QSD Suriye için modeldir

Dosya Haberleri —

QSD

QSD

YPJ Genel Komutanı Rohilat Efrîn:

  • Eşrefiye ve Şêxmeqsûd’e yönelik saldırılar hem Kuzey ve Doğu Suriye’de gerçekleşen görüşmeleri hem de ertesi gün yapılacak Şam toplantısını engellemeye yönelikti. Esas olarak gücümüzü test etmeyi ve anlaşmayı sabote ederek daha büyük çatışmalara zemin hazırlamayı hedefliyordu. Ancak gereken cevabı aldılar.
  • Şam’daki toplantı, Kuzey ve Doğu Suriye’de yapılan görüşmenin bir devamı niteliğindeydi. Toplantıda askeri, siyasi ve toplumsal sorunların çözümüne dair kapsamlı görüşmeler yapıldı. Özellikle geçici Şam hükümetinin egemenliğini tanımayan grupların kontrol altına alınması yönünde mutabakata varıldı.
  • Bizim önerimiz QSD’nin doğrudan Suriye ordusuna katılmasından ziyade, QSD’nin Suriye ordusu için bir model olmasıdır. Mevcut Suriye ordusunda disipline, hukuka uymayan başıboş gruplar var. Oysa QSD ve YPJ eğitimli, deneyimli, donanımlı ve disiplinli güçlerdir. Bu iki güç, Suriye genelinde bir model oluşturarak ülkenin güvenliğinde önemli bir rol oynayabilir.

ERKAN GÜLBAHÇE

ABD’nin Suriye Temsilcisi Tom Barrack ve CENTCOM Komutanı Brad Cooper 6 Ekim’de Kuzey ve Doğu Suriye’de QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî, Özerk Yönetim Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı Îlham Ehmed, YPJ Komutanı Rohilat Efrîn ile görüştü. Ebdî, Efrîn ve Ehmed 7 Ekim’de ise Şam’da Geçici Hükümet Başkanı Ahmet El Şara, Savunma Bakanı ve İstihbarat Başkanı ile görüşmede bulundu. Şam’daki görüşmelerde 10 Mart’ta imzalanan 8 maddelik mutabakat, ateşkes, YPJ ve QSD’nin durumu gibi önemli konularda tartışmalar yürütüldü.

YPJ Genel Komutanı Rohilat Efrîn ile Kuzey ve Doğu Suriye ile Şam’da yürütülen görüşmelerin detaylarını, 10 Mart Antlaşması, QSD ve YPJ’nin konumu, ateşkes süreci, sahadaki saldırılar ve Suriye’nin geleceğini konuştuk.

 

 

ABD’nin Suriye Temsilcisi Tom Barrack ve CENTCOM Komutanı Brad Cooper, 6 Ekim’de ilk kez Kuzey ve Doğu Suriye’yi ziyaret etti. Sizin de yer aldığınız heyetle görüşme yapıldı. Toplantıda neler ele alındı, çıkan sonuçları nasıl değerlendiriyorsunuz? Somut sonuçlara ulaşıldı mı?

Tom Barrack ve CENTCOM Komutanı Brad Cooper’ın Kuzey ve Doğu Suriye’yi ziyaret etmesi bizim açımızdan büyük bir anlam taşıyor. Bu ziyaret, hem ortaya çıkan iradeyi görmeleri hem de Suriye’deki gelişmelerle birlikte yürütülen iş birliği ve bundan sonraki ortak çalışmalar açısından önemlidir. Bu durum, QSD ve YPJ’nin güçlü bir iradeye sahip olduğunu ve Suriye genelinde etkili bir rol oynayabileceğini gösteriyor.

Görüşmede birçok önemli konu ele alındı. Öncelikle QSD ve YPJ’nin Suriye’nin istikrarı açısından hem askeri hem de siyasi düzeyde oynayabileceği rol tartışıldı. Kuzey ve Doğu Suriye’nin bugüne kadar DAİŞ’e karşı verdiği mücadele değerlendirildi, artan DAİŞ saldırılarına karşı bundan sonra nasıl bir iş birliği yürütüleceği konuşuldu. Amerikalı ve uluslararası koalisyon yetkilileri, DAİŞ’e karşı mücadelenin sonuna kadar ittifak içinde sürdürülmesi gerektiğini ve bu konuda her türlü desteği vereceklerini belirttiler.

