KDP, Türk devletinin oyunlarına gelmemeli

Forum Haberleri —

  • KDP şimdi gerilla güçlerini dağlık alanlarda kuşatmaya, Türk devletinin işini kolaylaştırmaya çalışıyor. Bu Kürt toplumunda derin yaralar açar. Kürtlerin düşmanlarına hizmet etme dışında kimseye yararı olmaz.

ZEKİ AKIL

“Ermeniler öldürüldüklerini, Kürtler ise yaşadıklarını kanıtlamaya çalışıyorlar’’ deniliyordu. Türk devletini yönetenler yıllar yılı Ermenilere uygulanan soykırımı inkar ettiler. Aynı şekilde Kürtlerin varlığını da cumhuriyetin kuruluşundan beri inatla ve ısrarla inkar ettiler. Biz de sürekli Erdoğan ve Bahçeli ikilisinin Kürt soykırımını tamamlamak için içte ve dışta savaşı tırmandırdığını anlatıp duruyoruz. Kürt halkının büyük çoğunluğu bu gerçekliğin farkında. Ancak Kürtlerin içinde bazı çevreler Türk devletinin soykırım politikalarına hizmet etmeye ve soykırımı perdeleye çalışıyorlar.

Erdoğan, BM genel kurulunda elinde Suriye haritasıyla konuştu. Haritada Kürtlerin yerleşim bölgeleri işaretlenmiş, buralara 2 milyon Suriyeli’nin getirilip yerleştirileceği belirtiliyordu. Efrîn’den Derik’e kadar 30 km derinlik Kürtlerden arındırılacaktı. Nitekim Efrîn, Girê Spî ve Serêkaniyê bölgeleri işgal edildi ve buralarda etnik temizlik uygulandı. Tabi Türk devletinin planı İran sınırına kadar olan bölgeyi de insandan arındırmak, yapabilirse başka yerlerden nüfus kaydırması yapmaktı. Ayırca Şengal de dahil Kürdistan’ın tümüne hakim olmak istediklerini saklama gereği duymadılar.

Şimdi daha açıktan Mexmûr Kampı dahil Kürtler adına ne kadar oluşum veya direniş noktası varsa yok edeceklerini dünyaya ilan ediyorlar. Nisan ayında Zap, Metîna ve Avaşîn’e saldırılarını artırdılar. Bu bölgeleri ele geçirip askeri üsler kurmaya ve oradan peyderpey Kandil dahil Güney’in tümünü denetime almaya çalışacaklarını söylüyorlar. Zaten Başika’da askeri üs kurmuşlar. Güney’de onlarca askeri üs var. Şimdi Türkmenleri de silahlandırıp Kerkük ve diğer bölgeler için hazırlıklar yapıyorlar. Referandum döneminde İran ve Bağdat’la birleşip Kerkük ve geniş bir alanı Kürtlerin denetiminde çıkardılar.

Erdoğan ve Bahçeli yönetimi şimdi HDP’yi kapatmak için karar almış ve yargıya talimat vermişler. HDP’nin eş başkanları dahil milletvekilleri ve binlerce yöneticisi hapislerde. İki seçimdir HDP’nin kazandığı belediyeler gasp edilmiş ve seçilenler hapislerde. Türk devleti Kürt hareketini Kuzey’de etkisizleştirdiğini ve bölgeyi denetime aldıklarını övünerek propaganda ediyorlar. Suriye’de de Kürtlerin hayallerini kursaklarında bırakacaklarını yine tehdit ve övünçle anlatıyorlar.

Görüldüğü gibi Türk devletini yönetenler dört parçada Kürtlerin birliğini ve kazanımlarını hedeflemiş durumda. Bu dünyada Kürtlerin adı, varlığı ve herhangi bir kazanımları olmamalı. Temel politikaları bu. Ancak Kürtlerin tümünü bir anda yok edemiyorlar. Önce direnenleri, önüne takoz koyanları yok edecekler. Direnenler açık ki, onlar için tehlikedir. Direnenin kazanma şansı var. Direnmeyen ise zaten kaybetmiştir. Bu açıdan Türk devleti önce direnenleri hedefliyor. Direnişler kırılırsa direnmeyeni hal etmek çok kolay olur.

Kürdistan tarihinde kanıtlanan bir olgu var. Bütün isyanlarda, hak arayışlarında Türk devleti mutlaka hain, işbirlikçi bir Kürt gücüne ihtiyaç duyar. Bunun dışında Kürtleri ezme şansı yoktur. Bir diğer gerçek de bu hain ve işbirlikçi Kürt güçlerine hiçbir biçimde siyasal bir kimlik ve herhangi bir hak vermemiştir. En silik ve en hızlı Türkleşmeyi ve sistem içinde erimeyi kabul eden ise bu kesimler olmuştur.

KDP şimdi gerilla güçlerini dağlık alanlarda kuşatmaya, Türk devletinin işini kolaylaştırmaya çalışıyor. Ayrıca kendi Televizyonlarına birilerini çıkarıp PKK’nin ne kadar kötü olduğunu ve Kürt davasıyla ilgisi olmadığını propaganda etmeye çalışıyor. İlginçtir; PKK, Türk basınında her gün bol bol kötüleniyor. Dünyada yapılmayan karalama ve iftira kalmamıştır. KDP de PKK’yi eleştirebilir, siyasi farkını ortaya koyabilir. Ama Kürtler arası savaşı kışkırtacak ve Türk işgalini meşrulaştıracak tutum ve davranışlardan kaçınmak zorunda. Çünkü böyle bir savaş bütün Kürtlerin aleyhindedir. KDP öyle gözü kararmış şekilde hareket ediyor ki, ipleri tümüyle Türk MİT’in elinde olan, ellerinde binlerce Kürt yurtseverinin kanı olan Hizbul-kontra elemanlarından medet umar hale gelmiş. Bu eli kanlı kesimlere Erdoğan, Hüda-par adıyla sözde bir parti kurdurmuş. KDP de bunları televizyonlarına çıkarıp PKK’ye düşmanlık yapıyor, yalan ve iftiralarına zemin sunuyor. Bu KDP’yi Kürt halkı içinde itibarsızlaştırır. KDP ve PKK onlarca yıl birbirlerine düşmanlık yapacak veya bir daha birbirlerinin yüzüne bakmayacak değiller. Düşmanlık da dostluk da ayağa düşürülmemeli. Kürt halkı adına politika yaptığını söyleyenler bazı ilkelere bağlı olmak zorundalar.

PKK ve gerilla komutanları ısrarla Kürtler arası bir çatışma istemediklerini belirtiyorlar. Bütün Kürt halkının bu işe müdahil olmasını istiyorlar. Dört parçada bütün partilerin, aydın ve sanatçıların, sözü olan herkesin müdahale etmesini istiyorlar. Çünkü Kürtler arası bir çatışma ağır sonuçlar doğurur. Bu Kürt toplumunda derin yaralar açar. Kürtlerin düşmanlarına hizmet etme dışında kimseye yararı olmaz. Neden düşmanlarımıza hizmet edelim? Gerilla zaten ağır bir saldırı altında. Kürt halkı her gün çocuklarının cenazelerini kaldırıyor. Buna bir de Kürtlerin birbirlerini vurmasına yol açılmamalı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.