Mücadeleye adanmış bir ömür: İne Akgün

Kadın Haberleri —

  •  Katledilen, gözaltında kaybedilen, akıbetleri bilinmeyen çocukları ve yakınlarının bulunup, faillerin açığa çıkarılarak yargılanması için yıllarca mücadele eden annelerden biriydi İne Akgün. Mücadeleci, cesur, en önde...

 

MELİKA AYDIN - JINNEWS/İZMİR

Barış Annesi İne Akgün, 77 yıllık yaşamında dik duruşu ve kararlılığı ile ardındakilere bir direniş mirası ve mücadelesine sahip çıkan kadınları bıraktı.  

Türkiye’de iktidarların Kürt sorununu çözmemesi, baskı, saldırı, inkar politikalarından kaynaklı yaşanan savaşta binlerce insan yaşamını yitirdi. Savaşın durması, Kürt sorununun çözülmesi için mücadele edenlerin başında da Barış Anneleri geliyor. Katledilen, gözaltında kaybedilen, akıbetleri bilinmeyen çocukları ve yakınlarının bulunup, faillerin açığa çıkarılarak yargılanması için yıllarca mücadele eden annelerden birçoğu yaşamını yitirdi, mücadelelerini kendilerinden sonrakilere devretti. Bu mücadelede yaşamını yitiren annelerden biri de Barış Annesi İne Akgün.

Yaşamını mücadeleye adayan ve hep dik duran Barış Annesi İne Akgün, geçtiğimiz ay böbrek yetmezliğinden dolayı yaşamını yitirdi. İne Ana, duruşuyla mücadele arkadaşlarına ve kadınlara güç verdi. 

Zorlu hayata giriş

İne Akgün, 77 yıl önce Mardin’in Ömerli İlçesinin Fafê köyünde dünyaya geldi. 7 yaşındayken ailesiyle birlikte İzmir’e göç etti. Burada amcasının oğlu Necip ile evlendi. Kürt halkının özgürlüğü için mücadele eden birçokları gibi İne’nin eşi Necip de tutuklanarak cezaevine gönderildi. 1991 yılının Aralık ayında tutuklanan Necip o zamanın Devlet Güvenlik Mahkemelerinde (DGM) yargılandı. “O süreçte ablam çok zorluk yaşadı” diyen İne Ana’nın kardeşi Sevim Ökmen, “Sürekli eylem yapıyorduk, ailece destekliyorduk. Eşinin ailesinin evi de ordaydı ama onlardan ziyade biz destekliyorduk. Yokluk yaşıyordu. Eşinin güvencesi yoktu. Dikiş makinesi vardı yöresel elbiseler dikiyordu, el örmesi yelekler, patikler satarak sürdürdü hayatını” şeklinde anlattı.

Cezaevi yollarında

Necip’e 13 gün işkencenin ardından, DGM tarafından örgüt üyeliği suçlamasıyla 12 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Buca, Çankırı ve Aydın cezaevlerine gönderildi. Eşinin yaşadığı şehirden kilometrelerce uzağa gönderilmesi İne Ana’nın hayatını daha da zorlaştırdı. Hem yol parası bulmak zordu hem de birlikte ziyarete gidebileceği bir refakatçi bulmak zordu. Kardeş Sevim o süreci “Çankırı Cezaevinde 15 günde bazen ayda bir görüş vardı. İlk gittiğinde ben, o ve oğlum da eşlik ettik. Sonra ayda bir kez gitmeye çalıştım ama kimse yoktu gidecek. Yanına 6 yaşında çocuk veriyorduk ki yol göstersin. Türkçesi yoktu. Sonra Aydın Cezaevine gönderildi” sözleriyle anlattı. 

