze’de eş veya babanın izni olmadan kadınların dışarıya çıkamayacağını açıkladı. Kadınlar bu kararı vesayet yasası olarak nitelendirdi ve kabul etmeyeceklerini dile getirdi. Fas’ta ise kadınlar ‘bekaret testine’ karşı sosyal medyada bir kampanya başlattı. Bu durumun kadın bedeni ve onuruna karşı bir saldırı olduğunu ifade ettiler. Bu cinsel şiddete karşı da mücadele edeceklerini duyurdular.

Kürt kadınları ideolojik-paradigmasal ve sistemsel olarak önemli alternatiflere sahip. Özgür birey ve toplum hedefiyle, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmayla kadın konfederal sistemini pratikleştirmenin adımlarını atıyorlar.

Sistematik kadın kırımı, Türkiye

Türkiye bir devlet politikası olarak kadın katliamlarının, kadına karşı şiddetin ve cinsiyetçi politikaların en fazla uygulandığı, teşvik edildiği ve mahkemelerin cezasızlıkla sonuçlandığı bir ülkedir. Kadınların gündeminde kadına karşı şiddet ve katliamların durdurulmasına dönük İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için yıl boyunca eylemler vardı. MeToo kampanyası örgütlendirilerek cinsel ve cinsiyetçi şiddet teşhir edildi, kadın katliamlarına karşı, öz savunma temel gündem yapıldı, katliamların cins kırımı olduğu ifade edilerek iktidarın kadın düşmanı politikalarına karşı aktif bir mücadele yürütüldü.

Türkiye’de AKP-MHP-Ergenekon rejimi tarafından erkeklik ideolojisi ve ataerkil politikalar açıkça savunuldu ve kadın düşmanı bir çizgi esas alındı. Devlet adına görev yapan üniformalı erkeklerin şiddetinde de ciddi bir artış oldu. Özellikle Kürdistan’da üniformalı erkeklerin başvurduğu taciz-tecavüz-fuhuş ve uyuşturucu özel savaş kapsamında geliştirildi ve devlet tarafından çöktürme planının bir parçası olarak uygulandı.

Çıplak aramalar, işkence, gözaltında taciz ve cinsel istismar saldırıları birçok kez belgelendi. Evlilik kursları adı altında makul ve makbul kadın olma modeli aşılanmaya çalışıldı. İtiraz edemeyen, hakkını aramayan, pasif edilgen köle kadın modeli yaratılmaya çalışıldı. Türk erkek egemen sistemi, bu ideolojik saldırılarını kadın üniversitelerini açma projesiyle resmileştirirken, yaşam modeli olarak haremlik selamlık uygulamaları temelinde kadınları kamusal yaşamdan koparmaya çalıştı.

Kadınların siyasette aktif olmasını engelledi ve siyaseti özerk özgün sistemleriyle yürütmek isteyen Kürt kadın siyasetçilerine karşı siyasi soykırım operasyonlarıyla yanıt verdi.

İddianameler, savunulan-uygulanan eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet sistemine dönük bir saldırı aracı haline getirildi. Kürt kadınlarının kadın özgürlüğü ve kadın kurtuluş ideolojisi ile ataerkil sistemi sorgulamaları ana soy istiyorlar hezeyanları ile yargılanmalarına ve ceza almalarına yol açtı. Kadınların kaybettirilen kadınları aramaları, katliamların hesabını sormaları, kadın hak ve hukuku için mücadele etmeleri suç olarak gösterildi.

Las Tesis dansını yaptıkları için kadınların saldırıya uğradığı tek ülke olan Türkiye’de kadınlar, erkek tecavüz ve şiddetini reddettikleri için yargılandılar. Bu iktidarın yarattığı veya yaratmak istediği model, erkek egemen sisteme hizmet eden ve onun politikalarını savunan kadın tiplemesidir. Bunun en iyi örneği de AKP’li Özlem Zengin oldu. İşkence görmüş ve çıplak aramaya maruz kalmış kadınları ahlaksızlıkla suçlayan bu kadın erkek aklıyla devşirilen bir yeniçeri olarak kadınlara saldırdı.

 

Pandemi döneminde dünyada kadına şiddet artış gösterirken, Federe Kürdistan Bölgesi yöneticileri şiddetin azaldığını iddia etmişlerdir. Gerçekte şiddeti tespit etme, gerçek rakamları araştıran ve mücadele imkânlarını ortaya çıkaran bir uygulama yoktur.

Rojava deneyimi

Kürdistan’da sömürü, parçalanmışlık ve savaş yoğunluğu içinde özgürlüklerini sağlama konusunda önemli çalışmalar yapan Kürt kadınları ideolojik-paradigmasal ve sistemsel olarak önemli alternatiflere sahip. Kürdistan’da kadınlar özgür birey ve toplum hedefiyle, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmayla kadın konfederal sistemini pratikleştirmenin adımlarını atıyorlar.