Ayrıca Amerikalıların öncülüğünde QSD ve geçici Suriye hükümetiyle birlikte DAİŞ’e karşı eğitim ve koordinasyon temelli bir iş birliği yapılması kararlaştırıldı. Bizim açımızdan bu adım, daha büyük başarıların önünü açacaktır.

Toplantıda Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar da ele alındı. Bu saldırıların tekrarlanmaması için ortak bir tutum ve irade birliği oluşturuldu. Halkımızın yeniden tehdit altında kalmaması için ortak bir kararlılık sergilendi.

Genel olarak bu görüşme, bölgemizin iradesinin tanınması ve gücümüzün fark edilmesi açısından oldukça yapıcı ve sonuç alıcıydı.

 

 

Aynı gün Şam’a bağlı güçler Halep’in Eşrefiye ve Şêxmeqsûd mahallelerinde ağır silah ve dronlarla saldırdı. Bu saldırıları kimlerin organize ettiğine dair elinizdeki bilgiler neler? Türkiye’ye bağlı gruplar, geçici Suriye hükümetine bağlı güçler ya da Şam yönetimiyle Türkiye destekli unsurlar arasında bir koordinasyon mu söz konusu?

Eşrefiye ve Şêxmeqsûd’da yaşayan halkımızın ve iç güvenlik güçlerinin saldırılara karşı sergilediği duruş takdire şayandır. Ortaya konan irade, dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı nasıl bir tutum sergileneceğini net biçimde ortaya koydu. Eşrefiye ve Şêxmeqsûd halkını ve iç asayiş güçlerini kutluyorum.

Bu saldırılar, hem Kuzey ve Doğu Suriye’de gerçekleşen görüşmeleri hem de ertesi gün yapılacak Şam toplantısını engellemeye yönelikti. Ancak gereken cevabı aldılar.

Bu tür saldırıların amacı, Kuzey ve Doğu Suriye’deki istikrarı bozmak ve halkı sindirmektir. Ancak halkımızın direnci ve güvenlik güçlerinin kararlı tutumu, Eşrefiye ile Şêxmeqsûd’un kendini koruyabilecek kapasitede olduğunu gösterdi.

 

 

7 Ekim’de Şam’da Tom Barrack’ın katılımıyla geçici Şam hükümeti ve Özerk Bölge temsilcileri ortak bir toplantı yaptı. Bu görüşme, bir gün önceki toplantının devamı olarak mı planlandı, yoksa Halep’teki çatışmaların ardından acil biçimde mi gündeme geldi?

Şam’daki toplantı, Kuzey ve Doğu Suriye’de yapılan görüşmenin bir devamı niteliğindeydi. Zaten buluşma, önceki toplantının hemen ardından kararlaştırılmıştı. Görüşmede birçok önemli gündem ele alındı.

Öncelikle Suriye genelinde askeri güçler arasında nasıl bir birlik oluşturulacağı ve ülke genelinde istikrarın nasıl sağlanacağı tartışıldı. Halep’te Eşrefiye ve Şêxmeqsûd’a yönelik saldırılar, Dêrazor, Deyr Hafer ve Tişrîn Barajı’na yapılan saldırılar geniş biçimde değerlendirildi.

Özellikle Eşrefiye ve Şêxmeqsûd konusunda daha önce varılan anlaşmanın uygulanması ve geçici Şam hükümetinin egemenliğini tanımayan grupların kontrol altına alınması yönünde mutabakata varıldı. Ayrıca, Kuzey ve Doğu Suriye dahil olmak üzere tüm Suriye genelinde bir ateşkesin sağlanması konusunda anlaşmaya varıldı.

Tom Barrack ve CENTCOM Komutanı Brad Cooper’ın katıldığı görüşmede, tarafların aynı masa etrafında oturup konuştuğu sürece her sorunun çözülebileceği görüldü. Karşılıklı güven duygusu pekişti ve görüşmelerin sürdürülmesi konusunda fikir birliği sağlandı.

Suriye genelinde halkların huzur içinde yaşayabilmesi için gerekli görüşmeleri yürütecek komitelerin yeniden oluşturulması ve bu sürecin hızlandırılması kararlaştırıldı. Toplantıda askeri, siyasi ve toplumsal sorunların çözümüne dair kapsamlı görüşmeler yapıldı.

Kısaca, bu görüşmenin temel gündemi Eşrefiye ve Şêxmeqsûd’a yönelik saldırıların tekrarlanmaması ve Suriye genelinde istikrarın sağlanması için somut adımların belirlenmesiydi.