Necip, Çankırı’dan Aydın Cezaevi’ne gönderildi. Ancak burada kansere yakalandı ve tam da tutuklandığı zamana denk gelen 1999’un Aralık ayında Yeşilyurt Devlet Hastanesi’nde hayata gözlerini yumdu. Sevim Ökmen cenazede yaşadıkları sıkıntılara da değindi: “Köyüne gömülmeyi vasiyet etmişti. Ablam burada da zahmet çekti. Devlet siyasi mahkumların defnedilmesine karışıyordu. Köylüler defin işleminde sonra bizi adeta kovaladılar. Aynı gün gitmek zorunda kaldık, taziyemizi İzmir’de evinde yaptık.” 

Sevim Ökmen (kardeşi)

Barış Annesi oldu

İne’nin bu tarihten sonra Barış Anneleri’nin içerisinde yer aldığını belirten kardeş Sevim, yıllarca aktif mücadele ettiğini söyledi. Diyarbakır’a, Ankara’ya İstanbul’a kadar Barış Anneleri’nin eylemlerine katılan İne, hayatının son 4 yılında her iki böbreğindeki hastalık nedeniyle periyodik olarak diyalize giriyordu. Hastalığına rağmen eylemlere katıldığını belirten kardeşi, “Hastasın gitme diyorduk ama her yere gitti. Emeğini mücadelesini hiç bırakmadı. Bana sorsanız nasıl bir yaşam geçirdi diye; hem zahmetli ama bir o kadar da güzel derim. ‘Gitmesem daha da hasta oluyorum diyordu’. Mücadele azmini hem eşinden hem kardeşinden alıyordu, kardeşi gerilladaydı. Bana ‘senin çocukların var ama ben giderim’ diyordu. Ruhu hep mücadeleden yanaydı. Tek başına 30 yıl hem siyasi mücadele hem yaşam mücadelesi verdi. Örnek bir yaşamdı” şeklinde dile getirdi.

Özgür bir yaşam istiyordu

Eşi öldükten sonra 30 yıl yalnız yaşadığını belirten Sevim Ökmen, “Ona bir erkek gerekmiyordu. Barış istiyordu. İnsanların ölmesini istemiyordu askerler de dahil. İstediği özgür bir yaşamdı. Ölüm iyi bir şey değil diyordu. Askerler için ‘fakir fukara çocuğu diyordu’ şeklinde konuştu. 

Vasiyeti davasına sahip çıkılması

İne Ana’nın vasiyetinin partisine, davasına ve Barış Anneleri’nin mücadelesine sahip çıkılması olduğunu ifade eden kardeşi, “Özgürlüğü ve barışı görmesini isterdim. Onun mücadelesi öldükten sonra da devam etsin isterim” diye konuştu.

Hanife Gümüş (Mücadele arkadaşı)

‘Mücadelesini biz sürdüreceğiz’

Sağlık durumu iyi olsaydı İne’nin de aralarında eylemde olacağını ifade eden Barış Annesi ve Adalet Nöbeti eylemcisi Hanife Gümüş de şöyle konuştu: “20 yıldan fazladır tanışıyoruz, mücadele arkadaşıyız. Beraber Ankara’ya, Diyarbakır’a birçok yere eyleme gittik. İne Anne yurtsever fedakar mücadeleci paylaşımcı bir kadındı. Mücadelesini asla terk etmedi. Son 3 sene böbrek hastası olduğu için diyalize gitti. Ona rağmen diyalize girdiğinin ertesi günü o haliyle Newroz’a gelmişti. Daha önce de açlık grevlerine de destek vermişti. O görevini yaptı. Onun mücadelesini biz devam ettireceğiz.”

İne’nin halasının kızı olan 65 yaşındaki Faile Akgün “Çok cesurdu. Ailesine karşı bile dik durdu. Her zaman direndi” sözleriyle anlatırken komşusu ve akrabası 27 yaşındaki Hilal Akgün ise ”bize özgüven veriyordu. Barış Anneleri ve İne Anne’nin her zaman yolu yolumuzdur. Onu da şehit olarak addediyoruz. Unutulmayacak bir kadındı” dedi. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.