Rojava’da öz savunma güçleri olarak, siyasette eşit temsiliyeti sağlama, özgün ve özerk örgütlenme modeliyle önemli bir adım atan Kürt kadınlarının bu yılki gündemi kadın yasalarıydı.  Özerk yönetim bünyesinde kadınların yasal haklarını bilme ve savunma konusunda bilinçlendirme çalışmaları yürüten kadınlar, çocuk yaşta evlendirme, çok eşlilik, kadına şiddet ve kadın katliamlarına karşı var olan yasaların uygulanması için pratik adımlar attı. Halk mahkemeleri aracılığıyla hem suç sorgulanmış hem de suçlu halk tarafından cezaya çarptırılmıştır. Bununla birlikte kadın evlerinin yaygınlaştırılmasıyla kadın haklarına karşı duyarlılık ve şiddetle mücadelede farkındalık artmıştır. Kadına karşı şiddet ile mücadele komiteleri ve kurumları genel kurumlarla ortaklaşarak devlet ve ataerkil zihniyet ile mücadelede önemli ilklere imza atmıştır.

 

Başûr nereye doğru?

Başûrê Kurdistan’da kadın kurumlarının sayısı azdır. Var olan kadın kurumlarında erkeklerin kilit rol oynaması ve yönetim düzeyinde hükümet tarafından atanması yine son zamanlarda dini kurumlar aracılığıyla kadınlar hakkında fetvaların verilmesi devlet aklının iktidar eliyle teşvik edilmesidir.

Başûr’da kadınların eşleri olmadan taksilere binmemesi gerektiği ifade edilerek kadınların yaşam tarzlarına müdahale edildi. Başûrê Kurdistan’da kadınların kendini yakması intihar ile eşanlamlıdır. İntiharların esas nedenleri araştırılmıyor ve üstü örtülüyor. Pandemi döneminde dünyada kadına şiddet artış gösterirken, Federal Kürdistan Bölgesi yöneticileri şiddetin azaldığını iddia etmişlerdir. Gerçekte şiddeti tespit etme, gerçek rakamları araştıran ve mücadele imkânlarını ortaya çıkaran bir uygulama yoktur. Kadınlar siyasette özne olamıyor ancak siyasi partilerin denetiminde ve kontrolünde bazı çalışmalar yürütebiliyor. KDP yönetimi ve etkisinde olan bazı bölgelerde kadın siyasetçiler tutuklandı. Başûr’da Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Genel Yönetiminin kadın intiharları, yakılma, şiddet ve cinsel saldırılara ilişkin yapmış olduğu açıklamalar önemli olmakla birlikte pratik politikalara etki edemedi.

Kadın örgütlerinin Irak’ta tartışmalı bölgelerde yaşanan işgal esnasında ve sonrasında tecavüze uğrayan cinsel şiddet mağduru kadınların haklarına dönük yasal çalışmaları anlamlı olduğu kadar bu yönlü birçok eylem ve gösteri yapılmıştır. Katledilen kadınların cenazelerinin kadınlar tarafından sahiplenilmesi kadın katliamlarına karşı birlik, dayanışma ve ortak mücadele bilincinin gelişmekte olduğunu göstermektedir.

Sonuç olarak kadının yeri devrimdir, mücadeledir söylemi ideolojik-politik ve örgütsel bir doğrultu kazanıyor. Kadınların ortak örgütlenme ve eylem ağları, ortak program ve stratejik planlamalara geçerek parça-bütün ilişkisini de kapsayan özerk-konfederal ağları küreselleştirme zemininde büyük bir potansiyel açığa çıkmıştır. Özgür ve demokratik bir dinamik olan kadın gücü, sistemin liberal sınırlarını aşar, sistem karşıtı güçleri birleştirir ve sürekliliği sağladığında özgür kadın ve toplumun yüzyılına dönüşebilir. Bunun imkânları her zamankinden daha fazla açığa çıkmış ve güçlenmiştir. Kadınlar için ulus devlet bir kafestir. Kafesi altınla kaplasalar da asla bu parıltının sahteliğine kanmadan, var olan ulus devlet hileleri, pusuları, yalanları ve devlet aklı ideolojik çözümleme ve planlama ile aşılırsa büyük kadın devriminin küresel enerjisi ve örgütlülüğü patlama yapacaktır.

Bu nedenle kadın ağlarının bir an önce örgütlü-hedefli bir program etrafında kısa-orta-uzun vadeli bir mücadele stratejisini birlikte oluşturma amaçlı kadın kongrelerine ve kadın toplumsal sözleşmelerini oluşturmaları önümüzdeki dönemin temel hedefleri olarak gündeme alınmalıdır. 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.