 

 

Toplantıların ardından “tüm cephelerde kapsamlı ateşkes” ilan edildi. Bu ateşkes hangi bölgeleri kapsıyor, denetimi nasıl yapılacak ve uluslararası güçler bu süreçte nasıl bir rol oynayacak? Özerk Bölge güvenlik güçleri bu ateşkesin sürdürülebilirliği için ne tür adımlar atacak?

Ateşkes yalnızca Kuzey ve Doğu Suriye’yi değil, Halep’i de kapsayarak Suriye topraklarının tamamına yayılıyor. Saldırılar halkı korkutmayı ve mevcut çelişkileri derinleştirmeyi amaçlıyordu. Ancak Tom Barrack ve Brad Cooper, Amerika ve Batılı güçler adına yaptıkları açıklamalarda, geçmişte yaşanan çatışmaların tekrarlanmaması gerektiğini ve yeni bir çatışmanın sorunu derinleştireceğini vurguladılar.

Biz de hem kendi tarafımız hem de geçici Şam hükümeti adına, ateşkesi ihlal edecek herhangi bir girişimin uluslararası güçlerce denetlenmesi gerektiğini belirttik. Uluslararası koalisyonun bu süreçte belirleyici bir rol üstleneceğine inanıyoruz. Koalisyon güçleri zaten bölgede bulunuyor.

Ateşkese karşı herhangi bir hamlede, uluslararası güçlerin derhal soruşturma başlatması ve saldırıların nedenini araştırması gerektiği vurgulandı. Ateşkesin sorumluluğunu ve denetimini uluslararası güçler üstlendi.

Bu sürecin taraflar arasında daha güçlü bir diyalogun gelişmesine zemin hazırlamasını bekliyoruz. Uluslararası koalisyonun görev ve sorumlulukları da net biçimde belirlendi.

 

foto:AFP

 

Şam’daki toplantıda QSD’nin “Kürtlerle sınırlı özerk yönetim” önerdiği ve bunun karşılığında Reqa ile Dêrazor’un iadesini gündeme getirdiği iddia edildi. Aynı toplantıda YPJ’nin durumunun da tartışıldığı söyleniyor. Bu iddialar doğru mu, toplantıda bu konular ele alındı mı? YPJ konusunda QSD’nin, ABD’nin ve HTŞ’nin tutumu neydi?

Hayır, Şam’daki toplantıda Kürtlere sınırlı bir özerk yönetim ya da karşılığında Dêrazor’un iadesi gibi bir konu kesinlikle gündeme gelmedi, tartışılmadı. Toplantıda kurumların ve güçlerin durumu genel hatlarıyla ele alındı ancak detaylı bir değerlendirme yapılmadı. Bu konunun, savunma komitemiz ile geçici Şam hükümeti yetkililerinin ilerleyen süreçte yapacağı görüşmelerde ayrıntılı biçimde ele alınması kararlaştırıldı.

QSD ve YPJ’nin genel ordunun bir parçası olarak, kendi bölgelerinde kalıp güçlerini koruyarak bölgesel savunmayı sürdürmeleri yönünde bir çerçeve tartışıldı. Bu yaklaşım, Suriye’nin birliğini zedelemeyi değil, tam tersine istikrarı güçlendirmeyi amaçlıyor. Halkımızın ve askeri güçlerimizin örgütlü bir şekilde kendi bölgelerini savunması, Suriye’nin genel güvenliği açısından da büyük önem taşıyor.

YPJ olarak biz, hem Kuzey ve Doğu Suriye’de hem de Suriye genelinde kadınların korunması ve özgür yaşamının sağlanmasını en temel görevimiz olarak görüyoruz. Aynı zamanda bu misyonu toplumun ve kadınların güvence altına alınmasının garantisi olarak değerlendiriyoruz. Bugüne kadar bu sorumluluğu nasıl yerine getirdiysek, bundan sonra da aynı kararlılıkla sürdüreceğiz.

Bu toplantıda genel başlıklar üzerinden tartışmalar yürütüldü. Günü geldiğinde YPJ’nin konumu ve rolüyle ilgili detaylı görüşmelerin de yapılması planlanıyor.

 

 

Şam’a bağlı gruplar 10 Mart ve 1 Nisan anlaşmasını birçok kez ihlal ediyor. İhlallerin yapılmaması için yeni bir güvenlik mekanizması oluşturuldu mu, ihlaller raporlaştırılacak mı? Örneğin; uluslararası güçler ateşkesi denetleyecek mi?

Şam’daki toplantıda özellikle 10 Mart ve kısmen 1 Nisan anlaşmaları detaylı biçimde ele alındı. Her iki taraf da bu çerçevede tartışmalar yürüttü. 10 Mart anlaşmasının ardından diyalog ve komitelerin bir araya gelip çalışması gerekiyordu. Ancak geçici Şam hükümetinin yaklaşmaması ve anlaşmaya yeterince değer verilmediği yönündeki eleştiriler gündeme geldi. Aynı şekilde karşı tarafta Kuzey ve Doğu Suriye tarafının 10 Mart anlaşmasına yeterli önemi vermediği suçlamasını getirdi.

Toplantıda, bu komitelerin toplanarak sorunları adım adım çözmesi konusunda mutabakata varıldı. Anayasa, seçimler, merkezi olmayan yönetim modeli ve askeri düzenlemeler gibi konular üzerinde komiteler vasıtasıyla görüşmeler yürütülecek. Bu süreçlerin sonucunda Suriye’nin genelinde uygulanacak yönetim biçimi netleşecek.

Ayrıca, Kuzey ve Doğu Suriye kurumlarının ve askeri yapılarının varlığını sürdürmesi ile bunların genel ordunun bir parçası olması ve ademî merkezî (merkezi olmayan) bir sistemin kurulması sıkça tartışıldı. Biz de 13 yıldır bu hedef için çalışıyoruz ve bunun Suriye’nin parçalanması anlamına gelmediğini, aksine herkesin kendi rengini koruyarak Suriye içinde yer almasının ülkeyi güçlendireceğini vurguluyoruz.

 

foto:AFP

 

Türk devleti ve Şam’ın “QSD’nin orduya entegre olmaması ve silahlarını teslim etmemesi” durumunda ortak saldırı hazırlıkları yaptığı iddiası dolaşıyor. Bu ihtimali nasıl yorumluyorsunuz?

Türkiye’ye bağlı ya da denetiminde hareket eden grupların Halep, Tişrîn Barajı ve Deyr Hafer’deki saldırıları bölgede ciddi istikrarsızlık yaratıyor. Sadece o yerler için değil, tüm bölgelerimiz için büyük bir tehdit oluşturuyorlar. Biz ilk günden beri gösterdiğimiz direnişle ne bireysel ne de toplumsal olarak teslim olmayı kabul etmedik. Tehdit ve şantajlara boyun eğmedik.

Bizim önerimiz QSD’nin doğrudan Suriye ordusuna katılmasından ziyade, QSD’nin Suriye ordusu için bir model olmasıdır. Mevcut Suriye ordusunda disipline, hukuka uymayan başıboş gruplar var. Oysa QSD ve YPJ eğitimli, deneyimli, donanımlı ve disiplinli güçlerdir. Bu iki güç, Suriye genelinde bir model oluşturarak ülkenin güvenliğinde önemli bir rol oynayabilir. QSD ve silahlı güçlerimiz bizim güvenliğimizin ölçüsüdür. Tartışmalar gösteriyor ki kendi gücümüzü kabul ettirebilir ve diyaloğu sürdürerek özgünlüğümüzü koruyabiliriz.

Yasalar ve hukuk çerçevesinde, Kuzey ve Doğu Suriye’nin güvenliğinde oynadığımız rol, ihtiyaç halinde Suriye genelinde de önemli katkılar sunabileceğimizi gösteriyor. En makul model, farklı etnisite ve kesimlerin kabul edeceği örgütlenme biçimi olarak QSD ve YPJ’dir. Toplum açısından bu kabul, bütün değerlerin ve kazanımların korunması demektir. Bu esaslar doğrultusunda çalışmalarımız devam edecektir.

Eşrefiye, Şêxmeqsûd ve genel olarak Kuzey ve Doğu Suriye halkına bugün ne söylemek istersiniz?

Bütün Kuzey ve Doğu Suriye halkımıza, özellikle Eşrefiye ve Şêxmeqsûd halkına çağrım şudur: Bugünkü istikrarsız ortama karşı öz savunmanızı geliştirin, örgütlenin ve eğitime önem verin. İstikrarsızlık yaratmak için yapılan saldırılar, halkı huzursuz etmek, karışıklık ve nifak çıkarmak amacı taşıyor. Buna karşı daha bilinçli, akılcı ve örgütlü bir savunma öne çıkarmalıyız. Her alanda yürütülen yok etme, inkar ve huzursuzluk politikalarına karşı halkımız bilinç, irade ve örgütlenme ile cevap vermeli, akıllı bir savunma geliştirmelidir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.